00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:07
13 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
16 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
20:30
15 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
3 dk
HABERLER
19:00
14 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

Donbass operasyonunun 50 günü: Ukrayna’da neo-Nazizm, sosyal medyada sistematik yalan dönemi

© Sputnik / Alexandr MaksimenkoUkrayna'daki aşırı milliyetçiler
Ukrayna'daki aşırı milliyetçiler - Sputnik Türkiye, 1920, 15.04.2022
Abone ol
Özel
Rusya’nın Donbass bölgesinde yürüttüğü özel operasyon 50 günü geride bıraktı. Bir yandan biyolojik laboratuvarlarla donatılmış Ukrayna’nın silahlandırılması öte yandan da Rusya ile olan barış görüşmeleri sürüyor. Sputnik, bu özel operasyonun saha ve sahanın gerisindeki tüm detaylarını bir araya topladı.
Rusya’nın sınırlarına dayanan Batı blokunun silahlı kuvvetli NATO’nun ülkenin güvenliğini tehdit etmesi ve yayılmaya devam kararlılığı üzerine düzenlenen Donbass operasyonu 50. gününü geride bıraktı. 50 günlük bu süreçte, operasyon öncesinde Rusya’nın meşru güvenlik taleplerine olumlu yanıt vermeyen ABD öncülüğündeki Batılı ülkeler, Moskova’yı hedef alan yaptırım savaşını başlattı. Rusya’nın Batı’da bulunan rezervlerine el konuldu, kömür ihracatına yasak getirildi. Ancak uygulanma kararı alınan yaptırımların birçoğunun hedefi Rus halkı ve kültürünü yıpratmaya yönelik adımlar oldu. Zira, Rus takımları uluslararası yarışmalardan atıldı, Rus sanatçılar ‘Putin’i kınamadığı’ gerekçesiyle işten çıkarıldı ve hatta Rus kedilerine bile yaptırım uygulandı.

Marx’ı Rus zannedip adını kaldıran akademisyenler

Trajikomik adımlar, ABD eyaleti Florida’da ünlü Karl Marx’ı ‘Rus’ zanneden üniversite yetkililerinin Marx’ın ismini üniversiteden kaldırmasına kadar vardı. Avrupa’da durum farklı değildi. Ancak tek bir farkla. Avrupa ülkelere, mantık sınırlarına oturtulmayan bu yaptırımları Rus enerji kaynaklarına uygulayamadı. Petrolden doğalgaza büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı olan kıta Avrupası sadece Rusya’dan aldığı kömüre ambargo uyguladı. Alman sanayicileri de Rusya’dan gelen doğalgaz ve petrolün kesilmemesi için defaatle uyarılarda bulunmayı sürdürüyor.

Dezenformasyon hamleleri resmi kurumlar aracılığı ile yapılıyor, karşı çıkanlar sosyal medyadan siliniyor

Türkiye’ye basın özgürlüğü konusunda eleştirilerde bulunan Batı bloku, tek bir kararla tüm kıtada Rus medya kanallarını engelledi. Ancak bu sansür tek başına işlemiyor. Aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’da düzenlediği özel operasyonla birlikte, Batı medyası başta olmak üzere Rusya’ya yönelik büyük bir dezenformasyon kampanyası başlatıldı. Bu dezenformasyon çabasında pek çok kez oyun videoları kullanıldı, Rusya’nın Çin’den askeri teçhizat istediği iddia edildi. Rusya’nın cami ve hastaneleri bombaladığı ve sivilleri öldürdüğü iddiaları en çok kullanılan dezenformasyon yöntemi oldu. İddiaların gerçek olmadığı ya ortaya çıktı ya da Rusya tarafından belgelerle yalanlandı. Twitter, söz konusu iddialar hakkında gerçekleri yazan gazetecilerin hesaplarını askıya alıyor, YouTube Ukraynalı neo-Nazilerin kanallarına dokunmazken Rus medyasının hesaplarını kapatıyor, Facebook ise Ruslara karşı nefret suçlarına izin veriyor.

‘Caminin bombalandığı’ iddiasını Çavuşoğlu yalanladı, ‘öldü’ denilen hamile kadının Rusya’ya tahliye olduğu ortaya çıktı

Örneğin, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ve Mariupol Belediye Başkanı Danışmanı Petro Andryuşçenko da dahil olmak üzere pek çok yetkili tarafından dolaşıma sokulan ‘Mariupol’de cami bombalandı’ iddiası, en çok yankı bulan yalan haberlerin başında geldi. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından “Caminin imamı bunu doğrulamadı” şeklinde yalanlanan iddia, hala Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili paylaşımında duruyor.
Rusya’nın Mariupol'deki 3 Numaralı hastaneye hava saldırısı düzenlediği ve bir hamile kadının da yaralandığı iddiası Batı basını tarafından dolaşıma sokuldu. Daha sonra bu ‘saldırıda’ yaralandığı söylenen ve hatta bazı batılı gazeteciler tarafından kendisinin ve bebeğinin öldüğü iddiaları sosyal medyada yayılan Vişegirskaya isimli kadın Rusya tarafına tahliye olduğunu açıkladı. Görüntülerin çekildiği sırada AP fotoğrafçıları tarafından taciz edildiğini belirten Vişegirskaya, 'bombardıman yoktu' dedi. Kadının taciz edilirken çekilen fotoğrafları ‘Rus saldırganlığının sembolü’ yapılmaya çalışılsa da, bu iddia ilk ağızdan yalanlandı.

Rusya’nın Buça hadisesinin BMGK’da araştırılması ve kanıtlar üzerinden tartışılması önerisi İngiltere tarafından engellendi

Ukrayna ve Batı’nın son büyük dezenformasyon hamlesi ise Buça oldu. Rus ordusunun tüm güçlerinin müzakereler sonrası 29 Mart’ta bölgeyi terk etmesi üzerine Ukrayna yönetimi ve Batı medyası tarafından ‘Rusya’nın sivilleri katlettiği’ yönünde iddialar öne sürüldü. 1 Nisan tarihinde Ukrayna’nın Yerel Savunma Komutanı Sergey Korotkih bölgeden video yayınlayarak boş sokakları ve kullanılmaz hale gelen tankları göstermişti. Ancak, bölgenin Ukrayna’ya geçmesinin üzerinden 4 gün geçince, yani 3 Nisan’da, ‘yollara atılmış ceset görüntüleri’ yayılmaya başladı.
Bu yalan haberler üzerine Rusya tarafından gelen iddiaların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından araştırılması ve kanıtlar üzerinden tartışılması önerisi İngiltere tarafından engellendi. Tüm bunların ardından galeyana gelen Batı bloku, Rusya’ya karşı diplomatları ‘istenmeyen kişi’ ilan etme furyası başlattı. Bugüne kadar 400’ün üzerinde Rus diplomat Avrupa ve ABD’den sınır dışı edilmiş durumda. Uzmanlar ise bunu, diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve ‘sıcak savaş tehlikesi’ olarak yorumluyor.

Kimyasal iddiası Pentagon tarafından bile ‘teyit edilemiyor’

Son olarak ise, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullandığı iddiası mevcut. Ancak bu iddia ABD tarafından dahi sahiplenilmemiş görünüyor. Zira, Pentagon’un yaptığı açıklamaya göre ‘bu iddialar teyit edilemiyor’.

Rus kültürüne tahammül edemeyen Avrupa

Batı ve Ukrayna tarafından başlatılan dezenformasyon kampanyası ise Avrupa’da Rus halkına ve kültürüne karşı bir tepki oluşturmuş durumda. Paris'te Sainte-Trinite semtindeki Rus Ortodoks Katedrali yanındaki Kültür Merkezi'nin önüne gelerek camlarına yazılar yazdı, yumurta fırlattı. Fransız basını, yumurtalı saldırıyı düzenleyen kişiler arasında SOS Racisme üyeleri ile Ukraynalı ve Gürcülerin olduğunu yazdı. Almanya’da Rusça konuşan Ukraynalı kadının evine saldırı düzenlendi, Kopenhag'daki Rus Ortodoks Kilisesi'ne ırkçı saldırı yapıldı. Sovyetler Birliği’nden kopmuş olan ülkelerde ise Sovyet anıtlarına saldırılar düzenlendi.

Alfabeye açılan ‘savaş’

Rus medyasına yasak getirerek tek sesli hale gelen Avrupa’da alfabeye karşı da bir savaş başlatılmış görünüyor. Letonya parlamentosu, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri harekatının sembolleri halinde gelen 'V' ve 'Z' harflerini 'saldırganlığı yücelttiği' gerekçesiyle yasakladı. Almanya’da Bavyera, Berlin, Aşağı Saksonya, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletlerinde, Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonunun sembolü haline gelen ve zafer anlamını taşıyan ‘Z’ harfinin sembol olarak kullanılması yasaklandı. Güney Koreli Samsung şirketi, Letonya, Litvanya ve Estonya’da Galaxy Z Fold3 ve Galaxy Z Flip3 cep telefonları reklamlarındaki ‘Z’ harfini, Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonuna destekle ilişkilendirildiği gerekçesiyle kaldırdı.

Canlı yayın Nazizim: Ukrayna’nın televizyon kanallarında Rus erkeklerini hadım etme ve Rus çocuklarını öldürme çağrısında bulunuldu

Alfabeye ‘savaş’ açacak kadar duyarlı olan Avrupa, Ukrayna’da yükselen neo-Naziliğe karşı çıkmıyor ve hatta destekliyor. Öyle ki, Eski İngiliz parlamenter Louise Mensch, Twitter'da yaptığı paylaşımda neo-Nazi Azov Taburu'ndan övgüyle bahsetti. Başka bir kullanıcıyı yanıtlayan Mensch, neo-Nazi Azov Taburu'nun 'tekrar tekrar izlemekten zevk aldığı oldukça mükemmel videoları olduğunu' söyledi. Ukrayna’da ise Rus karşıtı söylemler hız kazanarak devam ediyor. Ukraynalı bir doktor olan Gennadiy Druzenko Rusları ‘insan olarak görmediği’ ve ‘tüm erkeklerini hadım etmelerini’ doktorlarına telkin ettiğini bir televizyon kanalında açıkladı. Ukrayna’da yayın yapan, Kanal 24 kanalının muhabiri de, ‘Rus çocukların katledilmesi gerektiğini’ söyleyerek katliam çağrısında bulundu.

Zelenskiy neo-Nazi Azov taburunu ‘neyseler o’ diye savundu; Yunan parlamentosunda konuşturulan neo-Nazilere tepki gösterildi

Batı bloku tarafından silahlandırılan Ukrayna ise ülkedeki neo-Nazi varlığını kabul ediyor ve sahipleniyor. ABD kanalı Fox News, Ukrayna liderine, neo-Nazi Azov Taburunun ülkenin güvenlik güçlerine bağlı olmasına rağmen zulüm uygulamasına dair yönelttiği soru Zelenskiy tarafından "Neyseler o" şeklinde cevaplandı, bu cevap ise daha sonra kanal tarafından makaslandı. Yunan parlamentosunda konuşan Zelenskiy, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında 'Büyük Yunanistan' idealini hayata geçirme hayaliyle kurulan 'Filiki Eterya' cemiyetini andı. Zelenskiy, ayrıca yayına neo-Nazi Azov Taburu üyelerinden birini çıkardı. Bu durum, Yunanistan tarafından da tepkiyle karşılandı. Eski Başbakan ve SYRIZA lideri Aleksis Çipras “Nazilerin parlamentoda söz hakkı olamaz" şeklinde tepki gösterdi.

Hunter Biden’ın Ukrayna’daki askeri biyolojik laboratuvarları

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin bir parçası olan neo-Nazi gruplar, uzun zamandır ABD tarafından eğitiliyor ve silahlandırılıyor. ABD Ukrayna’da sadece neo-Nazileri silahlandırmıyor; aynı zamanda Daily Mail ve New York Post gazeteleri sızdırdığı maillere göre, ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden, Pentagon'un Ukrayna'daki askeri biyolojik laboratuvarlarının finanse edilmesinde rol aldığını ortaya koydu. Bu laboratuvarların varlığı daha önce Rusya Savunma Bakanlığı tarafından açıklanmıştı.

Ortaçağ yöntemleriyle ‘cezalandırma’: Suçlu kabul ettiklerini direklere bağlayıp kırbaçlıyorlar

Rusya’yı ‘sivilleri öldürmekle’ suçlayan Ukrayna ise kendi halkının üzerine bombalar yağdırmaya devam ediyor. 14 Mart’ta Ukrayna güçlerinin Donetsk’e düzenlediği saldırıda 20 sivil hayatını kaybetti. Ukrayna’nın kendi halkına yaptığı saldırılar ise sadece bombalamakla gerçekleşmiyor. Ukraynalı neo-Nazi grupları kendi düşüncelerine yakın olmayan ve ‘Rusçulukla’ suçladığı kişileri Ortaçağ yöntemleriyle ‘cezalandırıyor’. Ukrayna İçişleri Bakanlığı'na bağlı paramiliter güçler, kontrol altında tuttukları bölgelerde suç işlediğini düşündükleri sivilleri insan haklarına aykırı bir şekilde direklere bağlayıp kırbaçlayarak işkence yapıyor. Rusya’yı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nden atan Batılıların ise bu işkenceye karşı çıkmadığı görülüyor.

Rusya’nın sahadaki durumu ne?

Peki, Rusya’nın Donbass bölgesinde yürüttüğü operasyon ne durumda? Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı özel operasyon, her ne kadar Batı tarafından ‘topyekun işgal’ olarak tanımlansa da, Rus ordusu, Lugansk ve Donetsk Halk Milisleri ile Rusya’ya bağlı Çeçen güçler, bölgede öncelikli olarak askeri altyapıyı ve neo-Nazi güçleri hedef alan bir strateji izledi.
Rus güçleri, Ukrayna ile devam eden müzakereler kapsamında alınan kararlar gereği, geçen hafta Harkov yakınlarına kadar çekildi. Ukrayna yönetimi ise, müzakereler kapsamında alınan bu kararı ‘Ukrayna’nın askeri başarısı’ olarak gösterdi ve Buça ile Kramatorsk gibi bölgeler başta olmak üzere ‘Rus güçlerinin sivil katliamlar yaptığı’ yönünde propaganda faaliyetlerine girişti. Ancak Ukrayna tarafının bu iddiaları kısa süre içerisinde Rus makamları tarafından çürütüldü.
Rusya’nın Ukrayna operasyonunun en önemli kısımlarını kuşkusuz Güney bölgeleri oluşturuyor.

Nazilerin son kalesi: Mariupol

Denazifikasyon’ operasyonu kapsamında düzenlenen operasyonların devam ettiği Mariupol’de, milliyetçi güçler büyük oranda kapana kısılmış durumda. Rusya’ya bağlı Çeçen askerlerinin ağırlıklı olarak yer aldığı Mariupol’de, Rus güçleri, askeri hedeflere yönelik operasyonlarını ve Azov Taburu tarafından esir alınarak canlı kalkan olarak kullanılan sivillerin kurtarılması ve tahliyesi operasyonlarını aynı anda yürütüyor.
Ukrayna tarafı ise, Mariupol cephesinin ‘yarılabileceği’ görüşünde. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mikhailo Podolyak, 12 Nisan’da yaptığı açıklamada Zelenskiy ile Ukrayna Silahlı Kuvvetleri komutanlığının ‘Mariupol'daki birliklere’ yardım etmenin yollarını aradıklarını, ancak planlarını halka açıklayamadıklarını söylemişti.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanı Valeriy Zalujniy de, Mariupol’deki birliklerle (Azov Taburu) iletişim halinde olduklarını ve ‘savunma operasyonunun’ ayrıntılarının kamuoyunda tartışılmaması gerektiğini açıklamıştı.
Ancak, sahada yaşanan gelişmeler, Rus güçlerinin bölgenin tamamını kontrol altına almak üzere olduğunu gösteriyor. Son olarak, binden fazla Ukrayna askerinin Rus güçlerine teslim olduğu öğrenilmişti. Bu durum, Mariupol’deki Nazilerin Ukrayna ordusu veya NATO’dan beklediği desteğin ulaşamadığını gösterir nitelikte.
Devam eden operasyonlar düşünüldüğünde, Harkov, Kramatorsk, Zaporojiya gibi bölgelerde çatışmalar devam ederken, Rusya’nın operasyon başlangıcındaki ‘Donbass’ın kurtarılması’, ‘denazifikasyon’ ve ‘Ukrayna’nın silahtan arındırılması’ gibi konularda şu ana kadar hedeflediği noktaların gerisinde olmadığı görülüyor.

Hazırlayanlar: Burcu Okutan, Erkin Öncan, Selin Uludağ
Kiev'de AB yanlıları, Lenin heykeline saldırdı - Sputnik Türkiye, 1920, 23.03.2022
Ukrayna krizi
Nazizm, aşırı milliyetçilik ve Batıcılık: Ukrayna bugünlere nasıl geldi?
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала