00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
8 dk
HABERLER
12:00
4 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:06
54 dk
HABERLER
15:00
8 dk
HABERLER
16:00
6 dk
HABERLER
18:00
14 dk
HABERLER
19:00
16 dk
SESLİ HABER
İngiltere’de ‘yamyamlık izlerine’ rastlandı: 4 bin yıllık kemikler dikkat çekti
07:01
3 dk
ÖZEL HABER
Geçmişten günümüze akan miras: İstanbul’un su yolları
07:30
4 dk
SESLİ HABER
Dünyanın en tehlikeli hayvanları listesinde yer alıyorlar: Büyük Beşli
08:00
5 dk
SESLİ HABER
Ünlü antik kentte 2 bin yıllık pati izli tuğlalara rastlandı
08:20
2 dk
SESLİ HABER
‘Hayalet çalışan’ sendromu: İş yerine aidiyeti neler düşürüyor?
08:34
7 dk
SESLİ HABER
Bir dönem viral olmuşlardı, şimdilerde raflarda tozlanıyorlar
09:00
6 dk
ÖZEL HABER
Silivri sonrası gündemde: Müzeye dönüşen cezaevleri
09:32
6 dk
SESLİ HABER
Santorini adasında ‘deprem fırtınası’ alarmı: Türkiye’yi nasıl etkiler?
10:00
5 dk
ÖZEL HABER
Konuşan da binen de ölüyor: ABD'li uçak firmasının bilinmeyenleri
10:24
16 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
11:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
12:00
1 dk
ÖZEL HABER
Svalbard Adası ve Spitsbergen Anlaşması
12:21
29 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
13:00
1 dk
ÖZEL RÖPORTAJ
Beyazıt Karataş: ABD'nin çıkarına ters düşerseniz F-35'ler 'uçan bir çöp' olarak kalabilir
13:43
7 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
14:00
1 dk
ÖZEL HABER
SGK Uzmanı Melis Elmen: Yeni doğum yapacak annelere destek yolda
14:33
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
15:00
1 dk
SESLİ HABER
Suç makinesi yine serbest
15:41
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
SESLİ HABER
Dünya F-35’i tartışıyor: ‘ABD istemezse uçamaz’
16:33
5 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:00
1 dk
SESLİ HABER
Rusya'da en fazla "Altın Vize"yi Türk vatandaşları aldı
17:33
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
SESLİ HABER
Milli sporcu Şahika Ercümen Baykal Gölü'ne buz altı dalış yaptı
18:24
1 dk
SESLİ HABER
Nazilerin Ukrayna’daki katliamlara ilişkin yeni belgeler ortaya çıktı.
18:42
1 dk
SESLİ HABER
Trump’ın başlattığı yeni küresel vergi dönemi: Çok uluslu şirketler etkilenecek
19:00
4 dk
SESLİ HABER
Birçok sektörde üretim kapasiteleri boşa çıktı: Rekabet yoğun, pazarlar ise durgun
19:17
3 dk
SESLİ HABER
El yazısı dijital dünyanın neresinde?
19:29
1 dk
SESLİ HABER
Akciğer kanserini ilerleten yeni etmen bulundu: Şeker
19:38
2 dk
SESLİ HABER
Çin’in 32 milyar dolarlık dev pazarı: Evcil hayvan klonlama
20:00
2 dk
SESLİ HABER
Sektörler arası sirkülasyon kritik seviyede: En önemli neden ücretler
20:15
4 dk
ÖZEL HABER
Polisin sert müdahalesine maruz kalan RT kameramanı Radyo Sputnik’e konuştu: Suç duyurusunda bulunacağım
20:32
6 dk
ÖZEL HABER
Silivri Cezaevi’nin tarihi: Kumpas davalarından İmamoğlu’na
20:46
7 dk
SESLİ HABER
TKP'den Özgür Özel'e tepki: Türkiye'den 'renkli devrim' çıkaramazsınız
21:02
4 dk
ÖZEL HABER
142 yıldır tamamlanamayan yapı: Sagrada Familia
21:32
7 dk
ÖZEL HABER
Ekrem İmamoğlu için ‘Siirt modeli’ gündemde
21:51
4 dk
ÖZEL HABER
Merkez Bankası'nın döviz satışı: Cebimizden mi çıkıyor, kâra mı dönüşüyor?
22:01
3 dk
ÖZEL RÖPORTAJ
Kennedy belgelerinden İsrail çıktı
22:10
17 dk
ÖZEL HABER
Uzman Diyetisyen anlattı: Ramazan sonrası doğru beslenme nasıl olmalı?
22:39
3 dk
SESLİ HABER
IQAir Raporu açıklandı: Dünyanın en kirli havası hangi ülkelerde?
22:49
2 dk
SESLİ HABER
Bedeniniz yeterince dinleniyor mu? Uzmanlar 6 saate karşı uyarıyor
23:01
2 dk
SESLİ HABER
Kiracılara 'tadilat masrafı' uyarısı: Evdeki demirbaşları boyayan kiracıların başı ev sahibi ile derde girebilir
23:15
5 dk
SESLİ HABER
Türk nüfusu yaşlanıyor: Yaşlı nüfusun oranında artış
23:28
3 dk
ÖZEL HABER
Elektrik çarpması hissi yaşayanlar için nedenleri ve çözüm yolları
23:40
7 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
Dünya haritası - Sputnik Türkiye
DÜNYA
Rusya, ABD, Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından son dakika haberleri, analizler ve özel dosyalar.

Hasan Ali Toptaş: Özrüm yanlış anlaşıldı, taciz iddialarını kesinlikle kabul etmiyorum, vicdanım rahat

© Fotoğraf : TwitterHasan Ali Toptaş
Hasan Ali Toptaş  - Sputnik Türkiye
Abone ol
Edebiyat dünyasının gündeminde kadınların, tacizine maruz kaldıklarını iddia ettiği yazarlardan Hasan Ali Toptaş kendini savundu. Özrünün yanlış anlaşıldığını belirterek iddiaları reddeden Toptaş, “Kadının beyanını esas almanın bu ülkede nelere yol açtığını da gördük. Ama ben suçlu değilim, sonuna kadar suçsuz olduğumu savunacağım” dedi.

Türkiye salı gününden bu yana edebiyat dünyasını sarsan taciz skandalıyla çalkalanıyor. Hasan Ali Toptaş’ın TRT 2’de yayınlanan Karalama Defteri’nde “Çeviri bir kitap okurken önce çevirmenin doğum tarihine bakıyorum” sözleriyle başlayan tartışma Leyla Salinger adlı kullanıcının “Bu adamın ifşalanmasını bekleyen kaç kişiyiz?” tweeti ile bir anda tacize uğrayan kadınların yaşadıklarını anlattığı bir akışa dönüştü. Bu kadınlar arasında yazar Aslı Tohumcu ve Pelin Buzluk da vardı. Pek çok yazar ve yayıncının adının yer aldığı tacizci listeleri günlerdir sosyal medyada dolaşıyor. Farklı sektörlerden kadınların da maruz kaldıkları tacizleri anlatmaya başlamasıyla, bir tweet ile başlayan süreç adeta #MeToo hareketine evrildi. Aslı Tohumcu, “Basından arayan arkadaşlar bizi değil, failleri arayın, onlar anlatsın” diye yazdı. Tam da bu sırada Hasan Ali Toptaş’tan konuşma talebi geldi. Milliyet’ten Seyhan Akıncı ve Ceyda Ulukaya, taciz iddialarını Toptaş'a sordu.

‘Kimseyi taciz etmedim’

  • Bir TV programında çevirmenlerle ilgili yaptığınız değerlendirme üzerine başlayan yorumlar sizinle ilgili taciz iddialarının ifşasına uzandı. Siz de bir özür metni yayınladınız. Bu ifşalar olmasaydı, samimiyetle özür diler miydiniz? Vicdani hesaplaşmasını yaşadı mı Hasan Ali Toptaş? Yoksa dillendirilmese bu sizin sırrınız olarak mı kalacaktı?
Ben onları ifşa değil iddia olarak görüyorum. Benim sırrım olarak kalacak herhangi bir şey yok. İnsan bir insanı incittiğini, kırdığını, yaraladığını fark ettiğinde özür diler elbette. İstemeden de olsa birini kırmış olabileceğimi düşünerek bir özür metni yayımladım. O da yanlış anlaşıldı. İddiaları kesinlikle kabul etmiyorum. Vicdani hesaplaşma yapacağım bir durum yok, benim vicdanım rahat, çünkü kimseyi taciz etmedim ve iddia edildiği gibi kimseye cinsel saldırıda bulunmadım. Bunu nasıl yaparım, deli miyim? İnsan, etmedim, bulunmadım derken bile utanıyor.

‘Pelin Buzluk’un anlattığı şeyler asla yaşanmadı, yaşansa bana niye öyküsünü ithaf etsin?’

  • Peki, bu iddiaların merkezinde yer alan isimlerden Leyla Salinger ve Pelin Buzluk’u tanıyor musunuz? Buzluk, Twitter’da “Benim de kendisiyle korkunç bir anım var. O zaman evliydim, eşime bile anlatamadım. Yıllar sonra güçlükle anneme anlatabildim” diye yazdı. Bunlara ne diyeceksiniz?
Leyla Salinger kimdir bilmiyorum. Adı gerçek adı mıdır onu da bilmiyorum. Pelin Buzluk’u tanıyorum, yıllar önce Ankara’da dört yazar arkadaşımla bir söyleşi yapmıştık, orada tanıdım. Kocasıyla birlikte gelmişlerdi. Kendisi benim onları eşiyle birlikte evime davet ettiğimi söylüyor, bu ayrıntıyı hatırlamıyorum, etmişimdir belki. Sonra bir gün Pelin Buzluk evime geldi, fakat onun anlattığı şeyler asla ve asla yaşanmadı. Ben saldırmışım da o banyoya kaçmış ve kapıyı kilitlemiş, tümüyle yalan. Bir kere ev dubleks bir ev ve banyo üst katta. Üst kat da kullanılmıyor. Dün akşam eşimle de bu konuyu konuşurken bir ayrıntıyı hatırladık, o evde hiçbir kapıda anahtar yoktu ki. Nasıl kilitlemiş? Allah aşkına, olabilir mi böyle şey? Hadi diyelim oldu. Peki, benim evime gelip gidişinden epeyce bir süre sonra, neredeyse bir yıl sonra yayımlanan ‘Kolları Ölü Açıklığında’ adlı kitabındaki öykülerden birini bana niye ithaf ediyor? Neden öykünün başına ‘Hasan Ali Toptaş sevgisiyle’ ibaresini koyuyor? Taciz ettimse, cinsel saldırıda bulundumsa benden nefret etmesi gerekmez miydi? Tabii, savcı bunu sorar elbet, hanımefendi bu nasıl iştir der? Fakat sosyal medya adı verilen mecrada kimsenin dikkatini çekmez belki böyle bir ayrıntı. Bir ya da iki kişi bulur, yazar. Ki bir kullanıcı bir yerde sormuş zaten; cinsel saldırıya uğradıktan epey sonra öykünüzü neden Hasan Ali Toptaş’a ithaf ettiniz demiş. Şunu bir kere daha belirteyim, ben cinsel saldırıda bulunmadım, o banyoya kendini kilitlemedi, bunların hepsi hikaye. Oturduk, sohbet ettik. Varlık Yayınları’ndan ilk kitabı çıkmıştı, ikinci dosyasını yayımlayacak yayınevi arıyordu. Dosyayı okuttu bana daha sonra. Ben de Can Yayınları’ndaki arkadaşım Faruk Duman’ı aradım, ilgilenmelerini söyledim. Kitabını yayımladılar, sonra bir kitabını daha yayımladılar. Bana ithaf edilen öykü sözünü ettiğim kitapta yer alıyor. Evime geldiği gün onun dediği olay yaşansa bana onca zaman sonra niye öyküsünü ithaf etsin? İnsanların bunu düşünmesini isterim.

‘Orada ‘Tamam, suçlamaları kabul ediyorum, özür dilerim’ demedim’

  • Sizden bir özür geldi, bu özür metninde ‘fark etmeden, bilmeden, düşünmeden’ ifadelerine yer verdiniz…
Sosyal medyadaki birçok şey gibi, maalesef yaptığım açıklama da yanlış anlaşıldı. Orada ben tamam, suçlamaları kabul ediyorum, özür dilerim demedim. Geçmişte fark etmeden, bilmeden, düşünmeden yaptığım bazı hareketlerim, bazı sözlerim yanlış anlaşıldı da birilerini incittiyse, birilerini üzdüyse ya da yaraladıysa bu insanlardan özür dilerim demeye çalıştım.
  • Ama incitme iddiaları taciz üzerinden yapılıyor. Siz neye karşılık özür diliyorsunuz?
Ben diyorum ki, ağzımdan çıkan bir söz ya da yaptığım bir hareket, jest kimilerinin gözünde taciz olarak algılanmışsa ve bu o kişileri kırmış, incitmişse özür dilerim. Bunu söylüyorum.
‘Yirmi kadın yok, kim saymış bunları, hepsi hakikaten kadın mı?’
  • Suçlamaları kabul etmiyorsunuz ama bir anda 20 kadın birden taciz iddiasında bulundu. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?
Yirmi kadın yok, kim saymış bunları bilmiyorum. Hepsi hakikaten kadın mı, isimleri cisimleri ne bunları da bilmiyorum. Sadece içlerinden birinin iddiasından haberdarım, o iddia da yalan, öyle bir şey yaşanmadı. Dediğim gibi, ötekilerin isimlerini bilmiyoruz. Yazılanların hepsini okumadım ama mesela içlerinden biri, “Gebze’deki imza gününde kitap imzalatırken beni eliyle taciz etti, şurama dokundu, buramı avuçladı” mealinde bir şey yazmış. Oysa ben Gebze’de hiç kitap imzaladım. Hiç gitmediğim bir yerde böyle bir şey nasıl olmuş. El insaf… Bazı suçlamalar da ‘Ben de duydum, arkadaşım anlattı, arkadaşımın arkadaşına da…’ şeklinde uzayıp gidiyor. İnanılır gibi değil. Ama şunu bilsinler: Beni, edebiyatımı sosyal medya faşizmine kurban etmeye çalışan herkesle hukuk önünde hesaplaşacağız.
‘Bu organize bir şey, belki yarın bir başkasına da saldıracaklar, çok kötü şeyler olacak’
  • Kadınların sayısı önemli değil, sonuç olarak bir grup kadın bir gecede art arda sizin onları taciz ettiğinizi iddia etti. Bu bir tesadüf olamaz...
Tesadüf değil zaten. Şu ana kadar benim kulağıma gelen bazı haberlere göre bunun devamı gelecekmiş. Sanıyorum dün edebiyat dünyasından başka kişilere de aynı ithamlarda bulunmuşlar. Bunun organize bir şey olduğunu düşünüyorum, tetikçileri bilemem tabii. Belki şu an aynı organizasyonun içinde yer alanlar bilmediğimiz bir isme saldırıyor. Belki yarın bir başkasına da saldıracaklar. Kötü, çok kötü şeyler olacağını düşünüyorum.

‘Kadının beyanını esas almanın bu ülkede nelere yol açtığını da gördük’

  • Taciz ispatlanabilir bir şey değil. Sizin de bildiğiniz gibi kadının beyanı esastır. Ortada çok sayıda beyan var...
Evet, ispatlanabilir bir şey değil. Kadının beyanını esas almanın bu ülkede nelere yol açtığını da gördük. Ama ben suçlu değilim, sonuna kadar suçsuz olduğumu savunacağım. Gerçek mahkemelerde ve hukuk önünde. Kadının beyanı esastır ama bu iddiaların ciddi bir şekilde incelenmesi gerek, öbür türlü ‘çamur at izi kalsın’a dönüyor. Me Too hareketini tetikleyen olaylar patlamadan önce gazeteciler aylarca, senelerce araştırdılar. Tek telefonla, sadece iddiaların üzerine atlayarak değil. Masumiyet karinesi diye bir şey var, detaylı bir şekilde incelenmeden, araştırılmadan iftira atılması da yaralıyor.

‘Sırf kadın diye, cinsiyetine bakarak, mesela bir psikopatın dediklerine de mi doğrudur diyeceğiz?’

  • Genelleme yapmanız ve ‘Kadının beyanını esas almanın nelere yol açtığını gördük’ demeniz kabul edilebilir bir şey değil. Siz de bir kız çocuğu babasısınız. Kızınız size yaşadığı bir tacizden bahsetse onun beyanını esas almaz mıydınız?
Kadının beyanı esastır diye bir düstur olamaz, bu düsturun yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kadın söylüyorsa doğrudur demek aklı, mantığı askıya almak olmaz mı? Bu kural üzerinden düşünürsek, sırf kadın diye, cinsiyetine bakarak, mesela bir psikopatın dediklerine de mi doğrudur diyeceğiz? Halüsinasyonlar gören birinin dediklerine de mi? Ya da bir zırdeli kadının dediklerine de mi ne söylerse söylesin doğrudur diyeceğiz. Böyle bir şey olabilir mi? Erkeğin olduğu gibi kadının da üçkâğıtçısı vardır elbet, erkeğin olduğu gibi kadının da edepsizi, kadının da içi kötülük dolu olanı vardır. Bence o kural yanlış anlaşılıyor.

‘Eskiden öyle kabul edilmeyen iltifat ya da övgü olarak adlandırılan şeylerin taciz sınıfına sokulması kadınların başarısı’

  • Taciz değil ‘eril faillik’ ifadesini kullanmayı seçiyorsunuz, ne demeye çalışıyorsunuz?
Teknik farklarını bir kenara bırakırsak dünyanın son on yılda geçirmiş olduğu ve bence iyi bir yöne evrilen bir düzeni var. Bu yeni ve adil düzende eskiden taciz olarak kabul edilmeyen iltifat ya da övgü olarak adlandırılan şeylerin taciz sınıfına sokulması kadınların başarısıdır. Kendimizi ne kadar değiştirmeye çalışırsak çalışalım, elbette dilimize pelesenk olmuş bazı sözcüklerle yanlış da yapabiliyoruz. Cancağızım diye başlayıp, şıksın’a, ne de güzelsin’e uzanan pek çok örnek gibi. Benim özrümdeki maksat da yanlışlıkla taciz olarak algılanabilecek olan bir sözle karşımdakini yaralamış olma ihtimaliydi.
  • Hiçbir kadın zarif bir şekilde kendisine yapılan iltifatı taciz olarak nitelendirmez. Kaldı ki her kadın yapılanın iltifat mı taciz mi olduğunu ayırt edebilir. Kelime oyunu mu yapıyorsunuz?
Kelime oyunu falan yapmıyorum. İnanmayanlar için ne yapabilirim ki, bu olayda insanın kendisini savunmak zorunda olması bile haddinden fazla ağır bir şey. Ayrıca, öyle demeyin, “Bugün pırıl pırılsın” sözünü normal gören de vardır taciz sayan da.
  • Özür aynı zamanda da bir itirafı barındırıyor. Konu yargıya giderse?
Daha önce söylediğim gibi yayımlanan özür metnim bir itirafname değildi. Ben sözlerimle ya da hareketlerimle farkında olmadan başkasını yaralamış olma ihtimali üzerine özür diledim. Suçsuz olduğumdan emin olduğum için elbette yargılanmaktan korkmuyorum. Bana bu iftirayı atanlar, doğruyu öğrenmeden beni yargılamaya çalışanlar korksun yargılanmaktan.
‘Bunların hepsi iftira’
  • Siz suçlamaları kabul etmeseniz de genel kanı taciz iddialarında bulunan kişilere inanmak ve onları desteklemek yönünde...
İnsanların olayı biraz muhakeme etmelerini, bir durup düşünmelerini, sonra da suçlayacaklarsa o zaman suçlamalarını isterim ama bu benim isteğime bağlı değil tabii. Bir kez daha tekrarlıyorum, bunların hepsi iftira… Diyeceğim son şey de şu: Bu organize kötülüğün gazası mübarek olsun!
‘Katil bile kafasında öldürme gerekçesini oluşturur’
  • İnsan için yaşadığı tacizi anlatması oldukça güçtür. Pelin Buzluk, Aslı Tohumcu, Leyla Salinger ve onca kadın, neden böyle iddialarda bulunsunlar ki?
Neden böyle yapıyorlar bilemiyorum tabii. Bildiğim şu ki, göz göre göre, resmen kötülük ediyorlar. Herhalde kendilerini kendi gözlerinde haklı çıkaracak sebepleri oluşturmuşlardır. Öyle olur zaten, katil bile kafasında öldürme gerekçesini oluşturur, başka türlü yapamaz.
  • Yayıncılar Birliği, Yazarlar Sendikası ve PEN’den peş peşe tacize karşı kadınlarla dayanışma açıklamaları geldi. Sizin bundan sonraki tavrınız ne olacak?
Benim tavrım her zaman olduğu gibi sadece okurlarıma güvenmek olacaktır. Vicdanına kulak veren, hakkaniyet duygusu olan okurlarıma güvenmek. Ben hayatım boyunca herhangi bir lobiye ya da mevkiye üye ya da aday olmuş biri değilim. O nedenle zaten dışarıdan sayılırım. Dışlanmak ya da bir yere girebilmek hiçbir yazar için önemli değildir diye düşünüyorum. Ben derdimi anlatabildiğim sürece tek bir kişiye, hatta kendim için olsa bile yazarım.
‘Beni yok ettiklerinde birileri rahat edecek, bunu anladım’
  • İletişim Yayınları Bora Abdo ile sözleşmesini sonlandırdığını açıkladı. Everest de sizinle olan sözleşmesine son verdi. Size verilen bazı ödüllerin geri alınması gündeme geldi. Bütün bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beni yok ettiklerinde birileri rahat edecek, bunu anladım. Acele etmelerine, kaygı duymalarına gerek yok bence. Bu soruyu cevapladığım esnada, evet, yayınevim benimle ilişkisini kesti. Ödüllerden haberim yok, hepsini alabilirler, kendileri bilir. Ben başıma her şeyin geleceğini düşünürdüm de böyle bir şeyin geleceğini hiç hayal edemezdim.

‘Birine çayını ben getireyim dersiniz; bu kimileri için olağandır, kimileri başka anlama çeker’

  • ”Güzelsin, şıksın” gibi sözlerinizin yanlış anlaşılabileceğini söylüyorsunuz. Hareketlerimle yaralamış olabilirim dediniz, bununla neyi kastediyorsunuz?
Günlük hayatın içindeki herhangi bir hareketi kastediyorum. Beş kişi bir yerde oturuyorsunuzdur, birinin çayı bitmiştir, durun sizin çayınızı ben getireyim dersiniz. Bu kimileri için olağan bir şeydir. Kimileri de alınır, başka anlamlara çeker. Bu tür şeylerden söz ediyorum. Hani, yanlış anlaşılmıştır ihtimali.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала