Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) sosyo-psikolojik etkisinin psikolojik ayağında kontrolün elde tutulması gerektiğini belirterek, kaygının korkuya dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
‘Ortada makul bir şüphe olmadan maskeyle dolaşmak fobi işaretidir’
Tarhan, insanların maskesiz dolaşmadığını, kalabalık veya bir ortamda şüpheli kişilerin olmadığı zamanlarda bile maske taktıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ofisinde de maskesiyle çalışıyorsa bu tarz bir tepki fobik bir tepkidir. Ortada makul bir şüphe olmadan maskeyle dolaşmak fobi işaretidir, makul bir şüphe varsa solunum belirtisi veren kişilere karşı maske takılır, önlem alınır. Solunum belirtisi vermeyen kişiye maske takarak dolaşmak, kaçınma davranışına girmek fobidir. Bunun adına koronafobi denir. Kişiye koronafobi demek için üç tepki önemli: Solunum tepkisi vermeyen kişilerden kaçınmak, solunum belirtisi vermeyen kişilerin yanında maske takmak, böyle bir durumda tamamen sosyal teması kesmek. Bu üç belirti varsa koronafobi başlamış diyebiliriz.
‘Koronafobi ilerledikçe ‘koronayak’ halini alır’
‘Aşırı kaçınma davranışları’
Rutin işlerini aksatan kişilerin ‘korona paranoyasına giriyor’ anlamına geldiğini belirten Tarhan, "Normalinde kişi önlemini alır ve rutin hayatını bozmaz ama rutin hayatını bozuyorsa koronafobi ötesinde artık davranışlara da yansımış demektir. Davranışlar aşırı kaçınma davranışlarıdır. Birey, aile bağlarını koparıyorsa, her insana şüpheyle yaklaşıyorsa, her insana bana virüs bulaştıracak, bana kötülük yapacak diye düşünerek koronaya tehdit algısıyla yaklaşıyorsa paranoyaklaşıyor demektir. Buna korona paranoyası denir" değerlendirmesinde bulundu.
‘En büyük tehlikelerden biri korkunun korona geçtikten sonra da devam etmesi’
Tarhan, bütün bu süreçlerin ruh sağlığıyla doğrudan bağlantılı olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: