https://anlatilaninotesi.com.tr/20250110/hakan-fidan-yeni-amerikan-yonetimiyle-yapici-ve-acik-diyalogu-surdurecegiz-1092530630.html
Hakan Fidan: Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor
Hakan Fidan: Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor
Sputnik Türkiye
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bugünkü basın toplantısında Türkiye'nin dış politikasını değerlendirdi. Fidan "Son 13 yıldır Suriye konusunda yoğun mesai... 10.01.2025, Sputnik Türkiye
2025-01-10T11:43+0300
2025-01-10T11:43+0300
2025-01-10T15:50+0300
türkiye
hakan fidan
suriye
türkiye
abd
dış politika
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/01/0a/1092530849_0:0:3072:1728_1920x0_80_0_0_77fccaba07f3c49e3142d1308b28bc3b.jpg
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle, İstanbul’da düzenlenen toplantıda gündemi değerlendirdi. Bakan Fidan, ABD'de 20 Ocak'ta göreve başlayacak yeni yönetimle ilişkiler konusunda "Yeni Amerikan yönetimiyle yapıcı ve açık diyaloğu sürdüreceğiz" dedi. Fidan "Sayın Trump'ın ülkemizin bölgesinde ve küresel düzlemde kilit rolüne ilişkin açıklamalarını not ettik. Amerikayla ilişkilerimizde yakaladığımız ivmeyi, Sayın Trump yönetimi devraldıktan sonra da daha güçlü bir şekilde sürdürmeyi hedefliyoruz" dedi. Gelen soru üzerine Bakan Fidan "Biz yabancı terörist niteliğinde olan Suriye dışından gelmiş aktörlerin, Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan ve Avrupa'dan gelmiş PKK'lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz. Kalan Suriyelilerden de gerçekten iflah olmaz kalan PKK'lı kadrolar var, onların da bir an önce terk etmesini istiyoruz. Geri kalanların, Suriye'nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz, bu projeyi" ifadeleriyle yanıt verdi. 'İmralı'da devam ediyor'Fidan yine gelen soru üzerine "Söz ettiğiniz şahıs ile ilgili herhangi bir değişiklik yok. İmralı'da devam ediyor" dedi. 2011'den bu yana stratejik sabırla sürdürdükleri Suriye politikasıyla tüm saldırılara, provokasyonlara ve engellemelere rağmen hakkı, adaleti ve insanlığı savunduklarını kaydeden Fidan, "'Haklının acelesi yok' dedik. Bugün tarihin doğru tarafında yer almanın haklı gururunu yaşıyoruz. Geçmişte Kırım'dan, Kafkasya'dan, Balkanlardan, Türkistan'dan, Irak'tan gelen kardeşlerimize gönlünü açan Türkiye'nin kapı komşumuz Suriye halkına karşı farklı bir tavır içinde olması zaten söz konusu olamazdı. Hamdolsun, geldiğimiz noktada milletimize de Suriyeli kardeşlerimize de mahcup olmadık" değerlendirmesini yaptı.'Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor'Fidan, "Son 13 yıldır Suriye konusunda yoğun mesai harcayan biri olarak bu sonucu görmek tabii ki hepimizi memnun etmiştir. Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor diyebilirim. Suriye halkı bu aşamada ülkenin yeniden imarı başta olmak üzere çeşitli büyük sınamalarla karşı karşıya." ifadelerini kullandı.Bir hafta içinde açılan Türkiye'nin büyükelçiliği ve sahada aktif çaba gösteren kurumlarının Suriye'nin yeniden imar ve kalkınma çabalarına hızlı şekilde destek olmaya başladığını hatırlatan Fidan, "Suriye politikamızın ana eksenini oluşturan unsurlar bugün de Suriye'nin istikrara kavuşturulmasının ana reçetesidir diye düşünüyoruz. Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum Türkiye'nin dış politikasında ana eksen barış, işbirliği, dayanışma ve refahtır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığı gibi herhangi bir gizli gündemi de bulunmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.'Bölücü örgüt ve Suriye'deki uzantıları için artık yolun sonu görünmekte'Bakan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Suriye sahasının terörden arındırılması 2025'in temel önceliklerinden biri olacaktır. Dikkat ederseniz bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi her zaman Türkiye olmakta. Terörle en etkin mücadeleyi de tabiatıyla yine ülkemiz yapmakta. Şunu açık ve net bir şekilde ifade edeyim, Türkiye, bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında yok etme gücüne, kapasitesine ve her şeyden önemlisi de kararlılığına sahiptir. Bugün geldiğimiz noktada bölücü örgüt ve Suriye'deki uzantıları için artık yolun sonu görünmekte. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Eski düzen devam etmeyecek. Suriye'deki yeni düzende artık hiç kimsenin 'ama'lı, 'fakat'lı ifadeler kullanma lüksü yoktur.""Yunanistan ile mevcut fikir ayrıklarımız, iyi işleyen ikili diyalog mekanizmalarımız çerçevesinde ele almaya devam ediliyor. İyi komşuluk ruhuyla hareket etmemiz iki ülkenin ve bölgenin de menfaatine olmaktadır." "Lübnan'da bugün ateşkes sağlanmış olsa da bir milyondan fazla insanın yerlerinden edildiği bir insani krizle karşı karşıyayız. Tabiatıyla Lübnan'da sağlanan ateşkes bölgemizdeki yangını söndürmeye tek başına yeterli değildir. Filistin'de akan kan durmadıkça bölge barış ve huzura kavuşamayacaktır.""Var olan bütün çabalara da aktif destek veriyoruz. Her zaman vurguladığımız üzere Orta Doğu'da kalıcı barış, İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözümünden geçmektedir. Filistinlilerin on yıllardır kendi öz yurtlarında vatansız, topraksız, devletsiz bırakılmaları asla kabul edilemez. Bu tarihi adaletsizlik giderilmediği müddetçe Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulunması, İslam dünyasının yaşadığı sıkıntıların aşılması mümkün değildir. Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya, onların haklı davalarını desteklemeye devam edecektir.""Uluslararası kamuoyunun da övgüsüne mazhar olan milli ve yerli teknolojilerimiz sadece ülkemizin güvenliğine değil, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine de katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede müttefiklik ruhu doğrultusunda NATO'yu daha güçlü kılmaktayız. Ülkemiz ittifaka sunduğu kabiliyetleri ve kapasitesi ile çok önemli bir konuma erişmiştir. 2025'te NATO Dışişleri Bakanlığı gayri resmi toplantısına, 2025'ten sonraki NATO zirvesine ev sahipliği yapacak olmamız ittifaka verdiğimiz önemin bir göstergesidir."ABD ile ilişkilere de vurgu yapan Fidan, ikili ilişkilerdeki bazı mevcut görüş ayrılıklarına rağmen geçen yıl da "nispeten olumlu bir seyir yakaladıklarını" belirtti. Fidan, Türkiye ve ABD'nin gerek bölgesel gerek küresel güç dengeleri bakımından birbirine ihtiyaç duyan iki ülke olduğunu dile getirerek, "Ülkelerimiz arasında kapsamlı ve çok boyutlu bir işbirliği zemini bugünkü konjonktürde daha da önem kazanmaktadır. Yeni Amerikan yönetimiyle bu çerçevede yapıcı ve açık diyalog sürdüreceğiz. Sayın Trump'ın ülkemizin bölgesinde ve küresel düzlemdeki kilit rolüne ilişkin açıklamalarını not ettik. Amerika ile ilişkilerimizde yakaladığımız ivmeyi, Sayın Trump yönetimi devraldıktan sonra daha güçlü bir şekilde sürdürmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.AB ile ilişkilerFidan, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin canlandırılmasına da önem atfettiklerini belirterek, "AB ülkeleri ile ikili düzlemde gerçekten iyi işleyen bir ilişki trafiğimiz var. Fakat Avrupa Birliği kurumlarıyla bu ilişki trafiği aynı şekilde gitmemekte. Geçen sene bu alanda da bir takım mesafeler kat ettik." ifadelerini kullandı.AB üyeliği konusunun altını çizen Fidan, "Avrupa Birliği üyelik konusunda biliyorsunuz yaklaşık 10 yıl önce çok farklı bir noktaya gelmiştir. Siyasi olarak o konuda bir görüş değişikliği gözlemlemiyoruz. Rasyonel bir şekilde üyeliğin olmadığı, işletilemediği bir noktada aramızdaki diğer açık kalan noktalarda ilişkileri nasıl ileri götürebiliriz?" şeklinde konuştu.Karabağ'da işgalin sona ermesiyle bölgede kalıcı barış, istikrar ve refah için tarihi bir fırsat penceresinin açıldığını bu süreçte Azerbaycan ile omuz omuza hareket ettiklerini aktaran Fidan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın, verdiği olumlu mesajları önemsediklerini belirtti.Fidan, "Müttefiklik ruhunu öldürdüğünü söyledik, her türlü dayanışma ruhuna aykırı olduğunu defaatle ifade ettik. Bu konudaki kendi milli menfaatlerimizi ve milli güvenlik çıkarlarımızı önceleyici adımları atmaktan geri durmayacağımızı zaten biliyorlar. Açıkçası Amerikalı ortaklarımız biz askeri operasyon düzenlediğimiz zaman kendilerini hedef almadığımız sürece terörle mücadele konusunda bir sıkıntımız olmadı bugüne kadar. Bundan sonra da olacağını düşünmüyorum." diye konuştu.'Amerika'nın arkasına saklanarak söz söyleyen ülkeleri dikkate almıyoruz'Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Avrupa'daki bazı küçük ülkelerin Amerika'nın şemsiyesi altında belli operasyonlara katılıp oradan söz söylemeyle ilgili geliştirdikleri politikaların ne kendilerine ne de bölgeye açıkçası katkı yaptığını düşünmüyorum. Amerika'nın olmadığı bir yerde kendileri bölgeye gelip, operasyon ve askeri güç bulundurabiliyorlarsa, görelim. Bunun böyle olmadığını biliyoruz. Amerika'nın gücünü kullanarak, onun arkasına saklanarak kendi menfaatlerini ilerletme konusunda söz söyleyen ülkeleri, açıkçası dikkate almıyoruz. Bu konudaki muhatabımız Amerika'dır. Amerika ile konuşuyoruz, arkasına takılan ülkelerle değil. Fransa'nın yapacağı bir şey varsa, anayasayla kendi vatandaşı olarak tanımladığı insanları hapishanelerden alıp, kendi ülkesine getirip, kendi hapishanesine koyup, kendi mahkemesinde yargılamasıdır. YPG'ye, hapishane hizmetleri verdirip, daha sonra 'ben onu destekleyeceğim' demesi değildir. O zaman kendi tutuklularımı alayım, bütün PKK'lıları Fransa'da bir adaya veya Fransa'da herhangi bir ile koyayım. Orada da başka bir unsuru toplayayım, onları orada getirmeden muhafaza edeyim. Böyle bir dünya olabilir mi? Dünya bunu anlamak zorunda. Sen, kendi DEAŞ tutuklularını kabul etmiyorsun. Onu hapiste tutan başka bir örgütü de desteklemeyi başka bir politikayla ifade ediyorsun. Bunun gerçeklerle, ciddiyetle alakası yok."Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığına ilişkin soruya şu şekilde yanıt verdi:"Yeni gerçeklik dışında biz de oradaki varlığımızın modalitesini tabii ki yeniden gözden geçirmek, düşünmek durumundayız. Bu şu anda yapılıyor. Yeni hükümetin attığı adımlara paralel olarak Türkiye, Suriye ile olan ilişkilerinin çerçevesini, tabiatını ve içeriğini yeniden gözden geçiriyor. Suriye'de sadece muhaliflerin kontrolü altında yaşayan bölgelerdeki 5 milyon yaklaşık Suriyeli kardeşimizin hayatı idame etmesini sağlayacak temel hizmetlerin verilmesi, güvenliğini sağlıyorduk, onun dışında temel hizmetlerinin sağlanmasına katkıda bulunuyorduk. Şimdi bu Suriye'nin tamamı için bir sorumluluk haline geldi. Sadece bizim değil, o bölge devletleri için. Bu konuda ortaklaşa ne türden adımlar atabiliriz onun toplantıları yapılıyor. Gerçekten çok yeni bir süreçteyiz daha bir ay oldu. Oradaki varlığımızın artık farklı bir boyuta evrilmesi gerekecek, her şey yolunda giderse."'PKK/YPG'ye karşı ya başkası ya Türkiye adım atacak'Fidan, "Bunu defaatle söyledik. Böyle bir tehditle yaşama şansımız yok. Ya başkası atacak ya biz atacağız" diyerek şöyle konuştu:"Örgütün malumunuz birçok ülkeyle ve istihbarat servisiyle operasyonel ilişkisi var. Birçok ülkenin askeri yapısıyla ilişkileri var. Bu kadar sızılmış, manipüle edilmiş bir örgütün kendi liderliğinden gelecek talimatla ilgili ne derece güçlü refleksi olabilir, tabii o başka bir sorun alanı. Biz bu konuyu geçmişte de açıkçası tecrübe ettik. Geçmişte de bu yönde örgüt liderliği talimat verdi, 'silahları bırakın ve çıkın' diye. Bu yönde bir çıkış başladı ama daha sonra Suriye meselesi bahane edilerek, bunu durdurdular. Başka bir mecraya girdiler.""Bu tehdit analizini yaptıktan sonra tehdidi ortadan kaldırmak için ne türden diplomatik, askeri ve istihbarat araçlara ihtiyaç var, bunları tespit edip, yolumuza devam ediyoruz. Bunu yaparken uluslararası hukuka azami riayet ediyoruz. Müttefiklik hukukumuzda hiçbir şekilde halel getirmiyoruz. Sınırımızın öbür yanındaki ülkelerin toprağında bir gözümüz yok. Amacımız bizim düşmanımız olan bir tehdidi ortadan kaldırmak. Tehdit ya kendini bize düşman etmekten çıkartacak ve biz bunu doğrulayabileceğiz. Ya başka boyuta evrilecek ya da ortadan kaybolacak. Biz illa şiddet olsun diye şiddet uygulama taraftarı değiliz."
https://anlatilaninotesi.com.tr/20250108/disisleri-bakani-hakan-fidan-iki-devletli-cozum-icin-umutluyum--1092467196.html
türkiye
suriye
abd
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/01/0a/1092530849_222:0:2953:2048_1920x0_80_0_0_59d286592641df1a906e3f48e221497a.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
hakan fidan, suriye, türkiye, abd, dış politika
hakan fidan, suriye, türkiye, abd, dış politika
Hakan Fidan: Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor
11:43 10.01.2025 (güncellendi: 15:50 10.01.2025) Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bugünkü basın toplantısında Türkiye'nin dış politikasını değerlendirdi. Fidan "Son 13 yıldır Suriye konusunda yoğun mesai harcayan biri olarak bu sonucu görmek tabii ki hepimizi memnun etmiştir. Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor diyebilirim" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle, İstanbul’da düzenlenen toplantıda gündemi değerlendirdi. Bakan Fidan, ABD'de 20 Ocak'ta göreve başlayacak yeni yönetimle ilişkiler konusunda "Yeni Amerikan yönetimiyle yapıcı ve açık diyaloğu sürdüreceğiz" dedi.
Fidan "Sayın Trump'ın ülkemizin bölgesinde ve küresel düzlemde kilit rolüne ilişkin açıklamalarını not ettik. Amerikayla ilişkilerimizde yakaladığımız ivmeyi, Sayın Trump yönetimi devraldıktan sonra da daha güçlü bir şekilde sürdürmeyi hedefliyoruz" dedi.
Gelen soru üzerine Bakan Fidan "Biz yabancı terörist niteliğinde olan Suriye dışından gelmiş aktörlerin, Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan ve Avrupa'dan gelmiş PKK'lıların ülkeyi terk etmesini istiyoruz. Kalan Suriyelilerden de gerçekten iflah olmaz kalan PKK'lı kadrolar var, onların da bir an önce terk etmesini istiyoruz. Geri kalanların, Suriye'nin yeni ortamına entegre olmasını destekliyoruz, bu projeyi" ifadeleriyle yanıt verdi.
Fidan yine gelen soru üzerine "Söz ettiğiniz şahıs ile ilgili herhangi bir değişiklik yok. İmralı'da devam ediyor" dedi.
2011'den bu yana stratejik sabırla sürdürdükleri Suriye politikasıyla tüm saldırılara, provokasyonlara ve engellemelere rağmen hakkı, adaleti ve insanlığı savunduklarını kaydeden Fidan, "'Haklının acelesi yok' dedik. Bugün tarihin doğru tarafında yer almanın haklı gururunu yaşıyoruz. Geçmişte Kırım'dan, Kafkasya'dan, Balkanlardan, Türkistan'dan, Irak'tan gelen kardeşlerimize gönlünü açan Türkiye'nin kapı komşumuz Suriye halkına karşı farklı bir tavır içinde olması zaten söz konusu olamazdı. Hamdolsun, geldiğimiz noktada milletimize de Suriyeli kardeşlerimize de mahcup olmadık" değerlendirmesini yaptı.
'Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor'
Fidan, "Son 13 yıldır Suriye konusunda yoğun mesai harcayan biri olarak bu sonucu görmek tabii ki hepimizi memnun etmiştir. Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor diyebilirim. Suriye halkı bu aşamada ülkenin yeniden imarı başta olmak üzere çeşitli büyük sınamalarla karşı karşıya." ifadelerini kullandı.
Bir hafta içinde açılan Türkiye'nin büyükelçiliği ve sahada aktif çaba gösteren kurumlarının Suriye'nin yeniden imar ve kalkınma çabalarına hızlı şekilde destek olmaya başladığını hatırlatan Fidan, "Suriye politikamızın ana eksenini oluşturan unsurlar bugün de Suriye'nin istikrara kavuşturulmasının ana reçetesidir diye düşünüyoruz. Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum Türkiye'nin dış politikasında ana eksen barış, işbirliği, dayanışma ve refahtır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığı gibi herhangi bir gizli gündemi de bulunmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
'Bölücü örgüt ve Suriye'deki uzantıları için artık yolun sonu görünmekte'
Bakan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye sahasının terörden arındırılması 2025'in temel önceliklerinden biri olacaktır. Dikkat ederseniz bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi her zaman Türkiye olmakta. Terörle en etkin mücadeleyi de tabiatıyla yine ülkemiz yapmakta. Şunu açık ve net bir şekilde ifade edeyim, Türkiye, bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında yok etme gücüne, kapasitesine ve her şeyden önemlisi de kararlılığına sahiptir. Bugün geldiğimiz noktada bölücü örgüt ve Suriye'deki uzantıları için artık yolun sonu görünmekte. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Eski düzen devam etmeyecek. Suriye'deki yeni düzende artık hiç kimsenin 'ama'lı, 'fakat'lı ifadeler kullanma lüksü yoktur."
"Yunanistan ile mevcut fikir ayrıklarımız, iyi işleyen ikili diyalog mekanizmalarımız çerçevesinde ele almaya devam ediliyor. İyi komşuluk ruhuyla hareket etmemiz iki ülkenin ve bölgenin de menfaatine olmaktadır."
"Lübnan'da bugün ateşkes sağlanmış olsa da bir milyondan fazla insanın yerlerinden edildiği bir insani krizle karşı karşıyayız. Tabiatıyla Lübnan'da sağlanan ateşkes bölgemizdeki yangını söndürmeye tek başına yeterli değildir. Filistin'de akan kan durmadıkça bölge barış ve huzura kavuşamayacaktır."
"Var olan bütün çabalara da aktif destek veriyoruz. Her zaman vurguladığımız üzere Orta Doğu'da kalıcı barış, İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözümünden geçmektedir. Filistinlilerin on yıllardır kendi öz yurtlarında vatansız, topraksız, devletsiz bırakılmaları asla kabul edilemez. Bu tarihi adaletsizlik giderilmediği müddetçe Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulunması, İslam dünyasının yaşadığı sıkıntıların aşılması mümkün değildir. Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya, onların haklı davalarını desteklemeye devam edecektir."
"Uluslararası kamuoyunun da övgüsüne mazhar olan milli ve yerli teknolojilerimiz sadece ülkemizin güvenliğine değil, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine de katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede müttefiklik ruhu doğrultusunda NATO'yu daha güçlü kılmaktayız. Ülkemiz ittifaka sunduğu kabiliyetleri ve kapasitesi ile çok önemli bir konuma erişmiştir. 2025'te NATO Dışişleri Bakanlığı gayri resmi toplantısına, 2025'ten sonraki NATO zirvesine ev sahipliği yapacak olmamız ittifaka verdiğimiz önemin bir göstergesidir."
ABD ile ilişkilere de vurgu yapan Fidan, ikili ilişkilerdeki bazı mevcut görüş ayrılıklarına rağmen geçen yıl da "nispeten olumlu bir seyir yakaladıklarını" belirtti. Fidan, Türkiye ve ABD'nin gerek bölgesel gerek küresel güç dengeleri bakımından birbirine ihtiyaç duyan iki ülke olduğunu dile getirerek, "Ülkelerimiz arasında kapsamlı ve çok boyutlu bir işbirliği zemini bugünkü konjonktürde daha da önem kazanmaktadır. Yeni Amerikan yönetimiyle bu çerçevede yapıcı ve açık diyalog sürdüreceğiz. Sayın Trump'ın ülkemizin bölgesinde ve küresel düzlemdeki kilit rolüne ilişkin açıklamalarını not ettik. Amerika ile ilişkilerimizde yakaladığımız ivmeyi, Sayın Trump yönetimi devraldıktan sonra daha güçlü bir şekilde sürdürmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Fidan, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin canlandırılmasına da önem atfettiklerini belirterek, "AB ülkeleri ile ikili düzlemde gerçekten iyi işleyen bir ilişki trafiğimiz var. Fakat Avrupa Birliği kurumlarıyla bu ilişki trafiği aynı şekilde gitmemekte. Geçen sene bu alanda da bir takım mesafeler kat ettik." ifadelerini kullandı.
AB üyeliği konusunun altını çizen Fidan, "Avrupa Birliği üyelik konusunda biliyorsunuz yaklaşık 10 yıl önce çok farklı bir noktaya gelmiştir. Siyasi olarak o konuda bir görüş değişikliği gözlemlemiyoruz. Rasyonel bir şekilde üyeliğin olmadığı, işletilemediği bir noktada aramızdaki diğer açık kalan noktalarda ilişkileri nasıl ileri götürebiliriz?" şeklinde konuştu.
Karabağ'da işgalin sona ermesiyle bölgede kalıcı barış, istikrar ve refah için tarihi bir fırsat penceresinin açıldığını bu süreçte Azerbaycan ile omuz omuza hareket ettiklerini aktaran Fidan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın, verdiği olumlu mesajları önemsediklerini belirtti.
Fidan, "Müttefiklik ruhunu öldürdüğünü söyledik, her türlü dayanışma ruhuna aykırı olduğunu defaatle ifade ettik. Bu konudaki kendi milli menfaatlerimizi ve milli güvenlik çıkarlarımızı önceleyici adımları atmaktan geri durmayacağımızı zaten biliyorlar. Açıkçası Amerikalı ortaklarımız biz askeri operasyon düzenlediğimiz zaman kendilerini hedef almadığımız sürece terörle mücadele konusunda bir sıkıntımız olmadı bugüne kadar. Bundan sonra da olacağını düşünmüyorum." diye konuştu.
'Amerika'nın arkasına saklanarak söz söyleyen ülkeleri dikkate almıyoruz'
Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa'daki bazı küçük ülkelerin Amerika'nın şemsiyesi altında belli operasyonlara katılıp oradan söz söylemeyle ilgili geliştirdikleri politikaların ne kendilerine ne de bölgeye açıkçası katkı yaptığını düşünmüyorum. Amerika'nın olmadığı bir yerde kendileri bölgeye gelip, operasyon ve askeri güç bulundurabiliyorlarsa, görelim. Bunun böyle olmadığını biliyoruz. Amerika'nın gücünü kullanarak, onun arkasına saklanarak kendi menfaatlerini ilerletme konusunda söz söyleyen ülkeleri, açıkçası dikkate almıyoruz. Bu konudaki muhatabımız Amerika'dır. Amerika ile konuşuyoruz, arkasına takılan ülkelerle değil. Fransa'nın yapacağı bir şey varsa, anayasayla kendi vatandaşı olarak tanımladığı insanları hapishanelerden alıp, kendi ülkesine getirip, kendi hapishanesine koyup, kendi mahkemesinde yargılamasıdır. YPG'ye, hapishane hizmetleri verdirip, daha sonra 'ben onu destekleyeceğim' demesi değildir. O zaman kendi tutuklularımı alayım, bütün PKK'lıları Fransa'da bir adaya veya Fransa'da herhangi bir ile koyayım. Orada da başka bir unsuru toplayayım, onları orada getirmeden muhafaza edeyim. Böyle bir dünya olabilir mi? Dünya bunu anlamak zorunda. Sen, kendi DEAŞ tutuklularını kabul etmiyorsun. Onu hapiste tutan başka bir örgütü de desteklemeyi başka bir politikayla ifade ediyorsun. Bunun gerçeklerle, ciddiyetle alakası yok."
Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığına ilişkin soruya şu şekilde yanıt verdi:
"Yeni gerçeklik dışında biz de oradaki varlığımızın modalitesini tabii ki yeniden gözden geçirmek, düşünmek durumundayız. Bu şu anda yapılıyor. Yeni hükümetin attığı adımlara paralel olarak Türkiye, Suriye ile olan ilişkilerinin çerçevesini, tabiatını ve içeriğini yeniden gözden geçiriyor. Suriye'de sadece muhaliflerin kontrolü altında yaşayan bölgelerdeki 5 milyon yaklaşık Suriyeli kardeşimizin hayatı idame etmesini sağlayacak temel hizmetlerin verilmesi, güvenliğini sağlıyorduk, onun dışında temel hizmetlerinin sağlanmasına katkıda bulunuyorduk. Şimdi bu Suriye'nin tamamı için bir sorumluluk haline geldi. Sadece bizim değil, o bölge devletleri için. Bu konuda ortaklaşa ne türden adımlar atabiliriz onun toplantıları yapılıyor. Gerçekten çok yeni bir süreçteyiz daha bir ay oldu. Oradaki varlığımızın artık farklı bir boyuta evrilmesi gerekecek, her şey yolunda giderse."
'PKK/YPG'ye karşı ya başkası ya Türkiye adım atacak'
Fidan, "Bunu defaatle söyledik. Böyle bir tehditle yaşama şansımız yok. Ya başkası atacak ya biz atacağız" diyerek şöyle konuştu:
"Örgütün malumunuz birçok ülkeyle ve istihbarat servisiyle operasyonel ilişkisi var. Birçok ülkenin askeri yapısıyla ilişkileri var. Bu kadar sızılmış, manipüle edilmiş bir örgütün kendi liderliğinden gelecek talimatla ilgili ne derece güçlü refleksi olabilir, tabii o başka bir sorun alanı. Biz bu konuyu geçmişte de açıkçası tecrübe ettik. Geçmişte de bu yönde örgüt liderliği talimat verdi, 'silahları bırakın ve çıkın' diye. Bu yönde bir çıkış başladı ama daha sonra Suriye meselesi bahane edilerek, bunu durdurdular. Başka bir mecraya girdiler."
"Bu tehdit analizini yaptıktan sonra tehdidi ortadan kaldırmak için ne türden diplomatik, askeri ve istihbarat araçlara ihtiyaç var, bunları tespit edip, yolumuza devam ediyoruz. Bunu yaparken uluslararası hukuka azami riayet ediyoruz. Müttefiklik hukukumuzda hiçbir şekilde halel getirmiyoruz. Sınırımızın öbür yanındaki ülkelerin toprağında bir gözümüz yok. Amacımız bizim düşmanımız olan bir tehdidi ortadan kaldırmak. Tehdit ya kendini bize düşman etmekten çıkartacak ve biz bunu doğrulayabileceğiz. Ya başka boyuta evrilecek ya da ortadan kaybolacak. Biz illa şiddet olsun diye şiddet uygulama taraftarı değiliz."