EKSEN

‘Brunson’un gerçekten serbest kalmasını isteyen ABD böyle davranmazdı‘

Metehan Demir’e göre ABD, Türkiyeli bakanlara yaptırım kararı alarak eşi benzeri görülmemiş bir adım atarken, Türkiye’nin son dönemde Rusya ve Çin ile ilişkileri düşünüldüğünde perde arkasında farklı bir süreç yaşanıyor olabilir. Demir karşısında birden fazla ABD gören Türkiye’nin daha mutedil davranmaya çalıştığını söyledi.
Sitede oku

Erdoğan, talimat verdi: Türkiye'den ABD'li bakanlara misilleme
Türkiye-ABD ilişkilerinde ipler, 2016 darbe girişiminden bu yana hapiste tutulurken geçen hafta ev hapsine alınan papaz Brunson başlığı altında iyiden iyiye gerildi. Ankara ve Washington arasında Brunson ismi etrafında dönen pazarlıklara dair haberler ortalığa saçılırken, beklentileri karşılanmayan Trump yönetimi iki Türk bakana yönelik yaptırımlar açıkladı. Meselenin çözümü, iki NATO müttefiki arasındaki mesajlar ve olası gelişmeleri superhaber.tv sitesi yazarı, gazeteci Metehan Demir ile konuştuk…

‘SÜRECİ ÇIKMAZA SOKAN ABD, EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ADIM ATTI’

Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi krizlerin zaman zaman yaşandığı ancak ABD’nin Türkiyeli bakanlara yaptırım kararı alarak eşi benzeri görülmemiş bir adım attığı söyleyen Demir’e göre ABD süreci çıkmaza sokarken, Türk tarafı ise işi sağduyuyla halletmek istiyor:

'ABD ile gerginlik Türkiye'deki tatil fiyatlarını düşürdü'
’’Bir kere şunu net olarak ortaya koymak lazım. Türk-Amerikan ilişkileri tarihinde çok ciddi krizler yaşanmıştır ve bu da tarihe not düşürecek derecede önemli, üzerinde sonradan çok konuşulacak ve şu anda ciddi anlamda çözüm bekleyen bir kriz. ABD eşi benzeri görülmemiş bir adım attı. Diplomasi alanında son dönemde gerek askeri alanda gerek diplomasi alanında çok ciddi krizler yaşandı ama bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin kabinesinden İçişleri ve Adalet Bakanlarına yönelik yaptırım kararı, onların isminin uluslararası alanda gündeme getirilmesi tabii Türkiye için çok ciddi tepki verilmesi gereken bir durum. ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını da beklemek gerekiyor. Tabii, burada özellikle ABD Başkan Yardımcısı Pence’in başlattığı bu süreçle ABD, süreci tamamen çıkmaza sokmuş durumda. Tabii Türk tarafı bir sağduyuyla işi götürmek arzusunda. Özellikle Berat Albayrak'ın da açıklamalarına dikkat çekmek istiyorum. Albayrak’ın Türk-ABD ilişkilerinin köklü olması, bugünden yarına değil de geniş vadede bakılması gerektiğine ve ilişkilerin kopması diye bir şeyin söz konusu olmayacağıyla ilgili açıklamaları dikkatlice izlenilmeye değer.’’

‘TÜRKİYE’NİN HER ZAMAN KENDİ MİLLİ MENFAATLERİ VAR, BAŞKA BİR ÜLKEYE İTİMAT ETMEMELİ’

Uzman: Türkiye ile ABD arasındaki sorunlarda, kazanan her zaman Türk pragmatizmi oluyor
Türkiye ile ABD arasında yadsınamayacak derecede önemli ilişkilerin olduğunu ancak Türkiye’nin kendi milli menfaatlerine öncelik veren bir ülke olarak başka bir ülkeye itimat etmemesi gerektiğini düşünen Demir’e göre önceden Menbiç’te yaşanan gerginliklere rağmen şu an nasıl ortak devriyeler düzenlenebiliyorsa, Rahip Brunson konusunda da farklı gelişmeler yaşanabilir:

’’Türkiye'nin her zaman öncelikli milli menfaatleri var. Yani Berat Albayrak’ın bahsettiği şekliyle başka ülkelerle bir karı-koca ilişkisinin olması bence söz konusu olamaz. Türkiye'nin bir tek kendisi vardır, bir başka ülkeyle doğrudan, yani köklü ilişkileri olabilir, müttefiklik ilişkileri olabilir ama bir ailevi bağ anlamında ben Türkiye'nin kendisinden başka kimseye itimat etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Fakat şu var; tabii Türk-Amerikan ilişkilerinde de yadsınamayacak derecede —herhalde Berat Albayrak onları kastetti- yürüyen süreçler de var. Mesela Münbiç. Yani iki ülke arasında kıyamet kopuyordu. Ama şimdiye kadar yirmiden fazla ortak devriye gerçekleştirildi ki hatırlayalım, bundan 4 ay önce Münbiç'te iki tarafın elleri tetiğe gider mi, silaha gider mi, çatışma olur mu tartışmaları varken, bugün ortak devriyeler yürütülüyor. Yani belki bir ay sonrasında Rahip Brunson ile ilgili hiç umulmadık bir gelişme de olabilir.’’

‘ABD DİPLOMATİK OLARAK BÜYÜK HATA YAPIYOR, NEDENİ TÜRKİYE’NİN RUSYA VE ÇİN İLE İLİŞKİLERİ OLABİLİR’

ABD'li uzmandan 'Türkiye'ye yaptırım' yorumu: İki keskin nişancı mermisi
Demir, ABD’nin Türkiye’de yürüyen devlet sistematiğine doğrudan müdahaleyi akla getirecek şekilde hareket ederek diplomatik olarak büyük yaptığını söylerken, bu hareketlerin nedeninin Rusya ve Çin ile geliştirilen ilişkiler olabileceğini söyledi:

’’ABD bence şu konuda diplomatik olarak büyük bir hata yapıyor, Rahip Brunson'a ev hapsi verildikten sonra bir hafta içerisinde bırakılması, hemen bırakılması, bırakılmaması halinde yaptırımların uygulamaya başlanması Türk hukuk sistemine, Türkiye'de yürüyen devlet sistematiğine doğrudan bir müdahaleyi akla getiriyor. Bu da doğal olarak Ankara'da bir irritasyon yaratıyor. Bazıları bunu Rahip Brunson'la ilgili Mike Pence merkezli hassasiyete bağlarken bazıları da Türkiye'nin tamamen uluslararası alanda yoğun bir baskıyla karşılaşarak bir panik içine sokmak amaçlı diye yorumluyor, özellikle son dönemde Rusya ve Çin'le ilişkilerinden dolayı.’

‘ABD’NİN ÇIKIŞI SADECE BRUNSON’DAN KAYNAKLANAN BİR HASSASİYETLE İLGİLİ OLMAYABİLİR’

Türkiye’nin son dönemde Rusya ve Çin ile geliştirdiği ilişkilere değinen Demir’e göre ABD’nin çıkışları sadece Rahip Brunson ile ilgili hassasiyetten kaynaklanmıyor olabilir:

Rus uzman: ABD ve Türkiye, ihtilafı tırmandırma niyetinde değil
‘‘Türkiye'nin Çin ve Rusya'yla son dönemde dikkat çeken görüşme trafiği, yapılan zirvelerde gündeme gelen konular, Çin'den temin edilen kredi, S-400 füzeleriyle ilgili ABD tarafında oluşan reaksiyon, ‚onları almayın‘ şeklinde gösterilen tepkiler var. Öte yandan İran'la ilgili ambargo zamanı yaklaşıyor, kasım ayında ortalık karışacak gibi. O döneme kadar Türkiye'nin nasıl bir politika izleyeceği yönünde ABD tarafında endişe olabilir. Bu konuda bir algı hareketi yürütülüyor olabilir. Türkiye'nin kendi para birimiyle Rusya ile ticareti konuşması, 'doları devre dışı bırakalım‘ yönündeki çıkışları var. Bunların tabii hepsini üst üste koyduğumuzda ve buna Türkiye'nin Suriye'deki politikalarıyla ilgili süreçleri de eklediğimizde son yaşanılanlar ABD tarafının sadece Rahip Brunson’dan kaynaklanan bir hassasiyet ile ilgili çıkışı olmayabilir. Çünkü tek başına çıkan bir durum da değil.‘‘

‘PERDE ARKASINDA FARKLI BİR ALGI YÖNETİMİ OLABİLİR‘

Türkiye’nin ABD ile ilişkileri daha sakin bir tonda yürütmek istediğine dikkati çeken Demir, ABD’nin gerçekten Brunson’un serbest bırakılmasını istesemesi durumunda yaptırımları açıklayıp açıklamayacağı sorusunu sordu:

‘ABD, FETÖ veya diğer konularda adım atmazken Türkiye'nin adım atması beklenmemeli'
‘‘Türkiye'deki darbe girişimiyle ilgili ABD'ye hükümet bazında sert çıkışlar olmasına rağmen son dönemlerde —özellikle bugün Berat Albayrak'ın açıklamalarına bakıldığında- Türkiye daha mutedil, sakin bir tonda Türk-Amerikan ilişkilerini yürütmek istiyor. Bugün Çavuşoğlu'nun da açıklamaları vardı. Sanki benim anladığım, Çavuşoğlu bir daha Pompeo ile görüşecek, belki bunu birkaç telefon görüşmesi takip edebilir. Yani yukarıdan, en tepeden bir kriz ABD kaynaklı yürütülüyor, orta seviyede, bakanlar seviyesinde kriz sönümlendirilmeye çalışılıyor. Dikkat edersek, ABD Savunma Bakanı Mattis bu çıkışın daha üzerinden 24 saat geçmeden şunu söyledi: ‘O işler ayrı bu işler ayrı, beraber yürüyoruz‘ dedi. Aslında bakarsak bu ABD yönetimi için büyük bir çelişki. Bir tarafta en tepeden farklı açıklamalar yapılıyor, diğer tarafta Mattis, ‚biz işimize bakıyoruz, o işler askeri ilişkileri etkilemez‘ diyor. Halbuki bir ülkenin kabinesindeki iki bakana yaptırım uygulayan ABD yönetimi açısından düz mantıkla bakıldığında bu tamamen köprünün atılmasıdır. Demek ki bu süreçle ilgili perde arkasında farklı bir algı yönetimi de olabilir. Bunun için biraz sanki beklemek lazım gibi görünüyor. Çünkü ABD, Rakip Brunson'un gerçekten bırakılmasını isteseydi, bu toplumu ‘irrite‘ eden iki tweeti ve Türk bakanlarıyla ilgili yaptırım kararlarını açıklar mıydı?‘‘

‘EĞER BİR PAZARLIK VARSA ABD’LİLER BUNU SÖYLEMELİ‘

Demir, ABD’lilerin Brunson ile ilgili bir pazarlık sürecinden dolayı bu kadar tepki verdikleri iddialarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

‘‘Eğer bir pazarlık varsa Amerikalıların çıkıp bunu söylemesi lazım. Ortaya karanlıkta fısıldamanın ben doğru olmadığını düşünüyorum. Eğer öyle bir şey varsa ABD çıkıp söylesin. Türkiye de eğer öyle bir şey ile karşılaşırsa öyle değil böyle diye düzeltsin. Öyle bir durum olmadığı için şimdi ortaya iki üç spekülasyon atabiliriz. Pazarlık denildiği zaman hukuk sistemini doğrudan zedeleyebilecek düşünce sistematiği de akla geliyor.‘‘

‘RAHİP BRUNSON OLAYI TÜRK-ABD İLİŞKİLERİNİN ÜSTÜNE ÇIKARAK SİSTEMİ KİLİTLEYEN BİR DURUMA GELDİ‘

Türkiye’nin Rahip Brunson’u bir anda bırakamayacağı, eğer bırakırsa uluslararası alanda itibarının zedeleneceğini söyleyen  Demir’e göre bu olay artık Türkiye-ABD ilişkilerinin üstüne çıkarak sistemi kilitler bir pozisyona geldi:

'Türkiye, 1974'ten beri en sert ABD yaptırımıyla karşı karşıya'
‘‘Amerikalılar ‚Türkiye’de hukuk yok‘ diyor ama Amerikalıların da tabii hukuk sistemi ile ilgili, her ülkenin olduğu gibi bir sürü eleştirilecek nokta var. Amerikalılar aslında başka şeyler de iddia ediyor, İsrail basınında da var. Ama dediğim gibi bu iddialarla ilgili özellikle ben hukuka çok riayet edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu an itibariyle düşünürsek ABD derhal Papaz Brunson'u bırakacaksınız diyor, şimdi onunla ilgili verilmiş bir karar var, yanlış hatırlamıyorsam ekim ayında ilk duruşması var. Şimdi ABD bana baskı yaptı, bu baskıya da karşı konulmaz, ben Rahip Brunson'u bırakıyorum derse Türkiye'nin uluslararası alandaki itibari çok ağır zedelenir. Türkiye'nin derhal bırakıyorum diyebileceği bir sistematiği yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde eğer hukuktan bahsediyorsak, yani pazarlık olduğunu iddia edenler var ama, hukuktan bahsediyorsak bunu söylemek çok zor. Yani inanılmaz bir açmaza girdi konu. İnanılmaz. Çünkü Rahip Brunson Türk-Amerikan ilişkilerinin üstüne çıkarak tüm sistemi kilitleyen bir hale geldi. Aslında şu var, iki bakanla ilgili yaptırım kararının aslında hiçbir getirisi, hiçbir yansıması yok. Süleyman Soylu ya da Abdulhamit Gül bakan olarak ABD'de bir iş yapmıyorlar, ticaretleri yok, şu yok, bu yok. Göstermelik ama bunun verdiği psikolojik tahribat çok iyi düşünülmüş.‘‘

‘TÜRKİYE EKONOMİSİ KIRILGAN, DOLAR TÜRKİYE’YE KARŞI KULLANILAN EN BÜYÜK KOZ HALİNE GELDİ‘

Demir, kırılgan hale gelen Türk ekonomisiyle birlikte dolar kurunun yükselişinin Türkiye’ye karşı kullanılan en büyük koz haline geldiğini ve bunun Türkiye halkının psikolojisini ciddi halde etkilediğini belirtti:

Lira, dolar baskısından nasıl kurtulabilir?
‘‘Dolar bir anda 5.10'lara geldi. Borsa baş aşağı gitti, uluslararası alanda tartışma konusu oldu, ‘Türkiye'de yine mi bu dolar çıkıyor‘ denildi. En büyük sorun, ekonomimizin çok kırılgan bir hale gelmesiyle karşı karşıya kalmamız. Yani olur olmaz bir şeyde dolar olur olmaz bir şekilde artıyor. Şimdi yani bir bekleyip görelim diyen bir piyasa yok. Bugün baktığımız zaman aslında Berat Albayrak'ın açıklamaları gayet mutedil, ‘Merkez Bankası'yla kavga etmeyeceğiz‘ diyor, olmadık en muhalif isimlerle bir araya geliyor, uzmanlarla bir araya geliyor, konuşup not almaya çalışıyor. Zaman bile verilmiyor, o kadar kırılgan bir hale gelmiş ki piyasalar. Dolar, Türkiye'ye karşı kullanılan en güçlü silah haline geldi ve malesef Türkiye'deki bazı kamuoyu araştırmalarına göre Türk insanının en çok moralini bozan şey dövizin artışıymış. Bakanlar meselesinden ziyade Türkiye'nin psikolojisinin bozulmasına Doların artması yetiyor. Magazin programlarına bile yansımış durumda, mesela geçenlerde bir sanatçı euro çok yükselmiş ben yurtdışına gitmem diyor.‘‘

‘POMPEO İLE ÇAVUŞOĞLU İŞİ ÇÖZMEYE ÇALIŞACAKLAR, ERDOĞAN BUNUN NETLEŞMESİNİN ARDINDAN KONUŞACAK‘

Bakanlara getirilen yaptırım kararına rağmen, ilişkilerin bazı kanallardan yürüyeceğini düşünen Demir’e göre şu ana kadar konuyla alakalı bir açıklama yapmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavuşoğlu ile Pompeo arasındaki görüşmelerden sonra durumun netleşmesinin ardından konuşacak:

Pompeo: Türkiye'nin vatandaşlarımızı serbest bırakacağını görmeyi ümit ediyorum
‘‘Diplomatik mütekabiliyet diye bir konu var. Benzer bir adım ABD’li bakanlar için de atılabilir. Bu şaşırtıcı olmaz. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç Ankara'ya davet edilebilir. Yani kamuoyunda bu İncirlik meselesi hep konuşuluyor, onunla ilgili bir şeyler söyleniliyor. Bir de Kürecik Üssü var Malatya'da çok kritik bir üs. Tartışmalarda gözden kaçan önemli noktalardan birisi. Türkiye o konuyla ilgili de bir şeyler söyleyebilir. Çünkü Kürecik dendiği zaman akla hemen İran geliyor. O açıdan ABD'yi rahatsız edecek bazı konularda da adımlar atılabilir. Ama Türkiye bu işten gerçekten aşırı rahatsız oldu, bir de TC vatandaşları için vizeleri askıya aldık dedikleri zaman da aynı durum söz konusuydu. O zaman ben dışişlerinde çok üst düzey ilk üç isimden birisiyle konuştum. Hiçbir anlam veremiyoruz demişti. Hatta şunu sormuştum, bizim iki bakanımıza böyle bir karar alırsa ABD yarın bizim bir bakanımız, dışişleri bakanı olarak Singapur'da Amerikalı muhatabıyla kendi kabınesinin iki bakanıyla ilgili bunlar söylenmişken görüşür mü diye sordum. O da, evet, görüşür dedi. Hani ben bir şahin gibi sorayım dedim bakalım cevabı ne olur diye, o da dedi ki görüşür, çünkü açık ve doğrudan, dolaylı kanalların devam edebilmesi ve ABD'ye şu soruyu sorabilmek için özellikle görüşür dedi: Neden bunu yaptınız, ne hakla bunu yaptınız, bunu yapmanın bir izahını bize yapar mısınız? Çünkü bunların hiçbir izahı olmayan diplomatik saçmalıklar olduğunu söyleyeceğiz dedi. Anladığım kadarıyla hem Pompeo hem Çavuşoğlu bu süreci yürüten, üstlenen kişiler olarak süreci çözmeye çalışacaklar. Şu ana kadar konuşmayan iki isim —Trump'ın twitlerini bir köşeye koyarsak- Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Dikkat edersek normalde Erdoğan çok sert tepki verir bu işlere. Henüz bekliyor, anladığım kadarıyla Mevlüt Çavuşoğlu kendisini bilgilendirecek ve ona göre de bir net politika çerçevesinde konuşacak.‘‘

‘BİR MİSİLLEME PAKETİ ÜZERİNE ÇALIŞILIYOR‘

Türkiye’nin ABD’nin bu işi nasıl yapabildiğini belirlemeye çalışacağını düşünen Demir’e göre Ankara, misilleme paketi üzerinde çalışıyor:

‘‘Mesela ben bir misilleme paketi üzerine çalışıldığını biliyorum. Ama ABD ile önce konuşacağız. Hani bazen hiç beklemediğiniz bir dosttan —gerçi ABD ile çok sıkıntılar yaşandı ama- hiç beklemediğiniz bir bir hareketle karşılaştığınızda bir sorayım bunu bana nasıl yapar diye sormak akla gelir ya, sanırım Türkiye o ruh halinde. Berat Albayrak'ın açıklamalarında Türkiye'nin olabildiğince süreci devam ettirip bu işi çözme taraftarı olduğunu gördüm.‘‘

‘TÜRKİYE, KARŞISINDA BİRDEN FAZLA ABD BULDUĞU İÇİN ZAMAN TANIMA TARAFTARI‘

Metehan Demir son olarak Türkiye’nin ABD’den çok farklı açıklamalar duyup, karşısında birden fazla ABD bulduğunu ve bu yüzden daha itidalli davrandığını söyledi:

AK Partili Ünal: Türkiye, ABD'ye gerekli cevabı verecek
‘‘Türkiye, geçenlerde ülkeye gelen NATO komutanın mesajındaki şeylerin farkında olduğu için ‘ABD'ye bir sakin ol, sinirli ruh hali zamanla geçer, sen de gerçekleri görürsün‘ mesajını vermek için biraz alttan alıyor yoksa Türkiye'nin de vereceği cevaplar olduğunu düşünüyorum. İki hafta önce haber ajanslarına ‘Türkiye S-400 füzelerini Rusya'dan alıyor ama ABD ile de Patriot füzeleri için görüşme yapmaya başladı‘ şeklinde haberler düştü. Aynı ABD ondan bir hafta önce kendi kongresinde ‘yüksek teknoloji silahları Türkiye'ye vermeyelim‘ diye kararlar almaya çalışıyordu. Ama bir hafta sonrasında gerçekten teknolojinin artık en üst seviyesinde kabul edilen Patriot füzelerinin satışı için Türkiye'yle resmi görüşmelere başlanıldığını bizzat ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı, bir büyükelçi söyledi. Yani bunları yan yana koyduğumuz zaman aslında hiçbir rasyonel mantık silsileleri yok. Ama baktığında Türkiye bunu görüyor, yani bir tarafta bunu söyleyen komutanlar var, diğer tarafta Mattis var, ’S-400'lere karşı işte bizden de Patriot alacak’ diyen bir ABD var, ‘öbür tarafta hayır satmayacağım kongreden karar çıkartıyorum’ diyen bir ABD var. Yani Türkiye karşısında birden fazla ABD bulduğu için, eski müttefik ilişkileri en azından çok güçlü olmasa da normal seyrine dönecek diye biraz zaman tanıma taraftarı. Ama işler iyice tırmanırsa bizim büyükelçinin çağrılmasıyla başka bir süreç başlar ama bunun için biraz beklemek lazım.’’

Yorum yaz