TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ökten: Sağlıkta Dönüşüm Projesi bize sağlıkta şiddet olarak döndü
© Sputnik / Burcu OkutanDoktor - hekim - sağlık çalışanları - iş bırakma - grev
© Sputnik / Burcu Okutan
Abone ol
Özel
Konya’da hekimlik yapan Ekrem Karakaya’nın hastanede öldürülmesinin ardında sağlık meslek odaları ve sendikalar 2 günlük iş bırakma kararı aldı. Bu saldırı bağlamında sağlık çalışanlarının yaşadıklarını anlatan TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ökten “Sağlıkta Dönüşüm Projesi bize ne yazık ki sağlıkta şiddet projesi olarak geri dönmüştür” dedi.
Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, giderek daha fazla gündemde yer kaplıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası’nın (Sağlık-Sen) yayımladığı ‘Sağlıkta Şiddet Raporu’na’ göre 2021’de sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar yüzde 62 arttı. Şiddet sorunuyla beraber öte yandan, TTB’nin açıkladığı verilere göre, 2022’nin ilk 6 ayında 1171 hekim, sağlık çalışanlarının yurt dışında çalışabilmesi için alması gereken iyi hal belgesine başvurdu.
TTB'ye "İyi Hal Belgesi" başvuru sayısı;
— Türk Tabipleri Birliği (@ttborgtr) July 5, 2022
📌 Haziranda 229
📌 2022'nin ilk 6 ayında 1171 oldu.
Yetişmiş hekimler; yoksullaşma, ağır çalışma koşulları ve sağlıkta şiddetin baskısı nedeniyle yurtdışına göçüyor.
Toplumun sağlık hakkı için oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz! pic.twitter.com/rgd5L5bHpP
Sorunların çözülmesi için sene başından bu yana Türk Tabipleri Birliği 4 kere iş bırakma kararı aldı. Son olarak TTB başka bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kişinin, Konya Şehir Hastanesi'nde görev yapan Kardiyoloji Doktoru Ekrem Karakaya ile beraber 3 kişiyi öldürmesi üzerine 7-8 Temmuz’da g(ö)rev’de olduklarını açıkladı. Türk Tabipleri Birliği’nin bu kararına, Hekimsen ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası da destek verdi. Son yaşanan saldırı bağlamında Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten Sputnik’e sağlık çalışanlarının yaşadığı problemleri anlattı.
‘Şiddet en öncelikli sorunumuz ama yaşadığımız çok fazla sorun var’
Doç. Dr. Ökten, doktorların yaşadıkları problemleri “Hepimiz çok üzgünüz, kızgınız ve öfkeliyiz. Çünkü özellikle önceki gün genç bir meslektaşımızın silahlı saldırı sonucu hasta muayene ederken çalıştığı poliklinikte, işyerinde öldürülmesi gerçekten kabul edilebilecek bir durum değil. Ama bunun işaretleri daha önceden hep geliyordu ve bu konuda biz Sağlık Bakanlığı’nı, iktidarı uyarıyorduk.‘Sağlıkta şiddet giderek artıyor, bunlara karşı önlem alın. Çalışma koşullarımızı düzeltin, bize dayatmada bulunmayın. Sağlıkta daha etkin bir şiddet yasasını çıkarın’ diye bir sürü taleplerimiz, uyarılarımız ve önerilerimiz oldu. Bu konuları Sağlık Bakanlığı ile görüşmek için çok uzun süredir randevu talep ediyoruz. Tabii ki şiddet en öncelikli sorunumuz ama yaşadığımız çok fazla sorun var. Çalışma koşullarının kötülüğünden tutun doğru dürüst çıkmayan şiddet yasasına, malpraktis yasası, ekonomik ve özlük haklarımızın her geçen yıl gaspı, genç meslektaşlarımızın bu ülkeyi giderek artan bir oranda terk etmek istemesi, 3-5 dakikada bir hastaya bakmaya zorlanmamız gibi sorunlarımız var. Tüm bunları birleştirdiğimiz zaman aslında bize yönelik olan şiddetin de nedeni ortaya çıkmış oluyor” şeklinde ifade etti.
‘Hiçbir önlem alınmıyor, kışkırtılmış sağlık politikaları olabildiği kadar kullanılıyor’
Sorunların temelinde son 20 yıldır uygulanan ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin yattığını söyleyen Ökten, “Sağlıkta Dönüşüm Projesi bize ne yazık ki sağlıkta şiddet projesi olarak geri dönmüştür. Tüm bunları biz söylediğimiz halde ne yazık ki hiçbir önlem alınmamış, sağlık politikalarında hiçbir değişiklik yapılmamış, aksine şu anda sadece vatandaşa şirin gözükmek için kışkırtılmış sağlık politikaları olabildiği kadar kullanılıyor” dedi.
‘Yeni bir yasa çıkarabilirler, bizim daha iyi koşullarda çalışmamızı sağlayabilirler, ancak bunların hiçbirini yapmıyorlar’
Kamuda hızlı bir şekilde hekim açığı ve istifaların arttığından bahseden Ökten, şu ifadeleri kullandı:
“Orada çalışan hekim arkadaşlarımız artık son noktaya gelmiş durumdalar. Tüm bunları birleştirdiğimiz zaman ne yazık ki bunlar bize şiddet olarak geliyor. Sağlık Bakanı’nın atmış olduğu tweetler veya söylemiş olduğu günü kurtarıcı birkaç sözlerle bunlar düzelecek değil. Gerçekten iktidar şu an her şeyi yapma gücüne sahip. Yeni bir yasa çıkarabilirler, bizim daha iyi koşullarda çalışmamızı sağlayabilirler, ancak bunların hiçbirini yapmıyorlar. O yüzden bakanın son dedikleri de gerçekleşmeyecek anlamsız sözler.”
‘Çözüm önerilerimiz dinlenmezse, bundan sonra artık süresiz iş bırakmaya kadar gidecek bir durum söz konusu’
Sorunların sürmesi halinde Türk Tabipleri Birliği olarak alacakları önlemleri de aktaran Ökten “Biz zaten uzun süredir yaşadığımız çeşitli sorunlar nedeniyle sahadayız, eylem halindeyiz. Dün de tüm Türkiye'de görüldüğü üzere çok güçlü eylemler yaptık. Tüm kamuda iş bırakmalar yapıldı, buna özel hastaneler de dahil oldu. Eğer bu sorunlar çözülmezse ve bu şekilde devam ederse Sağlık Bakanlığı, başta TTB olmak üzere tüm sağlık meslek örgütleriyle görüşmezse, bizlerin sorunlarını dinlemezse, çözüm önerilerimizi dinlemezse, bundan sonra artık herhalde süresiz iş bırakmaya kadar gidecek bir duruma doğru gidiyoruz. Bunu diğer sağlık meslek örgütleri ile kendi aramızda görüşüyoruz çünkü hepimiz artık tükenme noktasına geldik” dedi ve ekledi:
‘Genç meslektaşlarımız bu ülkede yaşamak istemiyor, böyle bir ortamda neden çalışsınlar ve neden yaşasınlar ki’
“Tüm meslektaşlarımız başka bir işleri olsa kesinlikle bırakacaklar. Artık hekimlik yapmak istemiyorlar. Genç meslektaşlarımız bu ülkede yaşamak istemiyor. Böyle bir ortamda neden çalışsınlar ve neden yaşasınlar ki? Bir taraftan evet ülkemizi tabii ki seviyoruz, ‘giderlerse gitsinler’ demelerine rağmen. Ülkemize sahip çıkıyoruz, gitmeyeceğiz diyoruz ama bunları yaşadıktan sonra da gidecek olan meslektaşlarımıza da hak veriyoruz. Bize ‘giderlerse gitsinler’ dediler, dün bir meslektaşımız sonsuzluğa gitti. Bu da ayrı bir şiddet dili. Çünkü siyasetin dili şiddet. Sadece sağlıkçılara ve hekimlere yönelik şiddet yok. Bu ülkede kadına ve çocuğa şiddet var. Yani her alanda şiddet mevcut. O yüzden öncelikle bu şiddet dilinin değişmesi lazım.”