İsveç'in güneyindeki Malmö kentinin cuma günü ilkin Danimarka merkezli aşırı sağcı bir partinin Kuran yaktığı İslam karşıtı gösteriye sahne olması, ardından buna yönelik protestolarda savaş alanına dönmesi sonrası gerginlik dinmiyor.
İsveç gazetesi Svenska Dagbladet, İslam karşıtı gösteriye yönelik protestolarda Yahudi karşıtı sloganlar atıldığını, bunun etnik gruplara karşı kin ve nefret kışkırtmak kapsamına girip girmediğine dair polisin soruşturma açacağını duyurdu.
Diğer yandan 'kardeş İsveç halkıyla dayanışma' adı altında İslam karşıtı gösteriyi düzenleyen Stram Kurs (Sert Çizgi) partisinin lideri Rasmus Paludan, İsvaçli yetkililerin Kuran yakılması eylemlerini engelleme girişimlerini 'ifade özgürlüğüne saldırı' diye kınayarak yeni eylemlerde bulunma sözü verdi.
Svenska Dagbladet'in haberine göre göçmen nüfusun yoğun bulunduğu Malmö'deki protestolara katılanlar yumruklarını sallayıp "Yahudiler, Hayber'i hatırlayın, Muhammed'in ordusu geri dönüyor" gibi sloganlar attı.
Sloganları Arapça'dan gazeteci Luai Ahmed çevirdi.
Sosyal medya paylaşımında kadın erkek karışık kalabalığın tekbir getirerek arttığı sloganları paylaşan Luai Ahmed, "Muhammed'in kılıcı geri dönüyor" diye de bağırıldığını aktardı.
Här skriker Malmös muslimer "Mohammeds svärd återkommer!"
— Luai Ahmed (@JustLuai) August 29, 2020
De skriver även "Kom ihåg khaybar, å judar!"
Khaybar var ett slagfält där Allah bad muslimer att halshugga judarna.
Sverige har aldrig varit tryggare. Islam är en fredlig religion. osv. #svpol #islam pic.twitter.com/anE5jtgxDA
Hayber'ın 628 yılında Muhammed Peygamber'in ordusunun Yahudileri öldürdüğü yer olduğuna dair açıklama yapan Merkezi Yahudi Konseyi, bu sloganların atılmasını 'Yahudilerin öldürülmesi ve sürülmesi çağrısı olarak yorumlanabileceğini' söyledi.
Geçmişte merkez sağcı Ilımlı Birlik Partisi ve Yahudi Gençlik Birliği'nin aktif bir üyesi olan Victor Borslöv-Reichmann da Facebook sayfasında protesto videosunu paylaşarak şöyle yazdı:
"Danimarkalı aşırı sağcıların Malmö merkez Kuran yakmasıyla başladı. Ardından Rosengård'da 300 kişişiddetli isyan başlatıp polise saldırdı. İsyan sırasında kızgın çete İslamcı sloganlar ve Yahudilerle ilgili nefret dolu ifadeler bağırdı: "Yahudiler, Haybar'ı hatırlayın, Muhammed'in ordusu geri dönüyor." Ve bu Holokost Müzesi kurmak isteyen şehirde oldu.
Siz Malmölü siyasiler, ölü Yahudilere yatırım yaparak iyi niyet puanları toplamaya çalışmaktan önce belki de hayattaki Yahudilerinizin güvenlik içinde nefret ve tehditten azade yaşamlarını sürdürmesini garantiye almalısınız."
Meanwhile in Sweden
— London & UK Crime (@CrimeLdn) August 28, 2020
HUGE riots are taking place in #Malmö, #Sweden after the Danish group "Stram kurs" burned the Quran pic.twitter.com/GbKWoIUYVK
Borslöv-Reichmann, 'İsveç'te korkutucu gelişmelerin var gücüyle devam ettiğinden' söz ederken, haftasonunda protestolar Blekinge bölgesindeki Ronneby kentinde devam etti, 4 polis memuru ile yoldan geçen bir kişi yaralandı.
Diğer yandan Danimarkalı aşırı sağcı lider Rasmus Paludan, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, protestocular uygar bir toplumda nasıl davranacaklarını öğrenene dek Kuran yakma eylemlerine devam edeceklerini söyledi.
Cuma günü protestoların patlak verdiği göçmen nüfuslu Rosengård'a giderek Kuran yakma vaadinde bulunan Stram Kurs lideri, "Rosengård'daki tüm çapulculara ve tecavüzcülere sesleniyorum: Tez zamanda yeni bir Kuran yakacağız" dedi.
#Quran burnings will continue until rioters learn how to behave in a civilised society#Muslim rioters do things they would never dare in Morocco, Syria, Iraq.., because they would get shot or beaten so badly that they would have to lie in bed for weekshttps://t.co/o8pFnjaV3t
— Nieczuja 🍁 (@Nieczuja_clan) August 31, 2020
Kuran'ı kendi yakma planı ulusal güvenliğe ciddi tehdit oluşturduğu gerekçesiyle İsveç'e iki yıl giriş yasağı almasıyla suya düşmüş bulunan Rasmus Paludan, İsvaç polisini 'alçakça korkak olmakla ve şiddete izin vermekle' suçladı.
Paludan, Samnhällsnytt isimli İsveç haber sitesine şöyle konuştu:
"O yüzden Fas, Suriye, Irak ve diğerlerinde asla cesaret edemeyecekleri, zira vurularak ya da fena halde dövülerek haftalarca yatmak zorunda kalacakları, yani geldikleri ülkelerde asla cüret edemeyecekleri şeyleri Rosengård'da yaptılar."
İsveç polisini 'İslamcıların ayakçısı olmak ve şeriat polisi gibi davranmakla' da itham eden Danimarkalı aşırı sağcı lider, İsveçli yetkililerin Kuran yakılmasını durdurma çabalarını da 'ifade ve toplanma özgürlüğünü engelleme' olarak niteleyerek şöyle devam etti:
"Böyle yapıyorlar çünkü kontrol sahibi değiller. İsveç'te fiziksel güç çoktan İslam'a devredilmiş. 20 bin zayıf, ödlek, kadınsı İsveç polisinin elinden gerçekte hiçbir şey gelmiyor. Dolayısıyla İsveç'te güç, fiziksel güç İslam'ın elinde."
İskandinav ülkeleri için 'ifade özgürlüğü ile İslam arasındaki çatışma' gerekçesiyle 'karanlık bir gelecek' öngören Paludan, "Cehennemin dibini boylayacak ve cehenneme gideceği ilk ülkenin İsveç olacağı aşikar, bu şimdiden böyle" diyerek ekledi:
"Rosengård sakinlerinin çoğu uygar Batılı toplumda nasıl davranacaklarını hala öğrenmedikleri için onlar bunu anlayana dek bizim Rosengård'da Kuran yakmamız lazım."