Esenyurt düşerse İstanbul düşer mi?
17:33 31.10.2024 (güncellendi: 09:47 01.11.2024)
Esenyurt düşerse İstanbul düşer mi?
Abone ol
Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'nın bugünkü konukları, Türk Tabipler Birliği Başkanı Alpay Azap ve TÜMBEL SEN Başkanı Erdal Bozkurt oldu. Programda, CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in, terör örgütü PKK/KCK'ya üye olduğu gerekçesiyle tutuklanmasının ardından Esenyurt'ta yapılan miting ve yeni aile hekimliği yönetmeliği konuşuldu.
Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'na bugün, TÜMBEL SEN Başkanı Erdal Bozkurt ve Türk Tabipleri Birliği Başkanı Alpay Azap konuk oldu.
'Esenyurt'ta daha fazla tepki ve itiraz bekliyordum'
CHP'li İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, terör örgütü PKK/KCK'ya üye olduğu gerekçesiyle tutuklanmış, CHP lideri Özgür Özel de vatandaşları Esenyurt’ta mitinge çağırmıştı. Miting alanından gösteriyle ilgili izlenimlerini aktaran Bozkurt şunları söyledi:
'Şuna üzüldüğümü ifade edeyim; İstanbul gibi bir yerde, hele hele Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'ta daha fazla tepki, daha fazla itiraz bekliyordum. Katılım ve sahiplenme anlamında. Çünkü biliyorsunuz, bu sürecin önüne ancak kitlesel bir demokratik direnç ortaya koyarak geçebiliriz. Yoksa biz bunu 2016'dan beri Türkiye'nin çeşitli illerinde, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da yaşadık. Ama en son örneği hatırlarsanız seçimlerdeki Van örneğiydi. Van'da halkın kendi kurumu olan belediyesini sahiplenmesi, oradaki kayyumun önüne geçti ama sadece Van mı yaptı bunu? Türkiye halkları bir bütün olarak, bulunduğu her yerden itiraz sesleri yükseltti. Ankara'da oldu, İstanbul'da oldu, farklı illerde oldu. O kitlesel itirazlar bir süreci olumlu yöne çevirdi. Buradaki tabloyu küçümsemek için söylemiyorum. Katılım iyi, diri bir kitle var ama bunu çoğaltıp büyütmek gerek. Eğer yapmazsak tam da sizin söylediğiniz gibi bu süreç bir başka noktaya sıçrayacak gibi'
‘Bu yönetmelikte hastalarla hekimleri karşı karşıya getirecek düzenlemeler var’
Yeni aile hekimliği yönetmeliği hakkında açıklamalar yapan Azap ise şu ifadeleri kullandı:
'Aile hekimliği performans ve ödeme yönetmeliğinde, hekimliğin yeniden kurgulanması, planlanması, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilip genişletilmesi, koruyucu hekimliğe ağırlık verilerek sağlık sisteminin yeniden planlanması, böylelikle sağlık sistemimizin yaşadığı sorunlardan kurtarılması beklenirken tam tersine yine performans, ödeme esas alınarak değişiklik yapılmaya çalışılıyor. Bakanlığın ifade ettiği gibi aile hekimlerinin gelirlerini arttıracak bir düzenleme olabilir ama biz, gelirden çok sağlık sisteminin düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hastaların doktora ulaşamamaları, aile hekimliğinden randevu bulamamaları, hekime yönelik şiddet gibi yaşadığımız bütün sorunların temelinde, aslında birinci basamak sağlık hizmetlerinin durumu, oranın işletme haline getirilmiş olması var. Aile hekimi arkadaşlarımız, aile sağlığı merkezlerinin giderlerini karşılamak durumundalar. Bakanlık onlara belli bir ödeme yapıyor ama sonuçta orası bir işletme mantığıyla çalışıyor. Bu yönetmelikte hastalarla hekimleri karşı karşıya getirecek düzenlemeler var. Bu, hekime yönelik şiddeti de arttıracak. Örneğin belli ilaçların ortalamadan fazla yazılması durumunda hekimin gelirinden kesintiye gidilecek. Bunu yazmazsanız hastaya, hasta memnun olmuyor. Bir yandan da bu yönetmelikle hasta memnuniyeti düzenli olarak ölçülecek, hasta sizden memnun değilse Sağlık Bakanlığı sizinle sözleşmesini feshedecek. Yani aile hekimi işsiz kalacak. Siz hastayı memnun etmek için ona ilaç yazacak mısınız, yoksa çok ilaç yazdığınız için bakanlık sizin gelirinizi mi kesecek? Kendi içerisinde çelişkiler içeren, hasta ile hekimi karşı karşıya getirecek, üstelik hiçbir koruyucu hekimlik uygulamasına dair pozitif bir şey içermeyen bir düzenleme bu'