https://anlatilaninotesi.com.tr/20250626/tahranlilarin-sehirdeki-bombardimanlara-dair-tanikliklari-hala-yuksek-seslerden-irkiliyorum---1097372430.html
Tahranlılar’ın şehirdeki bombardımanlara dair tanıklıkları: 'Hala yüksek seslerden irkiliyorum'
Tahranlılar’ın şehirdeki bombardımanlara dair tanıklıkları: 'Hala yüksek seslerden irkiliyorum'
Sputnik Türkiye
Savaşın gölgesinde yaşayan Tahranlılar, bombardıman günlerine dair korku, yalnızlık ve direnişle örülü anılarını paylaştı. Şehir yeniden can bulsa da izler... 26.06.2025, Sputnik Türkiye
2025-06-26T22:01+0300
2025-06-26T22:01+0300
2025-06-26T22:01+0300
dünya
i̇ran
tahran
i̇srail
savaş
çatışma
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/06/18/1097282681_0:30:619:378_1920x0_80_0_0_f8716168453689976f9a269ddac9090d.png
Tahran’da yaşanan bombardımanların ardından şehir sakinleri yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor. Kimileri savaş sırasında evlerini terk edip kaçarken, kimileri ise kalıp beklemeyi tercih etti. Kalanlar da gidenler de sosyal medyada paylaştığı ortak mesaj ise derin bir duyguyu yansıtıyordu: Savaşın ilk günlerinde kuzeye kaçan bir ofis çalışanı olan Muhsin, yaşadığı duygusal baskıyı, “Zordu. Kaçacak bir yerim vardı. Ama uzakta bile endişe yakamı bırakmadı: bombardımanlar, haberler, söylentiler. Her şey korku kokuyordu.” sözleriyle ifade etti. Ateşkesin ardından Tahran’a dönen Muhsin, şehirdeki atmosferi, “Ateşkes bir nefes gibi. Ama korku hâlâ içimizde: her yüksek seste kalbim sıkışıyor. İnsanlar fısıldıyor: ‘Bir daha olmasın.’ Ama yavaş yavaş yaralarımızı sarıyoruz.” sözleriyle özetledi. 'Kim derdi ki trafiği özleyeceğiz?' Savaş boyunca şehirde kalan blogger K.M. ise, sessizliğin getirdiği yalnızlığı, “Başta boş şehir bana huzur şansı gibi geldi. Ama sonra anladım: bu sessizlik değil, yalnızlıktı. Şimdi araba seslerine, kuyruklara, kafelerdeki insanlara sevinerek bakıyorum. Kim derdi ki trafik sıkışıklığını özleyeceğiz? Şehir yaralı ama yaşıyor, en önemlisi de bu.”diye vurguladı. 'Gazetecilik sadece bir meslek değil' Savaş sırasında Tahran’dan ayrılmayan gazetecilerden biri olan Hengame, yaşadıklarını, “Yazdım, dinledim, gördüm. Kalmak bir tercih değil, gerçeği anlatma sorumluluğuydu. Bu 12 gün gösterdi ki gazetecilik, ön cephede durmak demek. İnsanlarla olmak, onların acısını ve umudunu anlatmak demek. Artık bu benim bir parçam.” diye aktardı. Tahran bugün yavaş yavaş normalleşse de, savaşın izleri hem sokaklarda hem de insanların ruhunda derin izler bırakmış durumda.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20250626/tel-avivde-dikkat-ceken-afis-yeni-orta-dogu--1097372296.html
i̇ran
tahran
i̇srail
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/06/18/1097282681_38:0:582:408_1920x0_80_0_0_75e5f5eaf2db895633b4265007f7a5ba.pngSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
i̇ran, tahran, i̇srail, savaş, çatışma
i̇ran, tahran, i̇srail, savaş, çatışma
Tahranlılar’ın şehirdeki bombardımanlara dair tanıklıkları: 'Hala yüksek seslerden irkiliyorum'
Savaşın gölgesinde yaşayan Tahranlılar, bombardıman günlerine dair korku, yalnızlık ve direnişle örülü anılarını paylaştı. Şehir yeniden can bulsa da izler hala taze.
Tahran’da yaşanan bombardımanların ardından şehir sakinleri yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor. Kimileri savaş sırasında evlerini terk edip kaçarken, kimileri ise kalıp beklemeyi tercih etti. Kalanlar da gidenler de sosyal medyada paylaştığı ortak mesaj ise derin bir duyguyu yansıtıyordu:
“Eğer geri dönmezsek, bu bizim hikayemiz.”
Savaşın ilk günlerinde kuzeye kaçan bir ofis çalışanı olan Muhsin, yaşadığı duygusal baskıyı, “Zordu. Kaçacak bir yerim vardı. Ama uzakta bile endişe yakamı bırakmadı: bombardımanlar, haberler, söylentiler. Her şey korku kokuyordu.” sözleriyle ifade etti.
Ateşkesin ardından Tahran’a dönen Muhsin, şehirdeki atmosferi, “Ateşkes bir nefes gibi. Ama korku hâlâ içimizde: her yüksek seste kalbim sıkışıyor. İnsanlar fısıldıyor: ‘Bir daha olmasın.’ Ama yavaş yavaş yaralarımızı sarıyoruz.” sözleriyle özetledi.
'Kim derdi ki trafiği özleyeceğiz?'
Savaş boyunca şehirde kalan blogger K.M. ise, sessizliğin getirdiği yalnızlığı, “Başta boş şehir bana huzur şansı gibi geldi. Ama sonra anladım: bu sessizlik değil, yalnızlıktı. Şimdi araba seslerine, kuyruklara, kafelerdeki insanlara sevinerek bakıyorum. Kim derdi ki trafik sıkışıklığını özleyeceğiz? Şehir yaralı ama yaşıyor, en önemlisi de bu.”diye vurguladı.
'Gazetecilik sadece bir meslek değil'
Savaş sırasında Tahran’dan ayrılmayan gazetecilerden biri olan Hengame, yaşadıklarını, “Yazdım, dinledim, gördüm. Kalmak bir tercih değil, gerçeği anlatma sorumluluğuydu. Bu 12 gün gösterdi ki gazetecilik, ön cephede durmak demek. İnsanlarla olmak, onların acısını ve umudunu anlatmak demek. Artık bu benim bir parçam.” diye aktardı.
Tahran bugün yavaş yavaş normalleşse de, savaşın izleri hem sokaklarda hem de insanların ruhunda derin izler bırakmış durumda.