ABD tam da kasım ayında başkanlık seçiminin düzenleneceği, eyaletlerde önseçimlerin gerçekleşmekte olduğu bir dönemde 'koronavirüs sınavından' geçiyor. Ancak parası olan ve çalıştığı için sigortası olanların faydalanabildiği, etkili bir sağlık sisteminin bulunmadığı ülkede, Trump yönetiminin krizi yönetme biçimi yoğun tartışma konusu.
Amerikalılar özellikle New York, Washington, San Fransisko, Seattle gibi büyük kentlerde koronavirüs ile baş etmekte zorlanırken, Kongre'de bedava test başta olmak üzere kriz süresince geçerli olacak bazı önlemlerin devreye sokulması söz konusu oldu. Ancak Amerikan kapitalizminin karakteri tartışma dışı görünüyor.
Bu koşullarda daha sosyal demokrat bir modeli salık veren Bernie Sanders'ın Demokrat Parti ön seçimlerinde adaylık yarışından çekilmesi dikkat çekti. Bunda Demokrat Parti'nin aday adaylarının art arda çekilip güçlerini merkezde konumlanan Joe Biden'da birleştirmesi etkili oldu. Sanders'ın sosyal refah devletini salık veren tezlerinin öne çıktığı koronavirüs günlerindeki çekilmesinin, kasımdaki başkanlık seçiminde Demokratları nasıl etkileyeceği merak konusu.
ABD'deki koronavirüs krizini ve başkanlık seçimine etkisini Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nden Doç. Ulaş Doğa Eralp ile konuştuk.
‘Sanders'ın vaadleri merkezdeki Demokratları rahatsız etti'
Doç. Eralp'e göre, Amerika'da durum koronavirüs salgını açısından Türkiye'den çok farklı değil. Koronavirüs koşullarının başkanlık seçimi tartışmalarını etkilediğini belirten Eralp, Bernie Sanders'ın sosyal güvenlik, sağlık sistemi, eyalet üniversitelerinde bedava eğitim gibi vaatlerinin merkezdeki Demokrat yapıyı rahatsız ettiğini vurguladı. Bunun nedeninin Demokratların on yıllarca inşa ettikleri sağlık, ilaç, otomotiv endüstrileri ve diğer büyük endüstri temsilcileriyle kurdukları ilişkilerin yapılandırılmasının içermesi olduğunu belirten Eralp, Sanders'a baskı kurularak çekilmesinin sağlandığını aktardı. Eralp, böylelikle Trump karşısında seçilmesi en muhtemel aday olan Biden'ın ön plana çıkartıldığını söyledi:
'Sanders siyahları etkileyemedi, Biden Obama'nın yardımcılığını yapmasıyla daha fazla destek buldu'
Eralp, Biden'ın özellikle de güney eyaletlerindeki Afro Amerikalı siyahlardan çok büyük destek gördüğünü ve 'süper salı' diye anılan önseçimlerde öne çıktığını, sürecin de diğer adaylar ve son olarak Sanders'ın çekilmesinin yolunu açtığını vurguladı. Aslında normal koşullarda siyahların yaşam koşulları itibarıyla Sanders'ı destek vermeleri gerekirken Biden'ın ilk siyah başkan Obama'nın yardımcılığını yapmış olması nedeniyle etkili olduğunu düşünen Eralp, Sanders'ın ise siyahları etkileyemediği görüşünü dile getirdi. Eralp'e göre bunun nedeni, Trump kazanırsa kaybedeceklerini düşünüp eldekini muhafaza etmek istemeleri:
"Biden, Bernie’nin bir şekilde tehdit olarak algılanmasının faydasını gördü, özellikle güney eyaletlerindeki Afroamerikalı siyahilerden çok büyük bir destek aldı. Özellikle Obama’nın başkan yardımcısı olarak, 8 yıllık bir avantajı kullanarak. Aslında Güney Karolina’da olay değişti. Oradaki siyah politikacılardan aldığı destek bir anda Joe Biden’ı süper Salı dediğimiz birçok eyalette gerçekleştirilen seçimlerde ön plana çıkardı. Ondan sonra yürüdü gitti, diğer adaylar da çekildiler. Amerikalı siyahların sosyoekonomik tarihine baktığımızda belli bir seçim yapmaları gerektiği anlarda kötünün iyisini tercih etmeleri en akılcı tercih olarak öne sürülmüş durumda. Yani şu anda Amerikalı siyahların yaşam koşulları olsun, iş şartları, eğitim olanakları olsun, normalde koşulsuz şartsız Bernie’nin kampanyasına destek vermeleri gerekirken bir anda Biden’a destek çıkmaları biraz da seçilebilme algısının siyahlar arasında oldukça yüksek olmasından kaynaklanıyor. Bir şekilde Bernie kampanyası siyahları ikna edemedi. Vaatleri her ne kadar enteresan olsa da özellikle siyahlar açısından çok daha eşitleyici bir kaldıraç görevi görebilme ihtimali olsa da Biden daha önceden Obama ile çalışmış olduğu için, aynı zamanda siyah establishment merkez politikacılar arasında yaygın bir desteği olduğu için Joe Biden’ı desteklemeyi en akılcı seçenek olarak gördüler. Yani ikna olmadılar, çünkü kaybedecekleri çok şeyleri olduklarını düşünüyor siyahlar. Eldekini en azından muhafaza edelim düşüncesiyle Biden’a destek çıkmaya karar verdiler.”
Eralp, koronavirüs nedeniyle pek çok tartışma yürütülürken ABD'deki Demokratik Parti'nin de bir nevi 'CHP sendromu' yaşadığı görüşünde. Demokrat yöneticilerin herkese evrensel sağlık sistemine ulaşma hakkı, bedava eğitim gibi konular yerine Cumhuriyetçilerin hoşlarına gidecek vaatleri öne çıkarttıklarını söyleyen Eralp'e göre, Biden kampanyası genç kitleye ulaşmakta çok yetersiz kalıyor. Biden'ın ilerici vaatler sunması ve gençlerin oyunu alması halinde Trump karşısında kazanma şansının daha yüksek olacağını düşünen Eralp, Demokrat adayın seçilirse ilerici, siyah ve Latin asıllı kadın siyasetçileri kabinesine yerleştirmek durumunda kalacağını savundu:
“Buna biraz da CHP sendromu diyelim. Türkiye’de ilerici sol görüşlü birçok insan, ‘Elim varmasa da yine CHP’ye verdik oyumuzu’ diyor, Amerika’da da olay buna döndü. Ama bunun olup olmayacağı o kadar net bir şey değil. Çünkü Biden hala genç kitleye ulaşmakta çok yetersiz. Herhangi ilerici bir vaatte bulunmuyor. Bernie’nin kampanyasını destekleyen gençler seçmen kitlesinin yüzde 30’una tekabül edebiliyor. Şu anda bunları ikna edebilmiş değil. Bir şekilde Joe Biden, Bernie’nin kampanyasındaki ilerici, siyah Latin kökenli kadın politikacıları kabinesinin içine yerleştirmek durumunda. Belki Biden seçim vaatlerini biraz daha ilerici bir düzeleme çıkartabilir. Belki bedava üniversite vadedebilir. Herkes için evrensel sağlık sistemine ulaşım hakkını belki biraz daha fazla savunabilir. Bu gençlerin oyunu almadan Biden’ın seçilmesi mümkün değil. şu anda kadar enteresan olan, merkez demokratlar Cumhuriyetçilerin kulaklarına hoş gelecek vaatleri ön plana çıkarırken, Avrupa standardında sosyal demokrat bir partide hatta orta sağ bir partide normal kabul edilebilecek bedava sağlık sistemi gibi vaatleri radikal, sosyalist, komünist propaganda olarak yermeleri. Bir şekilde merkez demokratların da daha sol tandansı daha ilerici demokratların vaatlerini içerecek bir platform oluşturmaları gerekiyor. Bunun farkına varmaları lazım. Yoksa Trump, bire birde Joe Biden’ı yenebilir. O nedenle kesinlikle genç kitlenin oyunun alınması gerekiyor.
Söylenen şu ki, kampanyasını sonlandırdığını açıklamadan önce Bernie, Obama ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiriyor. Obama ile zaten sık sık görüşüyorlarmış. Obama muhtemelen bir şekilde Bernie’yi ikna etmiştir. Zaten üç hafta içinde Obama da sahaya inecek. Bir şekilde ilerici bir platforma taşıyacaklarına inanıyorum, başka şansları yok çünkü. Bernie destekçileri de Trump destekçileri de çıkış noktaları genel olarak sistemden genel bir memnuniyetsizlikten kaynaklansa da bunun ortaya konuş biçimi çok daha farklı. Trump son 3-4 sene içindeki başkanlık sürecinde yoksul kesimlere yönelik devlet politikalarına ait birtakım kolaylıklar sağlayan programlarında çok büyük bütçe kısıntılarına gitti. Özelikle Kovid-19 salgını esnasında insanların sağlık sigortasına ulaşabilmesi için kayıt olma sürecinin açılmasına yönelik önerileri de geri çevirdi. Şu anda aslında kendisine oy vermiş olan yoksul halk kesimlerine Trump, özellikle Cumhuriyetçi Parti kurumsal yapı etrafında kümelenmiş olan endüstrilerden görmüş olduğu baskı sonucu sırtını dönmüş durumda. O anlamda boş konuşuyor Trump, her zaman yaptığı gibi. Bernie’ye oy verecek kimse Trump’a oy vermez. Merkezi demokratlara oy verirler mi o da ayrı mesele. Çünkü Biden da aslında farklı bir şey önermiyor, en büyük sıkıntı orada. Biden şu an çıkıp dese ki ‘Herkese bedava sağlık sistemi sağlayacağım, herkese İngiltere’de olduğu gibi ulusal sağlık sistemi çalışıp çalışmasa da böyle bir olanak sağlayacağım’, çok daha fazla Bernie seçmeni arasında ilgi görür. Ama şu anda öyle bir durumu da yok Biden’ın. Bir yandan önümüzdeki ay içinde Joe Biden seçim vaatlerini daha ilerici bir platforma taşımazsa, Trump’ın da dediği gibi Trump’a oy vermeseler de Biden’a da oy vermeyecek geniş bir kitle var. Böyle bir durumda da Trump’ın seçilmesi hiç şaşırtıcı olmaz.”
Eralp, başkanlık seçimi etrafında bu tartışmalar yapılırken, anketlerin seçmenlerin ezici çoğunluğunun bedava sağlık sigortası istediklerini ortaya koyduğunu aktardı. Koronavirüs'ten kurtulan insanlara hastanelerden 35 bin doları bulan faturalar gönderildiğini, özel sağlık sigorsatı bulunanların bile 10 bin dolardan fazlasını ödemek zorunda kaldıklarını anlatan Eralp, ABD'de krizin etkisiyle yüzde 30'ları bulan işsizlik rakamlarının beklendiği bir ortamda Demokratların halkın taleplerini anlamakta çok geriden geldiklerini dile getirdi:
“Kamuoyu yoklamalarına göre Biden’a ön seçimde oy veren seçmenlerin ezici çoğunluğu bedava sağlık sigortası istiyor. Herkes bu konuda şu anda hemfikir. Genel bir kamu desteği var. Koronavirüsten kurtulan bir insana hastaneden faturası geliyor, 35 bin dolar. Sebebi de sağlık sigortası olmaması. Özel sağlık sigortası olan biri kurtuluyor, ona da 12 bin dolar fatura gelmiş. Yüzde 30’a yakın işsizlik rakamları bekleniyor, önümüzdeki çeyrekten itibaren. Böyle bir durumda tabii ki halkın geniş kesimi bedava sağlık sistemi istiyorlar. Buradaki sorun merkez demokratların sağlık, ilaç ve sigorta endüstrisiyle göbekten bağları. Bunu yeniden tanımlamaları gerekiyor. Demokratlar, halkın taleplerini anlama konusunda çok geriden geliyorlar. Bernie’nin en büyük faydası, bu talepleri gündeme getirmiş olması. Bernie her ne kadar adaylıktan çekilmiş olsa da hala gerçekleşecek olan ön seçimlerde delegelerin toplanması anlamında ismini listede tutmaya karar verdi ki kasımda gerçekleşecek olan son büyük Kongre’de Biden kabinesi üzerinde baskı kurabilsin. Halk istiyor, Demokrat Parti’nin aklını başına devşirip halkın taleplerini ön plana alması gerekiyor. Joe Biden, şöyle bir düşüncesizlik etti. Herkese bedava sağlık sigortası önerisine kesin kategorik bir şekilde karşı çıktı. Bu koronanın yaygınlaşmasından önceydi. Bir şekilde durumu toparlayıp bunu öncelemesi gerekiyor, öbür türlü gerçekten demokratların işi zor. Amerika’da genelde politikalar konu temelli gittiği için mesela Biden kampı şöyle bir savında bulunuyorlar. Koronavirüs bedava test edilsin, tedavisi de bedava yapılsın. Ama kanser vb. geri kalan hastalıklar yine özel sağlık sigortası ya da ‘Obamacare’ dediğimiz sistemle devam etsin. En fazla bu kadar esneyebildiler. Bunun nedeni Amerikan siyasetinde Ronald Reagan döneminden beri kapılmış olduğu, CHP’nin de öyle, halkın oyunu almak için ortanın sağına hatta muhafazakar sağa devamlı göz kırpmak zorundayız ön kabulünden kaynaklanıyor. Ama artık politikalar değişiyor, siyaset değişiyor. Bunun farkına varmaları lazım. Reagan, 1980’lerin başında neoliberal Washington uzlaşması dediğimiz sistemin sonuna gelindi, bitti bu iş. Ama demokratların bunun farkına varmaları için herhalde daha fazla zaman mı gerekiyor, tam bu konuda bir netlik yok. Ama halk istiyor. Kendi çıkarları da yeniden tanımlanacak, bunu yapmak zorundalar.”
Eralp, Biden'ın ilerlemiş yaşına da dikkat çekerken, başkan yardımcısı adayının da bir kadın olmasının beklendiğini aktardı:
“Joe Biden başkan olması durumunda zaten oldukça yaşlı bir insan. Bir şekilde gençler, kadınlar ve azınlıkların oylarını alabilecek ve onları da etkileyebilecek bir başkan yardımcısına ihtiyaçları var. Kendisi başkan yardımcısı adayının kadın olacağını açıkladı. Bu kadının kim olduğu bilinmiyor ama birçok insan Elizabeth Warren’ın olmasını istiyor. Çünkü kendisi de Bernie ile beraber ilerici bir kampanya sürdürmüştü. Eğer Warren’ı başkan yardımcısı olarak düşünürse mümkün. Diğer söylentilere göre Susan Rice düşünülebilir deniyor, Obama’nın kendi kadrosundan. Daha önce Birleşmiş Milletler’de Amerikan daimi temsilciliği yapan biri. Kesinlikle kadın olacak. Ama daha bilinen bir isim, toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı bir isim olması bekleniyor en azından. Ama Joe Biden sağı solu belli olmayan bir insan, o yüzden şu anda net konuşamıyoruz."
Koronavirüs krizi sırasında USS Theodore Roosevelt uçak gemisinin kaptanının salgınla ilgili mektubu ve görevden alınarak testinin pozitif çıkması ABD Savunma Bakanlığı'nı sarsmışken, Eralp, bütün bunların Trump'ın süreci yürütememesinden kaynaklandığı görüşünde. Pentagon'un sağlık anlamında da kapasitesi çok yüksek bir 'makina' olduğunu dile getiren Eralp, uçak gemisi skandalı dışında New York limanında demirlemiş büyük hastane gemisinin doğru düzgün kullanılamamış olmasının da ucu Trump'a uzanan emir-komuta zincirinin işlememesinden kaynaklandığını dile getirdi:
"Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon çok büyük bir makine. Dünyanın birçok yerinde üssü olan, anında her yere müdahale edebilecek kapasitesi olan çok büyük bir bürokrasi. Aynı zamanda çok büyük sağlık müdahale olanaklarına da sahip bir makine. Makinenin çalışması için çok net emirlerin geliyor olması gerekiyor. Trump’tan o tip emirler gelmiyor. İki büyük skandal yaşandı. New York şehrinin demirlemiş olan çok büyük bir hastane gemisi var, 1000’den fazla da yatağı var herhalde. Şu anda New York tek başına 150 bin vakaya sahip. Bu İtalya, İspanya ve Almanya’dan çok daha fazla bir rakam. Ama bu 1000 yataklı hastane gemisini şu anda en son kontrol ettiğimde sadece 76 yatağı kullanılabiliyor. Sebebi de federal hükümet ve eyalet hükümetler arasındaki iletişimsizlikten kaynaklanıyor. Bunun getirmiş olduğu belli bir tepki var Pentagon içinde. Bir diğeri de Theodore Roosevelt uçak gemisinin kaptanının inisiyatif alıp gemi içinde özellikle mürettebat içinde vakaların artmasıyla birlikte gemiyi ilk mümkün yere demirlemesinden kaynaklanan bir skandaldı. Emirleri dinlememesinden kaynaklanan özellikle buradaki donanmanın başındaki sekreterin buna çok net şekilde tepki koymasından kaynaklanan bir skandal oldu, istifa etmek zorunda kaldı müsteşar. Kaptan da gemiyi terk etmek zorunda kaldı. Genel bir hedefsizlik söz konusu. Kaynakların verimli şekilde kullanılamaması söz konusu. Türkiye’de kaynak yok diyoruz. Ama Amerika’da kaynaklar olmasına rağmen kullanılamıyor. Bundan kaynaklanan toplum içinde genel bir tepki var. Normalde Amerikan ordusunun her yere çadırlar kurması gerekirken, her yere sıhhi malzeme sağlaması gerekirken, çok sınırlı sayıda kullanılabiliyor. Bu büyük makineyi Trump’ın beceriksizliği nedeniyle kullanamıyorlar şu anda.”