Sezemin: Akkuyu NGS'de ekipman ve sistemlerin yüzde 70'i devreye alındı
16:13 03.07.2024 (güncellendi: 16:31 03.07.2024)
Abone ol
Nükleer enerji sektörünü bir araya getiren 6. Nükleer Enerji Santralleri Fuarı ve 10. Nükleer Enerji Santralleri Zirvesi (NPPES-2024) İstanbul'da devam ediyor.
Sputnik’in resmi medya ortağı olduğu zirvenin ana başlıklardan biri de Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un uzman olduğu ve nükleer enerji gelişiminin gelecek vaat eden alanlarından olan küçük modüler reaktörler (SMR) olurken, aynı zamanda Rosatom tarafından Türkiye'de inşa edilen ülkenin ilk nükleer güç santrali Akkuyu'nun dört güç ünitesinin inşaatı son hızla sürdürülüyor.
Akkuyu Nükleer A.Ş. İnşaat ve Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin, NPPES-2024 Zirvesi sırasında Sputnik'e verdiği özel röportajda, devreye alma çalışmalarının ilerleyişi, Türk uzmanların Rusya'daki eğitimleri ve Akkuyu uzmanlarının Rus nükleer şantiyelerinde istihdam olanakları hakkında bilgi verdi.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ndeki (NGS) çalışmaların hangi aşamada olduğunu değerlendiren Sezemin, şu anda ilk ünitenin, ekipman ve sistemlerin tek tek test edilmesine geçilen devreye alma çalışmalarının sürdüğünü vurgularken, “Güç ünitesini devreye alma süreci, yönetmelikler tarafından dört kısma ayrıldığı için herhangi bir aşamadan bahsetmek zor. İlk bölüm devreye alma öncesi çalışmalardır, aslında bireysel testlerle örtüşürler, biri diğerine doğru akar ancak kurulu ekipman ve sistemlerin yaklaşık yüzde 70'inin halihazırda devreye alma aşamasını geçmiş olması çok önemli. Test için hazırlanıyoruz ve halihazırda bir test programımız var. En önemli sistemlerin bazılarında bireysel testler devam ediyor. Ekipman unsurları sistemler halinde bir araya getiriliyor ve test sürecinden ünitenin devreye alınmasına geçiyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye'de Akkuyu NGS'nin deniz suyunu ısıtacağı için çevreyi tehdit edebileceğini iddia eden çeşitli eylemler yapıldı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Türk Su Kaynaklarının Korunması Kanunu, bu konuları düzenlemektedir. Kanun, deniz de dahil olmak üzere herhangi bir su kütlesinin yaz aylarında en fazla 1 derece, diğer mevsimlerde ise dağıldıktan sonra en fazla 2 derece ısıtılmasına izin verildiğini belirtmektedir. Denize su aktarımı için 2014 yılında savunulan ve yayınlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda öngörülen tüm güvenlik önlemlerine sahibiz. Modelleme sonuçları, dağıtımın ardından su ısınmasının sadece 0.5 derece olacağını gösterdi, bu nedenle Türk mevzuatının gereklilikleri dahilindeyiz.
Ayrıca küresel deneyimin de bu yönde olduğunu belirtmek isterim. NGS'ler sadece büyük su kütlelerinin değil, denizlerin de kıyısında yer almaktadır. Fransa, Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore'de durum böyledir; her yerde denizler, büyük bir soğutma havuzu olarak kullanılmaktadır. Türk mevzuatının gerekliliklerine dönecek olursak, belirlenen su deşarjı parametrelerini bir rezerv ile karşılıyoruz.
Bu aşamada yerelleşmenin payı nedir, Türk şirketleri şantiyede ne tür işler yapıyor?
Tahminlerimize göre, mal ve hizmetlerin toplam yerlileştirme düzeyi proje maliyetinin yaklaşık yüzde 40'ını oluşturacaktır. Şu anda tüm ithal ikamesi çalışmaları, Akkuyu Nükleer A.Ş. yönetici şirket REİN A.Ş. (Rosatom Energy International) T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve yine Rosatom tarafından akredite edilen projenin ana malzeme kuruluşu olan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve ortak girişim temsilcilerinin yer aldığı müşterek bir çalışma grubu tarafından düzenlenmektedir. Bu grup yerli malzeme tedarikleri konularından sorumludur. Şu anda yerelleştirme seviyesinin imzalanan ve imza aşamasındaki sözleşmelerle birlikte 7 milyar dolar civarında olduğunu söyleyebilirim.
Yerli ürün tedariki çerçevesinde, Türk tarafı kesinlikle her türlü malzemeyi sağlamaktadır. Bunlar arasında da beton, donatı çelikleri, su yalıtımı, havalandırma, elektrik motorları, besleme ve egzoz sistemleri gibi ekipmanlar yer alıyor. Ayrıca, Türk tarafı genel inşaat işlerini tamamen yürütmekte, kurulum işlerine ek olarak nakliye hizmetleri de vermektedir.
Türkiye'deki NGS inşaatının Rus üreticiler üzerinde de çok büyük bir etkisi var. Reaktör tesisinin tamamı Rusya'dan tedarik ediliyor. Buhar jeneratörleri ve ana sirkülasyon boru hatları dahil olmak üzere 100'den fazla ekipman, nükleer güvenliğin birinci sınıfına ait oldukları için üretimleri daha fazla dikkat gerektiriyor. İşletmelere ek olarak, tasarım enstitüsü Atomenergoproekt’e büyük bir iş düşüyor.
Halihazırda 320 kişi, MEPhI ve SpbPU olmak üzere alanlarında uzman Rus üniversitelerinde eğitim aldı, 38 kişi şu anda okuyor ve 47 kişi de önümüzdeki yıl kayıt yaptırmayı planlıyor. Planlara göre toplamda yaklaşık 600 Türk genç uzman, NGS inşaatı süresince eğitilecek ve daha sonra Akkuyu NGS'de çalışacak. Bu 320 uzman halihazırda ekibin bir üyesi ve projemizde başarıyla çalışıyorlar.
Santral faaliyete geçtiğinde hangi şehirlere elektrik sağlanacak?
İstanbul gibi bir şehrin, dört NGS ünitesinin ürettiği enerjinin yüzde 100'ünü, yani yılda 35 milyar kWh'i tamamen karşılayabileceğini söyledik. Ancak tabii ki Akkuyu'dan gelen enerji belli bir şehre gitmeyecek, altı trafo merkezi üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin birleşik enerji sistemini besleyecek.
Şu anda inşa edilmiş bir Akkuyu-Mersin iletim hattımız var ve inşaat sürecinde beş iletim hattı daha inşa edilecek. Bunların toplam uzunluğu 1.100 kilometreden fazla olacak.
Dört ünitenin devreye girmesinden sonra santralde dört bin kişi çalışacak. Şu anda şantiyede çalışanların deneyimleri faydalı olacak mı ve Türkiye'deki yeni NGS'lerin yapım süresini kısaltmaya yardımcı olacak mı?
Şu anda bile, ilk güç ünitesinin inşaatını tamamlama aşamasında, hem inşaat işleri hem de mühendislik alanında benzersiz ekibimiz tarafından geliştirilen yetkinlikleri nasıl daha fazla uygulayacağımızı düşünüyoruz. Rosatom şu anda hem Rusya'da hem de yurtdışında yeni projeleri hayata geçirmek için çalışıyor. Akkuyu NGS yönetimi olarak, Rusya'daki nükleer şantiyelerin temsilcileri tarafından, çok şey yaşamış ve gerçekten deneyimli uzmanlarımızı istihdam etmek üzere bize başvurulduğunu söyleyebilirim. Akkuyu NGS inşaatında deneyim kazanan uzmanlar, nükleer endüstrinin diğer projelerinde de kesinlikle talep göreceklerdir.
Hem Türk vatandaşlarından hem de Ruslardan mı bahsediyoruz?
Biz çok uluslu bir ekibiz. Aktif inşaat aşamasının son yedi yılında, birbirimize uygun yaklaşımlar bulduk ve birbirine sıkı sıkıya bağlı profesyonel bir ekip haline geldik. Böyle bir ekip başka herhangi bir projede de başarıyla çalışacaktır. Akkuyu NGS'nin inşası sırasında sıcak iklimde farklı malzemeler kullanma konusunda eşsiz bir deneyim kazandık. Tüm bu deneyimlerimizi Rosatom'a ve Rusya İnşaat Bakanlığı'na aktardık. Şimdi, Rus standartlarının, örneğin Bangladeş ve Mısır'daki diğer Rosatom şantiyelerinde uygulanabilecek bu teknolojik çözümleri dikkate alması için düzenleyici belgeleri güncellemeye hazırlanıyoruz.
Nükleer enerji sektörünü bir araya getiren 6. Nükleer Enerji Santralleri Fuarı ve 10. Nükleer Enerji Santralleri Zirvesi'nde (NPPES-2024) konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) tam kapasite devreye girdiğinde yıllık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretimiyle yılda 35 milyon ton karbondioksit emisyonunun ve 7 milyar metreküp doğalgaz ithalatının önüne geçileceğini belirtmişti.
Ceylan, "Bu mevcut yıllık talebimizin yaklaşık yüzde 10'unu, İstanbul'un talebinin ise yüzde 90'ını karşılayan bir üretim. Bu üretim sayesinde yıllık 35 milyon ton karbondioksit emisyonunun ve 7 milyar metreküp doğalgaz ithalatının önüne geçmiş olacağız" ifadesini kullanmıştı.
Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev, gazetecilere verdiği demecinde, Türkiye'de son hızla devam eden nükleer santraldeki çalışmaların Batı’nın tüm müdahalesine rağmen plana göre ilerlediğini söylemiş, söz verildiği gibi 2025 yılında Türkiye'nin enerji sistemine katılacağının altını çizmişti.