Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 yılı dördüncü çeyrek büyüme rakamını ve borsaları A1 Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Ekonomist Baki Atılal, RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı. Stratejist Cüneyt Paksoy da kripto paraya gelebilecek olası düzenlemeleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu paralar üzerine yaptığı açıklamaları değerlendirdi.
‘Amerikan 10 yıllık tahvil faizi inince biz de kur olarak bir gevşeme bandına girdik’
Atılal, Amerikan tahvil faizinin yüzde 1.60’dan 1.40’a gerilemesinin ardındaki nedeni ve borsa üzerinde etkisinden bahsetti:
“Hem borsa hem kur tarafında Amerikan tahvil faizi geçen hafta yüzde 1.60’lara çıktı. Dün sabah itibariyle 1.40’lara geldi. Ortada 1.60’dan 1.40’a indirecek herhangi bir etmen yok. Sadece 1.9 trilyon dolarlık destek paketinin Amerika’da Temsilciler Meclisi’nden geçmesi vardı. Başka hiçbir etmen yok. Onunla beraber indik aşağıya. Amerikan 10 yıllık tahvil faizi inince biz de kur olarak bir gevşeme bandına girdik. Onun karşılığında borsa tarafında tekrar eski bandımızın içine girmeye çalışıyoruz 1520’lere. Dünden bu yana Amerikan tahvil faizinde artış var."
‘Dış talep itici gücümüz diyorduk, dördüncü çeyrekte zayıflama gördük’
Atılal, TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamına nasıl ulaşıldığını “Dün büyüme verisi geldi. İkinci büyüdük dedik ama diğer taraftan baktığında kişi başına gelirde dolar bazlı olarak azalma var. İnsanların genelde hissettiği büyüme değildir, enflasyon ve hayat pahalılığı ikilemi arasındaki veridir. Dış talep itici gücümüz diyorduk. Dördüncü çeyrekte dış talepte zayıflama gördük. İç talebin katkısı hala devam ediyor. 2020’de ne yaptık? Diğer ülkelerden farklı olarak bankalara ‘kredi verin’ dedik. Piyasaya para da sürdük. ‘Bu krediyle bu büyümeyi kurtarırız’ dedik. Aktif rasyosu düzenlemesi çıkardık. Bankalara ‘daha düşük faizle daha yüksek kredi ver’ dedik. Karşılığında 1.8’lik bir büyümeyi sağladık ama gözden kaçırılmaması gereken nokta ikinci çeyrek daralmasını ve üçüncü çeyrek büyümesini aşağı yönde revize ettik. İki çeyrek sonra bunun yapılması da ilginç oldu” diye açıkladı.
‘İkinci yarıda büyük ihtimal talebi canlandırmaya yönelik adımlar gelecektir’
İhracatçı ve ithalatçıların kur hakkında görüşlerine dikkat çeken Atılal, ikinci yarıdan talebi canlandırmaya yönelik adımlar beklediğini söyledi:
“Çin’den sonra ikinci büyüyen ülkeyiz. Stoklar da katkı yapmış zaten son bir haftalık bir periyotta baktığımızda hem ithalat hem ihracatçıların kur tarafındaki serzenişleri vardı. Yedinin altına geldikten sonra serzenişleri daha da fazla artmıştı. Çünkü ‘Emtia fiyatlarında son derece artış var. Kur tarafı geriliyor. Zaten stok tutan bir ülke değilim. Dolayısıyla fiyat artışlarındaki indirimleri yansıtamıyorum buraya. Bir taraf düşerken diğer taraf düzenli olarak artmaya devam ediyor’ diyorlardı. 7.25 olması onları sakinleştirmiştir herhalde diye düşünüyorum. Çünkü diğer taraftan baktığımızda emtialarda başta bakır olmak üzere teminatlarını arttırıyoruz. Konjonktür uygun gelirse ihracatın üzerine yüklenmeyi beceriyoruz. İşletme sermayesi ihtiyacımız doğacak diyerek tedirginliklerini söylemişlerdi. Bu açıdan baktığımızda da ikinci yarıda büyük ihtimal talebi canlandırmaya yönelik adımlar gelecektir diye bekliyoruz.”
‘FED para basmaya devam edecek, bu parayı bir şekilde ülkemize çekmemiz gerekiyor’
Doğrudan yatırımın katma değer ve istihdam bakımından önemini belirten Atılal, yabancı yatırımcı konusunda “Dünya çok kötüyken biz 1.8 büyüdük diye değil, geçmiş iki yılı da baz alıp orada yüzde 5’ler beklerken yüzde 3 bandına bile çıkamadık. Bizim bu sene madem FED para basmaya devam edecek ve tahvil faizinin yükselişinden rahatsız değil, bu parayı bir şekilde ülkemize çekmemiz gerekiyor. Yatırımlarda hisse senedi piyasası ve tahvil piyasası ağırlıklı değil, doğrudan yatırım olarak gelmeleri gerekiyor ki hem katma değerli ürün hem istihdam tarafında zenginleşme yaşayalım. Hisse senedine girecek dedik, yılbaşından bu yana baktığımızda 660 milyon dolarlık çıkışları var. O tarafa girmediler ama tahvil tarafında 1.3 milyar dolarlık bir girişleri var” dedi.
Stratejist Cüneyt Paksoy: Kripto paraya bir tanımlama yapmadan işleme açılması kafamda soru işaretleri bırakıyor
Stratejist Cüneyt Paksoy ise kripto paraların bir sınıflandırmaya sahip olmamakla birlikte arkalarında Merkez Bankası veya hükümet gibi bir otoritenin olmadığını belirtti ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kripto para üzerine açıklamalarını yorumladı.
Paksoy, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın kripto paralar hakkında temkinlilik açıklaması üzerinden konudaki açıkları “Maalesef büyük bir hata yapıldı, dünya ölçeğinde. Bugün Hazine Bakanı Yellen ‘dikkat edelim’ diyor. Peki dikkat edelim de FED başkanıydınız. Niye o zaman dikkat edilmedi? Niye işleme açılırken ABD borsalarında karşılığında dolar verilebilir bir hale getirdiniz? Neden regüle etmeden varlık sınıfına soktunuz? Bu soruları sormak gerekir. Herkesin sorunu hale geldi, çünkü nereye koyulacağı hala net değil. Ödeme aracı mı? Hayır değil. Elon Musk gibi zenginler yapmaya gayret ediyorlar. Bill Gates de ‘Siz onun kadar zengin değilseniz o kadar alım yapmayın’ diye uyarıyor. Çok büyük isimlerin tartıştığı bir konu haline geldi. Buna bir tanımlama yapmadan işleme açılması benim kafamda soru işaretleri bırakıyor” diye anlattı.
‘Kripto parada fiyatlamalar hükümet ve Merkez Bankası otoritesi olmadan ilerliyor’
Kripto paralar üzerine yapılacak düzenlemeler hakkında açıklamaların sadece vergi olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Paksoy, kripto paralara karşı bu tavrın ardındaki nedenleri açıkladı:
“Hazine Bakanlığı’nın ve regülatörlerin açıklamalarını şöyle okumak lazım: Bundan sonra tüm kurumlar eş zamanlı takipte olacak. Global ölçekte bu işe nasıl karar verilecek bir kere onun takibini yapacak. İçerde bu iş nasıl yürüyor, biraz merdiven altına kayma oldu mu? FX’te gördük. Ciddi regülasyonlar yapılmıştı ve sıkıntılar oluşmuştu. Bir kez daha uyarıcı olayım. Biz alım satım rehberliği vermiyoruz. Ama net söyleyeyim: Arkasında hala Merkez Bankası otoritesi veya hükümet otoritesi olmadığı, hukuksal regülasyonunun netleşmediği ve herhangi bir hukuksal durumda nasıl dava görüleceği bilinmediği bir sürecin içinde ilerliyor fiyatlamalar. Alım satımda aplikasyonla yapılabilir hale geldiği için bizim yatırımcımız tarafından da rağbet gördü.
‘İlk etapta alım satıma vergi konabilir sonra sınıflandırmaya tabi olabilir’
Bitcoin veya buna bağlı alt paraları kaldırır mı kaldırmaz mı bunu söylemek daha mümkün değil. İlk etapta alım satıma vergi konabilir. Daha sonra bir sınıflamaya tabi tutulabilir çünkü çok altcoin var. Bilinenin dışında bilinmeyen birçok şeyi alıp satıyorsunuz, varlığını bile bilmiyorsunuz. Onun için yarın öbür gün bir sıkıntıya uğramamak adına paranızın yatırımlarınızın bunca emeğinizle oluşmuş tasarrufların buharlaşmaması adına çok dikkatli takip etmeli süreci. Alınan kararlar sonucunda oluşacak regülasyon sıkıntı yaratabilir. Biraz daha temkinli olmakta ve bir şey ucuzladı diye her şey alınabilir değildir. Önemli olan onun bir kendini ispatlamış varlık sınıfı olması ya da bir ödeme aracı olması gerekir. Bu kabiliyete kavuşmadıkça temkinli olun dedi aslında dün Hazine ve Maliye Bakanlığı. Herkes vergi şeklinde okudu ama iş o kadar sade ve basit değil.”