https://anlatilaninotesi.com.tr/20250812/bireyin-sesi-bir-baskasinin-sesiyle-bastiriliyor-deepfake-1098529445.html
Bakan Yardımcısı Mumcu 'deepfake' tehdidini kaleme aldı: Bireyin sesi bir başkasının sesiyle bastırılıyor
Bakan Yardımcısı Mumcu 'deepfake' tehdidini kaleme aldı: Bireyin sesi bir başkasının sesiyle bastırılıyor
Sputnik Türkiye
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, deepfake teknolojisini kaleme aldı. Makalesinde "Deepfake teknolojisi, gerçeğin ve güvenin sınandığı bir... 12.08.2025, Sputnik Türkiye
2025-08-12T10:50+0300
2025-08-12T10:50+0300
2025-08-12T11:56+0300
türki̇ye
deepfake
teknoloji
dr. batuhan mumcu
kültür ve turizm bakan yardımcısı dr. batuhan mumcu
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/08/0c/1098530127_0:80:1536:944_1920x0_80_0_0_8e860ecf1185b5adc1cb5462020b1c80.png
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, teknolojik gelişmelerin olumlu yönünün yanı sıra olumsuz yönlerine de dikkat çekerek "deepfake" konusunda bir makale kaleme aldı. Dr. Mumcu makalesine şu örnekle başlıyor:Bakan Yardımcısı Dr. Mumcu Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısına şöyle devam ediyor:"Bu örnekler, iletişim çağında karşı karşıya olduğumuz en yeni ve belki de en tehlikeli tehdidi oldukça net bir şekilde gözler önüne seriyor: Gerçekliğin kendisini taklit eden, hatta yerinden eden bir teknoloji: Deepfake.""Bu teknolojiyle üretilmiş içerikler, bireysel mahremiyeti ihlal etmekle kalmaz; siyasal, ekonomik ve toplumsal güvenliğe de doğrudan zarar verebilir. Bir liderin hiç söylemediği sözleri söylediği izlenimini vermek, bir gazetecinin sahte bir itirafta bulunduğu videoyu dolaşıma sokmak veya bir şirket CEO’sunun yatırımcıları yanıltacak açıklamalar yapmış gibi gösterilmesi; bu teknolojiyle artık mümkündür. Deepfake teknolojisiyle oluşturulmuş bir içerikle, bir devlet yetkilisi başka bir ülkeye savaş ilan ediyormuş gibi gösterilebilir. Bir askerî yetkili, kamuoyuna moral bozucu açıklamalarda bulunuyormuş gibi sunulabilir. Yani artık bir video gördüğümüzde, “bu gerçekten oldu mu?” sorusu kaçınılmaz hale gelmiştir."Deepfake'in tehlikelerine örneklerle dikkat çeken Dr. Mumcu, iletişimin temelde güvene dayalı olduğunu vurgulayarak "Haberin, görselin, videonun ya da beyanın “gerçek” olduğu varsayımı, tüm medyanın ve kamuoyunun işleyişini mümkün kılar. Ancak deepfake teknolojisi bu varsayımı temelden sarsıyor. Jean Baudrillard’ın “simülasyon” kuramı, bu gelişmeleri öngörmüşçesine anlam kazanıyor: Gerçeğin yerini alan görüntüler, sonunda “hiper-gerçek” bir evren yaratıyor. Yani artık bir görüntü gerçeğin değil, gerçeğin bir kopyasının kopyası olabilir" diyor. ABD'de kullanıldıTürkiye'de durum nedir?Deepfake'in Türkiye'deki kullanımını vurgulayan Bakan Yardımcısı Mumcu şu ifadeleri kullanıyor:Hukuk ne diyor?Dr. Mumcu deepfake kullanımın hukuki yönüne dikkat çekti:"Türkiye’de henüz büyük bir “deepfake vakası” yaşanmamış olması, tehdidin olmadığı anlamına gelmemelidir. Aksine, bu görece sessizlik; konunun gerektiği ciddiyetle ve zamanında ele alınmasını, yasal ve kurumsal hazırlıkların şimdiden yapılmasını zorunlu kılmaktadır.Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kurduğu Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bu tip içerikleri anlık olarak analiz etmekte ve kamuoyunu doğru bilgilendirmektedir. Ancak doğrulama mekanizmaları teknolojinin gelişme hızı karşısında çoğu zaman yetersiz kalıyor. Washington Post’un 2023’te yaptığı bir araştırmada sahte videoların gerçeklerinden yüzde 30 daha hızlı yayıldığı belirtilirken, bu da klasik medya okuryazarlığının artık yetersiz kaldığını gösteriyor.""Türk Ceza Kanunu kapsamında; kişisel verilerin izinsiz paylaşılması (Madde 136), özel hayatın gizliliğini ihlal (Madde 134), hakaret (Madde 125) ve iftira (Madde 267) gibi suçlar nedeniyle yargılama yapılabilir. Ayrıca, ilgili fiillerin sorun yarattığı alanlara ilişkin farklı hukuki düzenlemeler kapsamında da çeşitli yargılamalar söz konusu olabilir.""Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) bireylerin görüntü ve seslerinin rızaları dışında kullanılmasını kişisel veri ihlali saymakta, ancak yapay üretim verilerin kapsamı halen tartışmalıdır.""Ayrıca 2022 yılında Türk Ceza Kanunu’na eklenen 217/A maddesi, yani kamuoyunda bilinen adıyla Dezenformasyon Yasası, “kamu barışını bozmaya elverişli şekilde, halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle gerçeğe aykırı bir bilgiyi, alenen yaymayı” suç saymaktadır. Bu kapsamda üretilen ve gerçek dışı içeriklerle kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan deepfake videolar, eğer kamu düzenini tehdit eder nitelikteyse, bu hüküm çerçevesinde cezai yaptırımla karşılaşabilir. Ancak yasanın uygulanmasında içerik niyeti, yayılma biçimi ve etkisi gibi unsurların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.""Türk Medeni Kanunu (TMK), kişilik haklarının korunması kapsamında deepfake içeriklere karşı mağdurlara bazı hukuki imkanlar tanımaktadır. Özellikle TMK m. 24 ve 25 hükümleri uyarınca, bir kişinin sesi veya görüntüsü rızası dışında ve menfaatine aykırı şekilde bir deepfake içerikte kullanıldığında bu durum kişilik hakkı ihlali sayılır.""5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun, içerik sağlayıcıların sorumluluğunu düzenler. Ancak mevcut haliyle, deepfake videoların tespiti ve kaldırılması sürecinde bu yasa teknik açıdan yetersiz kalmaktadır.""Sonuç olarak, Türkiye’de deepfake teknolojisinin doğurabileceği risklere karşı mevcut mevzuatın kısmen koruma sağladığı, ancak teknolojik gelişmelere paralel olarak özel bir yasal çerçeveye duyulan ihtiyacın giderek daha belirgin hale geldiği açıktır."
https://anlatilaninotesi.com.tr/20250812/tbmmde-komisyon-ucuncu-toplantisini-yapacak-pkk-icin-ira-modeli-gundeme-gelebilir-1098523044.html
türki̇ye
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/08/0c/1098530127_86:0:1451:1024_1920x0_80_0_0_6c32f2b42dc58c22e1f821c05e2abbb2.pngSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
deepfake, teknoloji, dr. batuhan mumcu, kültür ve turizm bakan yardımcısı dr. batuhan mumcu
deepfake, teknoloji, dr. batuhan mumcu, kültür ve turizm bakan yardımcısı dr. batuhan mumcu
Bakan Yardımcısı Mumcu 'deepfake' tehdidini kaleme aldı: Bireyin sesi bir başkasının sesiyle bastırılıyor
10:50 12.08.2025 (güncellendi: 11:56 12.08.2025) Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, deepfake teknolojisini kaleme aldı. Makalesinde "Deepfake teknolojisi, gerçeğin ve güvenin sınandığı bir dönemi beraberinde getirdi" diyen Dr. Mumcu, "Bireyin sesini bir başkasının ona ait olmayan sesiyle bastırabiliyor" ifadelerini kullanıyor.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, teknolojik gelişmelerin olumlu yönünün yanı sıra olumsuz yönlerine de dikkat çekerek "deepfake" konusunda bir makale kaleme aldı. Dr. Mumcu makalesine şu örnekle başlıyor:
"2023 yılının son aylarında, Papa Francis’in 'beyaz puf mont' giymiş görüntüsü sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından paylaşıldı. Görüntü oldukça ikna ediciydi. Ne var ki gerçek değildi. Bir yapay zekâ algoritması tarafından oluşturulmuştu."
Bakan Yardımcısı Dr. Mumcu Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısına şöyle devam ediyor:
"Bu örnekler, iletişim çağında karşı karşıya olduğumuz en yeni ve belki de en tehlikeli tehdidi oldukça net bir şekilde gözler önüne seriyor: Gerçekliğin kendisini taklit eden, hatta yerinden eden bir teknoloji: Deepfake."
"Bu teknolojiyle üretilmiş içerikler, bireysel mahremiyeti ihlal etmekle kalmaz; siyasal, ekonomik ve toplumsal güvenliğe de doğrudan zarar verebilir. Bir liderin hiç söylemediği sözleri söylediği izlenimini vermek, bir gazetecinin sahte bir itirafta bulunduğu videoyu dolaşıma sokmak veya bir şirket CEO’sunun yatırımcıları yanıltacak açıklamalar yapmış gibi gösterilmesi; bu teknolojiyle artık mümkündür. Deepfake teknolojisiyle oluşturulmuş bir içerikle, bir devlet yetkilisi başka bir ülkeye savaş ilan ediyormuş gibi gösterilebilir. Bir askerî yetkili, kamuoyuna moral bozucu açıklamalarda bulunuyormuş gibi sunulabilir. Yani artık bir video gördüğümüzde, “bu gerçekten oldu mu?” sorusu kaçınılmaz hale gelmiştir."
Deepfake'in tehlikelerine örneklerle dikkat çeken Dr. Mumcu, iletişimin temelde güvene dayalı olduğunu vurgulayarak "Haberin, görselin, videonun ya da beyanın “gerçek” olduğu varsayımı, tüm medyanın ve kamuoyunun işleyişini mümkün kılar. Ancak deepfake teknolojisi bu varsayımı temelden sarsıyor. Jean Baudrillard’ın “simülasyon” kuramı, bu gelişmeleri öngörmüşçesine anlam kazanıyor: Gerçeğin yerini alan görüntüler, sonunda “hiper-gerçek” bir evren yaratıyor. Yani artık bir görüntü gerçeğin değil, gerçeğin bir kopyasının kopyası olabilir" diyor.
"Deepfake teknolojisinin siyasal iletişimde kötüye kullanılabileceğine dair endişeler de büyüyor. 2024 ABD seçimleri öncesinde, dönemin ABD Başkanı Joe Biden'ın yapay zekâyla oluşturulmuş sahte ses kaydı birçok seçmeni manipüle etmeyi başardı. Benzer bir risk, Türkiye gibi kırılgan bir coğrafyada konumlanan bölgesel aktörlerde daha da yüksek."
Deepfake'in Türkiye'deki kullanımını vurgulayan Bakan Yardımcısı Mumcu şu ifadeleri kullanıyor:
"Türkiye’de deepfake teknolojisinin yaygınlaşma biçimi, bugüne dek daha çok eğlence ve parodi amaçlı içeriklerle sınırlı görünmektedir. Bu içerikler ilk bakışta zararsız ve mizahi görünse de TikTok, Instagram ve YouTube Shorts gibi kısa video platformlarında; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok siyasetçi, sanatçı ve televizyon yüzü, yapay zekâ tarafından oluşturulmuş ses veya yüz kopyalarıyla çeşitli içeriklere konu edilmektedir."
"Sadece liderlerin değil, bazı kamu görevlilerinin ya da devlet kurumlarının sözcülerinin de seslendirme veya video montaj teknikleriyle “sözde beyanlarda” bulunuyormuş gibi gösterildiği örnekler zaman zaman sosyal medya dolaşımına girmektedir."
"Bu tarz içeriklerin en büyük riski, parodi ile manipülasyon arasındaki sınırın silikleşmesidir. Bugün gülünüp geçilen bir video, yarın ciddi bir bilgi kirliliği aracına dönüşebilir. Özellikle seçim dönemleri, kriz anları ya da diplomatik hassasiyet içeren gündemlerde, bu içeriklerin etkisi tahmin edilenden çok daha yıkıcı olabilir."
Dr. Mumcu deepfake kullanımın hukuki yönüne dikkat çekti:
"Türkiye’de henüz büyük bir “deepfake vakası” yaşanmamış olması, tehdidin olmadığı anlamına gelmemelidir. Aksine, bu görece sessizlik; konunun gerektiği ciddiyetle ve zamanında ele alınmasını, yasal ve kurumsal hazırlıkların şimdiden yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kurduğu Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bu tip içerikleri anlık olarak analiz etmekte ve kamuoyunu doğru bilgilendirmektedir. Ancak doğrulama mekanizmaları teknolojinin gelişme hızı karşısında çoğu zaman yetersiz kalıyor. Washington Post’un 2023’te yaptığı bir araştırmada sahte videoların gerçeklerinden yüzde 30 daha hızlı yayıldığı belirtilirken, bu da klasik medya okuryazarlığının artık yetersiz kaldığını gösteriyor."
"Türk Ceza Kanunu kapsamında; kişisel verilerin izinsiz paylaşılması (Madde 136), özel hayatın gizliliğini ihlal (Madde 134), hakaret (Madde 125) ve iftira (Madde 267) gibi suçlar nedeniyle yargılama yapılabilir. Ayrıca, ilgili fiillerin sorun yarattığı alanlara ilişkin farklı hukuki düzenlemeler kapsamında da çeşitli yargılamalar söz konusu olabilir."
"Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) bireylerin görüntü ve seslerinin rızaları dışında kullanılmasını kişisel veri ihlali saymakta, ancak yapay üretim verilerin kapsamı halen tartışmalıdır."
"Ayrıca 2022 yılında Türk Ceza Kanunu’na eklenen 217/A maddesi, yani kamuoyunda bilinen adıyla Dezenformasyon Yasası, “kamu barışını bozmaya elverişli şekilde, halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle gerçeğe aykırı bir bilgiyi, alenen yaymayı” suç saymaktadır. Bu kapsamda üretilen ve gerçek dışı içeriklerle kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan deepfake videolar, eğer kamu düzenini tehdit eder nitelikteyse, bu hüküm çerçevesinde cezai yaptırımla karşılaşabilir. Ancak yasanın uygulanmasında içerik niyeti, yayılma biçimi ve etkisi gibi unsurların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir."
"Türk Medeni Kanunu (TMK), kişilik haklarının korunması kapsamında deepfake içeriklere karşı mağdurlara bazı hukuki imkanlar tanımaktadır. Özellikle TMK m. 24 ve 25 hükümleri uyarınca, bir kişinin sesi veya görüntüsü rızası dışında ve menfaatine aykırı şekilde bir deepfake içerikte kullanıldığında bu durum kişilik hakkı ihlali sayılır."
"5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun, içerik sağlayıcıların sorumluluğunu düzenler. Ancak mevcut haliyle, deepfake videoların tespiti ve kaldırılması sürecinde bu yasa teknik açıdan yetersiz kalmaktadır."
"Sonuç olarak, Türkiye’de deepfake teknolojisinin doğurabileceği risklere karşı mevcut mevzuatın kısmen koruma sağladığı, ancak teknolojik gelişmelere paralel olarak özel bir yasal çerçeveye duyulan ihtiyacın giderek daha belirgin hale geldiği açıktır."