00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:07
13 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
16 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
20:30
15 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:05
85 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
YOL ARKADAŞI
MHP neden mıntıka temizliği yapıyor
17:33
87 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

Asgari ücret 2022’de ne kadar olmalı?

© AAİnşaat işçisi
İnşaat işçisi  - Sputnik Türkiye, 1920, 30.11.2021
Abone ol
Özel
Türkiye’nin bulunduğu mevcut durumda enflasyonun artması ve döviz kurlarının artış göstermesi 1 Aralık’ta başlayacak olan asgari ücret görüşmeleriyle beraber, tartışmaları da beraberinde getirdi. Sputnik’in konuştuğu asgari ücret alanlar alım gücünden dem vururken, işverenler ise maliyetlere dikkat çekiyor.
Türkiye’de geçtiğimiz sene yüzde 21.56 oranında artan asgari ücretin 2022 senesi için görüşmeleri 1 Aralık’ta başlıyor. 2021 yılında asgari ücretle çalışanların cebine 2 bin 825 lira girerken yeni ücretin ne kadar olacağı ise merak konusu. Zira, Türkiye’de açıklanan en son enflasyon rakamları 2021’in Ekim ayında aylık bazda yüzde 2.39 artarak, yıllık bazda yüzde 19.89'a yükseldi. 2020’nin enflasyon oranı ise yüzde 14.6 olarak açıklanmıştı. Ancak, Enflasyon Araştırma Grubu’nun raporuna göre, enflasyon Ekim ayında yüzde 6.90 artış gösterirken 12 aylık dönemdeki artış oranı ise yüzde 49.87 oldu.

En çok artış gıda ve alkolsüz içeceklerde

Yine TÜİK’in verilerine göre yıllık bazda en çok artış yüzde 27.41 ile gıda ve alkolsüz içeceklerde gerçekleşti. Gıda ve alkolsüz içecekleri yüzde 25.23 ile lokanta ve oteller, yüzde 23.03 ile ev eşyası takip etti.

Geçtiğimiz yıl 9.11 olan yeniden değerleme oranı, bu sene yüzde 36.20

Öte yandan, 2022 senesinde alınacak vergi, harç ve ceza oranlarındaki artış oranı belli oldu. Buna göre, 2021 yılında 9.11 olan yeniden değerleme oranı bu yıl yüzde 36.20 oldu. Pasaport harcından ehliyete, motorlu taşıtlar vergisinden trafik cezalarına kadar pek çok vergi kalemi bu oranda oranında artacak.

Liranın değer kaybı sürüyor, zamların yılbaşından sonra da devam etmesi bekleniyor

Enflasyon kadar, günlük yaşamı etkileyen başka bir durum ise döviz kurları. Türkiye’nin son zamanlarda yaşadığı ekonomik durumda özellikle dolar kuru, lira üzerinden dalgalanıyor. 30 Kasım 2020’de 7.8 Türk Lirası civarında olan ABD doları, mevcut durumda 13 liranın üstüne dahi çıkıyor. Türkiye’nin uyguladığı faiz indirme politikası döviz kurları üzerinde doğrudan etkiliyken, liranın değer kaybetmesi ise alım gücünü düşürmeye devam ediyor. Zira, Türk Lirası gelişen ülkeler arasında en fazla değer kaybeden para birimi konumunda.
Türk Lirası’nın alım gücü zayıflamaya devam ederken çeşitli esnaf odaları ise zamların 2022 senesinde de devam edeceğinin işaretini veriyor. Giyim sektöründe yılbaşından sonra yüzde 50 zam beklenirken, İstanbul Un-İş Esnaf Sanaatkarlar Odası ise yeni yaptıkları zammı duyurarak, esnafın mevcut şartlarda bu zamma 5 ay dayanabileceğini ekledi.

Asgari ücret görüşmelerine kimler katılıyor?

Aralık ayının ilk günü başlayacak olan görüşmelerin ilki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, yeni yılda geçerli olacak ücreti belirlemek üzere işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşuyor. İşçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) temsil edeceği Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden 5'er üye bulunuyor.
Geçtiğimiz senelerde Aralık ayının sonunda belirlenen asgari ücret bu sene daha erken kararlaştırılacak gibi görünüyor. Zira Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’den ‘bir-iki haftada belirleriz’ açıklaması geldi.

Sendikaların talepleri ne?

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) göre, Türkiye’de asgari ücret ve civarında çalışanların oranı yüzde 57. Döviz kurlarının yükselişe geçmesiyle Türkiye’nin pek çok yerinde ‘geçinemiyoruz’ diyerek basın açıklaması yapan DİSK, asgari ücretin net 5 bin 200 lira olarak belirlenmesini talep ediyor. Türk-İş ve Hak-İş herhangi bir rakam önermedi ancak bu üç sendika bir ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Bu açıklamada "Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir" ifadeleri kullanıldı.
Sputnik, asgari ücretin ne kadar olması gerektiğini asgari ücretle çalışanlar, işverenler ve Ekonomist Şevket Apuhan’a sordu.

‘Büyükşehirlerde ayda 5-6 bin liradan aşağı geçinmek imkansız hale geldi’

Ekonomist Apuhan’a göre, gerçek enflasyon oranı resmi rakamların çok üstünde. Yeniden Değerleme oranına dikkat çeken Apuhan şu ifadeleri kullandı:
Devlet de trafik cezası, harç ve damga vergisinde yüzde 36 artışa giderek aslında gerçek enflasyon sınırını da çizmiş oldu. Sonuç itibariyle şunu söyleyebiliriz ki; özellikle büyük şehirlerde ayda 5-6 bin liradan aşağı geçinmek imkansız hale geldi. Şüphesiz bu rakam meselesinin yalın hali. Çok boyutlu bir konu.”

‘Zammın en az yarısı devlet tarafından karşılanmalı, bu yükü devlet sırtlanmalı’

Ancak ‘olması gereken’ asgari ücretin pek çok kişiyi işsiz bırakacağı vurgusunu yapan Apuhan “Zira asgari ücreti belirlemek kolay ancak işverenin o ücreti ödemesi hele hele bu kış çok zor olacak. Dolayısıyla işverene ağır yükler yüklemeden yani çalışana para kazandırayım derken onu işsiz bırakmayacak yol yapılacak zammın en az yarısının devlet tarafından karşılanması olacaktır. Gelirlerin düştüğü, para kazanmanın zorlaştığı, her şeye zam geldiği bir dönemde işletmesini ayakta tutmaya çalışan özellikle küçük esnafın durumu göz önünde bulundurulduğunda bu yükü devletin sırtlaması akla gelen tek çözümdür” dedi.

‘Türkiye şartlarında asgari ücret yılda en az 2 kere düzenlenmelidir’

Aynı zamanda Türkiye’deki ‘kaygan zemine’ dikkat çeken Apuhan şöyle konuştu:
“Yine Türkiye şartlarında asgari ücret yılda en az 2 kere düzenlenmelidir. Bu derece kaygan bir zeminde yapılan zam ne olursa olsun geçerliliği zaten birkaç ay olmaktadır. Yılın ikinci yarısından itibaren yapılacak zammın ortada kalmayacağını şimdiden söyleyebiliriz.”

İşçi: 4000-4500 lira civarında olmalı, simit olmuş 3 lira, hayat şartları günden güne daha kötü oluyor

Sputnik’in ‘asgari ücret ne kadar olmalı’ sorusunu yönelttiği 5 senedir asgari ücretle geçinmeye çalışan call center çalışanı bir genç ise bu ücretin 4000-4500 civarında olması gerektiğini ancak bunun bile yetmeyeceğini şu cümlelerle ifade etti:
“2 bin 825 gibi bir maaşla kirada oturan bir ailenin geçinmesi mümkün değil. Zaten şu anda bir kira 1500 liradan başlıyor. Bunun faturaları, mutfak giderleri var. Simit olmuş 2.5-3 lira. İki kişi bir maça gittiğinizi düşünün, zaten bilet olmuş 130 lira. 2 kişi yemek yesek en az 100 lira. Bir çıktığınızda 400 lira cebinizden çıkıyor. Ayakkabılar 1000-1500 lira. Fiyatlar kurla endeksli olduğu için yeme-içme, giyim, hayat şartları günden güne çok daha kötü oluyor. Ay sonunu zor getiriyoruz.”

‘Her ay daha da çok borca batıyoruz, benim umudum kalmadı’

Bir borç sarmalının içinde olduklarını belirten call center çalışanı “Normalde kredi kartı kullanmayı sevmem ama günümüzün şartlarında aldığımız maaş yetmediği için ay sonuna doğru kredi kartında nakit avans kullanıyoruz. Bu bitiyor, kredi çekiyoruz. Her ay daha da çok borca batıyoruz. Benim umudum kalmadı. Evlenmeyi düşünüyorum ama nasıl evleneyim? Nasıl ev geçindireceğim? Bunları sadece ben değil, pek çok arkadaşım da aynı durumda. Biz telefonda her konuştuğumuzda artık güzel şeylerden bahsedemiyoruz. Biz artık ‘nasıl geçineceğiz, düzlüğe çıkacağız’ diye düşünüyoruz. KYK borcu olanlar var, insanlar bunu nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Çok umutsuzuz, asgari ücretin de çok artacağını düşünmüyorum. Zaten hepsi faize gidecek” diye konuştu.

‘Doların artması, enflasyon derken maaşlarımız gittikçe eriyor, Türkiye artık gerçekten dünyada ucuz emek başkentine döndü’

Bir gübre fabrikasında çalışan 10 senelik işçi Serdar Gür ise yoksulluk sınırına dikkat çekiyor. “Ben bir işçinin en kötü ihtimalle yoksul olması gerektiğini düşünüyorum” diye İşçi Gür, Bu sebeple asgari ücretin 10 bin 400 lira olması gerektiğini düşünüyorum. Fabrikalarda çalışıyoruz, emek üretiyoruz. Bunun karşısında sermaye olağanüstü paralar kazanıyor. Özellikle ihracat yapan firmaların inanılmaz bir karlılık oranı var. Ben gübre fabrikasında çalışıyorum. Son 6 ayda gübre yüzde 350 zam aldı. Bu aslında bizim emek üretkenliğimizin de yüzde 350 arttığını gösteriyor. Ama biz bunun karşılığında, doların artması, enflasyon derken maaşlarımız gittikçe eriyor. Türkiye artık gerçekten dünyada ucuz emek başkentine döndü. Büyük fabrikalar Türkiye’de kuruluyor çünkü işçiler yok pahasına çalıştırılıyor. Aslında biz üretimde ürettiğimiz değerden payımızı istiyoruz. Bu aslında sendikaların tavrıyla da alakalı” dedi.

‘Bıçak kemiğe dayandı durumunun ötesindeyiz, sadece ücretimiz değil, yaşamımız da asgari’

“Sadece ücretimiz değil, yaşamımız da asgari” ifadeleri kullanan Gür, şu şekilde devam etti:
“Bir ailenin sadece yemek masrafı asgari ücretle eşit, bunun içinde kira, faturalar yok. Durum aslında işçiler için bu kadar net. İnsanlar artık umudunu görüşmelerden de kaybetti. İnsanlar artık verilen maaşın anında eriyeceğinin de farkında. İşçiler artık Türk-İş’e de güvenmiyor. Gidelim fabrika yönetimiyle kendimiz konuşalım diyorlar. Kimi sendikalar ‘genel grev yapalım’ gibi sözler de söylüyor ama bugün Türkiye’de bunun koşullarının olmadığını hepimiz görüyoruz. Bu ülkede işçilerin yalnızca yüzde 2’si sendikada örgütlenebiliyor. Fabrikalar örgütsüz durumda, bu da ister istemez tekil mücadelelere dönüşüyor. Ama bence önümüzdeki dönemde fabrikalarda kaynama olacak. Artık ‘bıçak kemiğe dayandı’nın ötesindeyiz.”

‘Herkesin maaş hesabı ekside, sıfırda bile yaşamıyoruz’

Gür, eşinin de çalıştığını ancak buna rağmen geçinemediklerini belirterek “Bizim çoluğumuz çocuğumuz yok, çocuğu olan hiç geçinemiyor. Geçen gün çay arasında herkes bir hesabını açtı, maaş yatacak onu kontrol etmek için. Herkesin -4000, -5000, -11000… Yani sıfırda bile yaşamıyoruz. Asgari ücret görüşmelerinden bir umudum yok. İşçiler kendi sesini kendisi yükseltmediğinde bu iş böyle devam edecek” diye konuştu.

İşveren: Yeni aldığımız personelin maliyeti bize 7-8 bin lira olursa nasıl personel eksilteceğimize bakarız

Asgari ücretin bir başka muhatabı ise işverenler. İstanbul’da jeneratör bakım onarım işletmesi sahibi ise asgari ücretin artmasını istediğini ancak geçtiğimiz sene de yüksek bir artış olduğunu vurguluyor:
“Biz de asgari ücretin artmasını istiyoruz. Ancak geçen sene de asgari ücret yüzde 20’nin üzerinde artmıştı. Bu kadar yüksek artışları desteklemiyoruz, bu bizim için sıkıntı. Asgari ücretin 4000-4500 olması durumunda bize bir çalışanın maliyeti SSK prim ücretini de eklediğimizde çok yükseliyor. Bu mutlaka personel sayısını azaltmaya ve işsizlik oranının artmasına sebep olacak. Bu ister istemez olacak. Şöyle düşünün, yeni aldığınız personelin size 7-8 bin lira maliyeti olsa nerede personel eksilteceğimize bakarız. Benim işletmemde asgari ücretle çalışan 12 kişi var.”

‘Biz önümüzü göremiyoruz, akşamdan sabah fiyatlar değişiyor’

“Bana kalırsa isterse 5 bin olsun, aslında şartlar da bunu gerektiriyor geçim konusunda” ifadelerini kullanan işveren “Ama her sene böyle artarsa bizim de işlerimiz zorlaşıyor. Çünkü biz önümüzü göremiyoruz. Ne ürünümüzü satabiliyoruz ne sattığımızı yerine koyabiliyoruz. Şaka gibi, akşamdan sabaha fiyatlar değişiyor. Biz yıllık sözleşmeler yaptığımız için bu kur dalgalanmaları en çok bizi etkiledi. Geçen sene hesap yaptığımızda doları 10 liradan hesaplamıştık. Şu an 13. Biz 2 aydır zarar ediyoruz. Senenin başında kazandıklarımız amorti ediyor, bir şekilde geçiniyoruz” dedi ve devam etti:

‘Artık ürünlerin fiyatını müşteriye söylemeye utanıyorum’

“Benim şu an ticaret yapasım bile yok. Tüm ürünlerimi elden çıkarıp ne artıyorsa ona yatırmak istiyorum, dolar mı faiz mi… Çünkü ben artık sattığım ürünlerin fiyatını müşteriye söylemeye utanıyorum. O zaman biz de sözleşmelerimizi dolar üzerinden yapalım. Bunu kabul ederler mi? Bunu hiç kimse kabul etmez.”
Klima satıp, bakım onarımını da yaptığı küçük bir işletmesi olan Ayhan Çakır ise, asgari ücretin 4000 liranın üzerine çıktığında, artan maliyetler ve sigortalarla birlikte çok fazla fazla yük olacağına ve personel çıkarmak zorunda kalabileceklerini ifade etti. Çakır, asgari ücretin 3500 lira olması görüşünde.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала