00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
3 dk
HABERLER
19:00
14 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
DÜNYA HABERİ
11:05
14 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
15 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
54 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
YOL ARKADAŞI
Kılıçdaroğlu "yargı dağıttı"
17:34
86 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
BÖLGENİN KALBİ
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi
19:05
84 dk
ÖZEL HABER
Sayıştay raporlarında kara delik: İlçe belediyelerinin beşte dördü yok
20:35
6 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
Ukrayna krizi
Batılı ülkelerin Ukrayna'ya silah tedarik etmeye dönük hamleleri ülkede krizi tırmandırdı. Ukrayna ordusu, güçlerinin neredeyse yarısını ülkenin doğusundaki çatışma hattına yığdı. 2021'de Ukrayna'ya 650 milyon dolardan fazla askeri yardım sağlayan ABD, Kiev’e silah göndermeyi sürdürüyor.

Lavrov: NATO, 73 yıl önce belirlediği önceliklerine geri döndü

© SputnikSergey Lavrov
Sergey Lavrov - Sputnik Türkiye, 1920, 01.12.2022
Abone ol
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, NATO'nun Soğuk Savaş dönemindeki önceliklerine geri döndüğünü ve Rusları Avrupa'nın dışında tutma amacı güttüğünü belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa'nın güvenlik sorunu ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Lavrov, İttifak'ın kurulduğu dönemde 1. NATO Genel Sekreter Hastings Ismay'in 'Rusları Avrupa'nın dışında, Amerikalıları Avrupa'da ve Almanları kontrol altında tutmayı' öngören bir formül sunduğunu ve bu formülün Moskova'da hala daha unutulmadığını ifade etti.
Günümüzde yaşanan gelişmelerin NATO'nun 73 yıl önce belirlenen bu formülün kavramsal önceliklerine döndüğü anlamına geldiğini söyleyen Lavrov, "Hiçbir şey değişmedi. Rusları Avrupa'nın dışında, Amerikalıları Avrupa'da ve sadece Almanları değil tüm AB'yi kontrol altında tutmak istiyorlar. Dolayısıyla, dominasyon ve tek taraflı avantajlar sağlama felsefesi, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra hiçbir yerde kaybolmadı" dedi.

'Rus gıda ürünlerine ve gübresine yaptırım uygulanmadığı yalan'

Avrupa Birliği'nin (AB) Rus gıda ürünlerine ve gübresine yaptırım uygulamadığına dair açıklamaların yalan olduğunu belirten Lavrov, zira başta Rusya'dan tüm gıda ihracatının yüzde 90'ına hizmet veren Rosselhozbank olmak üzere bankacılık işlemlerine ve Rusya'dan çıkan gemilerin Avrupa limanlarına girmesine ilişkin yasakların söz konusu ürünleri sevk etme imkanını etkilediğini vurguladı.
Lavrov, yaptırımların gemilerin navlun işlemlerini ve sigortalarını da etkilediğinin altını çizdi.

'Biz müzakere talebindeki bulunmadık ama karşı tarafı dinlemeye hazırız'

Rusya'nın özel askeri harekatı yürütmek için takviye güç toplamak amacıyla süre kazanmaya çalışmakla ve bunun için de sürekli birtakım müzakere talebinde bulunmakla suçlandığına dikkat çeken Lavrov, bu iddiaların gülünç olduğunu, zira insanların aleni şekilde yalan söylediğini söyledi.
Lavrov, Rusya'nın hiçbir zaman müzakere talebinde bulunmadığını ancak eğer birileri müzakere yoluyla çözüme ilgi duyuyorsa, onları dinlemeye hazır olduğunu söylediğini anımsattı.

'Rusya ile Batı arasındaki ilişkiler artık eskisi gibi olmayacak'

Lavrov, Avrupa'nın güvenliğiyle ilgili faaliyet alanında Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerin artık eskisi gibi olmayacağını vurguladı.
Batı'nın karşılıklı kabul görmüş temellere dayalı komşuluğun daha iyi olacağını anlaması halinde, Batı'nın önerilerini dinleyeceklerini belirten Lavrov, bunun tamamen yeni bir işbirliği başlangıcı olacağını, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyledi.

'Ukrayna'da Rusları öldürmeye yardım eden tesisleri vuruyoruz'

Lavrov, Rusya'nın Ukrayna'da Rusları öldürmek için Batı tarafından ölümcül silah temin edilmesine yardımcı olan enerji tesislerine bombardıman düzenlediğinin altını çizdi. Bu nedenle ABD ve NATO'nun Ukrayna'daki çatışmada doğrudan yer almadığının söylenemeyeceğini kaydeden Lavrov, "Doğrudan yer alıyorlar. Sadece silah sevkiyatıyla değil, aynı zamanda personel yetiştirerek. Kendi topraklarınızda, İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerin topraklarında asker yetiştiriliyor" ifadelerini kullandı.
Rus bakan, Ukrayna ordusundaki Nazilerin vurduğu Rusya topraklarındaki hedeflerin ezici çoğunluğunun Kiev rejiminin Batılı hamileri tarafından belirlendiğinin de altını çizdi.
Lavrov, Avrupa değerlerini savunduğu iddiasıyla Ukrayna’yı koruma çağrısında bulunan Avrupa diplomasisinin, Avrupa değerleri altında Kiev’in uyguladığı aşırı milliyetçiliği kastediyorsa “Böyle bir diplomasiyle işimiz olmaz” dedi.
Rus bakan, “Bir an önce bu diplomasinin durması ve bu nefret politikasını sürdürenlerin iş dışında kalması için mücadele edeceğiz" dedi.

'Rus petrolüne uygulanacak tavan fiyat bizi ilgilendirmiyor'

ABD ve AB'nin Rus petrolüne tavan fiyat uygulama girişimleri hakkında konuşan Lavrov, belirlenecek tavan fiyatın Rusya'yı ilgilendirmediğini, Moskova'nın partnerleriyle söz konusu tavan fiyatlara bakmadan işbirliğine devam edeceğini ve tavan fiyat uygulayan ülkelere hiçbir garanti vermeyeceğini vurguladı.

'Erdoğan liderlerle görüşüyor, Avrupa'dan somut arabuluculuk önerisi gelmedi'

Avrupa ülkelerinin Rusya ile Ukrayna arasında somut arabuluculuk hizmetler önermediğini belirten Lavrov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'le görüşmeye hazır olduğunu birçok defa söylediğini ve görüştüğünü ifade etti.
Lavrov, "Türkiye, doğal olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Zelenskiy'le görüşmeye olduğunu birçok defa söyledi ve onlarla görüşüyor. Papa Francis dışında İtalya'dan herhangi bir inisiyatif duymadım. Mevcut pozisyonundayken henüz kendisiyle görüşmediği İtalya Dışişleri Bakanı Tajani çözüm arayışıyla ilgili bazı fikirler açıklayacak. Ancak hiç kimse somut öneride bulunmuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Putin'le görüşmeyi planlıyordu ancak Moskova, Paris'ten diplomatik kanallar üzerinden bir sinyal almadı" diye konuştu.

'Avrupa diplomasisine aklı başında kişilerin ne zaman geleceğini anlamamız gerekiyor'

Rusya’nın Avrupa diplomasisinin dışında mı kaldığı sorusuna yanıt veren Lavrov, “Önce Avrupa diplomasisi diye bir şey kaldı mı, evetse ne olduğunu anlamamız gerek. Şimdilik Avrupa’nın önde gelen diplomatlardan Josep Borrell tarzı açıklamalar duyuyoruz. Borrell, özel askeri harekat başladığı günden itibaren bir mantra gibi sürekli şunu tekrarlıyor: ‘bu çatışma, Ukrayna’nın savaş alanında zaferiyle sona ermeli’. Bu mu Avrupalı diplomat? Eğer bunu Avrupa diplomasisi olarak anlıyorsak bunun içinde yer almamız gerektiğini düşünmüyorum. Avrupa diplomasisine aklı başında kişilerin ne zaman geleceğini anlamamız gerek” dedi.
Lavrov'un basın toplantısında yaptığı diğer önemli açıklamalar şöyle:

'ABD, geçimini Avrupa üzerinden sağlıyor'

Şu anda ABD, geçimini Avrupa üzerinden sağlıyor ve Avrupa'nın içine düştüğü ekonomik krizden ve enerji krizinden kazanç elde edecek. Avrupa'ya Avrupa'nın Rusya'dan aldığı doğalgazdan dört kat daha pahalıya gaz satacak ve kendi enflasyonla mücadele yasalarını öne çıkararak aynı Avrupa'dan yatırımcıları cezbetmek için kendi sektörlerine milyarlarca dolarlık sübvansiyonlar tahsis edecek ve sonuç olarak Avrupa'da sanayinin zayıflamasına yol açacak.
(Putin-Biden görüşmesi hakkında) Bizzat Putin de dahil bizler, temaslardan asla kaçınmadığımızı söyledik. Mesela Scholz gelmek istediğinde, buyursun gelsin dedik. Macron gelmek istedi, ona da aynı şekilde. Telefonla aramak isteyen herkes bu imkanı elde ediyor ve Devlet Başkanımız istisnasız herkesle konuşuyor. Ancak Biden'la görüşme konusunda kayda değer fikirler duymadık.
Rusya ve ABD istihbarat servisleri arasında esir takası için kurulan özel kanal çalışıyor ve sonuç vereceğini umuyorum.
Rusya ve ABD liderleri Haziran 2021'de nükleer savaşta kazanan olamayacağı ve böyle bir savaşın başlatılmaması gerektiğine dair ortak açıklama yaptı. BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin liderleri de, bu yılın başında aynı açıklamayı yaptı. Rusya, bu ilkeyi daha ileriye taşıdı ve nükleer savaşın yanı sıra nükleer güçler arasındaki herhangi bir çatışmadan kaçınılması gerektiğini belirtti. Nükleer güçlerin çatışması halinde nükleer savaş riski çok yüksek.
Moskova, Rusya'yı kitle imha silahlarıyla provokasyon hazırlamakla suçlayan Batı'nın retoriğini endişeyle takip ediyor. Fakat ABD, İngiltere ve Fransa da dahil bizzat Batı, Ukraynalılar üzerinden Rusya'ya karşı yürüttükleri savaştaki doğrudan katılımlarını artırmak için her şeyi yapıyor. Bu tehlikeli bir eğilim.
(Ankara'daki Narışkin-Burns görüşmesi hakkında) ABD'liler yaklaşık on kez bunun tamamen gizli bir kanal olması gerektiğini, kimsenin bilmemesi, bu kanalın dış propaganda ve enformasyon entrikalarına maruz kalmaması için bunu duyurmamamız gerektiğini söylediler. Biz de kabul ettik. Ancak taraflar Ankara'ya iner inmez sızıntı oldu. Beyaz Saray'dan mı, ABD Dışişleri'nden mi bilmiyorum ancak sızıntı oldu. Bunun ardından Narışkin, görüşme hakkında kamuoyu önünde konuşmak, nükleer güvenliği, stratejik istikrarı ve Ukrayna'daki durumu kapsayan konuların listesini açıklamak zorunda kaldı.
Dolara güven yok, euro da AB'nin başvurduğu hilelere bakılırsa dolandırıcılık için kullanılabilir. Nitekim bir zamanlar (Avrupa Komisyon Başkanı) Ursula von der Leyen, Rus devletinin ve Rus vatandaşlarının parasını çalmak için uygulanması gereken yöntemleri veya yasaları meşrulaştırmaya çalışıyordu. Bu nedenle AB'de de başkalarının sırtından geçinmek için sömürgeci yöntemlere dönüş eğilimi var.

‘Rusya özel askeri operasyon sırasında siviller için sonuçları en aza indirme gerekliliğine göre hareket ediyor’

Biliyorsunuz ki savunma bakanlığımız ve askeri uzmanlar, sadece Rus değil aynı zamanda Amerikalı ve diğer NATO ülkelerinden askeri uzmanlar, askeri operasyonumuzun en başından bu yana sivil nüfus ve sivil altyapı için her türlü olumsuz sonuçları en aza indirgeme düzeninde yürütüldüğüne dikkat çekiyor.
Şu anda saldırılara maruz kalan altyapı hakkında konuşuyorlar, burada gizli saklı herhangi bir şey yok, bu Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin, aşırı milliyetçi taburların savaş potansiyelini sağlayan altyapıdır. Saldırılar yüksek hassasiyetli silahlarla yapılıyor, enerji tesisleri de devre dışı bırakılıyor.

'AB diplomasisinin Ukrayna'nın Avrupa değerlerine yaklaşımını yutmasına üzülüyorum'

Ukrayna'nın Avrupa değerlerine yaklaşımının tüm bu tezahürlerini yutan Avrupa diplomasisi, bu diplomasi için üzülüyorum.
Batılı muhataplarımız hatalarını fark ederler ve aralık ayında önerdiğimiz belgelerle ilgili müzakerelere dönmeye hazır olduklarını belirtirlerse, bunun olumlu bir durum olacağını düşünüyorum. Bunu yapacak gücü ve aklı bulacaklarından şüpheliyim ama eğer bu olursa, onlarla diyaloğa geri dönmeye hazır olacağız. ABD bu önerileri reddetti, diyaloğun yeniden başlamasıyla ilgili beklentilerine tamamen aykırı bir dizi adım attı. Örneğin NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna'nın kaybetmesi halinde Kiev'in üyeliğinin değerlendirmeye alınmayacağını söyledi. Bu tür açıklamaların sorumsuzca olduğu, siyasete biraz ilgi duyan bir kişi için bile aşikar.

‘Avrupa, Ukrayna konusunda ABD’nin peşinden koştu’

ABD krizleri ne kadar çok tetiklerse, rakipleri de o kadar çok kendilerini zayıflatacak, birbirlerini zayıflatacak. Tıpkı şu anda Avrupa'nın kendi kendini zayıflatması, pervasızca ABD’nin peşinden koşması ve onların Rus düşmanı politikalarını ve Ukrayna'yı Rusya Federasyonu'na karşı bir savaş aracı olarak kullanma politikasını her yönden desteklemesi gibi.

‘Ukrayna'daki operasyon Rusya’nın uluslararası hukuk kapsamındaki meşru çıkarlarını korumayı amaçlıyor’

(Batı medyasındaki ve siyasi çevrelerdeki histeriyi) ABD’nin Irak'ı bombaladığı zaman olanlarla karşılaştırın. Yıllardır Irak’ta İngilizcenin ya da Hollywood filmlerinin yasaklandığı konusunda uyardıkları için değil, bir tüpü alıp onun kimyasal silah olduğunu söyleyip bombaladıkları için. Hem de ABD’nin doğrudan sınırlarında değil, 10 bin mil ötede olan bir ülkeyi. Neden biliyor musunuz? Çünkü onlar yapabiliyor.
Bizim durumunuz, kendi meşru çıkarlarımızı ABD'nin dayattığı kurallara göre değil, uluslararası hukuk çerçevesinde koruma teşebbüsüdür.
NATO ülkeleri savunma hattını doğuya ilerletmeye devam ediyor. Washington, Brüksel, Avustralya, Kanada, Londra'dan gelen açıklamalara bakılırsa, şu anda Güney Çin Denizi, NATO'nun bir zamanlar Ukrayna'da yaptığı gibi gerilimi tırmandırmaktan çekinmeyeceği bölgelerden biri haline geliyor. Çin'in bu tür provokasyonları ne kadar ciddiye aldığını biliyoruz, Tayvan ve Tayvan Boğazı'ndan bahsetmiyorum bile. Bu bölgelerde NATO'nun ateşle oynaması, Rusya için bir tehdit ve risk oluşturuyor. Zira burası Çin topraklarına olduğu kadar bizim kıyılarımıza ve denizlerimizi de yakın. Bu nedenle Çin ile askeri işbirliğimizi genişletiyoruz.

‘Rusya ve Çin'in ardından herkes Batı yaptırımlarının hedefi haline gelebilir’

On yıllardır piyasa özgürlüğünü, rekabet özgürlüğünü savunanlar tarafından piyasaya fiyatları dikte etmek... Bu elbette, tüm diğer şeylerin yanı sıra, istisnasız olarak tüm devletlere çok güçlü, uzun vadeli bir sinyal gönderen ilginç bir gelişmedir; çocuklar, Batı'nın kendi küreselleşme sistemi çerçevesinde dayattığı araçları kullanmaktan nasıl uzaklaşacağınızı düşünmeniz gerekiyor.

‘Ukrayna'daki çatışmanın kurbanları için üzülüyorum ama çifte standartlar ortadan kaldırılmalı’

(Ukrayna’daki sivil altyapının tahrip olması ile ilgili tutumunuz nedir sorusuna): Herhangi bir insan hayatı, özellikle de çatışmalar sonucu ve altyapıya verilen hasar sonucu kaybedilen insan hayatı için hüzünleniyorum ve üzülüyorum. Fakat gelin tüm bu konuları çifte standart olmaksızın ve dürüstçe ele alalım.
Batılı medya ve siyasetçiler Afganistan, Irak, Suriye ve Libya'daki çatışmalarda sivillerin arasındaki can kayıplarına çok daha az ilgi göstermişti.

‘ABD, NATO'nun gelişmesinde Rusya düşmanı Polonya ve Baltık ülkelerine güveniyor’

Kuzey Atlantik İttifakının daha da geliştirilmesinde Amerikalılar, Polonya ve Baltık ülkeleri gibi en Rus düşmanı ve ırkçı tutum sergileyen ülkelere güveniyor.
Anthony Blinken'in söylediği şey, NATO'da müziği kimin sipariş ettiği açısından çok aydınlatıcı. Baltık ülkeleri tarafından aktif olarak desteklenen Rusya Federasyonu'na karşı bir kordon inşa etmek için Karadeniz’den Baltık'a kadar üç deniz fikri, aslında Polonya’ya ait ve Polonya büyüklüğünün yeniden canlanması konsept olarak kullanılıyor.
(Katolik Kilisesi lideri Papa Francis'in ‘Ukrayna’da yapılan bazı acımasızlıkların Rus geleneklerine uygun olmadığını; bunları, Çeçenler ve Buryatlar gibi Rusya’ya yaşayan azınlıkların gerçekleştirdiğini’ söylemesine ilişkin) Papa Francis (Rusya ve Ukrayna’ya) müzakere çağrısı yapıyor, ancak kısa bir süre önce bir Hristiyana asla yakışmayacak, hayli uygunsuz bir açıklama yaptı ve Rusya’da yaşayan iki halkı diğerleri arasından seçip isimlerini de anarak onlardan pek çok gaddarlığın beklenebileceğini söyledi. Bu söyledikleri, bekleneceği gibi Papa’nın amacına ve otoritesine hizmet eden bir şey değildi.

‘Avrupa'da Rus kültürünün iptali mümkün değil’

Yurt dışında yaşarken kendini Rusya ile, vatanı ile birlikte çağrıştıran, diline sahip çıkan, çocuklarını, torunlarını kendi dilinde yetiştiren, kültürlerin iç içe geçmesi için çalışan herkesle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ruslar şimdi modern Avrupa'da kültürümüzü taşıdı, bulundukları ülkeleri zenginleştirdi.
Bu kültürün iptali mümkün değildir, bu kültür Rus karşıtlığı duyguları canlandırmaya çalışan, sıradan halkı kışkırtmaya, Ruslara karşı ayrımcılık yapmaya çalışan ne Borrel’lerin ne de diğer bürokratların buyruğu altındadır.

‘Ukrayna'daki durumu hesaba katmadan stratejik istikrar konusu ele alınamaz’

Kanımca bugün Ukrayna'da olup bitenleri görmezden gelerek stratejik istikrarı ele almanın imkansız olduğu herkes için apaçık ortada.
Rusya'yı yenilgiye uğratma hedefi bile, stratejik istikrar için nasıl önemli olamaz? Stratejik güvenlik alanındaki en önemli oyunculardan birini yok etmek istediklerinde. Aynı zamanda bize şunu söylüyorlar: Hayır, Ukrayna konusu Ukraynalılar istedikleri zaman Ukraynalılarla konuşulmalı. Sizinle de de nükleer silahları ve stratejik istikrarı konuşalım. Nerden bakarsanız safça.
Guterres, Rus ihracatı önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyor ancak tahıl anlaşması imzalandığı günden itibaren geçen beş ay içinde ABD ve Avrupa Birliği son derece yavaş hareket ediyor. Bu yüzden Birleşmiş Milletler’deki meslektaşlarımız her defasında bir istisna elde etmek için uğraşıyor. Batı, Guterres’in çabalarına saygısızca davranıyor. Bu, Batı’nın evde kimin patron olduğunu, kimin peşinden koşulması gerektiğini, kime yalvarılması gerektiğini gösterme şekli.

‘Batı, Rusya'nın Erivan ile Bakü arasındaki arabuluculuk çabalarına müdahale etmeye çalışıyor’

Buna paralel olarak, diğer oyuncuların bu süreçlere müdahale etmek için sarsıcı girişimlerini gözlemledik. Bununla ilgili herhangi bir sorun yaşamadık, Erivan ve Bakü ile temaslarımızda dikkatimizi çeken tek şey, özel askeri operasyonun başlamasından sonra Batı'nın Washington ve Paris'in şahsında Rusya ile hiçbir yerde, hiçbir formatta katılmayacaklarını resmi olarak açıklamalarıdır. Böylece AGİT Minsk Grubu'nun faaliyetlerinin tamamlandığını beyan etmiş oldular.

‘Macron Putin’e telefon etmeden önce Ukrayna konusunda Biden’a danışacak’

(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un son iki haftadır Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme planladığını hatırlatarak) Eğer gerçekten aramak niyetindeyse arayacağı zamanı bekliyorduk. Fakat kendisi üç gün önce, ‘Washington'a gidene kadar Putin ile temasa geçmeyeceğim’ dedi, o söylemden kendisinin sadece Avrupa'nın rekabet avantajlarının zayıflamasını konuşmayacak olup, aynı zamanda Ukrayna meseleleri konusunda danışacağı sonucuna varıyoruz.

'Polonya, özenle AGİT'in mezarını kazıyor'

İsveçliler geçen yıl dönem başkanıydı, daha o zaman aleni bir şekilde dürüst arabulucular olarak değil, AGİT'i ABD ve Brüksel'in çıkarlarına tabi kılmak için AGİT'teki Batı politikasının aktif katılımcıları olarak hareket etmeye başladılar. Aslında AGİT'in cenazesini hazırlamaya İsveçliler başladı. Polonyalı komşularımız da bu yıl boyunca bu kuruluşun mezarını özenle kazarak uzlaşma kültürünün kalıntılarını yok ettiler.
AGİT, Doğu ile Batı arasındaki ilişkileri yatıştırmak için kuruldu, ancak Batı'nın hakimiyet politikası bunu engelledi. Batı, tam olarak AGİT'in kuruluşta karşı koymayı hedeflediği şeyleri yapıyor, bölücü hatlar kazıyor. Kazdıkları yere birilerini de gömebilirler. Korkarım bu özellikle AGİT için yapılıyor.

'NATO'nun pervasızca genişlemesi AGİT'i değersizleştirdi'

Ve ayrıca Avrupa Konseyi. Avrupa Konseyi’ni Batı sakat bıraktı ve bence iyileşme şansı da bırakmadı, şimdi de hedefinde AGİT var. AGİT'te gittikçe daha fazla sorun çıktı, bugün artık AGİT olarak adlandırılan yerde çok sayıda sorun birikti. Bunlar derin bir tarihsel projeksiyona sahipler ve kökleri kaçırılan fırsatların sayısı, en karamsar analistlerin akla gelebilecek tüm beklentilerini aştığı geç Sovyet dönemine, 1980'lerin sonlarına, 1990 yılına uzanıyor. ABD'lilerden ve diğer NATO üyelerinden hiçbir zaman ayrılmayan bu içgüdü, hem kolektif bir araç olarak AGİT'in temel anlamını, hem de 1990'lardan beri AGİT'te ortaya konmuş tüm o güzel belgeleri değersizleştiren NATO'nun pervasızca genişlemesine giden politikayı açıklıyor.

'Rusya-Belarus Birlik Devleti, askeri kapasiteyi geliştirmeyi planlıyor'

Birlik Devlet askeri kapasiteyi geliştirmeyi planlıyor. Ortak askeri birliğimiz var. Bu birlik kara ve hava bileşenlerinden oluşuyor. Ukrayna’nın da dahil devam eden provokasyonlar dikkate alınırsa ülke liderlerimiz bu konuya büyük önem veriyor. Her türlü gelişmeye hazır olma durumunu korumaya yönelik tüm tedbirler alındı. Birlik Devlet ve imkanlarına güveneceğiz. İmkanları iyi.

‘Kerry, birlikte çalışılabilecek sonuca odaklı biri’

Bir kişinin uzlaşmayı amaçladığını anladığınızda, sonuç elde edilir. Size bir örnek vereyim, John Kerry ABD Dışişleri Bakanı iken, onunla en yakın komşularımız da dahil olmak üzere tüm ortaklarımızdan daha uzun ve daha sık görüştüm. Her yıl 50'den fazla kez biraraya geldik veya telefonda görüştük. Ve John'da sonuçla gerçekten ilgilenen ve bu sonucun tek taraflı, Amerikalı değil, ortak olmasını isteyen ve sorunları birlikte çözmemize yardımcı olan birini gördüm.
Müzakerelerde, rakibi bastırma hedefine değil, saygılı bir diyalog yoluyla sonuca ulaşma görevine odaklanılmalıdır.
NATO bayrağı - Sputnik Türkiye, 1920, 29.11.2022
Ukrayna krizi
Bloomberg: NATO, savaş uçaklarını Ukrayna’ya devretme olasılığını bir kez daha değerlendirebilir
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала