‘Trump, katıldığı her seçimde azınlıklar arasındaki oyunu artırmayı başardı’
‘Sürekli yeni bir şeyler olmasına hazırlıklı olmak lazım’
‘Cumhuriyetçilerin içinden Trump diye bir figür çıktı ve tüm partiyi değiştirdi’
“Demokratlardan Cumhuriyetçilere geçişe değinelim. ABD’de bir politik göç var. Amerikan politik atmosferinin geçtiğimiz 15 sene içerisinde ciddi şekilde değiştiğine tanıklık ettik. Eskiden ABD’yi nasıl tanımlardık? Soğuk Savaş ile birlikte gelmiş, oturmuş bir Amerikan devleti vardı. Ordusunda, istihbaratında, diplomasisinde vs. daha muhafazakar ve Cumhuriyetçi bir yapının olduğunu görürdük. ABD’nin dış müdahaleleri de genellikle bu şahin ve muhafazakar yapı tarafından gerçekleştirilirdi. Hatta Al Gore gibi isimler, 2000’lerin başlarında ‘9/11’ gibi belgeseller çıkardı. Demokratlar o dönem dış müdahalelere karşı olduklarını söyledi. Bu işler değişime uğradı.
Neden böyle oldu? Amerikan devleti, artık hem modern çağın gerekleri, hem bireyseleşme hem de sosyal medya kültürü derken, kendisini daha liberal ve demokrat bir yapıda güvende hissedeceğini düşündü. 2008 Barack Obama dönemiyle birlikte bu değişimi daha sık gördük. Orduda, bürokraside vs. daha fazla Demokrat görmeye başladık. Doğal olarak daha önce Demokrat Parti içerisinde bulunan fakat Amerikan müesses nizam yapısına karşı olanlar, bir anda kendilerini nerede bulduklarına şaşırdılar. Bu insanlar, kendi partilerinin müesses nizam ile kol kola girdiğini gördü. Politik göç böyle başladı. Amerikan devleti bir anda Demokratlaştı ve bu yüzden Cumhuriyetçiler dışarıda kalmış oldu.
O Cumhuriyetçilerin içinden Trump diye bir figür çıktı ve tüm partiyi değiştirdi. Biz tabii göç diyoruz. Robert F. Kennedy’nin, Tulsi Gabbard’ın yaptığına göç diyoruz ama bu yolun bir de karşı şeridi var. Cumhuriyetçilerde şahin olarak gördüğümüz, dış müdahaleci kimliğiyle tanıdığımız, Irak Savaşı’nın sorumlusu olarak bildiğimiz kişilerin, Joe Biden’a 2020 seçimlerinde destek açıklaması yaptıklarını gördük. Bu geçişler, Kennedy ve Gabbard’dan daha ağır geçişlerdi. George W. Bush gibi Cumhuriyetçilerin en tanınmış isimleri, Demokratlara destek açıklaması yaptı. Bu, göçün en ağır örnekleriydi. Amerikalı yazarlar da bunu söylüyor.
Bildiğimiz Cumhuriyetçi Parti gitti. Neocon kimliği artık bu partiden siliniyor. Tek bir kişi var artık. Ve o bir kişinin doğrultusunda parti ilerleyecek. Bunu zaten Cumhuriyetçi Parti Kurultayı’nda izledik. John Bolton, Nikki Haley gibi isimler salona bile gelemedi. Trump’a yakın olan isimler vardı salonda.”
‘Yarış kızıştığı için Trump, Kamala Harris’i orak-çekiçli görsellerle paylaşıyor’
‘Trump, Kamala Harris’i komünizmle suçluyor’
‘Harris’in aslen Hintli olması değil, savcılık döneminde yaptıkları sıkıntı yaratıyor’
“Kamala Harris’in geçmişten bu yana böyle vurguları çok. Trump kilit bir yerden geldi, ‘Kamala siyahi değil. Ona siyahi demeyin. O bir Hintli’ dedi. Eskiden ‘Kımala’ diye telaffuz edilirmiş Hindular gibi, şimdi ‘Kamala’ diye telaffuz ediliyor. Siyahileri andıran bir telaffuz. Bunun şakaları yapılıyor. Kamala tabii ki tüm azınlıkları kapsayan POC yani People of Colour (Renkli milletler) grubunda. Fakat siyahi olması tartışma konusu çünkü Afrikalı Amerikalı değil. Kamala Harris, Hindistan’ın en üst kastı olan Brahmin sınıfından geliyor. Baba tarafı, Jamaika’da köle sahibi bir aileden geliyor. Hayatı boyunca üst dönem ekonomik elit sınıfında yaşamış birisi. Şimdi seçim dönemi başlar başlamaz gettoların Kamala Harris’i oldu. Kendisini siyahi, yoksul Harris olarak tanıttı. Trump bunu eleştirdi fakat onun için de anlamsız bir tartışmaydı. Siyahlar zaten Kamala’yı bir Hint asıllı olduğu için değil, Kamala’nın savcılık döneminde Siyahileri çok suçladığı için sevmiyor. Kamala Harris’in savcılık dönemi skandallarla dolu.
Tulsi Gabbard geçmişteki münazaralarda Harris’i topa tuttu. ‘Sen, en ufak uyuşturucu kullanan siyahi gençleri bile hapse attın ve hayatlarını kararttın. Övünüyor musun diye sorduklarında gülümseyerek yanıt verdin’ ifadelerini kullandı Gabbard. Harris o yıl çok rezil olmuştu ve seçimden çekilmek zorunda kaldı. İnsanları sadece keyfen içeri atmadı. Kamala Harris, bu mahkumları ucuz işgücü olarak kullanıyordu. Hapishanelerde yer olmadığı halde bunu yapmış. Harris döneminde 50 mahkuma 1 tuvalet düşüyormuş. Siyahiler de ‘Trump’ı sevmiyoruz ama Harris’i de sevmiyoruz’ diyor. Yani hepsi olmasa da bunu diyenler var.”
‘Trump, katıldığı her seçimde azınlıklar arasındaki oyunu artırmayı başardı’
‘Kamala Harris’in daha önceki tüm münazaralarında öne çıkan şey teklemesi, konuşamaması, aynı cümleleri tekrar etmesi ve heyecanlanması oldu’
“Münazara konusunda yarı yarıya bölünmüş durumdayım. İdeolojisizlik durumu var. Dünyadaki siyasilerin hepsinde benzer bir durum var. Kamala Harris bu politikaları neden bugüne kadar böyle uyguladı? Trump göç meselesinden, dışarıya kaçmış şirketler meselesinden bir rüzgar yakaladı. Demokratlar da kürtaj, kadın ve azınlık hakları meselesinden bir rüzgar yakaladı. J.D. Vance federal yasak olmayacağını söyledi ama inanması gereken bağımsız gruplar inandırıcı bulmadı bu açıklamayı. Seçilmek için söylediğini, seçilince tam tersini yapacağını iddia ediyorlar. Project 2025 gibi bir iddia bu. Trump seçilince bu projeyi yapmayacak. Kürtaj yasağı da getirmeyecek. Zaten federal kürtaj yasağı gelse en büyük mağdur Trump olur.
Münazaraya dönecek olursak, Kamala Harris’in daha önceki tüm münazaralarında öne çıkan şey teklemesi, konuşamaması, aynı cümleleri tekrar etmesi ve heyecanlanması oldu. Böyle bir sorunu var Harris’in. Fakat diğer taraftan da 2020 münazarasında insanlarda şu beklenti vardı: 2016’da Clinton’ı mahveden Trump bir tarafta, mental kabiliyetleri zayıf ve yaşlı bir Joe Biden var. Kim kazanır deseniz herkes Trump’ın kazanmasını beklerdi. Fakat o gün öyle bir münazara izledik ki Trump son derece saldırgan ve rahatsız edici bir görüntü verdi. Biden ise iki çift laf etmeye çalışan tonton amca imajı çizdi. Vatandaşlar da kutuplaşmanın sebebini Trump’a bağladı. Bunun tekrar yaşanması uzak ihtimal değil.
Trump belki dersini almıştır ama 27 Haziran’da mikrofonu kapalıydı, bu da Trump’ın işine yaradı. Kamala Harris münazarası başladığında Trump yine böyle saldırgan bir görüntü verirse itici algılanabilir. Bu yüzden Trump’ın frene basması lazım. Üstüne karşısındaki kadın olduğu için saldırgan üslup daha da çirkin gözükür. Trump da bunun farkındadır diye düşünüyorum. Zaten Tulsi Gabbard’ın münazaraya hazırlık için Trump’a tüyolar vereceği iddia ediliyor. Yani biz bu münazaralarda geri dönülemez yollara girildiğini görebiliriz. Çok kritik tartışmalar olacak.”