Lavrov: İstanbul'da varılan anlaşma Ukrayna'da çözümün temeli olabilirdi
© Sputnik / Сергей ГунеевRusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov BM toplantısında
© Sputnik / Сергей Гунеев
Abone ol
Rusya'nın Ukrayna'da çözümle ilgili yaklaşımını değiştirmediğini ve İstanbul'daki anlaşmayı temel teşkil edecek bir belge olarak gördüğünü kaydeden Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Batı ve Kiev'e atmaları gereken adımları tekrar hatırlattı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova'nın Ukrayna'da diplomatik çözüme açık olduğunu ve Mart 2022'de İstanbul'da paraf edilen anlaşmanın o dönemde çözümün temelini oluşturabilecek kapasitede olduğunu belirtti.
Amerikan Newsweek dergisine verdiği demeçte Ukrayna'da çözüm olasılığını değerlendiren Lavrov, "Bizim tutumumuz iyi biliniyor ve değişmeden duruyor. Rusya, siyasi ve diplomatik çözüme açık. Olası çözüm, krizin temel nedenlerini ortadan kaldırmalı. Bununla beraber ateşkes değil, çatışmanın sonlandırılması söz konusu olmalıdır" dedi.
Çözüm için Batı'nın silah sevkiyatlarına, Kiev'in de silahlı faaliyetlere son vermesi gerektiğinin altını çizen Lavrov, Ukrayna'nın bağlantısız, blok dışı ve nükleersiz statüsüne dönmesi, Rus dilini koruması ve tüm vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini koruması gerektiğini ifade etti.
"29 Mart 2022'de Rusya ve Ukrayna heyetleri tarafından paraf edilen İstanbul'daki anlaşma, çözümün temelini teşkil edebilirdi. Bu anlaşma, Kiev'in NATO'ya katılmaktan vazgeçmesini öngörüyordu ve o anda sahada oluşan gerçekliklerin kabulü halinde Ukrayna için güvenlik garantileri içeriyordu" diye devam eden Lavrov, geride kalan 2.5 yılda söz konusu gerçekliklerin ciddi anlamda değiştiğine dikkat çekti.
Haziran ayında Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki çatışmanın çözümü için Kırım, Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporojye bölgelerinin statüsünün Rus bölgesi olarak tanınmasını, Ukrayna'nın bağlantısız ve nükleer silahlardan arındırılmış statüsünün pekiştirilmesini, askersizleştirilmesini ve aynı zamanda Rusya karşıtı yaptırımların kaldırılmasını öngören yeni barış önerilerinde bulunmuştu.
Amerikan Newsweek dergisine verdiği demeçte Ukrayna'da çözüm olasılığını değerlendiren Lavrov, "Bizim tutumumuz iyi biliniyor ve değişmeden duruyor. Rusya, siyasi ve diplomatik çözüme açık. Olası çözüm, krizin temel nedenlerini ortadan kaldırmalı. Bununla beraber ateşkes değil, çatışmanın sonlandırılması söz konusu olmalıdır" dedi.
Çözüm için Batı'nın silah sevkiyatlarına, Kiev'in de silahlı faaliyetlere son vermesi gerektiğinin altını çizen Lavrov, Ukrayna'nın bağlantısız, blok dışı ve nükleersiz statüsüne dönmesi, Rus dilini koruması ve tüm vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini koruması gerektiğini ifade etti.
"29 Mart 2022'de Rusya ve Ukrayna heyetleri tarafından paraf edilen İstanbul'daki anlaşma, çözümün temelini teşkil edebilirdi. Bu anlaşma, Kiev'in NATO'ya katılmaktan vazgeçmesini öngörüyordu ve o anda sahada oluşan gerçekliklerin kabulü halinde Ukrayna için güvenlik garantileri içeriyordu" diye devam eden Lavrov, geride kalan 2.5 yılda söz konusu gerçekliklerin ciddi anlamda değiştiğine dikkat çekti.
Haziran ayında Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki çatışmanın çözümü için Kırım, Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporojye bölgelerinin statüsünün Rus bölgesi olarak tanınmasını, Ukrayna'nın bağlantısız ve nükleer silahlardan arındırılmış statüsünün pekiştirilmesini, askersizleştirilmesini ve aynı zamanda Rusya karşıtı yaptırımların kaldırılmasını öngören yeni barış önerilerinde bulunmuştu.
Bu koşullar arasında Kiev'in NATO'ya katılmayı reddetmesi yer almıştı.
Rus lider, aynı zamanda eski Avrupa-Atlantik güvenlik sisteminin çöktüğüne de dikkat çekmiş, kıtadaki tüm devletlerin çıkarlarını dikkate alacak yeni bir mimari inşa edilmesini önermişti.
Ukrayna tarafı bu girişimi reddederken, kendi barış formülünü Batı'ya dayatan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Moskova'nın önerisini ültimatom olarak nitelendirmişti.
Vladimir Zelenskiy’in danışmanı Mihail Podolyak ise Rusya'nın yeni girişimlerinin ‘gerçek bir barış önerisi’ içermediğini iddia etmişti.