Sözcü'den Gökmen Ulu'nun haberine göre, karikatürist Öznur Kalender, Cübbeli Ahmet Hobca lakabı ile tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'yü hicveden bir karikatür çizdi. Kalender, İsmail Ağa Tarikatı Sözcüsü Ünlü'nün 'bilime aykırı' söylemlerinden yola çıkarak yazdığı karikatürde, “Hangi deliktesin Cübbeli?” ifadesini kullandı. Kalender'in çizdiği karikatür dava konusu oldu.
Cumhurbaşkanlığı şikayetçi oldu
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER'e yapılan başvuru üzerine gelişen olayda başvuruyu işleme alan Cumhurbaşkanlığı yetkilileri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Savcılık, 'din büyüklerine hakaret ederek toplumun dini inançlarını rencide etmek' iddiası ile dava açtı. İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık Öznur Kalender katıldı. Avukat tutmayan sanatçı, savunmasını bizzat kendisi yaptı.
Bu karikatür nedeni ile hakkında dava açılmasının şaşkınlığını yaşadığını belirten Kalender, karikatür sanatının tanımını yaptı. Son yıllarda anayasa ve demokrasiye aykırı olarak 'düşünce ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğunu' belirten Kalender, geçmişte yaşanan olaylardan örnekler verdi.
'Daha önce birçok liderin karikatürünü çizdim, hiçbiri dava açmadı'
Kalender, 52 yıllık meslek yaşamında birçok siyasi lideri eleştiren karikatürler çizdiğini belirtti. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü gibi pek çok lideri hicvettiği karikatürler çizdiğini belirten Kalender, duruşmada bunlara ilişkin bazı örnekler gösterdi. Hakimin “Bunlara dava açılmadı mı?” sorusuna Kalender, “Açılmadı. Hepsi hoşgörülü ve tahammüllüydü, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılıydı. Hatta 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, hakkındaki karikatürleri çerçeveletip Çankaya Köşkü'nün duvarlarına asmıştı” diye yanıt verdi.
'Trajikomik bir iddia'
Dava 8 Temmuz 2021 tarihine ertelendi. Karikatür sanatında yarım asrı geride bırakan Kalender, 'trajikomik bir iddia' ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Mahkemede hakim ve savcının son derece nazik ve kibar olduğunu vurgulayan Kalender, savunma hakkının kısıtlanmadığını, kendisini yeterince ifade edebilmesine olanak tanındığını söyledi.
