ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımlarını da içeren Milli Savunma Yetkilendirme Yasası’nın (NDAA) bugünlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın onayına sunulması bekleniyor. Yasa kapsamında S-400 tedariki nedeniyle Türkiye’ye yaptırımlar da yer alıyor.
En önemli gündem başlıklarından birinin Türkiye’ye yönelik yaptırımlar olduğu Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi ise perşembe ve cuma günleri düzenlenecek.
Ekonomi ve Dış Politika Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen’e göre, ABD seçimlerinin sonrasında CAATSA yaptırımlarının yasalaşması ve uygulanması riski arttı. Trump’ın bugüne kadar bu olasılığı ertelemeye gayret ettiğini ama Biden’ın aynı tutuma sahip olmayacağını öne süren Ülgen, Trump veto etse bile yasanın yeniden Kongre’de kabul edilebileceğini düşünüyor.
‘Yeni yönetimin ilk dönemi zorlu geçecek’
NDAA onaylandıktan sonra Amerikan yönetiminin 30 gün içinde CAATSA’yı uygulamaya başlaması gerekiyor. Yasaya göre Amerikan Başkanı, CAATSA kapsamındaki 12 farklı tedbirden en az 5’ini uygulamak zorunda.
Amerikan Başkanı’nın uygulanacak yaptırımlarda esneklik gösterebileceğini ifade eden Ülgen, yaptırımların kalkması içinse Türkiye’nin S-400’lerden tamamen vazgeçmesi şartı olduğunu hatırlattı. Ülgen, Biden döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Yeni yönetimin ilk dönemi, CAATSA ve Halkbank yaptırımları gündemde olduğu için Türkiye açısından zorlu geçecek. Ancak orta ve uzun vadede; Biden ekibinin daha geleneksel bir Amerikan dış politikasına dönmesi, NATO ile olan ilişkilere ağırlık vermesi ve ABD’nin dış politikasında etkin olan kurumların yeniden ağırlık kazanması Türk-Amerikan ilişkilerin seyrini olumlu yönde etkileyecek gibi görünüyor.”
‘Bıçağın iki tarafı da keskin’
Türkiye, bir yandan ABD’den gelecek haberi beklerken diğer yandan da perşembe ve cuma günü AB Liderler Zirvesi’ni izliyor olacak. Pazartesi günü yapılan AB Dışişleri Bakanları toplantısında, 10-11 Aralık'taki zirvede Ankara'ya yaptırımların hayata geçirilip geçirilmeyeceği ele alındı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ilişkilerdeki kötü seyri vurguladı ve yaptırım sinyalini verdi.
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda da Dış Politika Enstitüsü Başkanlığını yürüten Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’ya göre, şu andaki genel hava, AB’nin Türkiye’ye ambargo koymayacağı yönünde ancak kısa süre içinde her şey değişebilir.
AB’de, hükümetin reformlarının aslında iç politikada bir seçim kazanma hamlesi olarak değerlendirildiğini ifade eden Bağcı, “Çok zor bir durumdayız. Bıçağın iki tarafı da keskin. O nedenle AB’nin 1999’dan beri Türkiye hakkında alacağı en zor karar diyebiliriz. AB’nin tam üyelik müzakerelerinde olan bir ülkeye ambargo uygulamayı tartışması hiç yaşanmadı” dedi.
‘Ambargo her iki tarafın da aleyhine’
AB içindeki bazı ülkelerin Türkiye’yi değerli bulurken bazı ülkelerin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı cezalandırmak istediğini ifade eden Bağcı, “İngiltere, Türkiye’ye ambargo koyulmaması yönünde çalışmalar yapıyor” bilgisini de paylaştı. Bağcı, hem Başbakan hem de AB’nin dönem başkanı olarak bu zirvede alınacak bir kararın, Merkel’in hayatındaki en önemli siyasi kararlardan biri olacağını da ekledi.
Bağcı, ambargo kararı çıkmasının başta Türkiye-Almanya ilişkileri olmak üzere kurumsal anlamda da AB ile ilişkilerin çok kötüye gideceği anlamına geldiğini söyledi ve ambargonun her iki tarafın da aleyhine olduğunun altını çizdi.