‘Netanyahu, Trump’ı üstü kapalı şekilde tehdit etmiş olabilir’

“Witkoff’un armageddona inanan fanatik bir siyonist olduğunu birçok kaynaktan okudum. Şimdiki tavrına bakarsak, o da Trump gibi İran’a saldırmanın delice bir iş olduğunu düşünüyordur. Çünkü İran’a saldırmak, Suriye’ye, Irak’a, Libya’ya saldırmakla aynı şey değil. İran’a saldırırsanız bir üçüncü dünya savaşını tetikleme riskiniz var. Bırakın Hürmüz Boğazı’nın kapanmasını, üçüncü dünya savaşı tetiklenebilir. İran petrolünün en büyük müşterisi Çin. Rusya, İran’ın en büyük ortağı. Bütün kuzey-güney koridoru yani diğer tüm koridorların bypass edilmesini sağlayacak koridorun en önemli ülkesi İran. Rusya ve Çin, İran’ı boş bırakmazlar. Şimdiye kadar boş bırakmadılar belli ki. İsrail’i 4 Şubat’ta nasıl vurdu İran? Tüm o teknoloji Rusya ve Çin’den geldi. Orada Çin de önemli bir faktör. Bugün hatta bir şey okudum. Çin, Yemen’e hiçbir şekilde gümrük uygulamayacağını açıkladı. Bu bir destek açıklaması. Yemen, İsrail ve ABD ile bilfiil savaşıyor. Trump herhalde İran’a saldırırsa, çok büyük bir reaksiyon başlatabileceğini biliyor. Bu kendisine de zarar verecektir. ABD ekonomisi çok kötü. Amerikan liderliği geriliyor.

Trump’ın taktiği de biraz ortaya çıktı. Yüksek perdeden atıp tutmak vs. bir işadamı tarzı pazarlık olduğu ortaya çıktı. Çin ve Rusya bunu çok iyi biliyor. Onlar duvar gibi duruyor karşısında. Trump’ın elindeki kartlar bile ‘Made in China’. İran’a saldırı durumunda Çin’in Tayvan’ı alacağını düşünüyorum çok büyük bir oranda. Bu bir reaksiyona yol açacak. Bu da krizi Asya-Pasifik’e kaydıracak. Avrupa’nın Ukrayna’daki çatışmayı büyütme çabaları da ortada. Amerika’nın, İsrail gazıyla İran’a saldırması olasılık dışı değil. Trump’ın tam bir İsrail dostu olması, ekibinin tamamının İsrail’e taparcasına sahip çıkması gibi bir gerçek de var. Amerikan jeopolitiğinde İsrail çok önemli. ABD’nin hedeflerinden birisi İsrail’in güvenliği. Bunun için Irak’ı da vurdu, Saddam’ı da devirdi, Libya’yı da parçaladı. Gazze’de bu kadar çocuk katledilirken Trump emlak projeleri açıkladı. İş İran konusuna gelince biraz farklı bir durum ortaya çıkıyor. Dünya savaşı riski var. Zaten ekonomik krizler ticaret savaşları, 1914 ile 1930’u çok hatırlatan bir noktaya geldi. Amerika kesin saldırır veya saldırmaz diyemiyorum. İkisi de güçlü desteklere sahip tezler. Emekli MI6 ajanı, araştırmacı ve diplomat Alastair Crooke var. ‘Bu kadar hazırlık yapıldı, İran’a saldırı yapılacak’ diyor. Bazıları da petrol trafiğinin dörtte birinin Hürmüz’den geçmesi sebebiyle olamayacağını söylüyor. Bölgedeki Körfez ülkeleri ve hatta biz de dahil ateşe atılabiliriz. Biz de burada gördüğüm kadarıyla Amerika’nın yanında yer alıyoruz. Veya Azerbaycan gibi dolaylı olarak İsrail’in yanındayız. Orada bir konumlanma var.”

“Türkiye normalde böyle bir savaşa karşı olması gereken bir ülkedir. Bu savaş, Türkiye’yi çok kötü etkileyecek mutlaka. Baktığınız zaman Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Antalya Diplomasi Forumu’ndaydı. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz bugün önemli bir paylaşım yaptı. Azerbaycan devlet şirketi SOCAR, Doğu Akdeniz’de gaz sondajı için İsrail ile anlaşma yapmış. Öyle bir gelişmeden söz etti. İsrail’le dolaylı ilişkiler var. Malatya’daki Kürecik Üssü görünürde ABD’ye ait olsa da oradan alınan İran’a yönelik tüm bilgiler, İsrail’e iletiliyor. O kapatılmadığı sürece Türkiye, İsrail ile çatışma noktasına asla gelmiş olamaz. Öyle bir şey olsa, Kürecik derhal kapatılırdı. Yakında Milli Savunma Bakanlığı’nın Karadeniz toplantısı yapacağı söyleniyor. Kremlin Sözcüsü Peskov, böyle bir toplantıdan haberleri olmadığını söyledi. Demek ki bu toplantıya Batı ülkeleri katılacak. Bu da Türkiye’nin Batı’ya yüzünü dönmeye başladığının bir başka emaresi. Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Kurulu’na yapılan atamalara bakıyoruz. Rusya’ya girişi yasaklanmış kişiler var. Burada Türkiye’nin konumlanması belli ki var. Bu da beni ürkütüyor. 2003’te Irak işgal edilirken tezkere geçmedi ama sonra biz dolaylı da olsa destek verdik. Biz mağdur olduk. Suriye’ye 2011’de dolaylı olarak biz destek verdik. Bölgeden mayınlar toplandı. Biz mağdur olduk. Milyonlarca göçmen Türkiye’ye geldi. Ekonomi etkilendi. Şimdi de Avrupa Birliği’nin göçmen deposu olduk. İran sınırındaki mayınlar da temizlendi tıpkı Suriye’de olduğu gibi. Bazı NATO Turancıları, yıllardır Güney Azerbaycan edebiyatı yapıp duruyorlar. Turancılığın ne olduğunu da Türk devletlerinin Güney Kıbrıs olayında gördük. 12 milyar dolara Turancılık bitti. Satıldı gitti. Bunların hepsinin NATO projesi olduğu belli. Türkiye normal şartlarda İran, Rusya, Çin, Suriye, Irak gibi ülkelerle savaşı önleyecek adımlar atması lazım. Belki atılıyordur, biz bilmiyoruzdur. Ama görünür anlamda tablo şu: Türkiye sanki ABD’ye, İsrail’e yakın duruyor. İran’dan, Astana sürecinden uzaklaşılmış. İran’a yönelik yeni bir plan işliyor gibi. Bu, Trump’ın istediği bir şey değil kesinlikle.

Netanyahu, Trump’ı iki kere tehdit etti. Birincisi, 2019’da Ben Gurion ile Kennedy’nin resmini koyup Tweet attı. Son açıklanan CIA belgelerinden açıklıyoruz ki Kennedy suikastının arkasında Mossad var. Kennedy hem AIPAC’a hem İsrail’in nükleer silahlarına izin vermiyor. Ben Gurion ile kavga ediyor. Kennedy öldürüldükten sonra İsrail hem AIPAC’ı güçlendiriyor hem nükleer programını rahatlıkla işletiyor. Bunun arkasında da CIA’in karşı istihbarat direktörü James Angleton var. Kennedy ve Ben Gurion tweeti de dolayısıyla bir tehdit oluyor. Daha sonra da altın çağrı cihazı hediye etti. Hizbullah’a yönelik çağrı cihazları vardı. Altın çağrı cihazını Trump’a hediye etti. Burada dost gibi görünüyor ama mafyatik bir ima da var sanki. O yüzden bazı yorumcular, Trump İran’a saldırmazsa hayatı tehlikeye girebilir diyor. Tabii Trump ne yapar, direnir mi direnmez mi bilemiyorum. Bunu yakında göreceğiz. Washington Post’ta çıkan ilk haberde, Amerikan istihbarat kuruluşları raporuna göre İsrail’in yıl ortasında İran’a saldırmayı planlandığı söyleniyordu. B-52 bombardıman uçakları, sığınak delici bombalarla Diego Garcia’ya konuşlanıyor. Deniz kuvvetleri konuşlanıyor. Trump’ın Taliban ile anlaşıp Bagram Üssü’ne geri döndüğü de iddia ediliyor. Bir Bulgaristan askeri haber sitesinde okudum. CIA ikinci başkanı ziyaret etmiş. ABD ve Taliban bunu doğrulamıyor ama böyle bir çevreleme şeyi var. İran’ı ve Asya’yı çevreleme planı yürürlükte gibi geliyor bana.”

“Araparın en istemediği şey ABD-İran savaşı. Körfez ülkeleri tabii ki ABD’ye ve İsrail’e yakın duruyor ama savaşta çok zarar görecekler. İran, Hürmüz Boğazı’nı çok kolay kapatabilecek kapasitede. O zaman dünya petrol akışının dörtte biri durmuş oluyor. O zaman da büyük bir kargaşa ve kaos yaşanır. Dünya ekonomisi zaten şu anda hassas durumda. Daha büyük bir kriz yaşanabilir. Bu da tüm dünya ekonomisini olumsuz etkileyecek. Zaten Trump’ın gümrük vergileri sonrası dünya ekonomisi kısa bir süre içinde yüzde 1,5 küçülmüş. Finans bundan çok etkileniyor. Arap ülkeleri bunu istemiyor ama engellemek ellerinden geliyor mu? Sanmıyorum. Ama en azından üsleri kullandırmayacaklarını söylediler. İran, üsleri kullandıran ülkeleri vuracaklarını açıkça söylemişti ki vurabilirler. Silahları buna müsait. Ama savaş çıkarsa Arap ülkelerinin söz sahibi olacağını sanmıyorum. ABD ve İsrail o üslerden faydalanacaktır. Bu da savaşın geniş bir alana yayılmasını sağlayacaktır. Umman’daki görüşmeler bu yüzden önemli. Haftaya bir daha görüşecekler. İran diplomasisi bu konuda iyidir. Süreci uzatıyorlar. Onlar da meselenin nükleer anlaşma olmadığını biliyorlar. Ama süreci uzatıyorlar.

Netanyahu’nun durumu da İsrail’de kritik. Çok ciddi usulsüzlük ve yolsuzluk davaları var. Şin Bet başkanıyla da kavgalı. Gösteriler var. O da kendisini kurtarmak istiyor. Bence 7 Ekim 2023’teki operasyonu da Hamas’la birlikte yaptı kendisini kurtarmak için. Büyük İsrail vaadini gerçekleştirmek de istiyor. Fırsattan istifade buna girişebilir. Ürdün elinin altında. Mısır ondan yana. Suriye’yi de devirdi. İran’ı da devreden çıkarırsa ki büyük ölçüde de çıkardı, mesela Hizbullah eskisi kadar güçlü değil. Haaretz’e konuşan bir İsrail askeri yetkilisi, Hamas’ın tünellerinin dörtte üçünün aktif olduğunu ve 40 bin savaşçısı olduğunu söyledi ama bu saldırılara bahane mi bilemiyoruz. Yemen de bombardımana uğruyor ve artık pek bir şey yapamıyorlar. Gerçi ellerinden geleni yaptılar. Netanyahu, fırsatını bulmuşken İran’ı vurup, reformist Pezeşkiyan ile anlaşıp rejim değişikliği yapmak istiyor. Bizde YPG/SDG’nin tanınma görüşmeleri de yapılıyor. İsrail ile Azerbaycan’da, SDG ile İncirlik’te görüşüldüğü söyleniyor. Ahmed eş-Şera da geldi Anltaya’ya, onunla da görüşüldü. Netanyahu’nun büyük İsrail planları yürüyor gibi. Ama İran sert kaya. İran’ın ne yapacağını çok bilmiyoruz. İsrail’in ne yapacağını ve İran’ın nasıl karşılık vereceğini bilmiyoruz. Dünyada dış ilişkilerde siyah kuğu diye bir şey varsa o da İsrail’dir ve her zaman bir sürpriz beklenebilir.”