00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
DÜNYA HABERİ
11:05
14 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
15 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
54 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
BÖLGENİN KALBİ
19:05
84 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
12:35
19 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:05
115 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
6 dk
HABERLER
17:00
5 dk
HABERLER
18:00
7 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920, 19.10.2024
SAĞLIK
Sağlık haberleri, sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşam üzerine her şey

Gıdalarda kimyasal tehdit: 'Karıncalar bile yemiyor'

© AAGıda- beslenme
Gıda- beslenme - Sputnik Türkiye, 1920, 15.10.2024
Abone ol
Uzmanlar, gıdalardaki katkı maddelerine karşı uyarıyor ve "Yere düşmesi halinde katkı maddesi olan ürünü kedi veya karınca bile yemez" dedi. TÜKONFED Gıda Komisyonu Üyesi Gıda Mühendisi Aydan Dalbastı ise en çok taklidi yapılan ürünlerin bal, salça ve peynir ürünleri olduğunu ifade etti.
Son dönemde gıda ürünlerinde yapılan sahtecilik bir gündemden düşmüyor. Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise gıdalara konan katkı maddeleri.
Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine göre ürünlerin uzun süre raflarda bozulmadan kalmasını sağlamak için birçok işlem uygulanıyor.
Onkolog Dr. Yavuz Dizdar bazı uygulamaların gıdaların besleyiciliğini düşürdüğünü vurguluyor:

“Endüstri, ürünün raf ömrünü uzatabilmek için ürünleri aşırı yüksek sıcaklık (UHT), çok yüksek basınç, homojenizasyon, radyoaktif ışınlama gibi işlemlere tabi tutuyor. Böylece süt, ayran ve yoğurt ekşimiyor, yumurta kokuşmuyor. Ancak bu uygulamalar gıdaların besleyici değerini yani faydalandığımız kısmını yok ediyor. Endüstriyel beslenme sonucunda özellikle diyabet, kalp hastalıkları, tiroit ve kalınbağırsak gibi dokuların otoimmün hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve kanser artış gösteriyor. Artan diğer sorunlar ise fıtıklar, saç ve tırnak zayıflıkları, eklemlerdeki esneklik. Sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanırsak hastalıklarımızın iyileştiğini göreceğiz. Vücudun ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması için en iyi kaynaklar taze sebze ve meyveler, işlemden geçmemiş sütten üretilmiş yoğurt, kefir ya da gerçek boza gibi mayalanmış ürünler, bakliyat, hububat ve doğal beslenmiş hayvanın etidir.

'Endüstriyel keki kedi bile yemez'

Bozulabilen, ekşiyebilen ürünler doğaldır ve kilo aldırmaz. Neyin yenebilir olduğu konusunda hayvanlara bakın. Mesela işlemden geçmiş süt, salam ve sosisi kediler yemez. Evde hazırladığınız bir kek yere döküldüğünde karıncalar yer. Ama endüstriyel kek yere döküldüğünde karıncalar dönüp bakmıyor bile. Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren yemlerle beslenen hayvanlar kanser oluyor. Bizler de o hayvanları yiyoruz. Böceklenmesin diye nohutun ve mercimeğin bile radyoaktif ışınlamadan geçirildiği söyleniyor. Sosis o kadar çok işlemden geçiriliyor ki tadı kayboluyor. Bunu önlemek için tatlandırıcı koyuyorlar. Tatlandırıcılar da rengini değiştiriyor. Onu da içine boya koyarak çözüyorlar. Tüm bunlardan sonra ‘Kanserli insan sayısı neden hızla artıyor, neden bu kadar küçük yaşta kanser olunuyor?’ diyoruz. İnsanlar yoğurt, beyaz et gibi besinler yiyerek sağlıklı beslendiklerini zannediyor. Ama doğal olanlarını tüketmezlerse, sağlıklı zannettiğimiz o gıdalar sağlığımızı mahvediyor.”

'En çok taklit bal, salça ve peynirde'

TÜKONFED Gıda Komisyonu Üyesi Gıda Mühendisi Aydan Dalbastı taklidi en kolay yapılan besinleri paylaştı:
“Gıdalarda kimyasal dediğimizde tüketicinin ilk aklına gelen gıda katkı maddeleri oluyor. Gıda katkı maddeleri, özellikle E- kodlu olanlar gıda ve sağlık otoritelerince kullanımı uygun olan maddelerdir. Gıdaların ilgili tebliğ ve yönetmeliklerinde, ‘izin verilen şekilde ve miktarlarda’ gıda kodeksine uygun olarak kullanılabilirler. Bu katkı maddelerinin tamamı üretici tarafından ürün etiketlerinde beyan edilmek zorundadır. Bu konudaki en büyük risk, gıda katkı maddelerinin izin verilen yasal sınırların dışında ve bilinçsizce kullanımıdır. Özellikle merdiven altı ve kayıt dışı üretimde bu durum insan sağlığını tehdit edecek boyutlarda olabilir. Gıda takviyeleri ürünlerinde, tespit edilen ilaç etken maddeleri yine yasal olmayan kimyasallardır. En çok taklit ve tağşişi yapılan gıdalar bal, salça, et ve şarküteri ürünleri, peynir ve süt ürünleri, zeytinyağı gibi ürünler olmaktadır.”

'Çin tuzuna dikkat'

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, katkı maddesi olan ürünlerden uzak durulması gerektiğini vurguladı ve şunları söyledi:
“Gıdalarda, yiyecek ve içeceklerde yaklaşık 100 bine yakın gıda katkı maddesi var. Bunlar son 100 yılda gıdaların, içeceklerin içerisinde katılmaya başlandı. Bunların çoğu test edip onaylanmamıştır. Bu gıda katkı maddeleri çok büyük bir sorun olarak insanların önünde bulunmaya devam ediyor. O yüzden hastalıklar giderek artıyor. Bazı gıdalarda birden fazla kimyasal bulunuyor. Çin tuzu olarak geçen bir madde var, bu madde de beyin fonksiyonları için son derece zararlı bir madde. Yapılan çalışmalarda da beyin hücrelerini öldürdüğüne dair birçok çalışma var. Obeziteden diyabete, diyabetten, nörolojik hastalıklara kadar yol açan katkı maddelerinden biri. Renklendiriciler ise çocuklarda ve yetişkinlerde, nörolojik ve psikiyatrik sorunlara yol açtığına dair bol miktarda bilgi var elimizde. Özellikle çocuklarda dikkat eksikliği, harekat bozukluğu ve konsantrasyon bozukluğu gibi hastalıklara yol açığına dair kesin olarak ispatlanmış bilgiler var. Yine salam, sosis ve kırmızı et gibi şarküteri ürünlerinde nitrat nitritler var. Bunların da kanserojen olduğunu biliyoruz. Yapmamız gereken şey şu, paketlenmiş, hazır, ambalajlı, üzerinde son kullanma tarihi olan içinde gıda katkı maddeleri olan yiyeceklerden kesinlikle uzak durulmalı. Mevsimindeki sebze ve meyveler ile organik gıdalar tüketilmeli mümkünse.”
'Kalp krizi geçiren kadın 45 dakika sonra hayata döndü' - Sputnik Türkiye, 1920, 29.09.2024
YAŞAM
Doç. Dr. Keskin kalp krizinde 'üçe üç kuralını' anlattı: Kalpte baskı, sıkışma ve yanma ne zaman tehlikeli?
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала