00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
13 dk
MÜZİĞİN EFSANELERİ
17:47
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
MÜZİĞİN EFSANELERİ
20:31
14 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
08:00
6 dk
ÖZEL HABER
08:11
39 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
8 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
4 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
8 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘ABD geçici limanla Doğu Akdeniz’de 3+1’i aktifleştirirken, Süveyş çıkışının kontrolünü sağlıyor’

Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Suat Delgen’e göre, Gazze’deki geçici liman İsrail’in askeri, ABD’nin ise stratejik hedefleriyle uyumlu; insani yardım konusunda İsrail’e diplomatik baskı hafifleyecek ve Hamas’ın dağıtımı kırılacak. Delgen, ABD’nin limanı kalıcılaştırarak Süveyş çıkışının kontrolü ve gaz sahalarıyla da Gazze projesine Arap katılımını sağlayabileceği görüşünde.
İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah bölgesine henüz kapsamlı olmasa da operasyonları başlarken, BM başta olmak üzere uluslararası toplumun insani durumla ilgili kaygılarını yükselttiği ve açlık alarmı verdiği bir sırada kısa süre önce çok tartışılan Gazze’ye geçici liman projesi için düğmeye basılıyor. 8 Mayıs’ta limanı oluşturan yüzel iskelenin tamamlandığı haberleri gelirken, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), de insani yardımlara birkaç gün içinde başlanacağını duyurdu. Güney Kıbrıs’tan gemilerle ulaştırılacak yardımlar Gazze Şehri'nin güneybatısında inşa edilen bir liman tesisine bırakılacak ve oradan dağıtımı yapılacak.
ABD askerlerinin Gazze’ye ayak basmayacağı, kontrolün ise yine İsrail ordusunda olacağı geçici liman aracılığıyla insani yardım dağıtımına BM kuruluşları mesafeli yaklaşmıştı. Kara sınırından kolayca yardım ulaştırılması çok daha ucuz ve sürdürülebilirken, havadan Filistinlilerin tepesine düşen, ölüm ve yaralanmalara yol açan operasyonların ardından limanın gerekliliği de tartışma konusu olmuştu.
ABD'nin geçici liman inşasının yardım ulaştırmaktan çok Doğu Akdeniz’e yönelik jeopolitik hedefler olduğu görüşleri ortaya atılmıştı. Denizden İsrail ablukasının uzun süredir devam ettiği Gazze kıyılarında küçük bir kısmı Filistinlilere ait doğalgaz sahası da gündeme gelmişti.
Gazze’ye geçici liman hamlesini güvenlik ve dış politika analisti Suat Delgen ile konuştuk.

‘Geçici liman projesi 3 ay sürecek. Bütçesi 320 milyon dolar’

Suat Delgen’e göre, Gazze açıklarına yüzer iskelelerle kurulan liman görünüşte teknik detaylarda 320 milyon dolar bütçeye sahip ve şu an için üç aylık bir süreyle işlev görmesinden söz ediliyor. Delgen, geçici limanın kısmen gecikmesinde deniz ve hava koşullarına da dikkat çekti:
“Bu liman konusu, ABD Başkanı Joe Biden tarafından 7 Mart tarihinde gündeme getirildi ve kamuoyunun dikkatini çekti. Pentagon o dönem liman inşaatının 2 ay süreceğini öngörüyordu. İnşaat sürecinde kamuoyunun ilgisi düşmüştü fakat bu süreçte sona gelinirken kamuoyunun ilgisi tekrar buraya döndü. Bir insani yardım koridoru kuruluyor. Gazze’nin topografyasına bakarsanız doğal bir liman yok. Sadece balıkçı teknelerinin barınabileceği bir barınak var. Deniz harekatında amfibi harekat olarak tabir edilen, karaya asker çıkması için geçici iskele kurulması olayı var. Bu yapılıyor şu anda. İki tane geçici hat kuruluyor. Birisi insani yardım malzemeleri için. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bir limanına gelecek bu insani yardım malzemeleri. Daha sonra gemilerle Gazze’nin açıklarına konuşlandırılmış yüzer rıhtımlara konulacak, buralardan kamyonlara yüklenecek. Yani ABD donanmasına ait gemiler sığ sulara yaklaşarak buradaki yüzer limanlara insani yardım malzemelerini indirecek. Bu yüzer iskele yani sahile konuşlandırılacak yüzer iskele, Aşkelon Limanı açıklarında. Fırtına olduğu için güvenlik sebebiyle oraya almışlardı. Bu durum da çözümün geçici olduğuna dair bir işaret veriyor. Zaten şu anda da öngörülen, bunun 3 ay devam etmesi. Bütçesi de 320 milyon dolar civarında.”

‘ABD, Adalet Divanı kararının uygulandığı ve yardım ulaştırıldığını anse etmek istiyor’

Delgen ABD’nin geçici liman ile dünya kamuoyunda İsrail’in Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarına uyduğu yönünde bir algı yaratmak istediğini vurguladı. Ancak meselenin göründüğü gibi olmadığını dile getirdi:
“Peki bu geçici liman projesi neden dikkat çekti? Olayın arka planına bakmak gerekiyor. 2007 yılından itibaren İsrail, Gazze’ye abluka uyguluyor. İnsani yardım faaliyetlerinin denizden girişi yasak. Güneyde ve kuzeyde sınır kapıları var, yardımlar buralardan geliyordu. Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği geçici tedbir kararında, İsrail’in Gazze’ye yönelik insani yardım faaliyetlerini engellememesi ve kolaylık sağlaması gerektiği belirtilmişti. Şu pozisyonda Amerika böyle bir faaliyet içerisine girerek, Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı kararın uygulandığını, Gazze’ye insani yardım koridoru kurulduğunu, denizden kontrollü şekilde 2 milyon kamyon yardım ulaştırıldığını lanse etmek istiyor. Tabii mesele göründüğü gibi değil.”

‘İsrail geçici liman aracılığıyla yardımları dağıtacağı için, Hamas’ın halk üzerindeki kontrolü de zayıflayacak’

Gazze’yi Netzarim koridoru ile bölen İsrail’in, ABD’nin kuracağı geçici iskeleler ve ulaştıracağı insani yardımın dağıtılmasında rol oynayacağını belirten Delgen, böylelikle Hamas’ın Gazze halkı üzerindeki etkisinin kırılmasına yol açacağı, aynı zamanda İsrail’e diplomatik baskıların da hafiflemesini sağlayacağını söyledi. Delgen’e göre, geçici liman projesi İsrail’in askeri hedefleri ile ABD’nin stratejik hedefleri arasında uyum kurduğu için hayata geçiriliyor:

“Gazze’deki askeri durumu özetlemek gerekiyor öncelikle. İsrail, Netzarim diye bir koridor tesis etti. Bu koridor, doğu-batı istikametinde Gazze şeridini kuzey ve güney olarak ikiye ayırıyor. Gazze’nin kuzeyi İsrail sınırına yakın olduğu için orayı boşalttılar ve Gazzelileri güneye sürdüler. Refah’a yönelik bir operasyon düzenlenecek. Burada İsrail’in askeri hedefleri ile ABD’nin stratejik hedefleri arasında uyum olduğu için insani yardım koridoru hayata geçti. Ocak ayında İsrail Savunma Bakanı, Avrupalı parlamenterler ile görüşürken ‘Madem Gazze’ye insani yardım konusunu çok dert ediyorsunuz, o zaman Gazze açıklarına yapay ada inşa edelim. Yardımlarınız oraya gelsin’ demişti. Avrupalı parlamenterler buna çok ciddi tepki göstermişti. Fakat bakınca bu bir nevi hayata geçiyor gibi görünüyor.

Peki bunun İsrail’in askeri operasyonlarına nasıl bir yardımı olacak? Şu anda kuzey ve güney sınırları kapalı olduğu ve denizden yardım açılacağı için İsrail üstündeki diplomatik baskı azalacak. Aslında önemli olan kara sınırlarının açılması. Madem öncelik insani yardım o vakit kara sınırları açılmalı. Mesele insani yardımsa, Gazze’nin kuzeyinin daha çok ihtiyacı var.

Fakat şimdi ne olacak? Geçici iskeleyi Netzarim koridorunun karşısına kuracaklar. İnsani yardım buraya gelecek. İsrail ordusu bunu kontrol edecek ve güneye 1,5 milyon insanın yaşadığı yere yönlendirecekler. Yardım oraya gideceği için, bunun gideceğini de herkes bileceği için, İsrail’in Refah’ın boşaltılmasına yönelik çağrıları daha olumlu karşılanacak. Siz mesela Filistinli birisiniz ve İsrail Refah’ı boşaltmanızı söylüyor. Nereye gidersiniz? İnsani yardımı göreceğiniz bölgeye gidersiniz. Dolayısıyla insani yardım faaliyetleri, İsrail’in askeri faaliyetleriyle uyumlu bir halde işleyecek. İnsanları yönlendirme imkanı doğacak. Hamas’ın halk üzerindeki kontrolünü de insani yardımla zayıflatacaklar. Normalde Refah sınır kapısından yardımlar girdiğinde kontrol Hamas’ın elindeydi. Yardımı Hamas dağıtıyordu. Fakat şimdi geçici liman aracılığıyla İsrail yardımları dağıtacağı için, Hamas’ın halk üzerindeki kontrolü de zayıflayacak.”

‘ABD’nin bölgede kurduğu 3+1 mekanizması var: Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail artı ABD’

ABD’nin geçici limanı kalıcı bir Gazze limanına dönüştürdükten sonra İsrail, Gazze, Kıbrıs ve Mısır açıklarındaki gaz sahalarını tekeli altına almak istediği görüşünü taşıyan Delgen, bu sayede denkleme Arap dünyasının da dahil edilebileceğini belirtti:

“Bugün Financial Times’da bir analiz vardı. Gazze’nin çok uluslu bir Arap gücü tarafından yönetilmesi hususu işlenmişti. BAE, Mısır, Fas’ın sıcak baktığı ifade ediliyor. Peki burada Amerika’ın stratejik hedefi ne? Ekim ayında Joe Biden kongre konuşmasında İsrail’e yardım için destek talep ederken şöyle bir ifade kullandı: ‘Biz aslında kendi geleceğimize yatırım yapıyoruz. Ortadoğu’da güçlü bir İsrail her zaman Amerika’nın çıkarınadır.’ Daha büyük resme bakarsak ABD’nin bölgede kurmuş olduğu bir güvenlik mekanizması var. Bu güvenlik mekanizması tabii Mavi Marmara hadisesi sonrası Türk-İsrail ilişkileri bozulunca süratlendi. 3+1 diye bir mekanizma. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İsrail ve artı olarak ABD. Amerika bu mekanizmayı Doğu Akdeniz’de aktif hale getirmeye çalışıyor.

Peki bu insani yardım koridoru bu amaca nasıl hizmet edecek? Yardımlar Güney Kıbrıs’ta toplanacak. Buradan Gazze’ye intikal edecek. Amerika’nın bölgede askeri gemileri var. Güvenliği onlar sağlayacak. Hava ve deniz koşulları gemilerin çok uzun süre devam etmesine izin vermeyince, 1993 anlaşmasında Oslo Anlaşması ile kararlaştırıldığı şekilde, -ki o anlaşmada Gazze’ye liman inşası öngörüldü ve 2000’de İsrail durdurmuştu- kalıcı bir liman inşa edilmesi gündeme gelecek. Bu tabii bir öngörü, şahsi kanaatim. Bu limanın inşasında ve ihtiyaçların giderilmesinde işin içine Gazze açıklarındaki doğal gaz girecek. Bu doğal gaz çok büyük bir rezerv değil. 35-40 milyar metreküp rezerv var. Türkiye’nin bir yıllık kullanımı 55-60 milyar metreküp. Yıllık ihtiyacımızdan daha az. Amerikan Chevron firması, Gazze açıklarındaki gazı İsrail’in Leviathan Sahası ve Güney Kıbrıs’ın Afrodit Sahası ile birleştirip Mısır’a taşırsa, LNG olarak Avrupa pazarına satabilir. Mısır da kazançlı çıkar. Dolayısıyla Mısır’ın Gazze’deki geçici askeri yönetimde yer alması zor bir hadise değil. Hatta talep edecekleri bir şey olacak. ABD, burada bulunmak için meşru bir gerekçe yaratmış olacak.”

‘Süveyş Kanalı çıkışının kontrol altına alınması yani Kıbrıs, Süveyş ve Hatay’a uzanan bölge birinci öncelik’

ABD’nin stratejik olarak Rusya ve İran’ın Doğu Akdeniz’e çıkışını engellemek istediğini vurgulayan Delgen, Washington’ın Süveyş Kanalı çıkışında da hakimiyet kurmayı arzuladığını dile getirdi:
“Peki bu meşru gerekçe, ABD’nin ne işine yarayacak? Amerika güneyde, Bab ül-mendeb Boğazı’nda Husiler yüzünden bir sıkıntı yaşıyor. Harekat gördüğümüz kadarıyla çok başarılı gitmiyor. Tabii Husilere ait füzeler ve İHA’lar başarılı şekilde düşürülüyor fakat deniz trafiği Ümit Burnu’na yöneldi. Dolayısıyla Süveyş Kanalı çıkışının kontrol altına alınması yani Kıbrıs, Süveyş ve Hatay kıyılarına uzanan bu bölgenin kontrol altına alınması, Amerika için birinci öncelik. ABD’nin İsrail’de zaten varlığı var. Gazze’de de bulunacak. Dolayısıyla Lübnan üzerinden İran’ın Doğu Akdeniz’e çıkışı, Suriye üzerinden Rusya’nın Doğu Akdeniz’e çıkışı ve Süveyş Kanalı geçişinin kontrol altına alınışı, Amerika’nın stratejik hedefleriyle uyumlu. Bunu bir de 3+1 organizasyonuyla Gazze üzerinden hayata geçirirlerse, İsrail’in hedefleri ile ABD’nin hedefleri uyumlu diyebiliriz.”

‘TCG Anadolu’yu varlığımızı göstermek, masada olduğumuzu göstermek için bölgede bulundurabilirdik’

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin dahil aldığı bir projeye Türkiye’nin mesafeli duracağını anımsatan Delgen’e göre Türkiye, TCG Anadolu gibi deniz gücünün parçası olan gemilerle insani yardım sağlama yönünde girişimlerde bulunabilir:

“İşin içinde Güney Kıbrıs aktif olarak rol alıyor. Dolayısıyla Kıbrıs hassasiyeti bulunan Türkiye, bu noktada uzak durabilir. Fakat şu olabilir. Amerika’nın bölgede iki gemisi var. Eğer ABD, bu insani yardım koridorunun korunması için çok uluslu çağrıda bulunursa Türkiye katılabilir. Fakat Türkiye’nin resmi burada tam olarak gördüğü kanaatinde değilim. Normalde şunu bekleyebilirdik: Türkiye’nin TCG Anadolu diye bir amfibi hücum gemisi var. Ki bu aynı zamanda içinde donanımlı ameliyathanesi olan, insani yardım kapasitesi yüksek bir gemi.

Benim aklıma şu geliyor: TCG Anadolu’yu varlığımızı göstermek, masada olduğumuzu göstermek, askeri gücümüzü diplomatik maksatlarla kullanmak için bölgede bulundurabilirdik. Fakat TCG Anadolu, Arnavutluk bölgesinde tatbikata katıldı. Tabii Türkiye’nin şunu anlaması gerekiyor: Bu 3+1 denklemine Türkiye bir şekilde dahil olmak zorunda. Arka bahçemiz. Burada yaşanan hadiseleri kendi güvenliğimizden ayrı göremeyiz. Türkiye, insani yardım konusu gündemdeyse, Mısır veya İsrail limanlarının kullanılmasını ve kara yoluyla insani yardımın taşınmasını gündeme getirmek. Türkiye bunun yüksek sesle tartışılması için bir girişim başlatabilir.”

‘Uluslararası kamuoyundan gelen tepkileri azaltmak için de bu koridor kullanılacak’

Suat Delgen, ABD’nin ve İsrail’in uluslararası ve iç kamuoyundaki baskıyı hafifletmek için bu insani yardım koridorunu kullanacağını belirtti ve yardımın nasıl dağıtılacağı hakkında soru işaretleri bulunduğunu ifade etti:

“Adalet Divanı Perşembe ve cuma günü iki oturum olacak. Refah’a yönelik harekatın durdurulması talep edilecek. Ama hem ABD hem de İsrail bu koridoru istiyor. Amerikan üniversitelerinde insanlar ciddi tepki gösteriyor. Dünyada ABD’ye ve İsrail’e dönük tepkiler artmaya başladı. Uluslararası kamuoyundan gelen tepkileri azaltmak için de bu insani yardım koridoru kullanılacak. ‘Tüm kapasitemizi zorlayarak buraya bir yardım koridoru kurduk’ diyecekler.

Fakat ilerleyen günlerde şunu göreceğiz: Bu koridor Gazze’ye ulaştıktan sonra yardımları İsrail kontrol edecek. Bazı malzemelerin hem sivil hem askeri maksatla kullanılabileceği sebebiyle geçişlere izin verilmeyebilir. Gazze’deki dağıtımın Dünya Gıda Organizasyonu tarafından yapılacağı söyleniyor fakat ne kadar tarafsız hareket edecekler? Kamyonların güvenliğini kim sağlayacak? 1 Nisan’da insani yardım kuruluşu üyesi 7 kişi hayatını kaybetti. Dolayısıyla bunlar hep çözülmesi gereken hususlar. Tabii çok iyi bir PR çalışması yapılacağı belli.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала