https://anlatilaninotesi.com.tr/20241021/1089494234.html
‘Ukrayna krizi sonrası dünyadaki ülkeler, Batı’ya karşı hareket edebilme özgürlüğünü hissetti’
‘Ukrayna krizi sonrası dünyadaki ülkeler, Batı’ya karşı hareket edebilme özgürlüğünü hissetti’
Sputnik Türkiye
Prof. Dr. Hasan Ünal'a göre Batı'nın Ukrayna savaşını başlatması ve başarısızlığa uğraması, çok kutuplu dünyaya giden yolun adeta taşlarını döşedi. Devletlerin... 21.10.2024, Sputnik Türkiye
2024-10-21T16:05+0300
2024-10-21T16:05+0300
2024-10-22T10:16+0300
eksen
radyo
radyo
radyo sputnik
rusya
ukrayna
brics
brics zirvesi
brics liderler zirvesi
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e8/0a/16/1089510744_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_c5b66d27a85c9498a8de9ddf463a875f.jpg
Tarihi BRICS zirvesi
Sputnik Türkiye
Prof. Dr. Hasan Ünal, Kazan'da düzenlenen BRICS liderler zirvesini ve çok kutuplu dünya arayışını yorumladı...
Rusya'nın Kazan kentinde 22 Ekim'de başlayacak ve üç gün boyunca sürecek olan 2024 BRICS Zirvesi, aynı zamanda Rusya'nın dönem başkanlığında gerçekleşiyor.Otuzdan fazla ülkenin katılacağı zirvede insani, ekonomik, mali, idari ve diğer alanlarda girişimler görüşülecek. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil tam 17 liderle ikili görüşme gerçekleştireceği de Kremlin tarafından açıklandı. Putin'in İran lideri Mesud Pezeşkiyan ile kapsamlı stratejik ortaklık konusunu ele alacağı bildirildi.Rusya Devlet Başkanı Danışmanı Yuri Uşakov, zirvede BRICS'e katılmak isteyen birçok devletin bulunacağını kaydetti. Rusya'nın bugüne kadarki en büyük dış politika etkinliklerinden birisi olması beklenen BRICS 2024 liderler zirvesinde, BRICS'e yeni üyelerin kabulü için net kriterlerin belirlenmesi ve ortak ülkelerle çeşitli formatlarda işbirliği yapılmasının sağlanması da ana konulardan birisi olacak.BRICS'te dikkat çeken bir diğer husus ise BRICS Pay ödeme sisteminin demo tanıtımının yapılacak olması.Kazan’da düzenlenecek BRICS liderler zirvesinin önemini, çatışmaların gölgesinde çok kutuplu dünya arayışını, BRICS’in devletlerin dış politikasına etkisini ve Türkiye’nin devlet bazında BRICS’e yaklaşımını, uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ile konuştuk.‘Batı dünyasının burun kıvıran tavrının sebebi, Batı dışında hiçbir şeyin önemli olmayacağı varsayımından geliyor’BRICS’in giderek güçlenen bir kuvvet ve çekim merkezi haline geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ünal’a göre, Avrupa’nın BRICS’i küçümseme eğiliminin altında, Batı’nın kendisi dışında hiçbir şeyin önemli olmayacağına dair kesin inancı yatıyor:‘Ukrayna krizi sonrası dünyadaki ülkeler, Batı’ya karşı hareket edebilme özgürlüğünü hissetti’BRICS’in en başta Batı’ya karşı çıkabilecek güçte veya potansiyelde ülkeler tarafından oluşturulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, bugün BRICS’e duyulan ilginin temel sebebinin Ukrayna krizi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre Batı’nın Ukrayna’da çuvallaması ve Rusya’ya karşı tüm planlarının başarısız olması, dünyadaki diğer devletlere de Batı’dan bağımsız dış politika üretme imkanı tanıdı:‘On yıl sonra hepimiz inşallah BRICS konusunda bugün atılan adımların ne kadar tarihi olduğunu teyit etmiş olacağız’BRICS’in geliştirdiği ve SWIFT’e alternatif olması beklenen BRICS Pay ödeme sistemine değinen Prof. Dr. Hasan Ünal, ABD’nin küresel tekelinin kırılmasındaki en büyük adımlardan birinin, devletler için finansal özgürlüğün sağlanması olacağını vurguladı. Donald Trump’ın dolarsızlaşan ülkelere gümrük vergisi tehdidini de yorumlayan Prof. Dr. Ünal’a göre, her türlü çabaya rağmen Amerika son hamlelerini yapıyor:‘Türkiye’nin BRICS başvurusu doğru ama yetkililerin açıklamaları hatalı’Türkiye’nin BRICS’i kamuoyuna anlatımında birtakım eksiklikler bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Ünal, BRICS başvurusunda Avrupa Birliği mevzusunun ortaya konulmasının doğru bir tutum olmadığını belirtti:‘Pazarlık yapmayı isteyen bir tutum var. Bu, devletlerin inandırıcılığını azaltır’Devletlerin dış politikada çok yönlü hareket etmesi gereken yeni bir döneme girildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ünal, Türkiye’nin her türlü uluslararası konuyu “pazarlık” meselesi haline getiren dış politika yaklaşımını eleştirdi. Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre bu durum, Türkiye’nin inandırıcılığını zedeleyebilir:
rusya
ukrayna
kazan
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2024
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e8/0a/16/1089510744_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_9205ff1cb3febadd8fdeda3fe6806141.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
аудио, radyo, radyo, radyo sputnik, rusya, ukrayna, brics, brics zirvesi, brics liderler zirvesi, kazan
аудио, radyo, radyo, radyo sputnik, rusya, ukrayna, brics, brics zirvesi, brics liderler zirvesi, kazan
‘Ukrayna krizi sonrası dünyadaki ülkeler, Batı’ya karşı hareket edebilme özgürlüğünü hissetti’
16:05 21.10.2024 (güncellendi: 10:16 22.10.2024) Prof. Dr. Hasan Ünal'a göre Batı'nın Ukrayna savaşını başlatması ve başarısızlığa uğraması, çok kutuplu dünyaya giden yolun adeta taşlarını döşedi. Devletlerin artık Batı'dan bağımsız hareket edebildiğini kaydeden Ünal, Türkiye'nin de BRICS zirvesini pazarlık meselesi haline getirmemesi gerektiği uyarısında bulundu.
Rusya'nın Kazan kentinde 22 Ekim'de başlayacak ve üç gün boyunca sürecek olan 2024 BRICS Zirvesi, aynı zamanda Rusya'nın dönem başkanlığında gerçekleşiyor.
Otuzdan fazla ülkenin katılacağı zirvede insani, ekonomik, mali, idari ve diğer alanlarda girişimler görüşülecek. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil tam 17 liderle ikili görüşme gerçekleştireceği de Kremlin tarafından açıklandı. Putin'in İran lideri Mesud Pezeşkiyan ile kapsamlı stratejik ortaklık konusunu ele alacağı bildirildi.
Rusya Devlet Başkanı Danışmanı Yuri Uşakov, zirvede BRICS'e katılmak isteyen birçok devletin bulunacağını kaydetti. Rusya'nın bugüne kadarki en büyük dış politika etkinliklerinden birisi olması beklenen BRICS 2024 liderler zirvesinde, BRICS'e yeni üyelerin kabulü için net kriterlerin belirlenmesi ve ortak ülkelerle çeşitli formatlarda işbirliği yapılmasının sağlanması da ana konulardan birisi olacak.
BRICS'te dikkat çeken bir diğer husus ise BRICS Pay ödeme sisteminin demo tanıtımının yapılacak olması.
Kazan’da düzenlenecek BRICS liderler zirvesinin önemini, çatışmaların gölgesinde çok kutuplu dünya arayışını, BRICS’in devletlerin dış politikasına etkisini ve Türkiye’nin devlet bazında BRICS’e yaklaşımını, uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ile konuştuk.
‘Batı dünyasının burun kıvıran tavrının sebebi, Batı dışında hiçbir şeyin önemli olmayacağı varsayımından geliyor’
BRICS’in giderek güçlenen bir kuvvet ve çekim merkezi haline geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ünal’a göre, Avrupa’nın BRICS’i küçümseme eğiliminin altında, Batı’nın kendisi dışında hiçbir şeyin önemli olmayacağına dair kesin inancı yatıyor:
“BRICS zirvesinin fevkalade önemli olduğuna şüphe yok. Yeni bir dünyanın inşası konusunda atılan en önemli adımlardan birisi bu. Batı dünyasının burun kıvıran tavrının sebebi, Batı dışında hiçbir şeyin önemli olmayacağı varsayımından geliyor. Özellikle Sovyetler’in dağılmasından sonra ABD ve kolektif Batı birçok savaş yaparken veya birçok ülkeyi yaptırımlarla sıkıştırırken hep şu tabiri kullanırlardı: ‘uluslararası toplum’. Buradaki uluslararası toplum lafından kastettikleri kendileri. Burada da kendileri dışında bir oluşum var. Teorik olarak BRICS’in kapıları onlara da açık fakat Batı ülkelerinin gidip başvuracağı ihtimali, görülebilir gelecekte zor. Fakat orta vadede Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin de BRICS’e girmek isteyebileceğini düşünüyorum. Orada önemli bir sıklet merkezi oluşuyor. Bütün ülkeler orada yer almayı, yer almamaya tercihe der. Ama bu zaman alır. On-yirmi sene önce, dünyanın çok kutupluluğa evrileceğini düşünmek gibi. Zaman alacak.”
‘Ukrayna krizi sonrası dünyadaki ülkeler, Batı’ya karşı hareket edebilme özgürlüğünü hissetti’
BRICS’in en başta Batı’ya karşı çıkabilecek güçte veya potansiyelde ülkeler tarafından oluşturulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, bugün BRICS’e duyulan ilginin temel sebebinin Ukrayna krizi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre Batı’nın Ukrayna’da çuvallaması ve Rusya’ya karşı tüm planlarının başarısız olması, dünyadaki diğer devletlere de Batı’dan bağımsız dış politika üretme imkanı tanıdı:
“Batılıların bunu önemsemiyormuş gibi görünmesini anlayışla karşılamak lazım. Bunun içinde psikolojik travma da var. Batı’ya rağmen bu ülkeler bir araya geliyor. İlk önce Batı’ya kafa tutma eğilimi içinde olan ülkeler; mesela Çin, Rusya, hatta yine Batı’ya kafa tutma potansiyeli olan Hindistan ve Brezilya bir araya geldi. Sonra Güney Afrika da buraya katıldı. Bu da kendi içinde anlaşılır bir durumdu. Bu ülkeler zaten Batı’ya karşı farklı sebeplerle tavır içindeydi, bir araya gelmeleri de beklenen bir şeydi.
Fakat bu Ukrayna savaşı ile birlikte o kadar hızlı gelişmeler oldu ki… Batı, o savaşı başlatmak suretiyle çok kutupluluğun tüm taşlarını çok hızlı bir şekilde döşemiş oldu. Çünkü, Batı'nın savaşı başlatırken ortaya koyduğu varsayımların hiçbirisi doğru çıkmadı. ‘Rusya dize getirilecek, finansal olarak perişan edilecek, askeri olarak savaş alanında büyük bir yenilgiye uğrayacak, halk Kremlin’i basıp Putin’i indirecek. Putin savaş suçlusu olarak yargılanacak’ dediler. O dönem İskandinav ülkelerinin düşünce kuruluşları ve hatta bazı siyasileri dahi, Avrupa’nın güvenliği ve geleceği açısından Rusya’nın parçalara ayrılmasından bahsediyordu. Şimdi bu varsayımların hiçbirinin doğru çıkmayacağı anlaşıldığı andan itibaren, bütün dünyada bir kaynaşma oldu.
Bu kaynaşmanın belirleyici faktörü ise, Batı’ya karşı hareket edebilme özgürlüğünün ülkeler tarafından hissedilebilmesi oldu. Bütün ülkelerin dış politikada stratejik otonomisi oluştu. Afrika, Avrasya, Latin Amerika, Ortadoğu ülkeleri vs. bunu hissetti. İsrail de Gazze’de yaptığı soykırımla birlikte Batı’nın bütün değerlerini denize döktü. Hepsinin yalan ve uyduruk şeyler olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine Batı’nın elindeki en önemli ahlaki argüman da kaybedilmiş oldu. Çin ve Rusya gibi öncül BRICS ülkelerinin kıymeti, diğer devletler tarafından daha iyi anlaşıldı. Şimdi BRICS’te bir sıklet merkezi oluşuyor. Bu, BM’ye bir alternatif değil. Bölgesel bir örgüt de değil. Ama bütün dünyanın katılacağı, evrensel bir örgüt de değil.”
‘On yıl sonra hepimiz inşallah BRICS konusunda bugün atılan adımların ne kadar tarihi olduğunu teyit etmiş olacağız’
BRICS’in geliştirdiği ve SWIFT’e alternatif olması beklenen BRICS Pay ödeme sistemine değinen Prof. Dr. Hasan Ünal, ABD’nin küresel tekelinin kırılmasındaki en büyük adımlardan birinin, devletler için finansal özgürlüğün sağlanması olacağını vurguladı. Donald Trump’ın dolarsızlaşan ülkelere gümrük vergisi tehdidini de yorumlayan Prof. Dr. Ünal’a göre, her türlü çabaya rağmen Amerika son hamlelerini yapıyor:
“Batı’nın gücünün dengelenmesi açısından atılan adımlardan birisi BRICS Pay ödeme sistemi. Batı’nın gücünü dengelemek için atılan adımlarda da ülkelerin cesur olabilmeleri çok önemliydi. Bütün bunlar oldu şu anda. BRICS hızla yoluna devam edecek gibi görünüyor. Giderek büyüyecek. Daha önemli bir platforma dönüşmemesi için önünde hiçbir engel yok. Öte yandan BRICS, oraya katılan ülkeler açısından alternatif ticaret alanlarının ve ekonomik yatırımların konuşulacağı bir platform. Dış ticarette ABD dolarının rezerv para olarak kullanımından çıkartılması veya yerinin düşürülmesi yönünde de çabalar var. Bu, Amerika’nın bilhassa uluslararası ticaretteki gücünü önemli ölçüde zayıflatacaktır. Bu tür kararlar BRICS toplantılarından çıkacak şeyler ve çıkmaması için de hiçbir sebep yok.
Amerika artık son hamlelerini yapıyor. Şirketler bazında çalışıyor, bankalar bazında çalışıyor, tehditler yapıyor. Kredi verilemeyeceğini, belli yöntemlerle belli şirketlere ödeme yapılamayacağını söylüyor. Bunların da sonunun gelmesi yönünde birtakım hareketler BRICS içinde gelişecektir. En önemli şey bu. Amerika’nın da bu olup bitenler karşısında yapabileceği pek bir şey yok. Bu konuda en azından Trump’ın bir tezi var. Donald Trump, ‘ABD dolarını kendi dış ticaret sisteminden dışlayan tüm ülkelere, ABD’ye ihraç ettikleri mallarda yüzde 100 gümrük vergisi uygulayacağım’ diyor. Çünkü bu, kendi şirketleri ve halkı üzerinde nasıl olumsuzluklar yaratacağı hesap edilmeden söylenmiş bir şey. Öte yandan ABD derin devletinin uzantıları yani Kamala Harris gibi gruplarla hareket edenlerin bir tezi de yok. Eskiden tezleri şuydu: ‘Bu konuda baş kaldıran ve bir şey yapmaya çalışan tüm ülkelere karşı demokratikleştirme ve silah kullanma’. Şimdi bunu da kolay kolay yapamazlar. On yıl sonra çok farklı bir dünyadan bahsediyor olacağız. İşte on yıl sonra hepimiz inşallah BRICS konusunda bugün atılan adımların ne kadar tarihi olduğunu teyit etmiş olacağız.”
‘Türkiye’nin BRICS başvurusu doğru ama yetkililerin açıklamaları hatalı’
Türkiye’nin BRICS’i kamuoyuna anlatımında birtakım eksiklikler bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Ünal, BRICS başvurusunda Avrupa Birliği mevzusunun ortaya konulmasının doğru bir tutum olmadığını belirtti:
“Türkiye’nin BRICS’e başvurusunu çok doğru bulmakla birlikte, bu başvuru izah edilirken yetkililer tarafından kullanılan argümanların tutarsız olduğu kanaatindeyim. Hatta doğru olmadığını bile söyleyebilirim. Sizin de ifade ettiğiniz gibi ‘Türkiye vaktinde Avrupa Birliği’ne alınmış olsaydı, BRICS gündemimiz olmazdı’ tarzı açıklamalar yapıldı. Bu doğru bir açıklama değil. Zaten olmamış olaylar üzerine yani ‘geçmişte olsaydı’ şeklindeki sözlerle, politika ifade eden açıklamalar yapılmaz. Bunu ancak akademisyenler kendi aralarında tartışırsa tartışır. Kaldı ki akademide de olmamış olaylar üzerine tartışmak fazlaca ilgi çeken bir şey değildi. 1. Dünya Savaşı’nı Almanya, Osmanlı, Avusturya-Macaristan kazansa ne olurdu sorusu gibi. Neler olabileceğini bilemeyiz. O yüzden bu tür tartışmalarda, politika ifadesi anlamına gelen açıklamalarda çok dikkatli olmak lazım. Bana kalırsa Türkiye kendisini şöyle savunmalı: ‘BRICS’e girmek, benim jeopolitik durumum itibarıyla bir mecburiyet. BRICS, çok önemli bir oluşum ve önemi artarak devam edecektir. NATO üyeliğim de devam ediyor.”
‘Pazarlık yapmayı isteyen bir tutum var. Bu, devletlerin inandırıcılığını azaltır’
Devletlerin dış politikada çok yönlü hareket etmesi gereken yeni bir döneme girildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ünal, Türkiye’nin her türlü uluslararası konuyu “pazarlık” meselesi haline getiren dış politika yaklaşımını eleştirdi. Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre bu durum, Türkiye’nin inandırıcılığını zedeleyebilir:
“Ben, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden bile bazılarının yakın bir gelecekte BRICS’in kapısına geleceğini, hem AB hem NATO üyesi olarak devam edebileceklerini düşünüyorum. Burada birtakım imkanlar var. Avrupalı ülkelerin ‘biz neden faydalanmayalım’ diyeceğini düşünüyorum. Ülkelerin dış politikasının çok taraflı olması gereken bir dönemdeyiz. Çok kutuplu bir dünyadayız. Bunu savunmak lazım. Öbür türlü ‘ABD bana karşı PKK/YPG’yi desteliyor. Kıbrıs’ta karşımda duruyor. Ben de gidip Rusya ile ilişkilerimi canlı tutmaya çalışıyorum’ anlamına gelecek. Amerika bunları yapmasa ne olacaktı? Rusya koskoca bir devlet. Fırsatlar elde edebileceğimiz bir komşu. Üstelik 2. Dünya Savaşı’nın sonlarındaki Sovyet tehdidi de artık hiç yok. Amerika ile ilişkilerimiz iyi diye, tüm bu fırsat ve imkanlardan kendimizi uzak mı tutacaktık? Çin ile ilişki kurmayacak mıydık? Böyle olur mu?
Burada anlatılması gereken şey, çok kutupluluk üzerine inşa edilen bir dış politikanın ifadesi olmalı. Fakat bunu yapmıyorlar. Demek ki kafalarında şu var: Çok kutupluluğu anlamaktan, onun üzerine vizyoner bir politika inşa etmekten ziyade pazarlık yapmak istiyorlar. Bu doğru bir şey değil. Çok fazla zorlandığı zaman da bunun hiçbir inandırıcılığı kalmaz. Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini ‘normalleştirmek istiyormuş’ gibi davranması örneğin. Kimse de inanmaz. Siz her şeyi herkesle pazarlığa açıyorsunuz. BRICS’teki ülkelere gidip pazarlık yapıyorsunuz. Halbuki pazarlıklar kendiliğinden olmalı. Pazarlık olmadan da elde edilen fırsatlar vardır. Devletler birbiriyle işbirliğinin kendilerine ne katacağını aşağı yukarı bilir, siz de öyle hareket edersiniz. Bunlar cıvık pazarlığa dönüşürse ülkenin inandırıcılığı kaybolur. Yakın zamanda bu riskleri ilk defa görmeye başladım.”