Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan enflasyon açıklaması: Belirgin bir düşüşü hep birlikte göreceğiz
11:08 20.04.2024 (güncellendi: 11:14 20.04.2024)
© ABDULLAH BOZKURT - ABDULLAH ÇİBİR-Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
© ABDULLAH BOZKURT - ABDULLAH ÇİBİR-
Abone ol
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Mevsimsel etkiler, politikalarımızın etkisi ve baz etkisiyle birlikte özellikle yaz döneminde enflasyonda belirgin bir düşüşü hep birlikte göreceğiz. Haziran, temmuz, ağustos enflasyonunu kastediyorum. Bu üç ayı topladığınızda yüzde 20 civarında, 20 puan civarında bir düşüş beklentimiz var" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, A Haber canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi.
Programlarındaki temel önceliklerinin enflasyonu düşürmek olduğunu vurgulayan Yılmaz, enflasyonla mücadelede sonuçların belli bir zaman içinde alındığını söyledi.
'2025 yılında yüzde 20'nin altında bir enflasyon programımız, tahminimiz, beklentimiz ve politikamız var'
Yılmaz, enflasyonda aylık bazda ivme kaybı görüldüğünü, bunun devam etmesini beklediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Mevsimsel etkiler, politikalarımızın etkisi ve baz etkisiyle birlikte özellikle yaz döneminde enflasyonda belirgin bir düşüşü hep birlikte göreceğiz. Haziran, temmuz, ağustos enflasyonunu kastediyorum. Bu üç ayı topladığınızda yüzde 20 civarında, 20 puan civarında bir düşüş beklentimiz var. Dolayısıyla mayısa kadar o yıllık bazda geçmişten gelen, aylık bazdaki gelişmelerden değil, geçmiş yıllık bazdan gelen bir etki göreceğiz. Yıllık yüksek göreceğiz rakamları ama haziran enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte düşüş trendi başlayacak. Temmuzda ağustosta bu hızlanacak ve yıl sonuna doğru daha belirgin bir şekilde bu etkileri göreceğiz. 2025 yılında ise yüzde 20'nin altında bir enflasyon programımız, tahminimiz, beklentimiz ve politikamız var. 2026'da ise tek haneli rakamlara yeniden ülkemiz kavuşacak. Bunun da programını, planını yapmış durumdayız, adım adım bunu hayata geçiriyoruz."
Kamuda tasarrufa yönelik geniş bir çalışma başlattıklarını ifade eden Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın bu konuda yürüttüğü çalışmaların değerlendirileceğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arz edileceğini kaydetti.
Yılmaz, bu çalışmalarla gereksiz harcamaları ortadan kaldırmayı, harcamaları önceliklendirmeyi ve daha verimli hale getirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
'Yeni yapılan çalışmalarda da işin özü yaptırımları daha güçlü hale getirmek'
"Enflasyonla, fahiş fiyatlarla mücadeleyi konuşuyoruz. Vatandaşlar fahiş fiyatlarla ilgili bir boykota gitmeye hazırlanıyor. Böyle baktığınız zaman sizin de bir hazırlık içerisinde olduğunuzu biliyoruz bu konuda. Kısmi kapatmaların da olabileceği konuşuluyor. Nasıl bir mücadele planı hazırlıyorsunuz?" sorusuna yanıt veren Yılmaz, maliyetten bağımsız, reel zeminden kopuk fahiş fiyat meselesinin gündemlerinde yer aldığını anlatarak şunları kaydetti:
"Bu konularda Ticaret Bakanlığımızın, Meclis grubumuzun yürüttüğü çalışmalar var. Önümüzdeki günlerde daha yoğun bir şekilde bu yapılan hazırlıklar değerlendirilerek belli adımlar atılacak. Deprem bölgesi için bir çalışma yapmıştık biliyorsunuz. Orada 10 kat cezaları arttırmıştık deprem bölgesi için. Şimdi yeni yapılan çalışmalarda da işin özü yaptırımları daha güçlü hale getirmek. Şu yaptırım olur, bu yaptırım olur. Şimdi bitmeden çalışma bir şey söylemeyeyim ama işin özü dediğiniz gibi yaptırımları arttırma, daha fazla caydırıcı hale getirme ve vatandaşımızın bu şikayetini böylece daha fazla karşılama. Hazırlıklarımızı yakın bir gelecekte, tam şekillendiğinde içeriği kamuoyumuzla paylaşılmış olacak."
Yılmaz, kanuni düzenlemelerin dışında denetim kapasitesinin arttırılması, dijitalleşme başta olmak üzere yeni teknolojilerin bu konuda daha yaygın kullanımı gibi farklı hususları da tartıştıklarını, çok boyutlu şekilde fahiş fiyat meselesinin üzerine gitmeye devam edeceklerini söyledi.
'Gündelik hayata dokunan birtakım çalışmalar, hazırlıklar var'
"Emeklilerle ilgili nasıl bir düzenleme ve çalışma yapılabilir?" sorusuna ise Yılmaz, "Emeklilerimize 6 ay için bir artış yapılmıştı biliyorsunuz. Bu yüzde 50'ye varan artış 6 ay için geçerli, 6 aylık süre için yapılmıştı. 6 ay sonrası memurlarda olduğu gibi emeklilerimiz için de bu değerlendirmeler yapılacaktır elbette. Dolayısıyla orada gerekli ayarlamalar mutlaka ele alınacak, yapılacaktır. Bir taraftan da Çalışma Bakanlığımızın emeklilerle ilgili yaptığı, gündelik hayata dokunan birtakım çalışmalar, hazırlıklar var. Onlar da tamamlandığında Çalışma Bakanlığımız bunları toplumla paylaşacaktır" yanıtı verdi.
IMF'nin Türkiye açıklamasına ilişkin değerlendirme
IMF'nin Türkiye ile ilgili yaptığı açıklamayı da değerlendiren Yılmaz, seçim öncesi süreçte de bunu çok yoğun bir şekilde yaşadıklarını, maalesef artık dedikodunun, spekülasyonun adının kulis bilgisi olduğunu vurguladı.
Kaynağı belli olmayan, temeli olmayan hiçbir veriye dayanmayan iddiaların dolaşıma sokulduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Maalesef bazı kesimlerde de karşılık bulabiliyor bu tür dedikodular, söylentiler, spekülasyonlar. Burada biz yorulduk. Bunların bir kısmı sistematik olmayan dedikodular olabilir ama bir kısmının da ben gayet sistematik, Türkiye'yi yıpratmaya dönük, ekonomik politikalarımız başta olmak üzere Türkiye'nin başarıyla uyguladığı planları, programları gölgelemeye dönük çabalar olduğunu düşünüyorum. Bunların belli odaklardan kaynaklandığını düşünüyorum. Terör örgütleri var bunun içinde, FETÖ'sü, PKK'sı, maalesef içeride bunu siyasi istismar malzemesi haline getirmeye çalışan birtakım partiler var. Diğer yandan Türkiye'nin rakip devletleri var. Türkiye ile milli menfaatler anlamında, kendilerince Türkiye'ye dönük baskılar oluşturmaya çalışan güçler var. Bütün bunlar sosyal medya ortamını kullanarak çeşitli konularda spekülasyonlar üretiyorlar ve bize zarar vermeye çalışıyorlar. Dezenformasyon anlamında bir çaba içerisindeler. Buna karşı kurumlarımız, İletişim Başkanlığımız başta olmak üzere gerekli ortamlarda yalanlamaları yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.
'Türkiye'nin kesinlikle IMF ile stand-by vesaire öyle bir şey kesinlikle söz konusu değil'
Yılmaz, vatandaşlardan, yetkililerden duymadıkları konulara itibar etmemelerini isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin kesinlikle IMF ile stand-by vesaire öyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Oraya biliyorsunuz 2013'te noktayı koyduk. Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti iktidara geldiğinde geçmişten gelen bir ilişki vardı, borç yükü vardı. O borçlar tamamen temizlendi ve IMF ile o anlamda, stand-by anlamında şartlı anlaşma anlamında bütün ilişki noktalanmış oldu. Türkiye kendi bağımsız politikasını inandığı gibi yapıyor. Doğal bir ilişki bütün uluslararası kurumlarla olduğu gibi IMF ile de var ama kastedilen anlamda, geçmişte şartlı stand by'lar, şunlar bunlar... Onlara Türkiye 2013'te noktayı koydu. Bugün 2024'teyiz. 11 yıl olmuş. Birileri belki o günleri özlüyor olabilir ama kusura bakmasınlar biz buna hiçbir şekilde tevessül etmeyiz. Kendi aklımızla politikalarımızla ülkemizi yönetecek yetkinliğe sahip bir ülkeyiz. Bugün IMF de yaptığı açıklamada böyle bir şeyin olmadığını ifade etmiş oluyor."
Enflasyonla mücadele kapsamında üretilecek çözümler ve Orta Vadeli Programla ilgili soruları yanıtlayan Yılmaz, seçimsiz dönemin altın değerinde ve çok kıymetli olduğunu ifade etti.
Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrarın olmadığını dile getiren Yılmaz, "Orta Vadeli Programla ve 12. Kalkınma Planı'yla politika belirsizlikleri de ortadan kalkmış oldu. Yol haritalarımız netleşmiş oldu. Bunları kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Seçim öncesi bir sürü spekülasyon yaptılar, ne oldu bakın. Seçimler yapıldı, Cumhurbaşkanımız programı kararlı bir şekilde devam ettireceğimizi çok net bir şekilde ifade etti. Dolayısıyla önümüzdeki dönem daha güçlü bir şekilde Orta Vadeli Programı, Kalkınma Planımızı hayata geçireceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deneyimli ve güçlü bir lider olarak programı desteklediğini söyleyen Yılmaz, Türkiye'nin tarihi bir şans yakaladığını belirtti.
Son 20 yıla bakıldığında, Türkiye'nin AK Parti döneminde alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna geçtiğini belirten Yılmaz, döviz meselesinin de özellikle seçim öncesinde çok speküle edildiğine dikkati çekti.
Vatandaşın yanıltıldığını ve zarara uğratıldığını söyleyen Yılmaz, "Döviz seçimden sonra patlayacak, şuraya çıkacak, filan gibi epeyce tezvirat yapanlar oldu. Bakın geçen yıl mayıs ayında 60 milyar dolar civarındaydı yıllıklandırılmış cari açık. Bugün geldiğimiz noktada 32 milyar dolar seviyelerine düşmüş durumda. Neredeyse yarı yarıya cari açığın azaldığını görüyoruz. Bu ne demektir? Döviz ihtiyacınız azalıyor demektir. Cari açık azalıyorsa döviz ihtiyacınız azalıyor demektir. Dolayısıyla Türkiye döviz ihtiyacı çok daha düşmüş vaziyette. İkincisi, izlediğimiz yeni makro politikalarla birlikte döviz kaynaklarına, döviz bazlı finansmana erişimin de çok daha kolaylaştığı bir dönemdeyiz. İhtiyaç azalmış, erişim imkanı artmış. Niye döviz ani hareket yapsın, hiçbir temeli yok. Bütçe açığını depreme rağmen çok iyi kontrol etmişiz. 6.4 olacak demişiz açık geçen yıl, kapatırken 5.2 ile kapatmışız. Bütçe tarafında da hakikaten güçlü bir duruş sergilemişiz. Bölgesel, jeopolitik gelişmelerin belli etkilerini saymazsanız, son derece olumlu bir havada gidiyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankası'nın da son haftalarda rezerv biriktirmeye başladığını belirten Yılmaz, piyasaların çok daha sağlıklı bir şekilde çalışmaya başladığına vurgu yaptı.
Spekülasyonların boş olduğu anlaşılınca tersine bir etki görüldüğünü belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde de siyasi güven ve istikrar içinde kararlı bir şekilde bu politikalarımızı izlemeye devam edeceğiz. Cari açığı daha da düşüreceğiz. İthalatımızda da bir miktar gerileme söz konusu. Ticaret dengemiz iyileşiyor. Turizmde çok iyi gittik geçen yıl. Türkiye makro dengeler açısından baktığımızda olumlu bir şekilde devam ediyor. Günlük, haftalık, bazen bu seçim atmosferinde olduğu gibi aylık bazı etkiler olabilir. Bunların bazı olumsuz yansımaları olabilir ama bunlar geçici etkilerdir. Asıl bakılması gereken doğrultudur. Programınız ve programın sizi nereye doğru götürdüğüdür. Seçim sonrası dönemde daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz." şeklinde konuştu.