https://anlatilaninotesi.com.tr/20221011/abdnin-irak-karari-uzerinden-20-yil-gecti-isgal-bolgede-cehennemin-kapilarini-acti-1062191451.html
ABD’nin ‘Irak kararı’ üzerinden 20 yıl geçti: ‘İşgal bölgede cehennemin kapılarını açtı’
ABD’nin ‘Irak kararı’ üzerinden 20 yıl geçti: ‘İşgal bölgede cehennemin kapılarını açtı’
Sputnik Türkiye
20 yıl önce ABD’nin Irak işgalinin yolunu açan kararını ve bölgeye etkilerini değerlendiren gazeteci Musa Özuğurlu, işgalin bölgede ‘cehennemin kapılarını... 11.10.2022, Sputnik Türkiye
2022-10-11T15:55+0300
2022-10-11T15:55+0300
2022-10-11T16:22+0300
görüş
irak
irak işgali
abd
abd kongresi
george h. w. bush
george bush
saddam hüseyin
ukrayna
ukrayna krizi
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/04/1d/1055955778_0:0:864:486_1920x0_80_0_0_451f820e7579e1086ea74d4e8230d40d.jpg
Bu tarihten tam 20 yıl önce ABD Kongresi Irak’a karşı askeri güç kullanma iznini verdi. ABD’nin Irak işgaline temel oluşturan bu yetki ile ABD Kongresi, ABD Başkanı George Bush'a, zamanın Irak lideri Saddam Hüseyin ve hükümetine karşı silahlı kuvvetlerini kullanma onayı verdi. Üzerinde hala şaibeler bulunan 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin Sovyetlere karşı desteklediği mücahitlerin içinden çıkan El Kaide’nin sorumlu tutulmasıyla 2001’de başlayan Afganistan işgalinin sonrasında hedef olan Irak’a askeri müdahalenin sebebi de Irak lideri Hüseyin’in elinde ‘kitlesel ölümlere sebep olacak biyolojik, kimyasal silahların’ olduğu iddiasıydı.Irak’a ‘büyük bir tehdit’ atfeden zamanın ABD Başkanı George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, aldıkları istihbaratın ‘hiçbir şüpheye yer bırakmadığını’ ileri sürdü. Yine dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell 5 Şubat 2003'te BM Güvenlik Konseyi'nde, konseyi ikna etmek üzere yaptığı konuşmasında elinde bir şişe şarbon dahi salladı. Powell daha sonra yaptığı bir açıklamada bu olayın hayatında ‘kara bir leke’ olarak kalacağını da söyledi. Bu iddiaları ise BM Silah Denetleme Komisyonu’ndan gelen açıklama yalanladı. Komisyon Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003'te hazırladığı raporda Irak'ta incelemelerde bulunan ekibinin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden onay alınmadan girişilen bu işgale aralarında Polonya, Avustralya, Güney Kore, İtalya ve Ukrayna olan 40’ı aşkın ülke destek verdi.Hava saldırıyla altyapısı yok edilen Irak’ta yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti19 Mart 2003’te duyurdukları ‘özgürleştirme operasyonunun’ bedelini ise Irak halkı ödedi. Yoğun hava saldırılarıyla başlayan işgalde, Saddam Hüseyin’in yönetiminin bitişi ise bir grup ABD askerleri tarafından yıkılan heykeli ile sembolleşti. ABD güçleri tarafından yakalanan Hüseyin, yaklaşık 3 sene süren sorgulamanın ardından, 30 Aralık 2006 yılında kamera önünde idam edildi. Washington Johns Hopkins Simon Fraser ve Mustansiriya Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmaya göre, Irak'ta işgalin başladığı 2003 yılının Mart ayından, Haziran 2011'e kadar 461 bin kişi hayatını kaybetti. ABD ve İngiltere öncülüğünde Mart 2003’te başlayan işgal 18 Aralık 2011 yılına kadar devam etti. Ülkenin altyapısı hava saldırıyla yok edildi. ABD askerlerinin Ebu Gureyb hapishanesinde yaptıkları işkencelerle akıllara kazınan işgalin körüklediği bir iç savaş da yaşayan Irak’ta halihazırda 2 bin 500 Amerikan askeri bulunuyor. ABD tarafından işgale yolu açan ‘Irak'a Karşı Askeri Güç Kullanma İzni'ni ve işgalin bölgeye yansımalarını gazeteci Musa Özuğurlu, Sputnik’e yorumladı.‘ABD bir dizayna girişti, Irak’ın kaynaklarını hala uluslararası petrol şirketleriyle birlikte sömürmeye devam ediyor’ABD işgalinin bölgede ‘cehennemin kapılarını açtığını’ vurgulayan Özuğurlu “ABD o bölgede kendi çıkarlarını daha da sağlamlaştırabilmek için müdahale etti. Bunun için de kolay bir hedef seçildi; Irak. Saddam Hüseyin’in tabii daha önceden Kuveyt saldırısı olsun Halepçe katliamı olsun birtakım gerekçeler vardı. Ama global anlamda Amerika’nın uluslararası kamuoyunu ikna edebilmesi için kitle imha silahı gibi bir gerekçe uydurması gerekiyordu. Bunu da yerine getirdiler. Daha sonra da Irak’a müdahale ettiler. Irak’a müdahale bir devletin tamamen tarihiyle, kültürüyle, insanlarıyla yok edilmesi sonucunu doğurdu. Irak o gün bugündür hiçbir zaman istikrara kavuşmadı ve istikrardan daha öte Irak halkı hiçbir zaman için rahata eremedi. Çünkü bu saldırı sonrasında ABD bir dizayna girişti, Irak’ın kaynaklarını hala uluslararası petrol şirketleriyle birlikte sömürmeye devam ediyor. Diğer yandan, Irak içerisinde çatışmalar da devam ediyor” dedi ve ekledi:‘ABD’nin Irak’ı işgali halka sadece acı ve ölüm getirdi’‘Saldırılar sonrasında Irak terör örgütlerinin bir laboratuvarı haline geldi’Irak’ta ortaya çıkan terör örgütlerini de değerlendiren Özuğurlu “Bu saldırılar sonrasında Irak terör örgütlerinin bir laboratuarı haline geldi. Dikkat edecek olursak gerçekten de Irak’ta El-Kaide tandanslı ve hatta devamı olan örgütlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bundan sonra terör tehlikesi hem bölge ülkeleri hem de global açıdan devam edecek. Aynı zamanda bir terör düşüncesini yerleştirdi, model oluşturdu. Bir takım örgütlerin tüm dünyada aynı modeli kullandığını görüyoruz. Bu çok tehlikeli, çünkü bu potansiyelde olan çok sayıda kendi ülkesinde rahatsız insan var. ABD gibi ülkelerin müdahalesiyle daha da artan, onların katalizör olduğu bir istikrarsızlık devam ediyor. İstikrarsızlık her zaman için lokal bir biçimde kendi başlarının çaresine bakması sonucunu getiriyor. Irak’ta artık terörün de bir yöntem olarak çok rahat bir şekilde kullanılabileceği görüldü. Dolayısıyla bu bir kültür haline geldi. Bu nedenle potansiyel olarak da en azından bölgede somut bir biçim olarak da böyle bir tehlikenin var olduğunu, bundan sonra da devam edeceğini söyleyebiliriz” dedi.‘Stratejileri istikrarsızlık, ülkenin yıkık halde kalmaya devam etmesi’ABD’nin Ortadoğu’da hegemonyasını kaybetmeye başladığını ancak bu durumun küresel sermaye gruplarının etkisini kaybettiği anlamına gelmediğine vurgu yapan Özuğurlu “ABD gibi küresel sermayenin de en çok beslendiği şey olan istikrarsızlığı hem Ortadoğu’da hem de başka yerlerde mümkün olduğunca devam ettirmeye çalışıyorlar. Bütün bu coğrafyalarda dikkat edilmesi gereken nokta bu, stratejileri istikrarsızlık. Bir ülkenin yıkıldıktan sonra kurulması değil, tam da yıkık halde kalmaya devam etmesi. Bunu da maalesef başarıyla uygulamaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.Irak ne zaman istikrara kavuşur?Ülkede istikrar için ulusal bir mutabakatın sağlanması gerektiğine dikkat çeken Özuğurlu “Saddam Hüseyin döneminde belirli kesimler aslında yönetimden dışlanmıştı, baskı altındaydı. Irak’ta önceden de gizli bir istikrarsızlık söz konusuydu. Amerika’nın yaptığı, bu istikrarsızlığın bütünlüğü içerisinde ortaya çıkmasını sağlamak oldu. Irak’a şimdi baktığımızda kesimler arasında bir bütünlüğün olmadığını görüyoruz. Irak’ta bir iç savaş tehlikesi her zaman mevcut. Bundan sonra bunun önüne geçilmesinin tek yolu Iraklıların bir araya gelerek, herkesin eşit bir şekilde temsil edildiği bir sistem kurarak istikrarı sağlamaları. Fakat bu gerçekten mümkün mü? Bana pek mümkün gelmiyor. Çünkü Irak’a müdahale eden başta bölge ülkeleri olmak üzere fazla sayıda el var. İran, Suudi Arabistan, hatta Türkiye var. Herkes kendi çıkarlarını düşünerek hareket ediyor. Bir de global güçler ABD ve İngiltere gibi ülkeler var. Dolayısıyla Irak’tan ellerini çekmedikleri sürece Irak halkının herhangi bir şekilde kendi içerisinde barışı sağlayabilmesi, istikrarı oturtabilmesi bana çok da kolay gelmiyor. Muhtemelen de on yıllar boyunca bu istikrarsızlık Irak’ta devam edecek” dedi.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20221010/opecnin-petrol-karari-abdnin-yipratma-politikalarina-vurulan-bir-darbe-1062161159.html
irak
ukrayna
ingiltere
polonya
avustralya
güney kore
afganistan
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2022
Burcu Okutan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/103952/57/1039525723_456:0:2504:2048_100x100_80_0_0_2fc02bfedc569d0ddb37382eb205f7dd.jpg
Burcu Okutan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/103952/57/1039525723_456:0:2504:2048_100x100_80_0_0_2fc02bfedc569d0ddb37382eb205f7dd.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/04/1d/1055955778_33:0:681:486_1920x0_80_0_0_fe07e07c081ea44034bb1423e93d04bb.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Burcu Okutan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/103952/57/1039525723_456:0:2504:2048_100x100_80_0_0_2fc02bfedc569d0ddb37382eb205f7dd.jpg
irak, irak işgali, abd, abd kongresi, george h. w. bush, george bush, saddam hüseyin, ukrayna, ukrayna krizi, musa özuğurlu, colin powell, ingiltere, birleşmiş milletler (bm), birleşmiş milletler güvenlik konseyi (bmgk), polonya, avustralya, güney kore, afganistan, kimyasal silah, biyolojik silah
irak, irak işgali, abd, abd kongresi, george h. w. bush, george bush, saddam hüseyin, ukrayna, ukrayna krizi, musa özuğurlu, colin powell, ingiltere, birleşmiş milletler (bm), birleşmiş milletler güvenlik konseyi (bmgk), polonya, avustralya, güney kore, afganistan, kimyasal silah, biyolojik silah
ABD’nin ‘Irak kararı’ üzerinden 20 yıl geçti: ‘İşgal bölgede cehennemin kapılarını açtı’
15:55 11.10.2022 (güncellendi: 16:22 11.10.2022) Özel
20 yıl önce ABD’nin Irak işgalinin yolunu açan kararını ve bölgeye etkilerini değerlendiren gazeteci Musa Özuğurlu, işgalin bölgede ‘cehennemin kapılarını açtığını’ vurguladı. Özuğurlu “Irak’a müdahale bir devletin tamamen tarihiyle, kültürüyle, insanlarıyla yok edilmesi sonucunu doğurdu. Irak hiçbir zaman istikrara kavuşmadı” dedi.
Bu tarihten tam 20 yıl önce ABD Kongresi Irak’a karşı askeri güç kullanma iznini verdi. ABD’nin Irak işgaline temel oluşturan bu yetki ile ABD Kongresi, ABD Başkanı George Bush'a, zamanın Irak lideri Saddam Hüseyin ve hükümetine karşı silahlı kuvvetlerini kullanma onayı verdi. Üzerinde hala şaibeler bulunan 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin Sovyetlere karşı desteklediği mücahitlerin içinden çıkan El Kaide’nin sorumlu tutulmasıyla 2001’de başlayan Afganistan işgalinin sonrasında hedef olan Irak’a askeri müdahalenin sebebi de Irak lideri Hüseyin’in elinde ‘kitlesel ölümlere sebep olacak biyolojik, kimyasal silahların’ olduğu iddiasıydı.
Irak’a ‘büyük bir tehdit’ atfeden zamanın ABD Başkanı George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, aldıkları istihbaratın ‘hiçbir şüpheye yer bırakmadığını’ ileri sürdü. Yine dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell 5 Şubat 2003'te BM Güvenlik Konseyi'nde, konseyi ikna etmek üzere yaptığı konuşmasında elinde bir şişe şarbon dahi salladı. Powell daha sonra yaptığı bir açıklamada bu olayın hayatında ‘kara bir leke’ olarak kalacağını da söyledi. Bu iddiaları ise BM Silah Denetleme Komisyonu’ndan gelen açıklama yalanladı. Komisyon Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003'te hazırladığı raporda Irak'ta incelemelerde bulunan ekibinin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden onay alınmadan girişilen bu işgale aralarında Polonya, Avustralya, Güney Kore, İtalya ve Ukrayna olan 40’ı aşkın ülke destek verdi.
Hava saldırıyla altyapısı yok edilen Irak’ta yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti
19 Mart 2003’te duyurdukları ‘özgürleştirme operasyonunun’ bedelini ise Irak halkı ödedi. Yoğun hava saldırılarıyla başlayan işgalde, Saddam Hüseyin’in yönetiminin bitişi ise bir grup ABD askerleri tarafından yıkılan heykeli ile sembolleşti. ABD güçleri tarafından yakalanan Hüseyin, yaklaşık 3 sene süren sorgulamanın ardından, 30 Aralık 2006 yılında kamera önünde idam edildi. Washington Johns Hopkins Simon Fraser ve Mustansiriya Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmaya göre, Irak'ta işgalin başladığı 2003 yılının Mart ayından, Haziran 2011'e kadar 461 bin kişi hayatını kaybetti. ABD ve İngiltere öncülüğünde Mart 2003’te başlayan işgal 18 Aralık 2011 yılına kadar devam etti. Ülkenin altyapısı hava saldırıyla yok edildi. ABD askerlerinin Ebu Gureyb hapishanesinde yaptıkları işkencelerle akıllara kazınan işgalin körüklediği bir iç savaş da yaşayan Irak’ta halihazırda 2 bin 500 Amerikan askeri bulunuyor. ABD tarafından işgale yolu açan ‘Irak'a Karşı Askeri Güç Kullanma İzni'ni ve işgalin bölgeye yansımalarını gazeteci Musa Özuğurlu, Sputnik’e yorumladı.
‘ABD bir dizayna girişti, Irak’ın kaynaklarını hala uluslararası petrol şirketleriyle birlikte sömürmeye devam ediyor’
ABD işgalinin bölgede ‘cehennemin kapılarını açtığını’ vurgulayan Özuğurlu “ABD o bölgede kendi çıkarlarını daha da sağlamlaştırabilmek için müdahale etti. Bunun için de kolay bir hedef seçildi; Irak. Saddam Hüseyin’in tabii daha önceden Kuveyt saldırısı olsun Halepçe katliamı olsun birtakım gerekçeler vardı. Ama global anlamda Amerika’nın uluslararası kamuoyunu ikna edebilmesi için kitle imha silahı gibi bir gerekçe uydurması gerekiyordu. Bunu da yerine getirdiler. Daha sonra da Irak’a müdahale ettiler. Irak’a müdahale bir devletin tamamen tarihiyle, kültürüyle, insanlarıyla yok edilmesi sonucunu doğurdu. Irak o gün bugündür hiçbir zaman istikrara kavuşmadı ve istikrardan daha öte Irak halkı hiçbir zaman için rahata eremedi. Çünkü bu saldırı sonrasında ABD bir dizayna girişti, Irak’ın kaynaklarını hala uluslararası petrol şirketleriyle birlikte sömürmeye devam ediyor. Diğer yandan, Irak içerisinde çatışmalar da devam ediyor” dedi ve ekledi:
‘ABD’nin Irak’ı işgali halka sadece acı ve ölüm getirdi’
“Bu sadece Irak özelinde değil, bölgedeki diğer ülkelere de baktığımızda çatışmaların devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle ABD’nin yapmış olduğu bu saldırı, Irak’ı işgali halka sadece acı ve ölüm getirdi. Bölgedeki herhangi bir ülkenin istikrarsızlığı diğer ülkeleri de çok yakından ilgilendiriyor. Buna Suriye, Lübnan, İran ve hatta Türkiye dahil. Dolayısıyla tüm bölgeye istikrarsızlık getiren bir darbe oldu.”
‘Saldırılar sonrasında Irak terör örgütlerinin bir laboratuvarı haline geldi’
Irak’ta ortaya çıkan terör örgütlerini de değerlendiren Özuğurlu “Bu saldırılar sonrasında Irak terör örgütlerinin bir laboratuarı haline geldi. Dikkat edecek olursak gerçekten de Irak’ta El-Kaide tandanslı ve hatta devamı olan örgütlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bundan sonra terör tehlikesi hem bölge ülkeleri hem de global açıdan devam edecek. Aynı zamanda bir terör düşüncesini yerleştirdi, model oluşturdu. Bir takım örgütlerin tüm dünyada aynı modeli kullandığını görüyoruz. Bu çok tehlikeli, çünkü bu potansiyelde olan çok sayıda kendi ülkesinde rahatsız insan var. ABD gibi ülkelerin müdahalesiyle daha da artan, onların katalizör olduğu bir istikrarsızlık devam ediyor. İstikrarsızlık her zaman için lokal bir biçimde kendi başlarının çaresine bakması sonucunu getiriyor. Irak’ta artık terörün de bir yöntem olarak çok rahat bir şekilde kullanılabileceği görüldü. Dolayısıyla bu bir kültür haline geldi. Bu nedenle potansiyel olarak da en azından bölgede somut bir biçim olarak da böyle bir tehlikenin var olduğunu, bundan sonra da devam edeceğini söyleyebiliriz” dedi.
‘Stratejileri istikrarsızlık, ülkenin yıkık halde kalmaya devam etmesi’
ABD’nin Ortadoğu’da hegemonyasını kaybetmeye başladığını ancak bu durumun küresel sermaye gruplarının etkisini kaybettiği anlamına gelmediğine vurgu yapan Özuğurlu “ABD gibi küresel sermayenin de en çok beslendiği şey olan istikrarsızlığı hem Ortadoğu’da hem de başka yerlerde mümkün olduğunca devam ettirmeye çalışıyorlar. Bütün bu coğrafyalarda dikkat edilmesi gereken nokta bu, stratejileri istikrarsızlık. Bir ülkenin yıkıldıktan sonra kurulması değil, tam da yıkık halde kalmaya devam etmesi. Bunu da maalesef başarıyla uygulamaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
Irak ne zaman istikrara kavuşur?
Ülkede istikrar için ulusal bir mutabakatın sağlanması gerektiğine dikkat çeken Özuğurlu “Saddam Hüseyin döneminde belirli kesimler aslında yönetimden dışlanmıştı, baskı altındaydı. Irak’ta önceden de gizli bir istikrarsızlık söz konusuydu. Amerika’nın yaptığı, bu istikrarsızlığın bütünlüğü içerisinde ortaya çıkmasını sağlamak oldu. Irak’a şimdi baktığımızda kesimler arasında bir bütünlüğün olmadığını görüyoruz. Irak’ta bir iç savaş tehlikesi her zaman mevcut. Bundan sonra bunun önüne geçilmesinin tek yolu Iraklıların bir araya gelerek, herkesin eşit bir şekilde temsil edildiği bir sistem kurarak istikrarı sağlamaları. Fakat bu gerçekten mümkün mü? Bana pek mümkün gelmiyor. Çünkü Irak’a müdahale eden başta bölge ülkeleri olmak üzere fazla sayıda el var. İran, Suudi Arabistan, hatta Türkiye var. Herkes kendi çıkarlarını düşünerek hareket ediyor. Bir de global güçler ABD ve İngiltere gibi ülkeler var. Dolayısıyla Irak’tan ellerini çekmedikleri sürece Irak halkının herhangi bir şekilde kendi içerisinde barışı sağlayabilmesi, istikrarı oturtabilmesi bana çok da kolay gelmiyor. Muhtemelen de on yıllar boyunca bu istikrarsızlık Irak’ta devam edecek” dedi.