Cem Garipoğlu'nun fethi kabir tutanağında çarpıcı detaylar: 'Kemikler dağınık, naylon poşet görüldü'
15:49 03.10.2024 (güncellendi: 15:53 03.10.2024)
© İHACem Garipoğlu mezar
© İHA
Abone ol
Münevver Karabulut’u 15 yıl önce öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarı açılması gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Mezardan çıkarılan cesedin kalıntıları tabuta konularak Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Öte yandan Garipoğlu'nun fethi kabir tutanağında dikkat çeken detaylar yer aldı. Kefen olmadığı vurgulanan tutanakta, naylon poşet bulunduğu yer aldı.
Bahçeşehir’de 2009 tarihinde lise öğrencisi Münevver Karabulut’u katleden Cem Garipoğlu’nun mezarının açılma işlemi tamamlanmasıyle beraber detaylar da ortaya çıkmaya başladı. Garipoğlu’nun mezarından çıkarılan cesedin kalıntıları tabuta konularak cenaze aracına taşındı. Cesedin kalıntıları, kimlik eşleşmesi yapılmak üzere polis eskortunda Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Mezarın kazılmasının ardından Garipoğlu'nun çıkarılan cesedi tabuta yerleştirildi. Ayrıca, tüm bu işlemler görüntü ve fotoğraf çekilerek kayıt altına alındı. Garipoğlu'ndan alınan DNA örnekleri ailesiyle eşleştirilecek ve mezardaki kişinin Garipoğlu olup olmadığı netleşecek.
Mezarlıkta Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ve Garipoğlu ailesinin avukatı Orhan Şahin hazır bulundu. Karabulut ve Garipoğlu ailesi ise mezarlığa gelmedi. Cem Garipoğlu'nun tutuklu olduğu cezaevinde gerçekten intihar edip etmediği sorusu tartışılırken Garipoğlu'nun fethi kabir tutanağındaki dikkat çeken detaylara ulaşıldı.
"Kefen yok, naylon poşet görüldü"
Habertürk'ün haberine göre, Cem Garipoğlu'nun fethi kabir tutanağında, yer alan adli tıp uzmanlarının beyanlarında, mezarın iki katlı olduğu ve ilk katın boş olduğu tespiti yer aldı. Tutanakta, “Kaldırılan beton tabakaların altında bir takım kemik örneklerinin olduğu görülerek tarafımızdan mezar içerisine inildi, lüzumu halinde kimliklendirme yapılabilmesi amacıyla bulunabilen tüm kemik parçalarının alınması uygun görüldü. Burada kemiklerin serbest vaziyette olup, kefen veya cesedi çevreleyen bir bez bulunmadığı görüldü. Bir adet düğüm içeren 30x30 cm boyutunda şeffaf naylon poşet görüldü. Otopsi kesisine bağlı olarak iki parça halinde kafatası mandibula ve maksilla kemiklerinde dişlerin soketlerinde olduğu her iki üst ve alt ekstremite büyük kemikleri, her iki skapula, her iki pelvis kemiği, sakrum, kosta vertebra, el ve ayak kemikleri otopsi örmek bezi içerisine konularak cenaze ceset torbası içerisinde muhafaza altına alındı” ifadeleri yer aldı.
"Kemikler ve kafatası dağınık bir şekilde toprak üstünde"
Tutanakta ölenin yakınlarının hazır bulunmaması nedeniyle ceset bütünlük arz etmese dahi kimlik teşhisi yapılamadığı belirtildi. Tutanakta şu ifadeler yer aldı:
“Cesedin üzerinde kefen, bez veya cesedi çevreleyen herhangi bir materyal olmadığı tarafımızdan çıplak gözle görülmüş olup, kemikler ve kafatası dağınık bir şekilde toprak üstünde bulunmuştur. Son olarak Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan talimat uyarınca yetki alanında olması hasebiyle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca infaz edilen Fethi Kabir ve bu işleme esas olabilecek tespitlerin yapılması için Garipoğlu ailesinin erkek bireylerinin YSTR DNA örneklerinin alınması elzem olup talimat Başsavcılığınca bu konuda müzekkere yazılmasını talep ediyoruz.
DNA örneklerinin güncel örneklerden çalışılmasını ve geçmişte mevcut bulunan örneklerle yetinilmemesini maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sunacağını düşünüyoruz. Bu nedenle yeniden DNA örneklerinin alınması için soruşturmayı yapan Savcılığa müzekkere yazılmasını istiyoruz talimat yazılmayacaksa ölenin yakınlarından Savcılığınızca resen DNA örneklerinin alınmasını talep ediyoruz dediler.”
Ne olmuştu?
Bahçeşehir'de bir villada öldürülen Münevver Karabulut'un parçalanmış cesedi, 3 Mart 2009'da Etiler'de bir çöp konteynerinde bulunmuştu.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de Münevver Karabulut'u öldürdüğü gerekçesiyle Cem Garipoğlu'nu 24 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Garipoğlu, 10 Ekim 2014'te kaldığı Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde intihar etmişti.
Yapılan otopsinin ardından Garipoğlu toprağa verilirken, aileden alınan DNA örnekleri de bu kişiyle uyuşmuştu.
Daha sonra Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, Garipoğlu'nun mezarının açılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na talepte bulunmuştu.
Talebi kabul eden savcılık, "fethi kabir" işlemlerinin yapılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazısı göndermişti.