https://anlatilaninotesi.com.tr/20240401/1082361534.html
‘İsrail Suriye’yi savaşa zorluyor. Suriye son ana kadar direnecektir’
‘İsrail Suriye’yi savaşa zorluyor. Suriye son ana kadar direnecektir’
Sputnik Türkiye
Sarkis Kassargian’a göre, İsrail son dönemde Suriye’yi sürekli vurarak ülkeyi zorla savaşa sokmak istiyor ama Şam son ana kadar direnir. Kassargian, İsrail... 01.04.2024, Sputnik Türkiye
2024-04-01T16:05+0300
2024-04-01T16:05+0300
2024-04-03T11:58+0300
eksen
radyo
radyo sputnik
israil
suriye
gazze
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e8/04/02/1082396620_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_8c2ffa6d603f2ed696d241199f798827.jpg
Ceyda Karan'la Eksen
Sputnik Türkiye
Ceyda Karan'la Eksen
İsrail ile Filistin arasındaki Gazze çatışması yarattığı büyük insani dram eşliğinde tam bir kördüğüme dönüştü. Bölgenin güneyindeki Refah’ta operasyon planlarını onayladığı belirtilen İsrail kabinesi ABD yönetimi ile planlama meselelerine odaklanırken, tüm bölgedeki meydan okumalarını Suriye’ye odaklıyor. Son birkaç haftadır Suriye birden fazla kez İsrail saldırılarına hedef olurken, geçen hafta İsrail saldırılarına kuzeybatıdaki el Kaide bölgesi İdlib’deki cihatçıların saldırılarının eklenmesi dikkat çekti.Suriye’nin çatışmaya çekilmeye çalışıldığı izlenimi veren gelişmeler, İsrail’in pazartesi günü başkent Şam’daki İran büyükelçiliği konutunu vurmasına kadar vardı. Saldırının gerçekleştiği sırada son gelişmeleri Şam’dan gazeteci ve yazar Sarkis Kassargian ile konuştuk.‘İsrail, Suriye’yi zorla bu savaşa sokmak istiyor’Sarkis Kassargian, Eksen yayınına bağlanırken, işittiği büyük patlama sesini aktarırken, kısa süre içinde hedefin İran diplomatik misyonu olduğu anlaşıldı. Kassargian’a göre, İsrail’in son dönemdeki saldırıları yoğunlaşırken, buna İdlib’deki El Kaide irtisaklı grupların eşlik etmesi dikkat çekici. Kassargian, İsrail’in amacının Suriye’yi savaşa sokmak olduğu ancak Şam’ın son ana kadar direneceği değerlendirmesinde bulundu:‘Hizbullah Suriye olmadan savaşa girmez. Rusya faktörü de önemli’Kassargian meselenin Lübnan ayağına da işaret etti. Hizbullah’ın savaşa girmesinin Suriye’yi sıkıştıracak bir faktör olduğunu belirten Kassargian Rusya’nın da Suriye’deki hassas konumuna işaret etti:‘Suriye İdlib’de tek taraflı hareket etmez’Türkiye’nin dahil olduğu Astana süreci ve mutabakatına dikkat çeken Kassargian’a göre böylesi bir konjonktürde Suriye devletine bağlı güçlerin İdlib’e saldırısını beklenmemeli:‘Türkiye’nin operasyon yapmaya çalıştığı bölgeler ABD’nin kontrolü altında’Kassargian, son dönemde Ankara’dan bu yaz aylarında Irak’ın yanı sıra Suriye’de de ‘tamamlanmamış işlerin halledilmesi’ için olası operasyonlardan söz etmesini de değerlendirdi. Irak’ın Türkiye ile koordinasyonuna Şam’ın zaten karışmayacağını belirten Kassargian, Türkiye’nin Suriye’de yapacağı olası bir hamlede ise muhatabının en başta işgal bölgelerini kontrol eden ABD olacağını anımsattı:‘İsrail, bu savaş tekniklerini veya angajman kurallarını değiştirmek istiyor’Suriye’nin İran’ın vekalet savaşında farklı bir duruşu olduğunu belirten Kassargian, Şam’ın ‘direniş ekseninin’ parçası değil, direnişi destekleyen konumuna atıf yaparken ‘devlet protokolü çerçevesinde’ hareket edildiğinin altını çizdi. Kassargian, İsrail’in Gazze’de umduğunu bulamadığı için çatışmayı bölgeselleştirmeye çalıştığı görüşünü de dile getirdi:
israil
suriye
gazze
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2024
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e8/04/02/1082396620_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_8da1e2285f27b0e7a1c25a46df5a07da.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
аудио, radyo, radyo sputnik, israil, suriye, gazze
аудио, radyo, radyo sputnik, israil, suriye, gazze
‘İsrail Suriye’yi savaşa zorluyor. Suriye son ana kadar direnecektir’
16:05 01.04.2024 (güncellendi: 11:58 03.04.2024) Sarkis Kassargian’a göre, İsrail son dönemde Suriye’yi sürekli vurarak ülkeyi zorla savaşa sokmak istiyor ama Şam son ana kadar direnir. Kassargian, İsrail saldırılarıyla eşzamanlı İdlib’deki El Kaide bölgesinden yapılan saldırılara da işaret etti. Kassargian, İsrail’in savaş teknikleri ve angajman kurallarını değiştirmeye çalıştığı görüşünde.
İsrail ile Filistin arasındaki Gazze çatışması yarattığı büyük insani dram eşliğinde tam bir kördüğüme dönüştü. Bölgenin güneyindeki Refah’ta operasyon planlarını onayladığı belirtilen İsrail kabinesi ABD yönetimi ile planlama meselelerine odaklanırken, tüm bölgedeki meydan okumalarını Suriye’ye odaklıyor. Son birkaç haftadır Suriye birden fazla kez İsrail saldırılarına hedef olurken, geçen hafta İsrail saldırılarına kuzeybatıdaki el Kaide bölgesi İdlib’deki cihatçıların saldırılarının eklenmesi dikkat çekti.
Suriye’nin çatışmaya çekilmeye çalışıldığı izlenimi veren gelişmeler, İsrail’in pazartesi günü başkent Şam’daki İran büyükelçiliği konutunu vurmasına kadar vardı. Saldırının gerçekleştiği sırada son gelişmeleri Şam’dan gazeteci ve yazar Sarkis Kassargian ile konuştuk.
‘İsrail, Suriye’yi zorla bu savaşa sokmak istiyor’
Sarkis Kassargian, Eksen yayınına bağlanırken, işittiği büyük patlama sesini aktarırken, kısa süre içinde hedefin İran diplomatik misyonu olduğu anlaşıldı. Kassargian’a göre, İsrail’in son dönemdeki saldırıları yoğunlaşırken, buna İdlib’deki El Kaide irtisaklı grupların eşlik etmesi dikkat çekici. Kassargian, İsrail’in amacının Suriye’yi savaşa sokmak olduğu ancak Şam’ın son ana kadar direneceği değerlendirmesinde bulundu:
“Önce sıcağı sıcağına şu haberi vereyim: Siz soruyu sorarken patlama sesleri işitildi Şam’da. Artık saldırılara alışmış bir durumdayız. Biraz sonra detayları mutlaka düşecektir. Eğer bir saldırıysa, İsrail’in 24 saat içindeki ikinci saldırısı olacak. Pazar gecesi de İsrail Şam kırsalında saldırı gerçekleştirmişti. En çok gözümüze çarpan detay, birkaç gün önce İsrail saldırısıyla aynı zamanda İdlib’te El-Kaide yanlısı grupların saldırı düzenlemesi oldu. Bu ilk defa olmadı. Daha önce de iki defa yaşandı. Son dönemde bu üçüncü. İsrail Halep kırsalında birkaç askeri noktayı vurdu. Aynı zamanda İdlib’ten, Halep’in kuzeybatı cephesinde bir hareketlilik yaşandı. Bazı radikal grupların cephe hattına doğru harekete geçtiği haberleri geldi. Aynı zamanda İHA’lar ile Halep’e saldırı yapmaya çalıştılar. Ama Suriye ordusuna göre bu saldırı püskürtüldü.
Şimdi burada önemli olan aslında bu saldırının zamanlaması. Niye peki? Çünkü İran’ın Suriye’yi destekleme konusu çok tartışılıyordu. Suriye Savunma Bakanı İran’a giderek temaslarda bulundu ve anlaşmalar imzaladı. İran’ın artık Suriye’nin savunma sistemlerini güçlendireceği konuşuluyordu. Böylesi bir zamanlama ile İsrail’in Halep’e ve Şam’a saldırıları savaşın genişleme korkularını körükledi.
Hatırlarsanız daha önceki programlarda konuşmuştuk. Suriye kesinlikle Gazze’deki savaşın genişlemesini istemiyor ve savaşa dahil olmak istemiyor demiştim. Ama görünen o ki bugünkü şartlarda İsrail, Suriye’yi zorla bu savaşa sokmak istiyor. O da bence kendi iç siyasi hesapları ve İsrail-ABD ilişkileriyle ilgilidir. Suriye girer mi böyle bir şeye? Son raddeye kadar direnecektir diye düşünüyorum.”
‘Hizbullah Suriye olmadan savaşa girmez. Rusya faktörü de önemli’
Kassargian meselenin Lübnan ayağına da işaret etti. Hizbullah’ın savaşa girmesinin Suriye’yi sıkıştıracak bir faktör olduğunu belirten Kassargian Rusya’nın da Suriye’deki hassas konumuna işaret etti:
“En önemli tehlike Hizbullah’ın bu savaşa girmesi olarak gözüküyor. Öyle bir şey olursa, Suriye de kesinlikle savaşa girecektir. Bu en tehlikeli senaryo. Hizbullah’ın dengesini de Suriye koruyor. Çünkü Hizbullah’ın Suriye olmadan savaşa girmesi, bu savaşı kesinlikle kaybetmesi anlamına gelir. Böyle bir savaş yaşanırsa, Suriye’nin doğrudan veya dolayı olarak bu savaşa dahil olması gündeme gelecek. Burada etkili olan birçok faktör var. Birincisi, Suriye’nin Arap ülkeleriyle ilişkileri. Bu ilişkiler diplomaside normalleşmeye başladı ama tabii eski seviyede değil. Yavaş ama ilerleme var. Bu hissediliyor. Arap ülkeleri de bu savaşın genişlemesini istemiyor. İkincisi, Suriye’nin artık yalnızca İran’la ittifak yaparak böyle bir savaşa girmesi söz konusu olmayacaktır. Çünkü Rusya faktörü var. Rusya ve Suriye arasında bir müttefiklik ilişkisi var ve bu müttefiklik ilişkisine, Suriye-İsrail savaşı dahil olmuyor. Fakat bunun dışındaki bölgedeki tüm sorunlarda ortak hareket etme anlayışını görüyoruz. Mesela Suriye’nin Ukrayna’ya karşı tavrı, Rusya’nın yanında. Yani Luhansk ve Donetsk Cumhuriyetleri sadece Suriye tarafından tanınmıştı. Uyumlu bir diplomasi var. Bence Suriye, bu faktörü de göze alarak kendi konumunu koruyor. Rusya’nın da bu kadar baskı altında olduğu bir süreçte Suriye’nin İsrail ile savaşa girmesinin Rusya’ya da bir faturası olur.”
‘Suriye İdlib’de tek taraflı hareket etmez’
Türkiye’nin dahil olduğu Astana süreci ve mutabakatına dikkat çeken Kassargian’a göre böylesi bir konjonktürde Suriye devletine bağlı güçlerin İdlib’e saldırısını beklenmemeli:
“İdlib’e Suriye ordusu tarafından bir saldırı olmaz. Suriye’nin de hazır bulunduğu ve kabul ettiği süreç Astana Süreci. Astana niye önemli? Çünkü orada Türkiye ile görüşülüyor. İki taraf da Astana’da anlaşmış durumda. Suriye, Astana’dan ilk ayrılan taraf olmak istemeyecektir çünkü bu hem Rusya’yı hem İran’ı zor durumda bırakır. Peki ne yapıyor Suriye? İran ve Rusya üzerinde baskı yaparak, onların da Ankara’ya baskı yaparak bu sürecin tamamlanmasını istiyor. Çünkü Astana’da şöyle bir anlaşma var: Türkiye, İdlib’te cihatçılar ve ılımlı muhalifler arasında bir ayrım yaparak beraber mücadeleye gitme hususunun garantörüydü. Dolayısıyla Suriye ordusunun İdlib’e karşı tek başına harekete geçmesi olasılık dahilinde gözükmüyor benim için.”
‘Türkiye’nin operasyon yapmaya çalıştığı bölgeler ABD’nin kontrolü altında’
Kassargian, son dönemde Ankara’dan bu yaz aylarında Irak’ın yanı sıra Suriye’de de ‘tamamlanmamış işlerin halledilmesi’ için olası operasyonlardan söz etmesini de değerlendirdi. Irak’ın Türkiye ile koordinasyonuna Şam’ın zaten karışmayacağını belirten Kassargian, Türkiye’nin Suriye’de yapacağı olası bir hamlede ise muhatabının en başta işgal bölgelerini kontrol eden ABD olacağını anımsattı:
“Suriye, Irak konusunda bir başka devletin, merkezi hükümetin tavrını destekliyor. Irak merkezi hükümeti, İran’ın onayı olmadan böyle bir adıma gitmez. İran ve Irak orada kabul etmişse, Irak kendi topraklarındaki bir harekatı kabul etmişse, Suriye’nin karşı duracağını düşünmüyorum. Suriye ile ilgili ise tabii ki Şam’ın tavrı belli. Kendisiyle koordinasyon olmadan yapılacak bir askeri harekatı, çapı ne olursa olsun karşı işgalci bir müdahale olarak görür. Şam bu tezi şöyle savunuyor: Eğer teröre karşı bir hareket yapılacaksa bunun zemini Adana mutabakatıdır. Adana mutabakatının şartlarından birisi Şam ile koordineli hareket etmek. O yüzden iç hesaplarla Suriye lehine veya aleyhine olursa olsun, diplomatik söylemi böyle olur.
Burada da önemli faktör Amerika. Çünkü Türkiye’nin operasyon yapmaya çalıştığı bölgeler, ABD’nin kontrolü altında. Türkiye aslında ilk önce Amerika’dan yeşil ışık almalı. Suriye’nin orada çok fazla yapabileceği bir şey yok, kontrolü dışında. Daha çok devlet gözüyle bakarak bunun hem kendi topraklarına bir saldırı hem de sonunda Suriyelilere ekonomi ve sosyal zorluk çıkaracak, göç tehlikesi yaratacak konumda bir harekat olarak görür. Böyle bir harekatı kesinlikle reddeder ve ve sesini yükseltir.”
‘İsrail, bu savaş tekniklerini veya angajman kurallarını değiştirmek istiyor’
Suriye’nin İran’ın vekalet savaşında farklı bir duruşu olduğunu belirten Kassargian, Şam’ın ‘direniş ekseninin’ parçası değil, direnişi destekleyen konumuna atıf yaparken ‘devlet protokolü çerçevesinde’ hareket edildiğinin altını çizdi. Kassargian, İsrail’in Gazze’de umduğunu bulamadığı için çatışmayı bölgeselleştirmeye çalıştığı görüşünü de dile getirdi:
“İran’ın Gazze için büyük bir sevkiyatı olmadı. Bu zaten Suriye’nin tavrına karşı bir şey olur. İran bu süreci çok taktiksel yürüttü. Doğrudan savaşa müdahil olmadı ve hatta savaşın genişlemesine karşı olduğunu söyledi. Ama savaşa çok büyük bir alan açtı. Yemen’de dünya ticaret hattına büyük zarar verdi. ABD’nin Suriye ve Irak üslerine zarar verdi. İsrail’in kuzeyinde Hizbullah tarafından vurulan ve boşaltılan bölgeler oldu. Öyle bir taktik uyguladı. Herkes biliyor ki Hizbullah da Husiler de İran ile koordine halinde.
Suriye, kendisini başka bir konumda tutuyor. Çünkü Filistin ve Lübnan’dakiler silahlı gruplar, ama Suriye bir devlet ve devlet protokolüyle hareket ediyor. Kendisini direniş ekseni parçası değil, bu direnişi destekleyen ve İran’ın müttefiki konumuna koyuyor.
İsrail, Gazze’de umduğunu bulamadığı için Suriye’de bir şeyler yapmak istiyor. Savaşın genişleyip İran’ın savaşa dahil olması, İsrail’in de ABD’yi yanına çağırması ile savaşın boyutunu büyütmek ve hedefini değiştirmek istiyorlar. Çünkü İsrail’in ilan ettiği hedefler altı ay geçti ama gerçekleştirilemedi. Ne Hamas gitti ne Gazze kontrol altına alındı ne de rehineler kurtarıldı. Ben de İsrail’in bu yüzden taktiksel vuruşlar yaptığını düşünüyorum. İsrail, bu savaş tekniklerini veya angajman kurallarını değiştirmek istiyor.”