00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
9 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
8 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
55 dk
HABERLER
15:00
4 dk
DÜNYACA ÜNLÜ OPERA SANATÇISI
15:18
9 dk
SPOR BÜLTENİ
15:30
4 dk
JAPONYA’NIN HITCHCOCK’U
15:39
6 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
7 dk
HABERLER
18:00
10 dk
HABERLER
19:00
12 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
ANKARA FARKI
Türkiye’nin iç ve dış politikasında yaşanan gelişmelerin özel konuklarla birlikte masaya yatırıldığı ve Ankara’nın nabzının tutulduğu İsmet Özçelik’le Ankara Farkı, her salı ve perşembe Radyo Sputnik’te.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Arslan: Hayvanlar toplatılırsa doğanın dengesi bozulur

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Arslan: Hayvanlar toplatılırsa doğanın dengesi bozulur
Abone ol
Konuklar
Prof. Dr. Doğan PerinçekTürk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Murat Arslan, sokak hayvanları düzenlemesine ilişkin konuştu. Arslan, “Hayvanları aldığımızda domuz, kurt, tilki gibi hayvanlar köylerin içerisine girecek. Şehirlerde kedi büyüklüğünde sıçanlar göreceğiz. Bunlar hastalık riskleri taşıyor, bu sefer onlarla yüz yüze geleceğiz” dedi.
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programında sokak hayvanları düzenlemesi Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan ile; Çanakkale’de meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki deprem ve son durum Prof. Dr. Doğan Perinçek ile konuşuldu.

‘Kırsal alandaki toplama doğa dengesini bozar’

Hayvanların toplatılması durumunda kırsal alanlarda ve şehirlerde çeşitli sorunlar ile karşı karşıya kalınabileceğini dile getiren Arslan, şunları kaydetti:

“Eğer hayvanlar toplanırsa toplanabilecek hayvanlar aslında topluma çok uyum sağlamış, onlara yakın, her gün sokağımızda gördüğümüz, kısırlaştırılmış ve aşılanmış hayvanlar. Siz bunları aldığınızda buradaki dengeyi bozarsınız. Buraya daha dış mahallelerden, giderek ormanlık bölgelerden içlere doğru, daha güçlü, bazıları aşılanmamış, kısırlaştırılmamış hayvanları getirirsiniz. Hayvan davranışı böyledir; orada gıda varsa hayvanlar orayı doldurur. Aslında sokağınızdaki hayvanı değiştiriyorsunuz, sizi tanımayan daha saldırgan, güçlü olan, üreme yetenekleri daha yüksek, aşılanmamış hayvanlar geliyor. Daha büyük riskleri taşımış oluyorsunuz. Bu hayvanların bir kısmı şehrin çeperindeki ormanlık alanlarda yaban hayatıyla temas etmiş olabilir, oradaki kuduz vb. konuştuğumuz hastalıkları şehrin merkezine taşıyabilir. Kırsal alanda da köpekler yıllardır yaban hayatıyla insan arasında canlı bir bariyerdir. O bariyer öyle ki yaban hastalıklarını evcil hayvanlara ve insanlara bulaşmasını önlüyordu. Şimdi biz kırsal bölgedeki hayvanları aldığımızda domuz, kurt, tilki gibi hayvanlar köylerin içerisine girecek. Yine şehirlerde kemirgenler, kedi büyüklüğünde sıçanlar göreceğiz. Kemirgenlerin getirdiği başka hastalık riskleri var, bu sefer onlarla yüz yüze geleceğiz. Dolayısıyla dengeyi çok fazla bozmadan, kademeli, belki uzun vadede bunları düşünmek lazım.”

‘Hazırlık aşamasında taraflar bir araya getirilmedi’

Söz konusu yasa hazırlanırken tarafların görüşlerinin alınması gerektiğini ifade eden Arslan, “Yasanın bir maddesi bütün maddeleri etkilediği için bir bütün olarak düşünmek lazım. Bu işi bilen insanlarla oturup tartışmak lazım. Bu barınaklar bu şekilde rantabl olur mu, hijyenik açıdan, sağlık açısından bu yürüyebilir mi, daha büyük sorunlar getirir mi? Biz bunları tamamlamaya çalıştık ama keşke bütün taraflar olsaydı ve onların görüşleri alınsaydı. Biz 15 dakikalık bir sürede görüşlerimizi ifade etmeye çalıştık” dedi.

‘Hayvanlar toplanırsa bakımevi yetersiz‘

Hayvan bakımevlerinin yetersizliğine dikkat çeken Arslan, şöyle devam etti:

“Bu yasa bir kere sokağa salınmayı çıkarıyor. En önemli nokta bu bizce. Bu neden önemli? Çok sayıda hayvan var diyorlar, taslağa dayanarak söylüyorum 4 milyon hayvan var, hayvanlar toplanacak diyor. Nereye koyacaklar hayvanları? Bakım evleri yok. Türkiye’de 1400’ün üzerinde belediye var, bunların 322'sinde bakım evi var. Yani yüzde 25’inde var, yüzde 75’inde yok. Bu hayvanlar toplandığında belediyenin arka bahçesine mi bağlanacak? Ya da öldürülecekler mi? İnsanların akıllarına bu geliyor. O yüzden belediye başkanları bu kaygılarında haklılar. Hangi partiden olurlarsa olsunlar. Toplamadığı ya da topladığında geri bıraktığı zaman hapis cezası geliyor. Yeri yoksa ne yapacak? Geri bırakmak zorunda kalacak. O zaman da hapis cezası ile karşı karşıya kalacak.”

‘Yasada tanımlamalar karmaşık’

Yasada tanımlamaların net olmadığını savunan Arslan, birçok maddenin suistimale açık olduğunu söyledi. Arslan, şunları kaydetti:

“Ucu açık, tanımlamalar çok geniş. Örneğin bazı tanımlamalar var; ‘agresif hayvan’ Agresif hayvanın ölçüsü olması lazım. Ona bir veteriner hekimin uygulayacağı testler ile agresif olup olmadığının anlaşılması lazım. ‘Toplum sağlığını tehdit eden durumlar’ o kadar geniş bir tanımlama ki bu. Toplum sağlığını tehdit eden durumlarda öldürülür deniyor. Eskiden tıbbi gerekçelerle ötenazi yapılıyordu, şimdi hukuki ve tıbbi gerekçeler diye bir çerçeve getirildi. Hukuki gerekçeler nelerdir? Bunlar idari kararlar mı olacak? Hangi hukuki gerekçeler? Yani burada yoruma açık bir sürü şey var. Oldukça farklı yorumlanıp, suiistimal edilebilir.”

‘Hayvanların rastgele beslenmesi yanlış’

Bilinçsiz beslemenin hayvanların kontrolsüz bir şekilde yaşam alanlarında toplanmasına yol açtığını dile getiren Arslan, “Rastgele gıda dağıtmak kendi elimizle aslında bir topluluğu bir yere sürüklemek anlamında, bizim irademizle hayvanların oraya toplanması anlamına geliyor. Aslında en büyük sorunlardan bir tanesi bu. Yıllardır bu konuda uyardık; rastgele besleme yapmayın, her yerde besleme yapılmaz. Eğer 3 tane hayvan varsa oraya 5 hayvanlık mama koyarsanız 2 tane daha gelir. Onu artırırsanız 10 olur, böyle gider. Bölgedeki dengeyi de bozarsınız. Örneğin camilerin, okulların, parkların yanına besleme koymazsanız hayvanlar oraya gelmez” diye konuştu.

‘Beslemeyi yerel yönetimler yapmalı’

Bilinçsiz beslemenin önüne yerel yönetimler eliyle geçilebileceğini belirten Arslan, şöyle devam etti:

“Beslemeyi yerel yönetimler yapmalılar. İstiyorlarsa gönüllülük esasına göre çalışan hayvan severler ile belli bölgeleri belirleyip şehirden biraz daha uzak ya da şehrin tenha yerlerinde dağıtarak besleme yapabilirler. Dünya böyle yapıyor. O zaman da gruplaşma, çeteleşme, saldırı durumları daha da azalıyor.”

‘Üç önlem’

Arslan, sokak hayvanları meselesinin çözümü için 3 madde sıraladı:

“Bir; aşağı yukarı sayısını bileceğiz. Bu çok önemli. Yani biz neye göre bir proje yapacağız, neye göre kısırlaştıracağız? Bu bilinmeli.

İki; hem sahiplileri hem de sahipsizleri kayıt altına alıp denetleyeceğiz.

Üç; hızla bütün dinamiklerimizi harekete geçireceğiz. Yerel yönetimler, veteriner fakülteleri, poliklinikler var. Büyük sermayelerle yatırım yapmak yerine bunları katarak çok daha ekonomik bir şekilde daha kısa sürede kısırlaştırma yapılabilir.”

‘Çanakkale’deki faydalarda enerji birikmesi var’

İsmet Özçelik’in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Doğan Perinçek ise Çanakkale’de meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki depreme dikkat çekerek bölgede enerji birikmesi olduğunu dile getirdi. Perinçek şunları söyledi:

“Bu depremlerin olduğu alan benim sürekli olarak uyarı yaptığım bir bölge. Marmara Denizinin Batısı ve Gemlik, Bandırma, Biga, Çan, Bayramiç, Ayvacık hattını sürekli uyarıyorum. Buradaki faylar uzun süredir aktif hale gelmemişler. Örneğin Çan’da bir deprem var, bu fay 287 yıldır suskun. Batı Marmara’da 250 yıl önce gerçekleşmiş. Bandırma-Erdek civarındaki Kizikos Antik kenti ve Biga’nın Kuzeyinde Parion Antik kentleri birkaç kez deprem geçirmiş, en son deprem 1063 tarihinde olmuş. Bundan da 961 yıl geçmiş. Biz genellikle aynı fayın 7 büyüklüğünde bir depremi 250-300 yılda bir deprem yarattığını biliyoruz istatistik olarak. Bu rakamlar bölgedeki faylar üzerinde uzun bir zamandır enerji biriktiğini gösteriyor. Biz uyarılarımızı bu nedenle yapıyoruz.”

‘Marmara depremi için çanlar çalıyor’

Olası Marmara depremi için de uyarılarda bulunan Perinçek, şöyle devam etti:

“Marmara’da artık vakit geldi. Çanlar çalıyor, her an deprem olabilir. Marmara’da olacak depreme biz ne kadar hazırlıklıyız ben ondan emin değilim. Şuan hazırlık için bir çaba var ama yarın deprem olursa bizim halimiz ne olacak? Marmara’da olacak bir deprem Tekirdağ, İstanbul, Bursa, Çanakkale hepsi etkilenecek.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала