Yeni Türk-Yunan mekanizmasını kurma kararının, Girit adasındaki Suda askeri üssünü bölgenin en önemli stratejik noktasına dönüştürme ve oraya USS Hershel ‘Woody’ Williams gemisini gönderme niyeti açıklandıktan hemen sonra gelmesi dikkat çekiyor.
Rus ‘Voyenno-promışlennıy kuryer’ askeri analiz gazetesinin yazarı Emekli Albay Oleg Faliçev, bu olaylar dizisinin, NATO’nun daha çok Yunanistan’ın konumunu güçlendirmeye ve Türk-Yunan anlaşmazlıklarını çözmek yerine Doğu Akdeniz bölgesinde ABD varlığını garanti etmeye ilgi duyduğunu gösterdiğini belirtti.
Faliçev, Sputnik’e açıklamasında, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“ABD’nin Girit adasındaki özel üssü güçlendirme kararına neden olarak Avrupa Birliği ve NATO yapılarının terör gruplarından kaynaklanan her türlü tehditten korunması gösteriliyor. Fakat benim görüşüme göre, bu kararın arkasında başka nedenler de var. İlki, bağımsız bir dış politika ve kendi askeri ve politik operasyonlar yürüttüğünü ilan eden Türkiye'ye direnme çabaları ile ilişkili. Girit’teki üssün güçlendirilmesi, Yunanistan’ın konumunu güçlendirecek ve Türkiye’nin bölgedeki eylemlerini sınırlandıracak. Bir diğer neden, ABD’nin bölgeye daha fazla silahlı gücünü yerleştirme planlarıyla ilgili. Bu planlar, yeni topraklar ve sular kontrol altına alma fırsatını verecek. Böylelikle ABD, Suda üssünün güçlendirilmesi yoluyla tek taşla iki kuş vurmuş oluyor. Bir yandan, bölgedeki araştırmalarda yer alacak unsurlara koruma sağlayacak ve onlara eşlik edecek silahlı yapılarının bölgede güçlü varlığını sağlıyor. Diğer yandan da bu üs, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı bir nevi kalkan ve Türkiye’nin eylemlerini izleme noktası rolünü oynayacak. Burada, enerji kaynaklarının sevkiyatı ve Akdeniz’in bu trafiği yoğun kısmında ticaret yollarının geçişiyle ilgili çok ince oyun oynanıyor. Bu yüzden, her şeyden önce ABD’nin çıkarlarının yürütücüsü olan NATO’nun bu yeni mekanizması, Türk-Yunan çatışmasını sona erdirmek değil, esas olarak bu sorunları çözmeyi amaçlıyor”.
