Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı’nda açıkladığı hedefler hakkında Demirören Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulundu.
Yıldırım, insan kaynağının uzay çalışmalarında en önemli faktörlerden biri olduğunu belirterek, "Ülkemiz bu konuda belli bir kaynağa sahip; ama ileri ülkelerden çok geri durumda. Bunu hızla toparlamamız lazım. Bizim ise zamanımız yok, biz çok hızlı hareket etmek zorundayız. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı hedefler, ciddi, agresif, önemli hedeflerdir. Uzun dönemde 10 bin civarı bir uzmana ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.
'2023'te sert inişle bayrağımız Ay'a inecek'
Yıldırım, asıl hedeflerinin 2028 yılında aya gezen araç ile inerek bilimsel çalışmalar yapmak olduğunu kaydederek, "Bunu zincir gibi düşünürsek, Türkiye'de bunun hiçbir halkası daha önce denenmemiş. 2023 hedefi bunun hem bir provası, bir tecrübe kazanma misyonu olacak. Bayrağımızı sembolik olarak aya ulaştırmış olacak. 2023'te yapacağımız sadece bir aracın yerli bir motorla, aya ulaşması olacak. Bayrağımızı götürecek aya sert bir iniş yapacak. Sert inişten kastımız, hafif bir çarpmadır" ifadesini kullandı.
'Özel isimler yerinde değil'
Astronot ve kozmonot yerine önerilen 'Cacabey', 'Ali Kuşçu' isimlerini değerlendiren Yıldırım, şöyle konuştu:
- "Türk Dil Kurumu Başkanımız ziyaretimize gelmişti. Başkan beyle şunda mutabık kaldık; özel isim kullanılması doğru değil. Eğer bunu astronot yerine kullanacaksak; astronot sadece Türk olmayacak. Amerikalı astronot da olacak. Yarın, 'Amerikalı Alpaslanlar uzaya çıkıyor' dediğimiz zaman yanlış olur. Ya da 'Rus Cacabeyler' dediğimiz zaman olmayacaktır. Bu sefer insanlar yine astronot ismini kullanmaya devam edecek. Astronot bir cins isimdir, bir cins isim olarak bir teklif bulunması doğrudur. Özel isimler bence yerinde değil."
'Bir anket çalışması yapılabilir'
Önerilen isimler arasında kendisine yakın gelen bir öneri olmadığını belirten Yıldırım, "Özbek bir kardeşim aradı, 'Bizde bir isim var aramaya gerek yok. Biz 'fezagir' deriz' dedi mesela. Fezagir mana olarak çok doğru, ses olarak bize çok uyar mı tartışılabilir. Ama her hâlükârda halkın beğenisine sunacağımız için, bir anket çalışması bile yapılabilir. En son kararı da Sayın Cumhurbaşkanımız verecektir. Onu göreceğiz. Ama benim gönlümde bu veya buna benzer kelime var. İçinde feza geçebilir. Gök de geçebilir" diye konuştu.
'Turistik gezi gibi düşünmüyoruz'
Uzaya gidecek ilk astronotun kadın veya erkek olmasının kendileri açısından önemi olmadığını belirten Yıldırım, "Önemli olan kriterleri sağlaması. Çok zor bir eğitimden bahsediyoruz. Bu çok ayrı bir hedef, ay hedefiyle ilgisi yok. Bir Türk vatandaşının uzaya çıkması ve uzay istasyonunda bilimsel deney yapması. Bir turistik gezi gibi düşünmüyoruz. Ama fiziki özellikler çok ağırdır, fiziki şartlar ağırdır. Fiziki özelliklerin ona uygun olması lazım. Dünyada tercih edilenler pilotaj eğitimi almış, aktif pilot olabilir olmayabilir veya havacılık eğitimi almış insanlardan tercih ediliyor" dedi.
'Projelerin ayrı ayrı bütçeleri olacak'
Bütçe konusunda bilgi eksikliklerinin olduğunu belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
- "38 milyon devlet bütçesinden verilen bir paydır; ama bir çok kurumdan aldığımız katkı paylarımız var. Sadece bunlara baktığınız zaman Uzay Ajansı'nın bütçesi 50 milyon doların üzerine çıkıyor. Bu çok büyük para değil doğru, bana sorsanız ben milyar dolar isterim; ama ülkemizin şartları da belli. Biz bunları doğru değerlendirmek zorundayız.
- Ay hedefi gibi, astronot göndermek hedefi gibi BKZS gibi büyük projelerde bunların hepsinde projelerin kendi bütçeleri olacak. Uzay Ajansı bütçesinden karşılanma zorunluluğu yok. Bunu çok rahatlıkla biz gerekli kurumlara ilettiğimiz zaman bütçeyi ayrıca alacağız ve kullanacağız."
'Uzayda olmazsanız köle statüsüne düşersiniz'
Uzay çalışmalarının önemine değinen Yıldırım, "Eğer uzay çalışmalarında olmaz ve uzayda yer almazsanız gelecekte, 3-5 sene içinde fakirleşmeyi bir yana bırakın köle statüsüne düşeceksiniz" diye konuştu. Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
- "Bizim bir sloganımız var; 'Uzayda izi olmayanın dünyada sözü olmayacak' diye. Bu çok doğrudur. Dünyaya bakın bunu göreceksiniz. Uzay sistemleri devrede olmadığı zaman hayat durma noktasına geliyor. Daha da önemi artacak. Uzayda biz yoksak, uzay ekonomisinde de yokuz, uzayın getireceği bütün teknolojik gelişmeler faydaların hepsinden mahrum kalacağız.
- Bugün, 'bu paralar başka yerde kullanılsa daha iyi olur' diye düşünenler, yarın bundan çok pişman olacak. Nitekim tarihte bazı fırsatları kaçırdığımız gibi. Şu anda bazı konularda o yüzden geri kaldık. 'Sanayi devrimini yakalayamadık' diye üzülüyoruz. Bu da öyle bir şey. Yeni uzay çağını yakalayamazsak bu Türkiye için felaket olur. Bizim oraya harcayacağımız paralar, kat kat fazlasıyla geri dönecektir. Şan olsun diye, ‘bizde bu da var’ diye halkımızın parasını bu işlere vermek istemiyoruz. Zaruri olan adımları atacağız. İhtiyaç olduğunda da devletimiz buna kadirdir."
'Türkiye uzay limanı için uygun değil'
Türkiye’den yapılacak roket fırlatmalarının kısıtlı olacağını belirten Yıldırım, "Türkiye’den fırlatma mümkün; ama uzay limanımızı Türkiye’de kuramayız. Her yörüngeye her açıya fırlatma yapabilecek bir yere sahip olmanız lazım. Türkiye buna uygun değil" dedi.
Uzaydaki her şeyin yerden kontrolünün de çok önemli olduğunu kaydeden Yıldırım, "Yerden kontrol için geniş çaplı antenler gerekiyor. Şu anda Türkiye’de bu yok. Bunun da alt yapısını kuracağız. En azından 1 tane büyük antene ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.