Bilim insanları, Kuzey Madagascar dağlarında dünyanın en küçük canlısı olduğu tahmin edilen bukalemun türü keşfetti. Yeni türün erkeğinin cinsel organı vücudunun yaklaşık 5'te birini kaplıyor.
Independent Türkçe'nin aktardığına göre, Brookesia nana isimli türden, biri dişi, biri erkek olmak üzere yalnızca iki birey bulundu. Dişinin boyu, kuyruğu da dahil olmak üzere 29 milimetre olarak belirlendi. Bu da onu bilinen en küçük kertenkeleler ve bukalemunlar arasına konumlandırdı.
Ancak ikiliyi inceleyen bilim insanları erkeğin rekor derecede daha küçük olduğunu gördü. Erkeğin boyu, kuyruğu da dahil olmak üzere, 22 milimetre olarak belirlendi. Bu da onu dünyadaki bilinen en küçük sürüngen kıldı.
Bu incelemeler sırasında araştırmacılar, cinsel organın bu boyuttaki bukalemunlardan beklenmeyecek kadar büyük olduğunu gözlemledi. Hemipenis diye bilinen cinsel organ, hayvanın vücudunun toplam boyutunun neredeyse yüzde 18'ine ulaşıyordu. Araştırma ekibi, bu boyutta cinsel organların, erkeklerin, kendisinden büyük dişilerle çiftleşebilmesi için gerekli olduğunu söylüyor.
Öte yandan ekip, bu türün neden bu denli minik olduğunu çözebilmiş değil. Küçük adalarda mahsur kalan bazı hayvanların vücut boyutları nispeten daha küçük oluyor. Ancak uzmanlara göre "ada etkisi" denen bu durum, Madagaskar anakarasındaki dağlarda geçerli değil. Bunun yanında türün soy ağacı da başka soruları gündeme getiriyor.
Çalışmanın yazarı Jörn Köhler, "Yeni bukalemunun en yakın akrabası, kendisine benzeyen küçük Brookesia micra değil. Aynı dağlarda yaşayan ve yaklaşık iki kat büyük B. karchei" diyor.
Bavyera Eyaleti Zooloji Koleksiyonu'ndan Frank Glaw ise bu boyut farkının gıdaya erişimle ilgili olabileceğini düşünüyor:
“Farklı türlere ayrıldıktan sonra belki de sınırlı gıda kaynakları nedeniyle B. nana için daha küçük vücut boyutlarını tercih eden seçici bir baskı yaşanmış olabilir.”
Araştırmacılar aynı zamanda, yeni türün yaşam alanının da kendisi gibi küçük olabileceğini, belki de birkaç dönümle sınırlı olduğunu belirtiyor. Ve bu durum, türü yok olma riskiyle karşı karşıya bırakabilir. Çalışmanın yazarı Oliver Hawlitschek, şöyle açıklıyor:
“Ne yazık ki nano-bukalemunun yaşam alanı, ormansızlaşmanın yoğun baskısı altında. Ancak bölge yakın zamanda koruma alanı olarak belirlendi ve umarız bu küçük yeni bukalemunun hayatta kalmasını sağlar.”