Dış Politika Uzmanı Doç. Dr. Orallı: Ukrayna Batı dünyasının ipiyle kuyuya inilmeyeceğini görmelidir
© SputnikРоссийско-американские переговоры в Эр-Рияде

© Sputnik
Abone ol
Özel
Ukrayna’da çatışmaların durdurulması için Rusya ve ABD heyetleri Riyad’da bir araya geldi. Görüşmeyi değerlendiren Dış Politika Uzmanı Doç. Dr. Levent Ersin Orallı Ukrayna halkının Batı’nın ipi ile kuyuya inmemesi gerektiğini söyledi.
Suudi Arabistan’da tarihi bir zirve gerçekleştirildi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna savaşının geleceği için masaya oturdu.
Barış müzakerelerinde Avrupa masada yer almadı. Kritik görüşme 4.5 saat sürdü. ABD Dışişleri Bakanlığı, Rubio ve Lavrov'un çatışmamaları mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için çalışmaya başlamak üzere üst düzey ekipler atama konusunda anlaştığını açıkladı. ABD'li Bakan, "Ukrayna çatışması sona ererse ABD-Rusya ilişkileri için olağanüstü fırsatlar doğacak" dedi. Rus bakan da mümkün olan en kısa sürede iki ülkenin elçiler atayacağını duyurdu.
Riyad’da bu gelişmeler yaşanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile baş başa görüştü. Heyetler arası görüşmeleri ile çalışma yemeğinin ardından anlaşmaların imza töreni ve ortak basın toplantısı düzenlendi.
Türkiye’nin barış görüşmelerine ev sahiplik yapmak istediğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısında şunları söyledi:
“İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır.”
‘Ukrayna’da iktidar değişikliği kaçınılmaz’
Yaşanan gelişmeleri Sputnik’e değerlendiren Dış Politika Uzmanı Doç. Dr. Levent Ersin Orallı şunları söyledi:
"Rusya ve Ukrayna arasında 3 yıldır devam eden, çatışmalarda hayatını kaybeden, her birinin anısına şüphesiz bir ateşkes sürecinin bir an evvel cereyan etmesinde ve var olan ilişki düzeyinin yeniden tasnif edilmesinde büyük fayda olduğu aşikar. Bu noktada Trump'la beraber ABD'nin temel sözü neydi? Bir ay içerisinde, bir hafta içerisinde, bir gün içerisinde ateşkes süreci doğrulacak ve bir barışa adım adım ilerlenecek. Bununla beraber açık ki, Rusya'yla yapılan görüşmelerde de, Ukrayna'nın diğer temaslarında da henüz siyasal zemin hazırlanmasına rağmen hukuki zeminle ilgili çok genel tartışmaların olduğu açık. An itibariyle Ukrayna'nın süreçte büyük bir yalana alet edildiği, büyük bir aldatılmışlık süreci içerisinde olduğu ve Batılı müttefikler tarafından gördüğü desteğin suni olduğunu hep beraber müşahede ettik. İlk günden beri Ukrayna'nın savaşın içerisinde olmasının uzun vadeli Ukrayna'yı bir noktadan sonra savaşın en büyük kaybedeni olacağına dair yorumlarımızı yapmıştık. An itibariyle Ukrayna'nın direnme kabiliyetinin olmadığı, sadece batıdan aldığı destekle bu çatışmayı bir miktar daha sürdürdüğü, bununla beraber Rusya'nın organizasyon içerisinde her geçen gün arzu ettiği başarıyı aldığı, hedefine doğru adım adım ilerlediği 3. yılın sonunda ortaya çıktı. Ve an itibariyle anlamını yitirmiş olan bu çatışmanın sonucunda Ukrayna'da iktidar değişikliği ve bir anayasa değişikliği kaçınılmazdır. Dolayısıyla Ukrayna'da yeni anayasanın kim tarafından inşa edileceği, hangi devlet başkanı tarafından konumlandırılacağı, parlamentonun ne zaman toplanacağı temel sorular bu noktada mühürlenmelidir. Aksi takdirde Zelenskiy'nin anlamsız egosu ile ilerleyebilecek ve batı dünyasının yalnız bıraktığı bir Ukrayna'nın daha fazla direnç gösteremeyeceği, toprak bütünlüğü büyük oranda zafiyete uğramış, ve anayasal düzende tekrar tutunma ihtimali dahi zayıflamış bir Ukrayna'nın uluslararası sisteme hangi bağlamda entegre edileceği sorunları bu saatten sonra hukuksal olarak da uluslararası siyaset bağlamında da sorulması gereken temel sorulardır.”
‘Ukrayna NATO ve AB üyesi olamayacak’
Batının vaatlerinin yerine getirmeyeceğini vurgulayan Orallı konuşmasına şöyle devam etti:
“İlk günden beri NATO üyesi olma ihtimalinin dahi söz konusu olmadığına defayetle vurgu yaptık. Avrupa Birliği'ne üyelik süreciyle ilintili olarak Batılı müttefikler tarafından oyalandığını, aslında bir tuzağa doğru itildiğini defalarca vurguladığımız Ukrayna'da, an itibariyle Ukrayna'daki halkın da topyekun bir sürece dahil olarak artık bu işin böyle devam etmeyeceğini, Kiev yönetiminin bir an evvel ateşkes sürecine dahil olması gerektiği ve anlamsız bir şekilde olmayan bu rekabet ortamında Batı'nın silah gücüyle ayakta durmasının mümkün olmayacağını anlatması, gördüklerini aktarması gerekmektedir. 1945'ten bu yana bir egemen devletin toprak kaybı bir çatışma süreciyle cereyan etmemiştir. Ancak daha önce bu kadar başkasının gücü üzerine bina edilen bir çatışma süreci de doğmamıştı. O bakımdan Ukrayna aldatılmışlık duygusunu an itibariyle yaşayan bir pozisyondadır. Bununla beraber Ukrayna'nın açık bir şekilde yeni anayasasını, yeni coğrafyasını içselleştirmesini bir zorunluluk olduğu gerçeğinin hepimiz farkındayız. Çatışmanın temel kazananının ABD olduğu. Trump'ın Putin'le beraber bu süreçte yeniden bir dizayn politikası izleyebilecek kabiliyeti açık bir şekilde Rusya'ya aktardığı ve bu dakikadan sonra daha uzun bir operasyonel sürecin artık küresel barışa dahi çok büyük çaplı zararlar verebileceğini görmekte ve olası 3. Dünya Savaşı senaryolarından bir an evvel arınmak adına Rusya'yla Ukrayna arasında ateşkes rejimini tesis etmekte büyük bir fayda var.”
‘Ukrayna halkı sürece müdahil olmalı’
Ukrayna halkının yeni süreçte etkili olması gerektiğine dikkat çeken Dış Politika Uzmanı Doç. Dr. Orallı sözlerini şöyle tamamladı:
“Burada bu saatten sonra süreç Ukrayna'nın elindedir. Ukrayna'da özellikle çatışmalardan zarar gören halkın sürece müdahil olması ve yeni bir yönetimle birlikte batı dünyasının ipiyle kuyuya inilmeyeceğine ilişkin pozisyonunu değerlendirmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği açısında ise, ABD’nin Ukrayna gibi bir devleti dahi uzun vadeli planlarına yem edebileceği gerçeği bu saatten sonra Avrupalı müttefiklerin çok daha yoğun şekilde dikkate alacağı bir husus haline gelmiştir. Avrupa ordusu yeniden gündeme gelecektir, ancak lidersiz Avrupa’nın bunu yapabilecek kabiliyeti var mıdır asıl soru bu noktada düğümlenecektir.”