"Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye açtığı ekonomik savaş sonrasında Avrupa Birliği cephesinden önemli haberler yağmaya başladı. Önce Avrupa Parlamentosu, ardından Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier, Almanya Şansölyesi Angela Merkel ardından da İtalyan siyasetçilerden Türkiye'ye destek mesajı geldi. Yumuşama sembolü sayılabilecek bir hamle atan Türkiye'nin de Yunan askerlerini serbest bırakması da sanki paketi tamamlayan bir gelişme oldu. Tabii, Yunan askerlerinin serbest bırakılmasının ardından Yunanistan'dan da (Türkiye'ye yönelik) sıcak mesajlar gelmeye başladı. Özellikle de eski Genelkurmay Başkanı ve şimdiki Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Yunanistan'a davet edilmesinin de ilişkilerin seyrine ilişkin ciddi bir mesaj niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Yani önümüzdeki dönemde Türkiye ve AB'nin ABD'ye karşı kendilerini aynı kampta görerek daha yoğun şekilde birlikte hareket edeceğini düşünüyorum."
İlişkilerin olumlu gidişatının konjonktürel olmayacağını öngören Baydarol "Çünkü özellikle Almanya'nın yaptığı açıklamalara bakarsanız, Türkiye ekonomisindeki zafiyetlerin kötüye gitmesinin Almanya'nın çıkarlarına ters olduğu ortaya koyuldu. Dolayısıyla burada karşılıklı bir çıkar ilişkisi söz konusu. Bu sebeple ben en azından Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize meselesi konularında pozitif adımlar atılmasını bekliyorum" diye konuştu.
Baydarol "ABD, sadece Türkiye'ye değil AB'ye de bir ticaret savaşı açmış durumda. Öte yandan son 15 yıldır ben ‘Türk ekonomisinden değil Türkiye'deki ekonomiden bahsedelim' diye bir cümle kullanıyorum. Çünkü şu an Türkiye'de, özellikle ihracatın yaklaşık yüzde 50'sini gerçekleştiren 22 bin tane yabancı şirket var. Bunların yüzde 70'i AB menşeli, 6 bini Almanya menşeli. Dolayısıyla Türkiye ekonomisindeki bozulmalar doğrudan bu şirketler, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin çıkarlarıyla bağlantılı. Keza, bankacılık sistemine baktığımız zaman pek çok büyük Avrupa Birliği bankasının, özellikle Fransa ve İtalya menşeli olanlar, Türkiye'deki bankalara sendikasyon kredisi verdiğini ve dolayısıyla Türkiye'deki bankaların ödeme güçlüğü içerisine girmesinin bu bankaları ne gibi bir duruma sokacağının hesaplanamadığı bir ortam söz konusu" diye konuştu.
‘TÜRKİYE'NİN POLİTİKA DEĞİŞİMİ AVRUPA'NIN KABUSU OLABİLİR'
Baydarol "Bütün bunlar alt alta yazıldığı zaman Türkiye ve Avrupa Birliği'nin çıkarları iç içe gözüküyor. AB açısından Türkiye'nin NATO'dan çıkma ihtimali de çok daha korkutucu bir durum. Türkiye'nin özellikle Suriyeli göçmenler konusunda izleyeceği yol, savunma politikalarındaki olası bir değişim Avrupa'nın kabusu olabilir. Tam da bu sebeple ben Türkiye-AB arasında konjonktürel iyileşme değil yeni dönemin açıldığını düşünüyorum. İdealizm yok. Bunlar reel politikanın getirdiği yeni çıkar dengeleri ve bunun hesaplanmasının sonucu" diye ekledi.