4 bini endemik yaklaşık 12 bin bitki türünün bulunduğu Türkiye’de, yaklaşık 1.3 milyon dekar alanda 20 çeşit tıbbi aromatik bitkinin tarımı yapılıyor. Üretim miktarı bakımından kekik, nane, siyah çay, anason, haşhaş, kırmızıbiber kimyon ve yağlık gül ilk sırada yer alıyor.
Gıda, sağlık, kozmetik gibi çok geniş kullanım alanına sahip olan tıbbi ve aromatik bitkilerin ihracatı yönünden ise Türkiye, öncü ülkeler arasında bulunuyor. İhracatı yapılan tıbbi bitkilerin başını Kekik, Defneyaprağı, Anason, Adaçayı, Kinyon, Kişniş, Meyankökü, Biberiye ve Sumak çekiyor.
Doktor çift botanik bahçesi kurdu
Daha çok doğal ortamda yetişen tıbbi aromatik bitkilerin üretimi konusunda ülke genelinde birçok proje ve çalışma yürütülüyor. Bunlardan biri de Diyarbakır’da.
Her gün hastanedeki mesailerini tamamladıktan sonra tarlalarının yolunu tutan sağlık emekçisi çift, ellerine aldıkları çapayla işe koyuluyor.
130 çeşit tıbbi aromatik bitki bulunuyor
Tarlada, Hint gingsengi, Ölmez çiçek, Altın otu, Züfa, Çördük otu, Tıbbi kekik, Tıbbi nane, Zahter, Peygamber süpürgesi, İngiliz lavantası, Tıbbi hatmi, Itır, Kasımpatı, Karabaş otu, Tıbbi adaçayı, Civan perçemi, Kedi nanesi, Sarı kantaron, Aynısefa, Dar yapraklı sinirli ot, Melisa, oğul otu, Yayılıcı kekik, Mavi kaside otu, Şerbetçi otu, Biberiye, Kedi otu, Çin geveni, Kutsal fesleğen ve Gümüşdüğme gibi yaklaşık 130 çeşit tıbbi aromatik bitki bulunuyor.
‘Toksik olmayan bir yaşam alanı düşündük’
Sputnik’e konuşan Anestezi Uzmanı Dr. Ezgi Atik Aydınalp, bu işin eşinin bitkisel tedavilerle ilgilenmesiyle başladığını söylüyor. Aydınalp, şu ifadeleri kullandı:
“Daha önce de çalışmaları vardı. Onun ardından sadece bunla yetinmek istemedi. Aynı zamanda bunu toprağa da dökmek istedi. Burası bir şans oldu. Denk geldi. Bir yer bulduk ve işlemeye başladık. Tabi burada emeği olan çok fazla kişi var. Ama eşim burası için çok uğraştı. Ben de bir ucundan tutmaya çalışıyorum. Toksik olmayan bir yaşam alanı düşündük. Aynı zamanda buradan alabileceğimiz, yiyebileceğimiz kadar ürünü üretmeyi amaçladık. Aslında buranın büyük bir bölümü eşimin ektiği tıbbi aromatik bitkilerden oluşuyor. Büyük bir çoğunluğunda bitkisel tedavi de kullanılabilen ya da geleneksel tıpta da bulunan bitkiler var. Geri kalan kısmı da bizim tüketebileceğimiz ürünler. Burası geçtiğimiz eylül ayında eşim satın almasıyla başladı. Ocak-Şubat gibi planları yapıldı. Tohumlar ekilmeye başlandı. Pandemi de buna denk düştü. Bir küçük de oğlumuz var. Onun da içinde bulunabileceği doğal bir alan hayaliyle başladı, böyle ilerliyor şimdilik.”
‘Yaklaşık 130 çeşit tıbbi aromatik bitki var’
Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde görevli Dr. Ahmet Aydınalp da yapmış olduğu çalışmayla ekolojik yaşam kültürünü sahaya yansıtmak istediğini söylüyor. Daha önceden de tıbbi aromatik bitkiler, ekoloji ve doğa üzerine çalışma yürüttüğünü ifade eden Aydınalp “Evimde de başka yerde de yapmaktaydım. Şimdi böyle bir organizasyon içerisine girdim. Kendim 3 dönüm tarla aldım. Buranın içerisinde tıbbi aromatik bitkiler yetiştirmeye çalışıyorum. Yaklaşık 130 çeşit tıbbi aromatik bitki var. Bunların birlikte nasıl yaşayabileceği, Nasıl birlikte büyüyebileceği onunla ilgili aslında bir deney, bir yaşam ortamı oluşturmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
‘Bitkilerin isimlerini bilmek çok önemlidir’
Yetiştirdikleri bitkileri başta çocuklar olmak üzere herkese tanıtmak istediklerini ifade eden Aydınalp “İlerde insanların bu bitkilerin isimlerinin neler olduğunu, çocukların özellikle bilmesi gerekir. Doğadaki hem bizim bölgedeki hem dünyada sıkça kullanılan tıbbi bitkilerin ve diğer bitkilerin isimlerini öğrenmesi önemlidir. Çünkü çocukların gelişimi açısından doğayı tanıması açısından önem teşkil etmektedir. Ne yazık ki toplum olarak doğadan koparıldık bir dönem. Hepimiz evlerimizde hapsolduk. Ancak yaşam burada şekilleniyor” dedi.
‘Bitkilerden birçok geri dönüşüm projeleri elde edilebilir’
Aynı zamanda Fitoterapi eğitmenliği de yapan Aydınalp şöyle devam etti:
“Fitoterapi yani bitki bilimi ile iyileştirme sertifikası almış ve uygulayıcı bir hekimim. Artı bu konuda hocalık yapıyorum şu anda Türkiye’de. Burası büyük bir alan değil. 1.5 dönümü değerlendiriyoruz. Belki ileri daha büyük bir alan olur. Bitkilerin esansiyel yağlarını, uçucu yağlarını çıkarabilirim. Bitkilerden birçok geri dönüşüm projeleri de elde edilebilir. Sonuçta çok basit bir şey kenevirden tekstil malzemesi, iplik elde edilebiliyor. Bunlar gibi birçok proje olabilir. Ama şimdi ilk aşamada ben buranın tanıtımı açısından hem burayı gezdirme eğitim açısından hem de atölye açısından bir yer olarak düşünüyorum.”
‘Özellikle çocukların gelip görmesi ve tanıması lazım’