DÜNYA

‘ABD ya PYD yerine başka bir gücü destekleyecek ya da Türkiye'yle doğrudan çatışmaya girecek'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan bu yana ABD'ye yönelik liderlik düzeyinde en sert sözleri sarf ettiği' açıklaması Türkiye ve ABD'nin Suriye'de çatışma ihtimalini gündeme getirdi. Uzmanlara göre, ABD, ya PYD'ye yönelik desteğini kesip bölgede yükselen yeni bir gücün peşine düşecek ya da taraflar çatışmaya girecek.
Sitede oku

‘ABD ve İsrail istihbaratının kontrolündeki terörist unsurlar Türkiye'yi siyasi çözümden uzaklaştırma peşinde'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturma niyetinde olduğu ‘sınır güvenlik güçlerini' yok etme yönünde kararlı oldukları vurgusu yaparak ABD'ye, NATO tarihinde görülmemiş yükselikte bir tonda uyarıda bulundu. Erdoğan, Washington'ı "Kurduğun 30 bin kişilik ordu orada seni tam anlamıyla temsil edemeyecek ve stratejik ortağının karşısında da rezil olacaksın. Bizim tüm müttefiklerimize söylediğimiz şudur: Teröristlerle aramızda durmayın. Katil sürüleri ile aramıza girmeyin. Ortaya çıkabilecek, istenmeyen hadiselerden biz sorumlu olmayız. Terör örgütünün üstlerindeki bayraklarınızı siz kendiniz indirin ki, biz size teslim etmek zorunda kalmayalım. Teröristlerle birlikte olanları toprağa gömmek mecburiyetinde olmayalım" sözleriyle hedef aldı. Türkiye'nin en kısa zamanda Afrin ve Menbiç'e yönelik operasyon gerçekleştireceğine işaret eden Erdoğan "TSK, en kısa sürede Afrin ve Münbiç meselesini halledecektir. Harekat her an başlayabilir. Ardından da sıra diğer bölgelere gelecektir. Tek bir terörist bırakmayana kadar bu operasyonlar sürecek" diye konuştu.

Erdoğan: Bazı kıçı kirliler sınırda bize tehdit sallıyor
‘KIBRIS BARIŞ HAREKATI SÜRECİNDEN BU YANA EN SERT SÖZLER'

Erdoğan'ın sözleri Türkiye'nin, Kıbrıs Barış Harekâtı'na giden süreçten bu yana liderlik seviyesinde ABD'ye yönelik sarf edilen söylemlerin en serti olması itibarıyla önemli. Zira, Bülent Ecevit'in başbakanlık döneminde Türkiye'nin adadaki Türk toplumu korumak ve adayı Yunanistan'a bağlama amacı taşıyan "enosis" politikasını engellemek amacıyla başlattığı harekâta giden süreçten bu yana iki ülke bu denli sert bir şekilde karşı karşıya gelmemişti. Erdoğan'ın açıklamalarını önemli kılan bir diğer nokta ise, Türkiye ve ABD'nin sahada doğrudan karşı karşıya gelme ihtimalinin hızla artması oldu. Zira ABD'nin bir diğer NATO ülkesi olan Türkiye'nin sınırında ‘sınır güvenlik gücü' oluşturma kararı ve söz konusu güçlerin Türkiye'nin PKK ile doğrudan bağlantılı olduğu gerekçesiyle "terör örgütü" olarak adlandırdığı YPG'yi de barındıran Demokratik Suriye Güçleri'nden oluşuyor olması, Türkiye ve YPG'ye silah desteği verdiği gerekçesiyle bir süredir gerginlik yaşadığı ABD'nin ilk defa askeri olarak karşı karşıya gelmesine yol açabilir. Peki, Erdoğan'ın açıklamalarını nasıl değerlendirmek lazım?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Bayrağınızı size iade etmek zorunda kalmayalım' minvalindeki açıklamasını, iki ülke gücünün birbirinin karşısında bulunmaması gerektiğine dair bir tavsiye niteliği taşıdığına işaret eden Dış Politika Uzmanı Özdemir Akbal, Sputnik'e yaptığı değerlendirmesinde "ABD, özellikle son iki yılda, siyasi parti olduğu çok tartışmalı olan eline silah alması itibarıyla ‘terör örgütü' olarak adlandırabilecek PYD'nin askeri kanadı YPG'nin yoğun olarak destekliyor. Ellerinde Amerikan bayrağı olan ve kollarında YPG peçi taşıyan Amerikan askerlerinin yürütmekte oldukları faaliyetleri, basın yayın kuruluşları aracılığıyla takip ediyoruz. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu açıklaması yerinde ve doğru açıklama. Ve bu açıklama, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan bu yana en sert ifadeleri barındırıyor" ifadelerini kullandı.

‘ABD’nin YPG’ye hava savunma füzeleri vermesi Suriye, Rus ve Türk orduları için tehdit’
‘RUSYA'NIN TUTUMU BELİRLEYİCİ OLACAK' 

Amacın PYD'nin Akdeniz'e ulaşmasının engellenmesi olduğuna ancak süreçte pek çok pürüz bulunduğuna işaret eden Akbal "Terör örgütü PYD'nin Akdeniz'e ulaşmasının engellenmesi hedefleniyor. Ancak iş şu noktada düğümleniyor. ABD, PYD'ye terör örgütü olarak destek veriyor. Hatta IŞİD ile mücadele özel temsilcisi Brett McGurk, ‘Rakka Ulusal Konseyi' ifadesiyle başlayan de-facto bir oluşum için politik bazı aşamaların katedildiğini gözlemlenmiş olacak ki PYD'ye askeri desteği ortaya çıkartıyor. Rusya ise, ABD kadar yoğun olmasa da, YPG'ye destek veriyor. Bu yüzden muhtemel operasyonun Rusya tarafından nasıl karşılanacağı önemli. Biliyorsunuz, Soçi'de ay sonunda gerçekleştirilecek toplantıda Astana süreci gözden geçirilecek ve Astana da bir şekilde Cenevre'yle bağlı. Eğer bu noktada Türkiye ve ABD'nin düştüğüne benzer bir ihtilafa Rusya ve Türkiye de düşerse doğacak sonuç olumsuz olabilir. Bu noktada Rusya Federasyonu'nun tutumu önemli" dedi.

Akbal "Şu an Türkiye obüs atışları yapıyor ancak askeri gücün sahaya inmesi ve Afrin'de harekata girişmesi bambaşka bir durum oluşturacak. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘muhaliflerle birlikte operasyon yapılacağına' işaret etti. Ancak bu noktada ‘muhalif' tanımının da Rusya ve Türkiye tarafından ortaklaşa yapılması gerekiyor. Dolayısıyla ABD-Türkiye arasındaki ihtilaf değerlendirilirken; Türkiye ve Rusya arasındaki olası bir ihtilaf da hesaba katılmalı. Taraflar, diplomatik ve politik düzeyde bu olası ihtilafları çözmeli. Sonuçta Türkiye Afrin harekatını ABD ve Rusya'yı çok fazla karşısına almayacak şekilde, muhaliflerin Esad'a karşı güç elde edeceği bir durumu ortaya çıkartacak ve YPG' ye karşı maksimum fayda sağlayacak şekilde gerçekleştirmeyi hedefliyor" dedi.

Erdoğan'dan NATO'ya 'Suriye Sınır Güvenliği Gücü' uyarısı
‘PYD KARŞI KOYAMAZSA ABD HEMEN DESTEKLEYECEK YENİ BİR GÜÇ ARAYIŞINA GİRER'

Sürece ilişkin bir diğer soru işareti ise, Suriye'nin kuzeyindeki YPG yapılanmasına dönük operasyonun yöntemiydi. Bu sorunun yanıtını da olası bir Afrin operasyonunun 'Suriyeli muhalif gruplarla yapılacağını' söyleyen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Peki Erdoğan'ın önce Afrin ve sonrasında da diğer bölgelerde "tek bir terörist kalmayıncaya dek" yürüteceğini söylediği operasyon, Türkiye ve ABD'nin sahada askeri olarak karşı karşıya getirir mi? Akbal'a göre bu çok olası bir ihtimal değil; zira uzman "PYD, olası bir operasyonda Türkiye destekli güçlere karşı koyamazsa; ABD, PYD'nin arkasında durmaya devam etmek yerine destekleyecek yeni bir gücün peşine düşer" diyor:

"ABD'nin politikalarını yakından takip eden biri olarak ben Amerika'nın son derece pragmatist bir yaklaşım içinde olduğunu; PYD'nin güç kaybettiği ve karşı koyma gücünde olmadığını anlarsa bölgede destekleyeceği yeni gücün kim olduğunun peşine düşeceğine inanıyorum. ABD'nin herhangi bir grubu desteklemesi o grubu sevmesiyle ilgili değil; o, en çok çıkarı hangi grup veya devletle maksimum fayda sağlayacağına bakar. Yani ABD, aslında pragmatizmin vücut bulmuş şeklidir. Eğer bu muhtemel operasyonda YPG güçlerinin ortadan kalkması sonucunu doğurursa, ABD, PYD'nin yeniden ayağa kaldırılmasıyla uğraşmak yerine iş birliği yapacağı yeni bir gücün peşine düşecektir. Dolasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Amerikan askeri güçlerinin karşı karşıya geleceğini zannetmiyorum."

Emekli Tümgeneral Yavuz: Suriye’nin toprak bütünlüğü, bizim sigortamız
PYD'YE YÖNELİK OLASI OPERASYON SENARYOLARI NELER? 

Konuya ilişkin bir başka yorum ise Suriye uzmanı Oytun Orhan'dan geldi. Orhan'a göre, ABD'nin 30 bin kişilik ‘sınır güvenlik güçleri' kurma kararı Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştireceği operasyonlar kapsamında ABD ile dolaylı veya doğrudan karşı karşıya gelmesi ihtimalini masada tutuyor.

Afrin'e yönelik operasyonla ilgili iki olasılık olduğuna işaret eden Orhan "Afrin'deki operasyona ilişkin Rusya'yla koordinasyon sağlandıysa Afrin'de daha geniş alanları kontrol etmeye dönük ve TSK'nın kara unsurlarının da kullanıldığı daha büyük çaplı bir operasyon hedeflenebilir. Ancak eğer Rusya, Türkiye'nin hava operasyonları konusunda yeşil ışık yakmaz ve Türkiye'ye destek vermezse; Türkiye çok fazla risk almadan, sınır ötesinden YPG hedeflerini vurur ve Afrin'in çevresindeki Tel Rifat gibi Arap yerleşimlere yönelik sınırlı kara harekatı gerçekleştirebilir. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Tel Rifat'a doğru ilerlerken Türkiye de top atışları ve istihbarat paylaşımıyla ÖSO'ya destek olabilir. Bu da Afrin'i biraz daha izole edecektir ama böyle olursa Afrin'in tamamının kontrol altına alınması oldukça zor olur" ifadelerini kullandı.

Operasyonun diğer bölgelere sıçraması durumunda ABD ve Türkiye'nin sahada karşı karşıya gelebileceğine işaret eden Orhan "ABD'nin YPG aracılığıyla kurdurmak üzere olduğu Kuzey Suriye ordusu meselesi, ABD ve Türkiye'nin dolaylı veya kimi zaman doğrudan karşı karşıya gelme riskini beraberinde getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Sıranın diğer YPG bölgelerine de geleceğini ve Amerikan unsurlarının da bu bölgelerden çekilmesi' gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın da belirttiği üzere ABD ve Türkiye'nin karşı karşıya gelme riski var. Zira Türkiye'nin bu Kuzey Suriye ordusu şeklinde bir yapılanmayı kabul edeceğini düşünmüyorum. Türkiye'nin ileriki dönemde Fırat'ın doğusuna yönelik de olası askeri angajmanları söz konusu olabilir" diye ekledi. 

Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.

Yorum yaz