https://anlatilaninotesi.com.tr/20210823/yazar-sengun-memlekete-ozlem-demek-melankoli-demek-1048253495.html
Yazar Şengün: Memlekete özlem demek melankoli demek
Yazar Şengün: Memlekete özlem demek melankoli demek
Sputnik Türkiye
Yazar Şengün, “Küçücük bir çocuğun İsveç’te yaşaması bağlamında ABBA’nın müziğinde bütün ritmin dışında bir melankoli vardır. Siz o yaşta oradayken, bütün o... 23.08.2021, Sputnik Türkiye
2021-08-23T14:59+0300
2021-08-23T14:59+0300
2021-08-23T14:59+0300
görüş
isveç
yazar
abba
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/08/17/1048253469_0:0:2853:1605_1920x0_80_0_0_344ca50ce3c452f0b4d7f025cdf1b249.jpg
Küreselleşme öncesindeki dünyanın hikâyesini dönemin saç modelleri, giyim kuşam modaları, film ve dizileri, kahramanları, popüler eşyaları, spor etkinlikleri ve şarkıları üzerinden ‘Sesini Biraz Açabilir miyim?’ adlı kitabında aktaran yazar Serbülent Şengün, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.1990’da biten iki kutuplu dünyanın son 12 yılıŞengün, şunları kaydetti:Şengün, “Dışişleri Bakanlığı’nda idari memur olan babamın tayiniyle Ankara’dan Stockholm’e gelmiştik. Babam Stockholm Büyükelçiliği’nde görev yapacak, biz de birçok girişi olan birbirine yapışık apartmanlardan oluşan bir İskandinav sosyal konut projesindeki evimizde yaşayacaktık. 40 metrekare, iki odalı bir evdi. Dünyanın farklılıklarına dair ilk öğrendiğim şey de bu oldu: Dünyada farklı yapı tipleri vardı. Bundan sonraki yaklaşık 4 sene boyunca bu coğrafyada yerel ve küresel olanı kendimce anlayacaktım. Tabii birçok şeyi de ancak bir çocuğun kavrayabileceği kadar anlayacaktım” şeklinde konuştu.Stockholm’deki çocukluk yıllarına ilişkin “Artık ben de birçok yere ait olup hiçbir yere tam ait olamayacaktım” diyen Şengün, “Müzik ve spor bir sığınak; çocukken başka bir ülkede sokağa çıktığınızda insanlarla iletişim kurmanızı sağlayan bir şey…” ifadesini kullandı.‘ABBA’nın müziğinde bütün ritmin dışında bir melankoli vardır’“Bir yandan içinde bulunduğum ülkeye, diğer yandan da küresel kültüre zihinsel entegrasyonuma yardımcı olan bir müzik grubu vardı: ABBA. Müzikal olduğu kadar görsel olarak da ilgi çekiciydi ve en önemlisi ABBA, İsveçliydi. Küreselleşme yerel olanı küreselin içerine çekebiliyordu. Anladığım kadarıyla dil bunun için şarttı…” diyen Şengün şöyle devam etti:Şengün, “Stocholm’den Ankara’ya döndüğümde o disiplin duygusu bana çok korkunç gelmişti. Ankara’da okurken top yerine taşlarla bile futbol oynadığımızı bilirim” dedi. Şengün, sözlerini şöyle sürdürdü:
isveç
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2021
Serhat Sarısözen
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102623/04/1026230424_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_2c20be80dbc7849b6c6da82a2150c4b6.jpg
Serhat Sarısözen
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102623/04/1026230424_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_2c20be80dbc7849b6c6da82a2150c4b6.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/08/17/1048253469_0:0:2437:1828_1920x0_80_0_0_07c990613e2433932408c972400e2a61.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Serhat Sarısözen
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102623/04/1026230424_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_2c20be80dbc7849b6c6da82a2150c4b6.jpg
isveç, yazar, abba
Yazar Şengün: Memlekete özlem demek melankoli demek
Yazar Şengün, “Küçücük bir çocuğun İsveç’te yaşaması bağlamında ABBA’nın müziğinde bütün ritmin dışında bir melankoli vardır. Siz o yaşta oradayken, bütün o rengarenkliğin içindeyken bir yerden memlekete özlem duyuyorsunuz. Memlekete özlem demek melankoli demek. İçimde bana işleyen bir melankoli duygusu vardı” dedi.
Küreselleşme öncesindeki dünyanın hikâyesini dönemin saç modelleri, giyim kuşam modaları, film ve dizileri, kahramanları, popüler eşyaları, spor etkinlikleri ve şarkıları üzerinden ‘Sesini Biraz Açabilir miyim?’ adlı kitabında aktaran yazar Serbülent Şengün, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
1990’da biten iki kutuplu dünyanın son 12 yılı
Şengün, şunları kaydetti:
“Kişisel bir pencereden ve kişisel anılar eşliğinde 1990’da biten iki kutuplu dünya sürecinin son 12 yılını aktarmaya çalıştım. Bir tür dönüşümün, başka bir döneme hazırlanan dünyanın, öznel bir hikâyesi. O dönem yaşım 4 ile 16 arasında değiştiğinden anıların ilk kısmı daha bulanık, son kısımları daha net oldu… Bu anı kitabının müzikale benzemesini istedim. Bunun tek bir sebebi var: Anlatmak istediğim dönemi müzikleri olmadan anlatamamam.”
Şengün, “Dışişleri Bakanlığı’nda idari memur olan babamın tayiniyle Ankara’dan Stockholm’e gelmiştik. Babam Stockholm Büyükelçiliği’nde görev yapacak, biz de birçok girişi olan birbirine yapışık apartmanlardan oluşan bir İskandinav sosyal konut projesindeki evimizde yaşayacaktık. 40 metrekare, iki odalı bir evdi. Dünyanın farklılıklarına dair ilk öğrendiğim şey de bu oldu: Dünyada farklı yapı tipleri vardı. Bundan sonraki yaklaşık 4 sene boyunca bu coğrafyada yerel ve küresel olanı kendimce anlayacaktım. Tabii birçok şeyi de ancak bir çocuğun kavrayabileceği kadar anlayacaktım” şeklinde konuştu.
Stockholm’deki çocukluk yıllarına ilişkin “Artık ben de birçok yere ait olup hiçbir yere tam ait olamayacaktım” diyen Şengün, “Müzik ve spor bir sığınak; çocukken başka bir ülkede sokağa çıktığınızda insanlarla iletişim kurmanızı sağlayan bir şey…” ifadesini kullandı.
‘ABBA’nın müziğinde bütün ritmin dışında bir melankoli vardır’
“Bir yandan içinde bulunduğum ülkeye, diğer yandan da küresel kültüre zihinsel entegrasyonuma yardımcı olan bir müzik grubu vardı: ABBA. Müzikal olduğu kadar görsel olarak da ilgi çekiciydi ve en önemlisi ABBA, İsveçliydi. Küreselleşme yerel olanı küreselin içerine çekebiliyordu. Anladığım kadarıyla dil bunun için şarttı…” diyen Şengün şöyle devam etti:
“Küçücük bir çocuğun İsveç’te yaşaması bağlamında ABBA’nın müziğinde bütün ritmin dışında bir melankoli vardır. Siz o yaşta oradayken, bütün o rengarenkliğin içindeyken bir yerden memlekete özlem duyuyorsunuz. Memlekete özlem demek melankoli demek. İçimde bana işleyen bir melankoli duygusu vardı.”
Şengün, “Stocholm’den Ankara’ya döndüğümde o disiplin duygusu bana çok korkunç gelmişti. Ankara’da okurken top yerine taşlarla bile futbol oynadığımızı bilirim” dedi. Şengün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanoğlu tarihin önemli bir kısmında kolektif yaşadı, kolektif yaşamaya ihtiyacı da vardı. Kentleşmeye başladığında da görece kırsal yaşamı kentlere taşıdı. 80’lerin sonunda ‘mahalle’nin o yaşam biçimi, daha bireysel bir hayata evrildi.”