https://anlatilaninotesi.com.tr/20211203/taliban-yonetimi-ile-100-gun-afganistanda-neler-degisti-1051426983.html
Taliban yönetimi ile 100 gün: Afganistan'da neler değişti?
Taliban yönetimi ile 100 gün: Afganistan'da neler değişti?
Sputnik Türkiye
ABD ve müttefik devletlerinin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte başkent Kabil’i ele geçirerek yönetimi devralan Taliban’ın gelişinin üzerinden 100 gün... 03.12.2021, Sputnik Türkiye
2021-12-03T20:53+0300
2021-12-03T20:53+0300
2021-12-03T22:44+0300
afganistan
taliban
görüş
barack obama
nato
türkiye
islam
el kaide
usame bin ladin
dünya bankası
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/15/1050038940_0:0:3021:1700_1920x0_80_0_0_54c57da87433561ba2dab9fe6fbb07da.jpg
ABD’nin New York eyaletindeki Dünya Ticaret Merkezi’nin binası olan İkiz Kuleler’e 11 Eylül 2001’de El Kaide’nin saldırı gerçekleştirmesinden bu yana dünya gündeminden şiddet, kaos ve çatışma hiç eksik olmadı. Saldırıların üzerinden bir ay bile geçmeden, dönemin ABD Başkanı George W. Bush önderliğinde misilleme olarak ‘demokrasi götürme’ vaadiyle başlayan Afganistan işgali, Taliban hükümetine son vermekle devam etmiş, ardından da 2003 yılında NATO, Afganistan’daki uluslararası güvenlik güçlerinin kontrolünü üstlenmişti.1 Mayıs 2011’e gelindiğinde ise savaşın başlamasına sebep olan 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlenen Bin Ladin'in, Pakistan’da ABD askerlerince öldürülmesi, Afganistan'da savaşın sürdürülmesine ilişkin devam eden tartışmaları da beraberinde getirdi. Bunun üzerine dönemin ABD Başkanı Barack Obama, misyonun tamamlandığını kamuoyuna duyurdu.Obama döneminde başlayan Afganistan’dan kademeli olarak geri çekilme planının yerini, Obama’dan sonra gelen Donald Trump’ın Taliban ile yaptığı ‘barış anlaşmaları' aldı. Amerika’nın zamanında yönetimden düşürdüğü Taliban’ın aslında güçten düşmediği de yıllar içinde anlaşılmış oldu. Yapılan anlaşmalardan sonra Afganistan'da Amerika ve müttefiklerine karşı zafer kazandığını ilan eden Taliban ise, işgalcilerin ders alması gerektiğini ifade ederek Afganistan’da bulunan tüm ülkeleri açıkça uyardı.Yıkımlarla anılan ABD, sonuçsuz biten işgalGeçen yılların ardından Taliban’la bu senenin mayıs ayında Afganistan’dan çekileceğine dair anlaşma imzalayan ABD, basında sıklıkla ‘başarısızlığı’ ve getirdiği ‘yıkım’ ile anılmaya başlandı. Amerikan birliklerinin zaman içinde ülkeden çekilmeye başlamasıyla, Taliban güçleri de il merkezlerini ele geçirerek hızla yayılma fırsatı elde etti. 30 Ağustos’ta son ABD askerini taşıyan uçağın da bölgeden ayrılması sırasında Taliban, 15 gündür ülke yönetimini elinde bulunduruyordu. Böylece ''Amerika'nın en uzun savaşı'' da 20 yıl içinde hedeflenen maddelerin yerine getirilmemesi üzerine sonuçsuz bir şekilde bitmiş oldu.71 binden fazlası sivil yaklaşık 241 bin kişinin hayatını kaybettiği savaşta, Afganistan'da görev yapan NATO ve diğer ülkelerden ise 1144 asker hayatını kaybetti. ABD'nin 2020 itibarıyla borçlanarak finanse ettiği Afganistan ve Irak savaşlarının maliyetinin 2 trilyon doları geçtiği bilinirken, savaşın trilyonlara ulaşan maliyetini Amerikalılar ödemeye devam edecek.Afganistan’ın kontrolü 111 gündür Taliban’ın elinde Tabloya Afganistan açısından bakıldığında ise durum çok daha ağır görünüyor. Kabil’i işgal ederek hükümeti deviren Taliban, bugün itibariyle 111 gündür Afganistan yönetimini elinde bulunduruyor.Peki, geçen 100 günü aşkın süreçte Amerika’nın ardında bırakarak Taliban’a teslim ettiği Afganistan’da neler yaşandı? Sputnik Türkiye, bölgedeki kaynaklarına ulaşarak bu konunun takipçisi oldu.Sputnik'in infografiğinde, 15 Ağustos tarihinden itibaran geçen 100 günlük süreç içerisinde Taliban yönetimde değişen konu başlıkları derlendi.Afgan hükümet yetkilileri ve askerlerin kaçışıÖnceleri Taliban tarafından terörize edilen Afganistan’ın kaderi, 15 Ağustos’ta tüm yönetimin Taliban’a geçmesiyle birlikte tamamen seyir değiştirdi. Pazar gecesi, Taliban’ın Kabil’e girmesiyle birlikte Afganistan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani, ülkesinden kaçarak Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yerleşti. Kabil’i savunmadan teslim eden Afgan hükümetine bağlı askeri güçler ise ülkeden kaçmak için sınırlara akın etti. Bazı Afgan birliklerin de helikopterlerle Özbekistan’a gittiği kaydedildi.Umuda tutunanlar: Tahliye kaosuABD önderliğindeki Batılı güçlerin Afganistan’dan ayrılma sürecinin başlamasıyla birlikte ülke kaos ve şiddete teslim olmuştu. Bu durum, insan haklarına aykırı tahliyelerin de yaşanmasıyla birlikte çözümsüz bir noktaya geldi. Şüphesiz ki Kabil Havalimanı, plansız ve düzensiz bir şekilde gerçekleştirilen tahliyeler sırasında son derece dramatik olaylara sahne olan en sembolik yerdi. ABD ve müttefiki ülkeler kendi askerlerini ve vatandaşlarını uçaklarına alırken, Taliban’dan kaçmak için son umut olarak görülen bu ülkelere güvenen Afgan halkının büyük bir çoğunluğu ise telef oldu. Kalkış halinde olan bir Amerikan uçağına tutunmaya çalışan bazı kişilerin düşerek hayatını kaybetti görüntüler büyük yankı uyandırdı. Yaşanan tahliyeler sırasında görüntülere yansıyan 2 aylık Sohail Ahmadi, çitlerin arkasından Amerikan askerlerine teslim edilerek Afganistan’dan kaçmayı başardı, daha sonra ise bebeğin kaybolduğu ABD Dışişleri Bakanlığı’nca Ekim ayında yapılan bir duyuruda açıklandı.Büyükelçilik binasında Afgan çalışanlarının bilgilerini bıraktılarKabil’deki İngiltere Büyükelçiliği'nin bulunduğu bina terk edilirken, Afgan çalışanların iletişim bilgilerini ve özgeçmişlerini içeren tüm belgelerin de orada bırakıldığı tespit edildi. Tüm bilgileri konsolosluk binasında bırakan yetkililerin, Afgan çalışanlarını ölümle burun buruna getirmesi hafızalarda yer ederken; İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, belgelerin güvencesiz bırakılmasının ‘açıkça iyi bir şey olmadığını’ kabul ederek, olayın araştırılacağını aktardı.2001’den 2021’e TalibanDaha önce 1996’dan 2001 yılına kadar da hükümette olan Taliban, o dönemde uyguladığı katı kurallara benzer işleyişle, yaklaşık 4 aydır ülkede hüküm sürmeye devam ediyor.19 Ağustos günü Afganistan’ın demokrasi ile değil de şeriatla yönetileceğinin ilan edilmesinin ardından, uygulanan ilk sansür kadınlara yönelik oldu. Şehrin çeşitli yerlerinde yer alan kadınların bulunduğu poster, afiş ve reklam panolarını boyalarla kaplayan Taliban üyelerine dünyanın çeşitli yerlerinden de tepkiler geldi. Bunun üzerine Taliban’ın sözcüsü Zabihullah Mücahid ise, "Uluslararası toplumu kadınlara karşı ayrımcılık yapılmayacağını garanti ediyoruz, ancak elbette sahip olduğumuz çerçeveler dahilinde" açıklamasında bulundu.Aynı hafta içinde, Afganistan'ın yeni Enformasyon ve Kültür Bakanı olması beklenen Sözcü Mücahid, 3 gün ve üzeri seyahatlerde yanında erkek olmadan kadınların seyahat etmesinin yasaklandığını duyurarak, 1996-2001 dönemindeki gibi yeniden kadınları evde oturmaya veya yüzleri dahil tamamen örtünmeye zorlayacağı endişelerinin 'temelsiz' olduğunu iddia etti.Eğlencenin yasaklandığı yıllarTaliban, 1996-2001 döneminde Afganistan'da uçurtma uçurma da dahil olmak üzere, televizyon dizileri, güvercin yarışları, süslü saç kesimlerini ve müzikle birlikte düzinelerce aktivite ile eğlenceyi yasaklamıştı. Günümüze gelindiğinde ise yine, müziğin İslami şartlar tarafından uygun bulunmadığı gerekçe gösterilerek tüm alanlarda yasaklandığı açıklandı. Bununla birlikte; dans, tiyatro ve sinema gibi eğlence içerikleri ve kültürel faaliyetler de durduruldu. Eğitim kurumlarında dans, heykel, sinema ve tiyatro gibi bölümlerin kapatılması kararı alındı. Türk eğitim vakfı başkanı Salleh Saghar, daha önce basın mensuplarına verdiği demeçte, Afgan-Türk okullarının müfredatlarında değişiklik yaparak; müzik, tiyatro ve dans bölümlerini Taliban yetkililerinin talebi üzerine kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi.15 Ağustos itibariyle ara verilen eğitim faaliyetlerine de 17 Eylül tarihinde yapılan bir açıklamayla sadece erkeklerin okula devam edebileceği söylendi. Kız çocuklarına ilişkin bir açıklama yapılmazken, akıllara Taliban’ın, 90’ların sonlarında yönetimi sırasında 8 yaşından büyük kızların eğitim almasını yasakladığı zamanlar geldi. Dünya Bankası'na göre, Afganistan'da ilkokula kayıt olan kızların sayısı 2003'te yüzde 10'dan 2017'de yüzde 33'e yükselirken, ortaokula kayıt olma oranları 2003'te yüzde 6 iken 2017'de yüzde 39'a yükselmişti.17 Eylül’de açıklanan bir diğer duyuru ise; Taliban’ın Kadın İşleri Bakanlığı'nı kapatması oldu. Yerine ‘erdemlerin yayılması ve ahlaksızlığın önlenmesi’ için bir bakanlık getirilirken bu bakanlık da İslam hukukunu uygulamakla görevlendirildi.Protestolar: Taliban’ın organizasyonu mu, gerçek tepki mi?Eylül ayının bir diğer önemli başlığı, Taliban’a karşı düzenlenen protestolardı.Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu eylemler, dünya basını tarafından da yakından takip edildi.Afgan halkı için direnişin kalesi olarak görülen Pençşir vilayetinin de ele geçirilmesiyle Afganistan'ın kontrolünü tamamen sağlayan Taliban’a karşı, Ulusal Direniş Cephesi komutanı Ahmed Mesud, bölgede ‘ulusal ayaklanma’ ilan etti. Mesud'un ayaklanma çağrısıyla, aralarında yüzlerce kadının da bulunduğu kalabalık, protesto için sokağa indi. Taliban militanlarının, sokağa inen kadınları kırbaçladıkları görülürken, kalabalıkları dağıtmak için havaya ateş açtığı, gazetecileri de dövdüğü ve araçlara saldırdığı görüntüler büyük tepki topladı.Bu çağrıyla bağlayan hareketin devamında, Kabil'de düzinelerce kadın protestocu, eşit haklar ve hükümette görev alacak bir kadın yetkili olması için yürüyüş düzenledi. Taliban üyelerinin, yürüyüş düzenleyen gruba sert müdahalede bulunduğu, Pençşir’deki gibi kadınları kırbaçladığı görüldü.Ekim ayına gelindiğinde ise başkentin merkezinde bulunan Şehr-i Nev parkında toplanan 10 Kadın, kısıtlanan eğitim ve çalışma hakları için protesto düzenledi. Bu eylem diğerlerinden farklı olarak, hiçbir müdahale ve yaptırıma uğramadı. Diğer protestolarda kalabalığa uygulanan şiddetin boyutlarına bakıldığında, bu protestonun Taliban tarafından halkla ilişkiler faaliyeti olarak yapılıp yapılmadığı ise akıllarda soru işareti olarak kaldı.‘Afganistan ekonomik ve insani felaketin eşiğine geldi, ülke insani yardımlarla ayakta tutuluyor’Diğer sektörler gibi gelişmemesine rağmen ülke üretiminin genellikle tarımsal ürünlerden oluşması, Afganistan’da izlenilen para politikasının dış yardımlardan yararlanarak ancak döviz kurundaki değişimi kontrol edebildiği bir durum ortaya koydu. Öyle ki Dünya Bankası’nın raporuna göre, Afganistan bütçesinin dörtte üçü dış yardımlar tarafından finanse ediliyordu. Uluslararası yardımların toplamı 22 milyar dolar olan Afganistan ekonomisinin yüzde 40’ına eş değerken, Batı bankalarının ABD’nin emriyle yurtdışı varlıklarını ve finansman desteğini kestiğini durdurduğu Afganistan’da, halkın en çok etkilendiği faktörler arasında mal kıtlığı, parasızlık, fiyat artışı, işsizlik ve yaşam kalitesinde gözlenen sert düşüş yer alıyor.Sputnik’in ulaştığı kaynaklar “Kabil yönetiminin politikasıyla yerel yetkililerin radikal girişimleri arasında farklılıklar var. Taliban hükümeti şimdiye kadar herhangi bir devlet tarafından tanınmadı, ülkenin finansal varlıkları dondurulmuş vaziyette, Afganistan ekonomik ve insani felaketin eşiğine geldi. Taliban iktidarı ele geçirmeden önce de ülke harap ve yoksul bir durumdaydı. Şim de durum daha da kötüleşti. Ülke insani yardım ile ayakta tutuluyor. Kitlesel yoksullaşma koşullarında kalkınma ve geleceği belirleme planlarınıkurmaktan şimdilik söz edilemez. Kalifiye ve eğitimli eleman da ülkeyi terk ettiği için tıp, ekonomi, bankacılık ve başka alanlarda personel açısından ciddi sorunlar yaşanıyor” diyor.‘Okumuş ve eğitimli insanlar el arabalarıyla pazarda çok zor şartlarda meyve ve sebze satıyorlar, aileler de çocuklarını satıyor’Afganistan’da yaşayan ve Taliban öncesi yönetimde görev alan B.A ise Afganistan'da ailelerin, açlık ve ekonomik şartlar nedeniyle çocuklarını para karşılığı sattıkları yönünde çıkan haberlerin “doğru” olduğunu anlattı.Taliban’dan sonra genel olarak ülkeye açlık geldiğini belirten eski yetkili “Ekonomik durum çok kötü. Bankalar çok kalabalık ve herkes kendi parasını almak için iki gün sırada bekliyor. Hata bazı bankalarda gece gidip nöbet tutuyorlar. Özellikle devlet memurları bu yeni yönetimle beraber sadece 1 aylık maaş alabildiler ve ciddi maddi sıkıntılar içinde yaşıyorlar. Devlet dairelerinde çalışan insanlar var ama onlar da para olamadıkları için kimse çalışmak istemiyor. Özellikle okumuş ve eğitimli insanlar şimdilik el arabalarıyla pazarda çok zor şartlarda meyve ve sebze satıyorlar. Perişan haldeler” şeklinde konuştu.Afganistan’da kadınların yaşamı nasıl değişti? İnsanları en çok rahatsız eden ve endişe duydukları konular arasında; kadınların durumu, eğitim, istihdam ile ilgili sorunlar, hijab anlamındaki belirsizliklerin (hijab anlamı sıradan başörtüsünden burkaya kadar farklı şekilde değerlendiriliyor) olduğu belirtiliyor. Bu değişiklikler ekseriyetleKabil, Herat, Mezar-ı Şerif gibi büyük şehirlerde daha çok görülüyor. Kadınlar için üst düzey yönetici görevlerinde bulunma yasağı var, ‘geçici’ eğitim ve istihdam haklarının sınırlanması söz konusu, yerel yönetim tarafından uygulanan kamu görevlerinde bulunma yasağı mevcut. Kadınlar tıp alanında, havalimanı, okullarda çalışabilir ancak bakanlık görevini yürütemiyorlar. Taliban yönetiminden farklı olarak önceki yönetimde kadın milletvekilleri, bakan yardımcıları ve hatta bakanlar vardı.‘Aileler perişan, kadınların hayatı çok değişti; okula gidemiyor, korkudan dolayı çalışamıyorlar’ Eski hükümet çalışanı B.A da, gündelik hayatta çok fazla değişikliğin yaşandığına işaret ediyor:“Özellikle bazı ailelerin evde çalışan erkekleri olmadığından dolayı kadınlar kendilerine özel işler kurmuşlardı. Gidip kendi ailelerine bir lokma ekmek alabilecek parayı kazanıyorlardı ama yeni yönetim gelince kadınlar da işlerinden oldular. Şimdi korkudan dolayı işe gidip çalışamıyorlar. Aileler perişan. Kadınların hayatı çok değişti. 6. sınıf ve üzerinde okuyan kızlar artık okula gidemiyorlar, hep evdeler. Lise çağındaki kızlar ise bu yıl hiç okula gidemedi ve tabii ki onların öğretmenleri de Taliban’ın gelişinden beri (yaklaşık 4 ay) maaş alamadılar. Öğretmenler de şu anda ciddi maddi sıkıntılar yaşamakta. Bazı devlet dairelerinde kadınlara izin verilirken bazılarında ise verilmemiş. Onların da maaşları ödenmemiş durumda.”'Taliban üyeleri kendi adamlarını kontrol edemiyor, verdikleri talimatların yerine getirilmesini sağlayamıyor'Ekonomi ve Barış Enstitüsü' nün 2020 Küresel Terörizm Endeksi'ne göre, 2019'da dünya genelinde terör kaynaklı ölümlerin yüzde 41'i Amerika ve müttefiki devletlerin ülkede güvenliği sağlamasına rağmen Afganistan'da kaydedildi.Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden sonra ise Afganistan’ın “görece güvenli” bir ülke olduğunu ve çatışmaların durduğunu belirten kaynaklar, “Daha az terör saldırısı ve patlama var. Taliban militanları iktidarı ele geçirmeden önce çok daha tehlikeliydiler. Ancak militanlar eski düşmanlarından intikam almaya devam ediyor, bu olaylar belki de yönetimin bilgisi olmadan meydana geliyor. Farklı gruplara ayrılmış Taliban üyeleri kendi adamlarını kontrol edemiyor, verdikleri talimatların yerine getirilmesini sağlayamıyor” dedi.Afganistan’dan yükselen ses: Bizi yalnız bırakmayınYaşananlardan sonra aileleriyle birlikte çok zor şartlarda yaşam sürdürmeye çalıştıklarını vurgulayan B.A, dünya kamuoyundan olanları unutmamasını ve kendilerine yardım etmesi için beklediklerini söyledi. Ayrıca B.A son olarak, seslerini duyurmaya çalıştıklarını ve yetkililerin harekete geçmesi için hala umutları olduğunu ifade ederek, dünyadan ve Türkiye’den kendilerini yalnız bırakmamaları yönünde ciddi beklenti duyduklarını dile getirdi.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20210826/nbcye-konusan-taliban-sozcusu-11-eylul-saldirilarinin-emrini-bin-ladinin-verdigine-dair-kanit-yok-1048362225.html
https://anlatilaninotesi.com.tr/20211203/taliban-yonetimi-altinda-afganistanin-100-gunu--1051428287.html
https://anlatilaninotesi.com.tr/20210831/washington-post-abdnin-afganistanda-geride-binlerce-kisiyi-birakmasi-ahlaki-felaket-1048487391.html
https://anlatilaninotesi.com.tr/20211122/taliban-tv-dizilerini-kadinlara-kapatti-1051021162.html
https://anlatilaninotesi.com.tr/20210901/afganistan-nufusunun-yarisi-insani-yardima-muhtac-1048529376.html
afganistan
kabil
amerika
amerika birleşik devletleri
kabil hamid karzai uluslararası havalimanı
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2021
Selin Uludağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/14/1050001041_0:0:2048:2049_100x100_80_0_0_ba40b2ae5a847457c15ea742e77bf501.jpg
Selin Uludağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/14/1050001041_0:0:2048:2049_100x100_80_0_0_ba40b2ae5a847457c15ea742e77bf501.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/15/1050038940_0:0:2731:2048_1920x0_80_0_0_d8572339099505c9809682635d7edec8.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Selin Uludağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/14/1050001041_0:0:2048:2049_100x100_80_0_0_ba40b2ae5a847457c15ea742e77bf501.jpg
afganistan, taliban, barack obama, nato, türkiye, islam, el kaide, usame bin ladin, dünya bankası, donald trump, kabil, protesto, işgal, amerika, dünya ticaret merkezi, 11 eylül saldırıları, tahliye, insani yardım, kadın hakları, şeriat, yönetim, amerika birleşik devletleri, batılı ülkeleri, ikiz kuleler, 2021, kabil hamid karzai uluslararası havalimanı , ahmed mesud, ekonomi ve barış enstitüsü, yasak, terörizm
afganistan, taliban, barack obama, nato, türkiye, islam, el kaide, usame bin ladin, dünya bankası, donald trump, kabil, protesto, işgal, amerika, dünya ticaret merkezi, 11 eylül saldırıları, tahliye, insani yardım, kadın hakları, şeriat, yönetim, amerika birleşik devletleri, batılı ülkeleri, ikiz kuleler, 2021, kabil hamid karzai uluslararası havalimanı , ahmed mesud, ekonomi ve barış enstitüsü, yasak, terörizm
ABD’nin New York eyaletindeki Dünya Ticaret Merkezi’nin binası olan İkiz Kuleler’e 11 Eylül 2001’de El Kaide’nin saldırı gerçekleştirmesinden bu yana dünya gündeminden şiddet, kaos ve çatışma hiç eksik olmadı. Saldırıların üzerinden bir ay bile geçmeden, dönemin ABD Başkanı George W. Bush önderliğinde misilleme olarak ‘demokrasi götürme’ vaadiyle başlayan Afganistan işgali, Taliban hükümetine son vermekle devam etmiş, ardından da 2003 yılında NATO, Afganistan’daki uluslararası güvenlik güçlerinin kontrolünü üstlenmişti.
1 Mayıs 2011’e gelindiğinde ise savaşın başlamasına sebep olan 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlenen
Bin Ladin'in,
Pakistan’da ABD askerlerince öldürülmesi, Afganistan'da savaşın sürdürülmesine ilişkin devam eden tartışmaları da beraberinde getirdi. Bunun üzerine dönemin
ABD Başkanı Barack Obama, misyonun tamamlandığını kamuoyuna duyurdu.
Obama döneminde başlayan Afganistan’dan kademeli olarak geri çekilme planının yerini, Obama’dan sonra gelen
Donald Trump’ın Taliban ile yaptığı
‘barış anlaşmaları' aldı. Amerika’nın zamanında yönetimden düşürdüğü Taliban’ın aslında güçten düşmediği de yıllar içinde anlaşılmış oldu. Yapılan anlaşmalardan sonra Afganistan'da Amerika ve müttefiklerine karşı zafer kazandığını ilan eden Taliban ise,
işgalcilerin ders alması gerektiğini ifade ederek Afganistan’da bulunan tüm ülkeleri açıkça
uyardı. Yıkımlarla anılan ABD, sonuçsuz biten işgal
Geçen yılların ardından Taliban’la bu senenin mayıs ayında Afganistan’dan çekileceğine dair anlaşma imzalayan ABD, basında sıklıkla ‘başarısızlığı’ ve getirdiği ‘yıkım’ ile anılmaya başlandı. Amerikan birliklerinin zaman içinde ülkeden çekilmeye başlamasıyla, Taliban güçleri de il merkezlerini ele geçirerek hızla yayılma fırsatı elde etti. 30 Ağustos’ta son ABD askerini taşıyan uçağın da bölgeden ayrılması sırasında Taliban, 15 gündür ülke yönetimini elinde bulunduruyordu. Böylece ''Amerika'nın en uzun savaşı'' da 20 yıl içinde hedeflenen maddelerin yerine getirilmemesi üzerine
sonuçsuz bir şekilde bitmiş oldu.
71 binden fazlası sivil yaklaşık 241 bin kişinin hayatını kaybettiği savaşta, Afganistan'da görev yapan NATO ve diğer ülkelerden ise 1144 asker hayatını kaybetti. ABD'nin 2020 itibarıyla borçlanarak finanse ettiği Afganistan ve Irak savaşlarının maliyetinin 2 trilyon doları geçtiği bilinirken, savaşın trilyonlara ulaşan maliyetini Amerikalılar ödemeye devam edecek.
Afganistan’ın kontrolü 111 gündür Taliban’ın elinde
Tabloya Afganistan açısından bakıldığında ise durum çok daha ağır görünüyor. Kabil’i işgal ederek hükümeti deviren Taliban, bugün itibariyle 111 gündür Afganistan yönetimini elinde bulunduruyor.
Peki, geçen 100 günü aşkın süreçte Amerika’nın ardında bırakarak Taliban’a teslim ettiği Afganistan’da neler yaşandı? Sputnik Türkiye, bölgedeki kaynaklarına ulaşarak bu konunun takipçisi oldu.
Sputnik'in infografiğinde, 15 Ağustos tarihinden itibaran geçen 100 günlük süreç içerisinde Taliban yönetimde değişen konu başlıkları derlendi.
Afgan hükümet yetkilileri ve askerlerin kaçışı
Önceleri Taliban tarafından terörize edilen Afganistan’ın kaderi, 15 Ağustos’ta tüm yönetimin Taliban’a geçmesiyle birlikte tamamen seyir değiştirdi. Pazar gecesi, Taliban’ın Kabil’e girmesiyle birlikte Afganistan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani, ülkesinden kaçarak Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yerleşti. Kabil’i savunmadan teslim eden Afgan hükümetine bağlı askeri güçler ise ülkeden kaçmak için sınırlara akın etti. Bazı Afgan birliklerin de helikopterlerle Özbekistan’a gittiği kaydedildi.
Umuda tutunanlar: Tahliye kaosu
ABD önderliğindeki Batılı güçlerin Afganistan’dan ayrılma sürecinin başlamasıyla birlikte ülke kaos ve şiddete teslim olmuştu. Bu durum, insan haklarına aykırı tahliyelerin de yaşanmasıyla birlikte çözümsüz bir noktaya geldi. Şüphesiz ki Kabil Havalimanı, plansız ve düzensiz bir şekilde gerçekleştirilen tahliyeler sırasında son derece dramatik olaylara sahne olan en sembolik yerdi. ABD ve müttefiki ülkeler kendi askerlerini ve vatandaşlarını uçaklarına alırken, Taliban’dan kaçmak için son umut olarak görülen bu ülkelere güvenen Afgan halkının büyük bir çoğunluğu ise telef oldu. Kalkış halinde olan bir Amerikan uçağına tutunmaya çalışan bazı kişilerin düşerek hayatını kaybetti görüntüler büyük yankı uyandırdı. Yaşanan tahliyeler sırasında görüntülere yansıyan 2 aylık Sohail Ahmadi, çitlerin arkasından Amerikan askerlerine teslim edilerek Afganistan’dan kaçmayı başardı, daha sonra ise bebeğin kaybolduğu ABD Dışişleri Bakanlığı’nca Ekim ayında yapılan bir duyuruda açıklandı.
Büyükelçilik binasında Afgan çalışanlarının bilgilerini bıraktılar
Kabil’deki İngiltere Büyükelçiliği'nin bulunduğu bina terk edilirken, Afgan çalışanların iletişim bilgilerini ve özgeçmişlerini içeren tüm belgelerin de orada bırakıldığı tespit edildi. Tüm bilgileri konsolosluk binasında bırakan yetkililerin, Afgan çalışanlarını ölümle burun buruna getirmesi hafızalarda yer ederken; İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, belgelerin güvencesiz bırakılmasının ‘açıkça iyi bir şey olmadığını’ kabul ederek, olayın araştırılacağını aktardı.
Daha önce 1996’dan 2001 yılına kadar da hükümette olan Taliban, o dönemde uyguladığı katı kurallara benzer işleyişle, yaklaşık 4 aydır ülkede hüküm sürmeye devam ediyor.
19 Ağustos günü Afganistan’ın demokrasi ile değil de şeriatla yönetileceğinin ilan edilmesinin ardından, uygulanan ilk sansür kadınlara yönelik oldu. Şehrin çeşitli yerlerinde yer alan kadınların bulunduğu poster, afiş ve reklam panolarını boyalarla kaplayan Taliban üyelerine dünyanın çeşitli yerlerinden de tepkiler geldi. Bunun üzerine Taliban’ın sözcüsü Zabihullah Mücahid ise, "Uluslararası toplumu kadınlara karşı ayrımcılık yapılmayacağını garanti ediyoruz, ancak elbette sahip olduğumuz çerçeveler dahilinde" açıklamasında bulundu.
Aynı hafta içinde, Afganistan'ın yeni Enformasyon ve Kültür Bakanı olması beklenen Sözcü Mücahid, 3 gün ve üzeri seyahatlerde yanında erkek olmadan kadınların seyahat etmesinin yasaklandığını duyurarak, 1996-2001 dönemindeki gibi yeniden kadınları evde oturmaya veya yüzleri dahil tamamen örtünmeye zorlayacağı endişelerinin 'temelsiz' olduğunu iddia etti.
Eğlencenin yasaklandığı yıllar
Taliban, 1996-2001 döneminde Afganistan'da uçurtma uçurma da dahil olmak üzere, televizyon dizileri, güvercin yarışları, süslü saç kesimlerini ve müzikle birlikte düzinelerce aktivite ile eğlenceyi yasaklamıştı. Günümüze gelindiğinde ise yine,
müziğin İslami şartlar tarafından uygun bulunmadığı gerekçe gösterilerek tüm alanlarda yasaklandığı açıklandı. Bununla birlikte; dans, tiyatro ve sinema gibi eğlence içerikleri ve kültürel faaliyetler de durduruldu. Eğitim kurumlarında dans, heykel, sinema ve tiyatro gibi bölümlerin kapatılması kararı alındı. Türk eğitim vakfı başkanı Salleh Saghar, daha önce basın mensuplarına verdiği demeçte, Afgan-Türk okullarının müfredatlarında değişiklik yaparak; müzik, tiyatro ve dans bölümlerini Taliban yetkililerinin talebi üzerine kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi.
15 Ağustos itibariyle ara verilen eğitim faaliyetlerine de 17 Eylül tarihinde yapılan bir açıklamayla sadece erkeklerin okula devam edebileceği söylendi.
Kız çocuklarına ilişkin bir açıklama yapılmazken, akıllara Taliban’ın, 90’ların sonlarında yönetimi sırasında 8 yaşından büyük kızların eğitim almasını yasakladığı zamanlar geldi. Dünya Bankası'na göre, Afganistan'da ilkokula kayıt olan kızların sayısı 2003'te yüzde 10'dan 2017'de yüzde 33'e yükselirken, ortaokula kayıt olma oranları 2003'te yüzde 6 iken 2017'de yüzde 39'a yükselmişti.
17 Eylül’de açıklanan bir diğer duyuru ise; Taliban’ın Kadın İşleri Bakanlığı'nı kapatması oldu. Yerine ‘erdemlerin yayılması ve ahlaksızlığın önlenmesi’ için bir bakanlık getirilirken bu bakanlık da İslam hukukunu uygulamakla görevlendirildi.
Protestolar: Taliban’ın organizasyonu mu, gerçek tepki mi?
Eylül ayının bir diğer önemli başlığı, Taliban’a karşı düzenlenen protestolardı.Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu eylemler, dünya basını tarafından da yakından takip edildi.
Afgan halkı için direnişin kalesi olarak görülen Pençşir vilayetinin de ele geçirilmesiyle Afganistan'ın kontrolünü tamamen sağlayan Taliban’a karşı, Ulusal Direniş Cephesi komutanı Ahmed Mesud, bölgede ‘ulusal ayaklanma’ ilan etti. Mesud'un ayaklanma çağrısıyla, aralarında yüzlerce kadının da bulunduğu kalabalık, protesto için sokağa indi. Taliban militanlarının, sokağa inen kadınları kırbaçladıkları görülürken, kalabalıkları dağıtmak için havaya ateş açtığı, gazetecileri de dövdüğü ve araçlara saldırdığı görüntüler büyük tepki topladı.
Bu çağrıyla bağlayan hareketin devamında, Kabil'de düzinelerce kadın protestocu, eşit haklar ve hükümette görev alacak bir kadın yetkili olması için yürüyüş düzenledi. Taliban üyelerinin, yürüyüş düzenleyen gruba sert müdahalede bulunduğu, Pençşir’deki gibi kadınları kırbaçladığı görüldü.
Ekim ayına gelindiğinde ise başkentin merkezinde bulunan Şehr-i Nev parkında toplanan
10 Kadın, kısıtlanan eğitim ve çalışma hakları için protesto düzenledi. Bu eylem diğerlerinden farklı olarak, hiçbir müdahale ve yaptırıma uğramadı. Diğer protestolarda kalabalığa uygulanan şiddetin boyutlarına bakıldığında, bu protestonun Taliban tarafından halkla ilişkiler faaliyeti olarak yapılıp yapılmadığı ise akıllarda soru işareti olarak kaldı.
‘Afganistan ekonomik ve insani felaketin eşiğine geldi, ülke insani yardımlarla ayakta tutuluyor’
Diğer sektörler gibi gelişmemesine rağmen ülke üretiminin genellikle tarımsal ürünlerden oluşması, Afganistan’da izlenilen para politikasının dış yardımlardan yararlanarak ancak döviz kurundaki değişimi kontrol edebildiği bir durum ortaya koydu. Öyle ki Dünya Bankası’nın raporuna göre, Afganistan bütçesinin dörtte üçü dış yardımlar tarafından finanse ediliyordu. Uluslararası yardımların toplamı 22 milyar dolar olan Afganistan ekonomisinin yüzde 40’ına eş değerken, Batı bankalarının ABD’nin emriyle yurtdışı varlıklarını ve finansman desteğini kestiğini durdurduğu Afganistan’da, halkın en çok etkilendiği faktörler arasında mal kıtlığı, parasızlık, fiyat artışı, işsizlik ve yaşam kalitesinde gözlenen sert düşüş yer alıyor.
Sputnik’in ulaştığı kaynaklar “Kabil yönetiminin politikasıyla yerel yetkililerin radikal girişimleri arasında farklılıklar var. Taliban hükümeti şimdiye kadar herhangi bir devlet tarafından tanınmadı, ülkenin finansal varlıkları dondurulmuş vaziyette, Afganistan ekonomik ve insani felaketin eşiğine geldi. Taliban iktidarı ele geçirmeden önce de ülke harap ve yoksul bir durumdaydı. Şim de durum daha da kötüleşti. Ülke insani yardım ile ayakta tutuluyor. Kitlesel yoksullaşma koşullarında kalkınma ve geleceği belirleme planlarınıkurmaktan şimdilik söz edilemez. Kalifiye ve eğitimli eleman da ülkeyi terk ettiği için tıp, ekonomi, bankacılık ve başka alanlarda personel açısından ciddi sorunlar yaşanıyor” diyor.
‘Okumuş ve eğitimli insanlar el arabalarıyla pazarda çok zor şartlarda meyve ve sebze satıyorlar, aileler de çocuklarını satıyor’
Afganistan’da yaşayan ve Taliban öncesi yönetimde görev alan B.A ise Afganistan'da ailelerin, açlık ve ekonomik şartlar nedeniyle çocuklarını para karşılığı sattıkları yönünde çıkan haberlerin “doğru” olduğunu anlattı.
Taliban’dan sonra genel olarak ülkeye açlık geldiğini belirten eski yetkili “Ekonomik durum çok kötü. Bankalar çok kalabalık ve herkes kendi parasını almak için iki gün sırada bekliyor. Hata bazı bankalarda gece gidip nöbet tutuyorlar. Özellikle devlet memurları bu yeni yönetimle beraber sadece 1 aylık maaş alabildiler ve ciddi maddi sıkıntılar içinde yaşıyorlar. Devlet dairelerinde çalışan insanlar var ama onlar da para olamadıkları için kimse çalışmak istemiyor. Özellikle okumuş ve eğitimli insanlar şimdilik el arabalarıyla pazarda çok zor şartlarda meyve ve sebze satıyorlar. Perişan haldeler” şeklinde konuştu.
Afganistan’da kadınların yaşamı nasıl değişti?
İnsanları en çok rahatsız eden ve endişe duydukları konular arasında; kadınların durumu, eğitim, istihdam ile ilgili sorunlar, hijab anlamındaki belirsizliklerin (hijab anlamı sıradan başörtüsünden burkaya kadar farklı şekilde değerlendiriliyor) olduğu belirtiliyor. Bu değişiklikler ekseriyetle
Kabil, Herat, Mezar-ı Şerif gibi büyük şehirlerde daha çok görülüyor. Kadınlar için üst düzey yönetici görevlerinde bulunma yasağı var, ‘geçici’ eğitim ve istihdam haklarının sınırlanması söz konusu, yerel yönetim tarafından uygulanan kamu görevlerinde bulunma yasağı mevcut. Kadınlar tıp alanında, havalimanı, okullarda çalışabilir ancak bakanlık görevini yürütemiyorlar. Taliban yönetiminden farklı olarak önceki yönetimde kadın milletvekilleri, bakan yardımcıları ve hatta bakanlar vardı.
‘Aileler perişan, kadınların hayatı çok değişti; okula gidemiyor, korkudan dolayı çalışamıyorlar’
Eski hükümet çalışanı B.A da, gündelik hayatta çok fazla değişikliğin yaşandığına işaret ediyor:
“Özellikle bazı ailelerin evde çalışan erkekleri olmadığından dolayı kadınlar kendilerine özel işler kurmuşlardı. Gidip kendi ailelerine bir lokma ekmek alabilecek parayı kazanıyorlardı ama yeni yönetim gelince kadınlar da işlerinden oldular. Şimdi korkudan dolayı işe gidip çalışamıyorlar. Aileler perişan. Kadınların hayatı çok değişti. 6. sınıf ve üzerinde okuyan kızlar artık okula gidemiyorlar, hep evdeler. Lise çağındaki kızlar ise bu yıl hiç okula gidemedi ve tabii ki onların öğretmenleri de Taliban’ın gelişinden beri (yaklaşık 4 ay) maaş alamadılar. Öğretmenler de şu anda ciddi maddi sıkıntılar yaşamakta. Bazı devlet dairelerinde kadınlara izin verilirken bazılarında ise verilmemiş. Onların da maaşları ödenmemiş durumda.”
'Taliban üyeleri kendi adamlarını kontrol edemiyor, verdikleri talimatların yerine getirilmesini sağlayamıyor'
Ekonomi ve Barış Enstitüsü' nün 2020 Küresel Terörizm Endeksi'ne göre, 2019'da dünya genelinde terör kaynaklı ölümlerin yüzde 41'i Amerika ve müttefiki devletlerin ülkede güvenliği sağlamasına rağmen Afganistan'da kaydedildi.
Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden sonra ise Afganistan’ın “görece güvenli” bir ülke olduğunu ve çatışmaların durduğunu belirten kaynaklar, “Daha az terör saldırısı ve patlama var. Taliban militanları iktidarı ele geçirmeden önce çok daha tehlikeliydiler. Ancak militanlar eski düşmanlarından intikam almaya devam ediyor, bu olaylar belki de yönetimin bilgisi olmadan meydana geliyor. Farklı gruplara ayrılmış Taliban üyeleri kendi adamlarını kontrol edemiyor, verdikleri talimatların yerine getirilmesini sağlayamıyor” dedi.
Afganistan’dan yükselen ses: Bizi yalnız bırakmayın
Yaşananlardan sonra aileleriyle birlikte çok zor şartlarda yaşam sürdürmeye çalıştıklarını vurgulayan B.A, dünya kamuoyundan olanları unutmamasını ve kendilerine yardım etmesi için beklediklerini söyledi. Ayrıca B.A son olarak, seslerini duyurmaya çalıştıklarını ve yetkililerin harekete geçmesi için hala umutları olduğunu ifade ederek, dünyadan ve Türkiye’den kendilerini yalnız bırakmamaları yönünde ciddi beklenti duyduklarını dile getirdi.