‘ABD, NATO'nun genişlemesi için Makedonya ve tüm bölgedeki istikrarı feda ediyor’

Yunanistan ve Makedonya başbakanları arasındaki ‘isim’ anlaşmasını ve bu anlaşmayla ilgili iki ülkedeki protestoları değerlendiren uzmanlar, ABD’nin NATO’yu genişletmek için Balkanların istikrarını feda ettiği kanısında.
Sitede oku

Yunanistan ile Makedonya 'tarihi' isim anlaşmasına imza attı
Üsküplü profesör Aleksandar Dastevski, anlaşmanın sadece Makedonya'ya yükümlülük kabul ettirirken Yunanistan'a da hiçbir yükümlülük yüklemeden sadece hak kazandırdığını belirtti. Sputnik'e konuşan Dastevski, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

'ANLAŞMA, MAKEDONYA İÇİN AŞAĞILAYICI'

"Üsküp'e dayatılan koşulların hayata geçirilmesi referandumun yapılması ve mevcut Anayasa'ya değişikliklerin girilmesini gerektirecek. Tüm bu koşulların yeni yıla kadar hayata geçirilmesi gerekiyormuş ama Makedon muhalif anayasa değişikliklerine karşı çıkıyor. Yunanlar, Anayasa'nın Giriş kısmının değiştirilmesini talep ediyor. Henüz bu kısmın kısmen mi tamamen mi değiştirilmesi gerektiğini bilmiyor. Bu arada Anayasa'nın Giriş kısmı, Makedonya devleti ve Makedon Dili'ni belirleyen metin. Bu metnin içinde (İlinden İsyanı sırasında 1903'te kurulan kısa ömürlü) Kruşevo Cumhuriyeti ve Makedon devleti ile Makedon dilinin ilan edildiği Makedonya Anti Faşist Halk Kurtuluş Konseyi'nin ilk toplantısı yansıtıldı. Bu bağlamda anlaşma, Makedonya için aşağılayıcı. Dünyanın başka hiçbir yerinde, anayasayı yeniden yazmak gibi bir uygulama yok. Bunun mümkün olmadığını düşünüyorum".

Makedonya'daki protestolarda Rusya bayrağı açıldı
Makedonya'nın anlaşmaya uygun olarak Anayasa'yı yıl sonuna kadar değiştirmeyi kabul etmesi durumunda bile yeni isim teklifinin Yunan parlamentosunda oylanması gerektiğini hatırlatan Dastevski, "Oysa Bağımsız Yunanlar partisinin lideri ve Savunma Bakanı Panos Kammenos, vekillerinin ‘Kuzey Makedonya Cumhuriyeti' ismi için oy vermeyeceğini açıkladı, çünkü partisi prensip olarak eski Yugoslavya cumhuriyetinin isminde ‘Makedonya' yer isminin kalmasına karşı" dedi.

Anlaşmanın çok sayıda soruna yol açtığını ve bu sorumların çözümü için zamanın ayrılmadığını dile getiren profesör, "Eğer bu anlaşma Makedon ulusal kimliği ve dilinin geleceğini belirliyorsa ciddi komisyonun kurulması, her şeyin titizlikle incelenmesi gerekiyor. Böyle bir çalışma en az 5 yıl alır" yorumunda bulundu.

Dastevski'nin görüşüne göre, Yunanistan ile isim sorununun çözümüne onurla yaklaşılması, hükümetin muhalefet ve cumhurbaşkanıyla uzlaşı bulması gerekiyordu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Makedon mevkidaşı Zoran Zaev arasında imzalanan anlaşma ise Makedonların ulusal onurunu aşağılıyor.

'BU AŞAĞILAYICI ANLAŞMA ÜSKÜP'Ü AB'YE SOKMAYACAK'

Bu aşağılayıcı anlaşmanın Üsküp'ü Avrupa Birliği'ne sokmayacağını söyleyen profesör, "AB'den gelen bilgiye göre söz konusu sadece müzakere tarihinin verilmesi, cumhuriyetin AB'ye üye olması ise en erken 15 yıl sonra bekleniyor. Yani Avrupa entegrasyonu anlamında bu anlaşma kesinlikle hiçbir şey kazandırmıyor" ifadelerini kullandı.

'ANLAŞMA BÖLGEDEKİ ÇATIŞMA POTANSİYELİNİ ARTIRDI'

Sırbistan'ın Kosova ve Metohya'dan sorumlu eski devlet sekreteri Dusan Prorokovic, ‘Kuzey Makedonya' örneğinin bir kez daha ABD ve AB'nin ısrar ettiği çözümlerin, uluslararası arenadaki gerilimin gerçekten azalmasına yardımcı olsa da kesinlikle bölgedeki çatışma potansiyelini artırdığını söyledi.

Zaev: Ülkemizin yeni ismi Kuzey Makedonya Cumhuriyeti
Prorokovic, "Her şey oldukça açık. ABD, Rusya'yı karmaşık ilişkiler ve Ortadoğu'daki gerilimin artma olasılığı bağlamında, tarafsız bölgeler üzerinde total jeopolitik kontrol elde etmek istiyor. Bu amaca ulaşmanın en iyi yolu, ABD'yi ilgilendiren ülkeleri NATO'ya almak. İç sorunların katlanarak büyümesinden yorulan Avrupa Birliği'nin de kendi Balkan politikasına gücü kalmıyor ve birlik sadece itaatle ABD'nin çizgisini takip ediyor" dedi.

'TÜM BUNLAR NATO YOLUNU TEMİZLEMEK İÇİN YAPILIYOR'

Makedonya önümüzdeki yıl NATO'ya dâhil olabilir
Halihazırda Makedonya'ya uygulanan baskının Karadağ'ın NATO'ya girişi sırasında da gözlemlendiğini dile getiren Sırp politikacı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karadağ'da da halkın büyük kısmının açık bir biçimde destek vermemesi göz ardı edildi ve NATO üyeliği kararı referandum bypass edilerek alınmıştı. Ayrıca Belgrad ve Priştine arasındaki görüşmeleri hatırlatıyor. Bu görüşmeler sırasında Sırbistan'a inatla nüfusunun büyük kısmı için kabul edilemez olan çözüm dayatılıyor. Belli bir anlamda, iç politika sisteminin işlevsel kurallarını değiştirme amacıyla Bosna ve Hersek'e yapılan baskı da bu türden. Tüm bunlar Karadağ, Makedonya, Sırbistan ve Bosna'nın NATO yolunu temizlemek için yapılıyor. ABD'nin Sırbistan'a yönelik planı şöyle görülüyor: Kosova'nın bağımsızlığının tanınmasını elde etmek, Kosova'yı BM'ne hemen ardından da NATO'ya dahil etmek ki bu durumda Belgrad'ın başka seçeneği kalmayacak ve o da ittifaka girmek zorunda kalacak. Bosna için en olası senaryo da Sırp Cumhuriyeti'nin yetkilerini kısıtlamak, NATO'ya katılma gibi konularda karar alma hakkını tamamen merkezi yönetime devretmek. Yani Karadağ halkının büyük kısmı bu sonuçtan memnun değil, Makedonya yeniden sallanmaya başladı, Sırbistan'da işlerin sonu nasıl olacağı belli değil, Bosna'da da her an yeni yangın çıkabilir ve bunlar ABD ve Avrupa Birliği'ni ilgilendirmiyor. Onların bu kadar emin olmasının nedeni tüm bu süreçleri kontrol edip yönlendirebilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Belki de sonuçlar onları ilgilendirmiyordur".

Makedonya Cumhurbaşkanı, ‘yeni isim’ anlaşmasını imzalamayı reddetti
Ancak durumun kontrol altından çıkmaya başladığını söyleyen Prorokovic, "ABD ve AB'nin, Balkanlardaki politik süreçleri, 10 yıl önce yaptıkları şekilde ve aynı hacimlerde yönetmek için artık kaynağı yok. Yunanistan'daki durum karmaşık, gerilim her adımda hissediliyor, gerginlik pandemik boyutlar kazanıyor. Küçücük bir kıvılcımın bile yangına yol açabileceği bir dönemde Yunanlara bu denli acı veren sorunu kurcalamanın bir anlamı var mıydı? Makedonya'yı, varlığı sorgulayan duruma getirecek düzeyde istikrarsızlaştıracaksa NATO'ya itmenin bir anlamı var mı? Üsküp'te ciddi politik krizin çıkması durumunda Arnavutların öylesine oturup durumu izleyeceği beklenebilir mi? Yunanistan ve Sırbistan'ın Tiran Platformu'nun (Büyük Arnavutluk planlarının) hayata geçirilmesini barışçıl bir şekilde gözlemleyeceğini ciddi ciddi düşünen var mı? "

'ABD TAMAMEN KENDİ JEOPOLİTİK ÇIKARLARINA ODAKLANDI'

Çipras ve Zaev arasındaki anlaşmanın sadece bir tek sorunu çözdüğünü ama beraberinde bölge için acılı olan birçok diğer sorunları getirdiğini kaydeden Prorokovic, tamamen kendi jeopolitik çıkarlarına odaklanan ABD'nin, NATO'nun genişlemesi için Makedonya ve belki de Yunanistan'ın istikrarını feda ederek bölgesel güvenlik için olası sonuçları tamamen göz ardı ettiğini belirterek, "İşler kötü giderse Balkanları istikrarsızlaştırmanın hesabını da Avrupa Birliği ödemek zorunda kalacak" dedi.

Yorum yaz