Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, "2018'e yüzde 7 tüketici enflasyon hedefiyle başlayan sarayın yılı yüzde 20.3 enflasyonla tamamladığını" söyledi.
'TÜRKİYE, DÜNYADA ENFLASYONU EN YÜKSEK 10 EKONOMİ ARASINA GİRMEYİ BAŞARDI'
Bunun 2002'den sonra başlayan AK Parti döneminin en yüksek yıllık enflasyonu olduğunu söyleyen Öztrak, "2018'de yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayacaksınız, yıl sonunda yüzde 20.3 enflasyonu 'tutturduk' diye sevineceksiniz. Bu olsa olsa sarayda içilen 4 bin liralık çayların, efulilerin, ejder şerbetlerinin ve badem unlarıyla pişen yemeklerin yan etkisidir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hayal olurken, Türkiye, dünyada enflasyonu en yüksek 10 ekonominin arasına girmeyi başardı" diye konuştu.
Aynı dönemde üretici enflasyonunun yüzde 33.6 olarak gerçekleştiğini, bunun da AK Parti'nin iş başına geldiği 2002'den bu yana en yüksek enflasyon oranı olduğunu iddia eden Öztrak, şunları kaydetti:
'İKTİDAR ÇEVREYE İHANETTEN VAZGEÇSİN'
Alışveriş poşetlerinin parayla satılmasını eleştiren Öztrak, "Saray, vatandaştan 25 kuruş poşet parası toplayıp, çevreyi koruyacakmış. Bir yandan İngiltere'den en çok plastik çöp ithal eden ülkelerden biri olacağız, diğer yandan da 'çevreciyiz' deyip plastik poşeti vatandaşa parayla sattıracağız. Bu işi böyle götürmek mümkün değil. Bu iktidar çevreyi korumakta samimiyse, önce çevreye ihanetten vazgeçecek" diye konuştu.
"Saray yandaşları, ülkenin tüm doğal güzelliklerini, derelerini, ormanlarını, şehirlerini rant için talan ederken, kimse bu poşet parasının çevreyi korumak için çıkarıldığını bize anlatmasın" diyen Öztrak, vatandaşın daha fazla mağdur olmaması için poşet kullanmayan vatandaşı ödüllendirecek bir yöntemin getirilmesini istedi.
İşsizliğin 2018'de yüzde 7.2'ye indirilmesinin hedeflendiğini anımsatan Öztrak, şimdi bunun yüzde 11.3'e çıkacağının söylendiğini aktardı.
'2023 HEDEFLERİ HAYAL OLDU'
"Bu ucube tek adam parti devleti rejiminin millete hiçbir faydası olmaz, ancak zararı olur" diyen Öztrak, tartışmanın, denetimin, fren ve denge mekanizmalarının olmadığı bir sistemin, vatandaşa hayır getirmeyeceğinin ekonomide görüldüğünü savundu. Öztrak, bütün bu rakamların, 2023 hedeflerinin de hayal olduğunu gösterdiğini ileri sürdü.
Şu anda anayasa ve mevzuata göre orta vadeli programa ve bütçeye dayanak teşkil etmesi gereken TBMM'de kabul edilmiş bir planın olmadığını savunan Öztrak, "11. plan yok, Meclisten geçmedi. Plan olmadan çıkarılan orta vadeli program ve bütçeye anayasamıza ve yasalara uygun hazırlanmayan bir bütçedir. Gayrimeşru doğmuştur. Plan olmadan bütçeye onay veren kibir ittifakının Meclis grubu, TBMM'nin de hukukuna sahip çıkmamıştır." dedi.
Öztrak, hukuk devleti bitirildikçe ekonominin ne hale geldiğinin görüldüğünü, ülkede artan belirsizliğin ve istikrarsızlığın ekonomiyi derin bir krize sürüklediğini öne süren Öztrak, sanayide oldukça sert bir daralmanın olduğunu, tarımda ve hayvancılıkta sorunların yaşandığını, "devletle iş yapan, ancak sarayın havuzuna giremeyen" müteahhitlerin haklarını alamadığını, işçilerin ücretlerini veremediğini iddia etti.
Ekonominin "dolar kolik" hale getirilmemesi, dolarla yapılan ihalelerin, Türk Lirası'na çevrilmesi konusunda uyarıda bulunduklarını anımsatan Öztrak, iktidarın dolar ve euro üzerinden ihale dağıtmaya devam ettiğini, en son Aydın-Denizli otoyol ihalesinde euro üzerinden ciddi gelir garantileri verildiğini savundu.
'DOLAR VE EURO İLE İHALE DAĞITILIYOR'
"Yerli ve milli paramızı kullanalım diye millete talkımı veriyorlar, sonra da yandaşlarına geliri dövizle garantili ihale dağıtıyorlar. Bu da yetmiyor, hem vatandaşa 'dövizini bozdur, kendi parana güven' diyorlar hem de vatandaştan dövizle borç alıyorlar" diyen Öztrak, bu ihalelere vatandaşın yeterince ilgi göstermediğini savundu.
Merkez Bankasının her yıl nisan ayında yapılması gereken olağan genel kurulunun, Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan bir kararla ocak ayına çekildiğini hatırlatan Öztark, şunları kaydetti:
"Öyle anlaşılıyor ki, bu genel kurul sonrasında Merkez Bankasının 2018 kârı Hazine'ye aktarılacak. Anlaşılan sarayın aklına geçtiğimiz yıl Türk Lirası'nın değer kaybı nedeniyle oluşan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kârını seçimin finansmanı için kullanmak gelmiş. Ancak bu girişimin Merkez Bankasının bağımsızlığına vereceği hasarı hesap edememişler. Siyasilerin isteği üzerine, olağanüstü genel kurul toplayan bir banka yönetiminin, yarın para politikası araçlarını siyasilerden ne kadar bağımsız kullanacağının takdirini ben kamuoyuna bırakıyorum. Dünya da bunu bu şekilde yorumladığı için dün akşam Türk Lirası'nın değerinde yaşanan hareketliliği izledik. Bu cin fikirler, geçmişte de denenmiştir. Sonuç, yüksek enflasyon, krizin daha derinleşmesi ve hüsran olmuştur".
'TÜRKİYE, IMF KAPISINA SÜRÜKLENİYOR'
Öztrak, açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İYİ Parti ile yürütülen ittifakta gelinen aşamanın sorulduğu Öztrak, müzakerelerin olumlu bir şekilde devam ettiğini söyledi.
'EKONOMİNİN TARTIŞILMASI İSTENMİYOR'
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'ye yönelik 'terör örgütleriyle iş birliği içinde' ifadelerini nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Öztrak, Erdoğan'ın seçimlere kadar ekonominin tartışılmasını istemediğini, bu nedenle CHP'yi suçladığını savundu.
"Enflasyon rakamlarının düşük gösterildiği iddiaları"nın da sorulduğu Öztrak, "Gerçek enflasyon, bunun çok üstünde. Bu makyajlanmış bir rakam. O nedenle buna dayanarak yapılacak bir maaş düzenlemesinin ne memurun ne de emeklinin derdine derman olmayacağı açıktır" karşılığını verdi.