https://anlatilaninotesi.com.tr/20230404/kurulmasindan-bu-yana-74-yil-gecti-nato-gercekten-bir-kolektif-savunma-orgutu-mu-1069173412.html
Kurulmasından bu yana 74 yıl geçti: NATO gerçekten bir ‘kolektif savunma’ örgütü mü?
Kurulmasından bu yana 74 yıl geçti: NATO gerçekten bir ‘kolektif savunma’ örgütü mü?
Sputnik Türkiye
Libya’dan Afganistan ve Yugoslavya’ya NATO’nun ülkeleri parçalayan saldırıları, ‘kolektif savunma’ iddiasıyla yola çıkan ittifakın Türkiye’yle yaşadığı kronik... 04.04.2023, Sputnik Türkiye
2023-04-04T17:49+0300
2023-04-04T17:49+0300
2023-04-04T18:57+0300
görüş
türkiye
nato
libya
yugoslavya
kosova
sırbistan
afganistan
saldırgan
ittifak
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/08/1a/1060438812_0:63:1201:738_1920x0_80_0_0_49ed770e6baa0afb02f583f4cd613540.jpg
Dağılmasının üzerinden 30 yılı aşkın zaman geçen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne karşı kurulan NATO 74. senesine girdi. İttifakın 12 üye devlet ile başlayan serüveni örgütün yayılma politikasına uygun bir şekilde devam ediyor. Son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de onaylamasıyla Finlandiya 31. üye oldu ve ülkenin bayrağı da NATO karargahına çekildi. İsveç ve Bosna Hersek’in ise üyelik süreçleri devam ediyor.Tatbikatlarda vurulan Türk gemilerinden, silah ambargolarına: İttifakın Türkiye ile yaşadığı kronik sorunlarÖte yandan, tüm üyelerine ‘kolektif savunma’ vaat eden askeri ittifakın, örgüte en çok katılım sağlayan ülkelerden biri olan Türkiye ile oldukça uzun süredir devam eden kronik sorunları bulunuyor. Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı engellemek amacıyla Johnson Mektubu ile başlayan gerginlikler silsilesi ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosuyla devam etti. Türkiye’nin 70 yılı aşan ittifak üyeliğindeki ilk silah ambargosu bu olsa da, sonuncusu olmadı. Ülkenin hava savunma sistemlerine yönelik ihtiyacının örgüt tarafından karşılanmaması üzerine Rusya’dan S-400 sistemini satın almasının ‘cezası’ ortak üreticisi olduğu F-35 programından çıkarılması ve CAATSA yaptırımlarına maruz kalması oldu. Tüm bunlarla beraber, Donald Trump yönetiminin 2018-19'daki Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton Bolton Türkiye’nin NATO üyeliği sonlandırma çağrısı da yaptı.Kurulma amaçlarından biri olan topyekun güvenlik örgüt ile Türkiye’nin yaşadığı bir başka sorun. Çünkü askeri ittifakın üye ülkeleri açık olarak Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PYD ve YPG’yi Suriye’de destekliyor ve ülkenin talebi olan terör tehdidine karşılık vermiyor. Askeri ittifakın kurucu üyesi ABD, Türkiye’de darbe girişiminde bulunan ve ülkede terör örgütü olarak kabul edilen FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen’i Türkiye’ye iade etmeyi reddediyor.Türkiye’nin askeri ittifaka üye olmasından bu yana yaşadığı sorunlar ise sadece yaptırımlar ile kısıtlı değil. 1992’de yapılan Kararlılık Gösterisi-92 tatbikatında ABD’nin uçak gemisi Saratoga’dan ateşlenen hava savunma füzeleri Türk muhrip gemisi Muavenet vurulmuş ve 5 Türk askerinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. 2017’de Norveç’te yapılan Trident tatbikatında ise düşman ülke lideri olarak Türkiye’nin Kurucu Lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı kullanılmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için ise adına sahte hesap açılarak Karşı Kuvvet liderini destekleyici ifadelere yer verildiği ortaya çıkmıştı.Fransa’nın yoluna koyulan taş ve ‘Avrupa Ordusu’Ukrayna krizinde bir birlik görüntüsü vermeye çalışan örgüt yalnızca Türkiye ile sorun yaşamıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafında ‘beyin ölümü gerçekleşti’ şeklinde yorumlanan bu örgüt, kendi müttefiklerinin yoluna da taş koyuyor. Avustralya hükümetinin Fransız firmasıyla imzaladığı 12 denizaltı yapılmasına yönelik anlaşma, ABD ve İngiltere tarafından engellendi. Engelleyen durum ise ABD ve İngiltere’nin Avustralya ile kurduğu AUKUS isimli yeni bir ortaklık. Fransa ve Almanya ise bir ‘Avrupa Ordusu’ kurulmasına yönelik çalışmalar yürütüyor.20 yıllık Afganistan işgali: ‘Tutuklulara yapılan işkence o kadar kötüydü ki CIA personeli dahi ağladı’‘Dünya üzerindeki krizleri yönetmenin’ amaçlarından biri olduğu askeri ittifakın, yine amaçlarından bir başkası olan ‘kolektif savunmanın’ ötesinde saldırı düzenlediği her ülke mevcut durumda istikrarsızlık ile boğuşuyor. İttifak tarihinde örgütün ‘çekirdeği’ olan 5. madde yalnızca bir kere kullanıldı. İttifak üyesi bir ülkeye yapılan saldırıyı bir bütün olarak karşılama yetkisi veren 5. madde kapsamında, halihazırda ABD’nin destekleriyle kendini var eden Afganistan’daki cihadist gruplar 11 Eylül saldırılarının hükümlüsü olarak kabul edilince, ki bu durum hala ABD içerisinde dahi tartışma konusu, NATO’nun ülkeye saldırısı başlamış oldu.Başlangıcı ayrı çekilmesi ayrı bir skandal olan Afganistan’ın işgalinde yaklaşık 200 bin insan hayatını kaybetti. 20 yıl süren işgalde ‘yanlış yerde yanlış zamanda olan’ Afganlara işkence uygulandı. Çok sayıda insan hakkı ihlali yaşandı. Zira, ABD’nin Merkezi İstihbarat Örgütü CIA personeli ‘geliştirilmiş sorgulama teknikleri’ konusunda yetkilendirildi. Bu teknikler arasında waterboarding de bulunuyordu. Daha sonra Batı basını, bir tür boğulma simülasyonu olan waterboarding’in uygulanmasına tanık olan CIA yetkililerinin işkence tekniğinin korkunç olduğunu söylediklerini ve bu sebeple ‘ağladıklarını’ yazdı. 20 yıllık işgalin ardından ülkeyi Taliban’a teslim eden işgal güçleri geri çekilirken hafızalara kazınan görüntü ise ABD uçağına tutunmaya çalışıp düşerek ölen Afganlar oldu.ABD’nin başlattığı NATO’nun devraldığı Libya saldırıları‘Arap Baharı’ protestolarının Libya’da baş göstermesi üzerine ülke lideri Muammer Kaddafi’nin sert tepki gösterdiğini iddia eden NATO ülkeleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararını dahi beklemeden ülkeye saldırdı. İlk önce uçuşa yasak bölge ilan edilen Libya’ya yönelik saldırılar ise ABD’nin başını çektiği İngiltere ve Fransa’nın da dahil olduğu hava saldırılarıyla başladı. 31 Ekim 2011’e kadar devam eden saldırılarda 26 bin 500 sorti gerçekleştirildi. Ülke lideri Muammer Kaddafi ise cihatçılar tarafından linç edilerek öldürüldü. NATO bu saldırılarda ülkenin altyapısını hedef aldı. Büyük bir çoğunluğu çöl olan ülkeden Kaddafi’nin yaptırdığı ‘Büyük İnsan Yapımı Nehir’e ‘askeri malzeme saklandığı’ gerekçesiyle saldırıldı. Hastaneler bile bu saldırıların hedefi oldu.NATO’nun saldırılarını BMGK’nın 1973 sayılı kararnamesinde kapsamında ‘sivillerin korunması’ doktriniyle gerekçelendirirken, hava bombardımanları düzinelerce sivilin ölmesine yol açtı. Saldırılardan önce Afrika’nın öncü ülkelerinden olan Libya’da halihazırda bir istikrardan söz etmek mümkün değil.Ancak mevcut durumda Batılı politikacı Afrika ziyaretlerinde dahi tepki alıyorlar. ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in Gana, Tanzanya ve Zambiya'yı ziyaretini eleştiri yağmuruna tutan Zambiya Sosyalist Partisi lideri Fred M’membe "Patrice Lumumba'nın katilleri, Kwame Nkrumah'ı devirenler, Nasır'ı öldürenler, Muammer Kaddafi'yi öldürenler bugün bize demokrasiyi öğretmeye geliyorlar" ifadelerini kullandı. Saldırının bir başka öncüsü olan Fransa ise kıtadaki nüfusu konusunda oldukça zor zamanlar yaşıyor. Cezayir, Mali, Burkina Faso ve Çad'da Fransa'ya karşı düzenlenen halk protestolarının ardından ülke lideri Macron 'Fransafrik'in bittiğini açıklamak zorunda kaldı, kıtada askeri varlığını azaltmak durumunda kaldı.Yugoslavya’yı 7 parçaya bölen bombardımanlarBMGK kararı beklenmeden yapılan bir başka saldırı ise Yugoslavya’ya oldu. Saldırıların ardından 7 parçaya bölünen ülkenin mevcut durumda 4 tanesi NATO üyesi. 1999’da başlayan bombardımanda 2 bin 500 Yugoslavya vatandaşı öldü, 25 bin konut imha edildi, 470 kilometre otoyol ve 595 kilometre demiryolu zarar gördü ve 38 köprü imha edildi. Bunların yanı sıra, okullar, kültürel yapılar, basın kuruluşları ve ülke temsilcileri de bombaların hedefindeydi. NATO tarafında ‘tarihteki en kesin ve en düşük tali hasarlı hava harekatı’ olarak açıklanan saldırılarda hastaneler ve huzurevleri de hava saldırılarının hedefi oldu, insan haklarına ve savaş hukukuna uygun olmayan bu hedefler ise ‘pilotların kafalarının karıştığı’ gerekçesiyle savunuldu.Saldırıların yıldönümünde ABD'nin Belgrad büyükelçisi Christopher Hill, Sırplardan bombalamalarla ilgili şikayetlerini 'bir kenara bırakmalarını' da istedi. Sırbistan ise NATO saldırganlığı ‘asla unutmayacaklarını’ ifade etti. Kırım’ın ve Donbass’ın Ukrayna’dan tek taraflı ayrılık kararlarını tanımayan ‘uluslararası toplum’, Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılması konusunda aynı şekilde davranmadı. Kosova’da halihazırda ABD’nin denizaşırı bölgelerdeki en büyük üssü olma özelliğine sahip olan Bondsteel Kampı bulunuyor.74. sene-i devriyesinde yeni bir üye kazanan askeri ittifakın üye olmayan 40 ülke ile ‘politik ve güvenlikle ilişkili sorunları’ hususunda ișbirliǧi söz konusu. Ukrayna ve Gürcistan için ise ‘özel yapılar’ geliştirilmiş durumda. Yaşanan Ukrayna krizine de müdahil olan NATO, Ukrayna askerlerine uzun zamandır eğitim veriyor, mevcut çatışmalarda ise Ukrayna’yı silahlarla destekliyor. Kolektif savunma iddiasıyla yola çıkan NATO kendi içinde çıkan bütüncül yapıya yönelik sorunlarla birlikte, müdahil olduğu sorunları düzeltmek bir yana, sorun katmaya devam ediyor.
libya
yugoslavya
kosova
sırbistan
afganistan
fransa
ingiltere
ukrayna
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2023
Burcu Okutan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/103952/57/1039525723_456:0:2504:2048_100x100_80_0_0_2fc02bfedc569d0ddb37382eb205f7dd.jpg
Burcu Okutan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/103952/57/1039525723_456:0:2504:2048_100x100_80_0_0_2fc02bfedc569d0ddb37382eb205f7dd.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/08/1a/1060438812_66:0:1133:800_1920x0_80_0_0_c7d198f8a18a7997a29f0a9732ad5b02.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Burcu Okutan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/103952/57/1039525723_456:0:2504:2048_100x100_80_0_0_2fc02bfedc569d0ddb37382eb205f7dd.jpg
türkiye, nato, libya, yugoslavya, kosova, sırbistan, afganistan, saldırgan, ittifak, örgüt, abd, fransa, ingiltere, ukrayna
türkiye, nato, libya, yugoslavya, kosova, sırbistan, afganistan, saldırgan, ittifak, örgüt, abd, fransa, ingiltere, ukrayna
Kurulmasından bu yana 74 yıl geçti: NATO gerçekten bir ‘kolektif savunma’ örgütü mü?
17:49 04.04.2023 (güncellendi: 18:57 04.04.2023) Libya’dan Afganistan ve Yugoslavya’ya NATO’nun ülkeleri parçalayan saldırıları, ‘kolektif savunma’ iddiasıyla yola çıkan ittifakın Türkiye’yle yaşadığı kronik güvenlik problemleri ve örgütün lokomotif ülkelerinin Fransa’yı yarı yolda bırakması… Neredeyse üç çeyrek asrı tamamlayan askeri örgütün profili Sputnik’in haberinde.
Dağılmasının üzerinden 30 yılı aşkın zaman geçen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne karşı kurulan NATO 74. senesine girdi. İttifakın 12 üye devlet ile başlayan serüveni örgütün yayılma politikasına uygun bir şekilde devam ediyor. Son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de onaylamasıyla Finlandiya 31. üye oldu ve ülkenin bayrağı da NATO karargahına çekildi. İsveç ve Bosna Hersek’in ise üyelik süreçleri devam ediyor.
Tatbikatlarda vurulan Türk gemilerinden, silah ambargolarına: İttifakın Türkiye ile yaşadığı kronik sorunlar
Öte yandan, tüm üyelerine ‘kolektif savunma’ vaat eden askeri ittifakın, örgüte en çok katılım sağlayan ülkelerden biri olan Türkiye ile oldukça uzun süredir devam eden kronik sorunları bulunuyor. Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı engellemek amacıyla Johnson Mektubu ile başlayan gerginlikler silsilesi ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosuyla devam etti. Türkiye’nin 70 yılı aşan ittifak üyeliğindeki ilk silah ambargosu bu olsa da, sonuncusu olmadı. Ülkenin hava savunma sistemlerine yönelik ihtiyacının örgüt tarafından karşılanmaması üzerine Rusya’dan S-400 sistemini satın almasının ‘cezası’ ortak üreticisi olduğu F-35 programından çıkarılması ve CAATSA yaptırımlarına maruz kalması oldu. Tüm bunlarla beraber, Donald Trump yönetiminin 2018-19'daki Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton Bolton Türkiye’nin NATO üyeliği sonlandırma çağrısı da yaptı.
Kurulma amaçlarından biri olan topyekun güvenlik örgüt ile Türkiye’nin yaşadığı bir başka sorun. Çünkü askeri ittifakın üye ülkeleri açık olarak Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PYD ve YPG’yi Suriye’de destekliyor ve ülkenin talebi olan terör tehdidine karşılık vermiyor. Askeri ittifakın kurucu üyesi ABD, Türkiye’de darbe girişiminde bulunan ve ülkede terör örgütü olarak kabul edilen FETÖ’nün lideri Fetullah Gülen’i Türkiye’ye iade etmeyi reddediyor.
Türkiye’nin askeri ittifaka üye olmasından bu yana yaşadığı sorunlar ise sadece yaptırımlar ile kısıtlı değil. 1992’de yapılan Kararlılık Gösterisi-92 tatbikatında ABD’nin uçak gemisi Saratoga’dan ateşlenen hava savunma füzeleri Türk muhrip gemisi Muavenet vurulmuş ve 5 Türk askerinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. 2017’de Norveç’te yapılan Trident tatbikatında ise düşman ülke lideri olarak Türkiye’nin Kurucu Lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı kullanılmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için ise adına sahte hesap açılarak Karşı Kuvvet liderini destekleyici ifadelere yer verildiği ortaya çıkmıştı.
Fransa’nın yoluna koyulan taş ve ‘Avrupa Ordusu’
Ukrayna krizinde bir birlik görüntüsü vermeye çalışan örgüt yalnızca Türkiye ile sorun yaşamıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafında ‘beyin ölümü gerçekleşti’ şeklinde yorumlanan bu örgüt, kendi müttefiklerinin yoluna da taş koyuyor. Avustralya hükümetinin Fransız firmasıyla imzaladığı 12 denizaltı yapılmasına yönelik anlaşma, ABD ve İngiltere tarafından engellendi. Engelleyen durum ise ABD ve İngiltere’nin Avustralya ile kurduğu AUKUS isimli yeni bir ortaklık. Fransa ve Almanya ise bir ‘Avrupa Ordusu’ kurulmasına yönelik çalışmalar yürütüyor.
20 yıllık Afganistan işgali: ‘Tutuklulara yapılan işkence o kadar kötüydü ki CIA personeli dahi ağladı’
‘Dünya üzerindeki krizleri yönetmenin’ amaçlarından biri olduğu askeri ittifakın, yine amaçlarından bir başkası olan ‘kolektif savunmanın’ ötesinde saldırı düzenlediği her ülke mevcut durumda istikrarsızlık ile boğuşuyor. İttifak tarihinde örgütün ‘çekirdeği’ olan 5. madde yalnızca bir kere kullanıldı. İttifak üyesi bir ülkeye yapılan saldırıyı bir bütün olarak karşılama yetkisi veren 5. madde kapsamında, halihazırda ABD’nin destekleriyle kendini var eden Afganistan’daki cihadist gruplar 11 Eylül saldırılarının hükümlüsü olarak kabul edilince, ki bu durum hala ABD içerisinde dahi tartışma konusu, NATO’nun ülkeye saldırısı başlamış oldu.
Başlangıcı ayrı çekilmesi ayrı bir skandal olan Afganistan’ın işgalinde yaklaşık 200 bin insan hayatını kaybetti. 20 yıl süren işgalde ‘yanlış yerde yanlış zamanda olan’ Afganlara işkence uygulandı. Çok sayıda insan hakkı ihlali yaşandı. Zira, ABD’nin Merkezi İstihbarat Örgütü CIA personeli ‘geliştirilmiş sorgulama teknikleri’ konusunda yetkilendirildi. Bu teknikler arasında waterboarding de bulunuyordu. Daha sonra Batı basını, bir tür boğulma simülasyonu olan waterboarding’in uygulanmasına tanık olan CIA yetkililerinin işkence tekniğinin korkunç olduğunu söylediklerini ve bu sebeple
‘ağladıklarını’ yazdı. 20 yıllık işgalin ardından ülkeyi Taliban’a teslim eden işgal güçleri geri çekilirken hafızalara kazınan görüntü ise ABD uçağına tutunmaya çalışıp düşerek ölen Afganlar oldu.
ABD’nin başlattığı NATO’nun devraldığı Libya saldırıları
‘Arap Baharı’ protestolarının Libya’da baş göstermesi üzerine ülke lideri Muammer Kaddafi’nin sert tepki gösterdiğini iddia eden NATO ülkeleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararını dahi beklemeden ülkeye saldırdı. İlk önce uçuşa yasak bölge ilan edilen Libya’ya yönelik saldırılar ise ABD’nin başını çektiği İngiltere ve Fransa’nın da dahil olduğu hava saldırılarıyla başladı. 31 Ekim 2011’e kadar devam eden saldırılarda 26 bin 500 sorti gerçekleştirildi. Ülke lideri Muammer Kaddafi ise cihatçılar tarafından linç edilerek öldürüldü. NATO bu saldırılarda ülkenin altyapısını hedef aldı. Büyük bir çoğunluğu çöl olan ülkeden Kaddafi’nin yaptırdığı ‘Büyük İnsan Yapımı Nehir’e ‘askeri malzeme saklandığı’ gerekçesiyle saldırıldı. Hastaneler bile bu saldırıların hedefi oldu.
NATO’nun saldırılarını BMGK’nın 1973 sayılı kararnamesinde kapsamında ‘sivillerin korunması’ doktriniyle gerekçelendirirken, hava bombardımanları düzinelerce sivilin ölmesine yol açtı. Saldırılardan önce Afrika’nın öncü ülkelerinden olan Libya’da halihazırda bir istikrardan söz etmek
mümkün değil.
Ancak mevcut durumda Batılı politikacı Afrika ziyaretlerinde dahi tepki alıyorlar. ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in Gana, Tanzanya ve Zambiya'yı ziyaretini eleştiri yağmuruna tutan Zambiya Sosyalist Partisi lideri Fred M’membe
"Patrice Lumumba'nın katilleri, Kwame Nkrumah'ı devirenler, Nasır'ı öldürenler, Muammer Kaddafi'yi öldürenler bugün bize demokrasiyi öğretmeye geliyorlar" ifadelerini kullandı. Saldırının bir başka öncüsü olan Fransa ise kıtadaki nüfusu konusunda oldukça zor zamanlar yaşıyor. Cezayir, Mali, Burkina Faso ve Çad'da Fransa'ya karşı düzenlenen halk protestolarının ardından ülke lideri Macron 'Fransafrik'in bittiğini açıklamak zorunda kaldı, kıtada askeri varlığını azaltmak durumunda kaldı.
Yugoslavya’yı 7 parçaya bölen bombardımanlar
BMGK kararı beklenmeden yapılan bir başka saldırı ise Yugoslavya’ya oldu. Saldırıların ardından 7 parçaya bölünen ülkenin mevcut durumda 4 tanesi NATO üyesi. 1999’da başlayan bombardımanda 2 bin 500 Yugoslavya vatandaşı öldü, 25 bin konut imha edildi, 470 kilometre otoyol ve 595 kilometre demiryolu zarar gördü ve 38 köprü imha edildi. Bunların yanı sıra, okullar, kültürel yapılar, basın kuruluşları ve ülke temsilcileri de bombaların hedefindeydi. NATO tarafında ‘tarihteki en kesin ve en düşük tali hasarlı hava harekatı’ olarak açıklanan saldırılarda hastaneler ve huzurevleri de hava saldırılarının hedefi oldu, insan haklarına ve savaş hukukuna uygun olmayan bu hedefler ise ‘pilotların kafalarının karıştığı’
gerekçesiyle savunuldu.
Saldırıların yıldönümünde ABD'nin Belgrad büyükelçisi Christopher Hill, Sırplardan bombalamalarla ilgili şikayetlerini 'bir kenara bırakmalarını'
da istedi. Sırbistan ise NATO saldırganlığı
‘asla unutmayacaklarını’ ifade etti. Kırım’ın ve Donbass’ın Ukrayna’dan tek taraflı ayrılık kararlarını tanımayan ‘uluslararası toplum’, Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılması konusunda aynı şekilde davranmadı. Kosova’da halihazırda ABD’nin denizaşırı bölgelerdeki en büyük üssü olma özelliğine sahip olan Bondsteel Kampı bulunuyor.
74. sene-i devriyesinde yeni bir üye kazanan askeri ittifakın üye olmayan 40 ülke ile ‘politik ve güvenlikle ilişkili sorunları’ hususunda ișbirliǧi söz konusu. Ukrayna ve Gürcistan için ise ‘özel yapılar’ geliştirilmiş durumda. Yaşanan Ukrayna krizine de müdahil olan NATO, Ukrayna askerlerine uzun zamandır eğitim veriyor, mevcut çatışmalarda ise Ukrayna’yı silahlarla destekliyor. Kolektif savunma iddiasıyla yola çıkan NATO kendi içinde çıkan bütüncül yapıya yönelik sorunlarla birlikte, müdahil olduğu sorunları düzeltmek bir yana, sorun katmaya devam ediyor.