AB Konseyi dönem başkanlığını yürüten ülke tek başına AB adına kararlar alamadığı için dönem başkanlığı daha çok sembolik bir anlam taşıyor. AB dönem başkanlığı programını açıklayan Avusturya, AB üyesi olmayan Balkan devletlerini AB'ye yakınlaştırma hedefine yer verirken programda Türkiye'den hiç bahsedilmedi.
TÜRKİYE'NİN, AVUSTURYA'NIN DÖNEM BAŞKANLIĞINDAN OLUMLU BEKLENTİSİ YOK
AB Bakanı Ömer Çelik de 11 Haziran'da yaptığı açıklamada Avusturya'nın 7 camiyi kapatma kararını eleştirmiş ve "İkinci Dünya Savaşı'ndan önce ürettikleri anti semitizmin bir benzeri olacak şekilde İslam düşmanlığı üretiyorlar. Önümüzdeki dönemde Avrupa için çok kaygılıyım. Avusturya'nın AB dönem başkanlığını yok sayıyoruz. Avrupa Birliği değerlerini sahiplenecek bir hükümet görmüyoruz" demişti.
'İLİŞKİLER ZATEN DURMA NOKTASINDA, AVUSTURYA'NIN DÖNEM BAŞKANLIĞINDA DAHA DA KÖTÜYE GİTMEZ'
Avusturya'nın dönem başkanlığında Türkiye-AB ilişkilerinin nasıl şekillenebileceğini Sputnik'e yorumlayan uzmanlar ilişkilerde olumlu bir gelişme yaşanmasını beklemediklerini ifade ettiler.
Baydarol, hükümet yetkililerinin "Avusturya'nın dönem başkanlığını yok sayıyoruz" açıklamalarıyla ilgili olarak da "Resmi seviyede bu açıklamaları yapmak bence yanlış. Çünkü dönem başkanlığı dediğimiz şey semboliktir, onu yok saysanız ne olur, saymasanız ne olur. Sonuçta önemli olan Türkiye'nin AB ile kuracağı ilişkinin kalitesidir. O da maalesef şu anda kötü. O yüzden altı aylık dönemde, hatta bir yıllık dönemde benim çok fazla bir beklentim yok" diye konuştu.
'AB İLE TÜRKİYE ARASINDA PRAGMATİK BİR İŞBİRLİĞİ VAR'
Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Dr. Öğretim Üyesi Sezgin Mercan, AB'nin Türkiye ile son dönemde özellikle mülteci meselesinden kaynaklanan ‘pragmatik' bir ilişki yürüttüğünü ifade ederek "Son zamanlarda AB ile Türkiye arasında pragmatik bir ilişki türü gelişti. Özellikle müzakerelerin tıkalı olduğu koşullarda Türkiye ile AB arasında pragmatik işbirliğinin öne çıktığını, fakat AB ortak politikaları temelinde nitelikli işbirliğinden tarafların uzaklaştığını görüyoruz" dedi.
'ANCAK KRİZ ANLARINDA İŞBİRLİĞİ YAPILIYOR'
Avusturya'nın dönem başkanlığında Türkiye açısından olumlu bir gelişme yaşanmasını beklemediğini ifade eden Mercan, "Avusturya Başbakanı ‘Avrupa'yı koru' diye bir slogan ortaya attı. Burada altmetni okursak Avrupa ülkelerine yönelik ciddi bir güvenlik sorunu var ve Avrupa ülkeleri dışarıdan gelen tehdide karşı dışa kapanabilirler demek, bu slogan bunun yolunu açmış oluyor. Onun dışında Avrupa siyasetinin aşırı sağa kaydığını görüyoruz, Avusturya da bu sağa kayışın sembolik aktörlerinden bir tanesi. Türkiye ile başta Avusturya olmak üzere birçok ülkeyle kriz yaşandı. Bu koşullarda Avusturya'nın dönem başkanlığında Türkiye'ye yönelik bir olumlu girişim olmayacaktır" diye konuştu.
'TÜRKİYE BELLİ BİR MESAFEDE TUTULARAK ÇOK DA KÜSTÜRÜLMEMEYE ÇALIŞILIYOR'
AB içinde ve özelde Avusturya siyasetinde Almanya'nın belli ölçüde belirleyici olduğunu ifade eden Mercan, Almanya'nın Türkiye-AB ilişkilerinin belli bir mesafede sürdürmeyi amaçladığını vurgulayarak "Türkiye'nin belli bir mesafede tutulduğunu ama çok da küstürülmemesine çalışıldığını hatırlamak gerekiyor. Türkiye'nin beklediği 3 milyar euroluk mülteci yardımı vardı, bunun önü açıldı, projeler karşılığında gelecek. Genel olarak rutinin belli ölçülerde korunacağı bir profil göreceğiz ilişkilerde" ifadelerini kullandı.
Türkiye ile AB'nin birbirleriyle ilişkilerinde "bekle-gör" siyaseti izlediğine dikkat çeken Mercan, "Türkiye kendi güvenlik meseleleriyle uğraşıyor, Suriye meselesi devam ediyor. AB kendi içinde bütünleşme sorunları yaşıyor, Brexit süreci var, ABD ile ticaret meseleleri var, dolayısıyla kendi sorunlarına odaklanmış durumdalar. Dolayısıyla birbirlerine karşı bekle-gör siyasetini takip edeceklerdir" diye konuştu.