İngiltere, 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda ayrılma kararı aldığı Avrupa Birliği'nden 31 Ocak'ta resmen çıktı. 31 Aralık 2020'ye kadar olan geçiş sürecinde Birleşik Krallık, AB kurallarına uyacak. İngiltere vatandaşları AB vatandaşlarıyla aynı haklara sahip olacak. Bu süreçte öncelikli konu AB ile bir ticaret anlaşması imzalanması.
Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, önümüzdeki dönemde Londra ve Brüksel yönetimleri arasındaki ilişkilerin istikameti ile Brexit sonrası avantaj ve dezavantajlı konu başlıklarını RS FM'de değerlendirdi.
‘Birlik'ten anlaşmalı ayrılan İngiltere kâr etti’
İngiltere'de 2016'da yapılan referandum sonrası Avrupa Birliği'nden ayrılma sürecinin yaklaşık 4 yılı bulduğuna vurgu yapan Faruk Şen'e göre eğer ülkede yeni bir Brexit oylaması daha yapılsaydı İngiltere halkı akılcı bir kararla AB'de kalmaya karar verebilirdi.
Öte yandan Şen, Birleşik Krallık'ın Birlik'ten anlaşmalı ayrılmakla mali kaybını azalttığına işaret etti:
"İngiltere, AB'den anlaşmalı ayrıldığı için yalnızca 47 milyar pound ceza ödeyecek. Eğer anlaşma olmadan 31 Ocak'ta Birlik'ten ayrılsaydı 100 milyar pound ödeyecekti. Yani anlaşmalı ayrılarak kar etti."
‘AB, İngiltere'nin eksikliğini sosyal politikalar açısından kolay dolduramaz’
Başbakan Johnson'un tüm İngiltere'ye yani Birleşik Krallık'ın her bölgesine belirli katkılarda bulunacak, Londra'nın öncülüğünü azaltacak bir politika izleyeceğini ve seçimi de böyle kazandığını ifade eden Şen, anlaşma masasında bir poker oynanacağını söyledi.
Faruk Şen'e göre içeride elini güçlendiren Johnson hükümeti, ülke çıkarlarını korumak için kararlı bir duruş sergileyecek.
AB'nin elinin ise biraz daha zayıf olduğunu savunan Şen, Avrupa Birliği'nin İngiltere'nin eksikliğini ekonomik açıdan çok sosyal politikalar açısından kolay kolay dolduramayacağı görüşünde.
‘Kapital, Londra’dan kaçacak’
Prof. Dr. Şen'e göre AB'den ayrılan İngiltere'nin belki de en büyük kaybı kapitalin, finans merkezi Londra'yı terk edecek olması.
TAVAK Başkanı Faruk Şen, İngiltere'nin yeni bir gümrük anlaşmasından çok büyük zarar görmeyecek olmasına karşın, sermaye çevrelerin ve Londra'yı üst edinen büyük ölçekli küresel şirketlerin Londra'dan çıkışının ülke ekonomisinde kayba yol açacağını söyledi:
"İngiltere'deki finans kapitalin Londra'yı bırakıp Frankfurt, Brüksel ve Amsterdam gibi kentlere gitmesi bekleniyor. Hatta Türkiye biraz daha sağlıklı bir ekonomiye sahip olsa bize bile gelebilecekler olabilirdi. Yani kapitalde kaçışlar olacak ve İngiltere biraz kayıp yaşayacak."
‘İngiltere, ABD ile ilişkileri geliştirerek kayıplarını telafi etmek istiyor’
Faruk Şen, Birlik'ten çıkan İngiltere'nin şu anda en büyük dayanağının Amerika ile ilişkileri geliştirmek olduğunu söyledi.
Başbakan Johnson'ın ABD Başkanı Donald Trump'la serbest ticaret anlaşması yaparak, ekonomik kayıpları telefi etmek istediğinin altını çizen Şen, ABD'nin de AB'yi cezalandırıp, İngiltere'ye öncülük etmek isteyen bir politika izlediğini ifade etti.
Birleşik Krallık'ın ABD veya üçüncü ülkelerle yapacağı anlaşmaların çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Faruk Şen, Çin ile ilişkilerin önemine de değindi.
"İngiltere'nin bir güvencesi de Çin ile ilişkileri geliştirmekti" diyen Şen, bu beklentinin, Pekin yönetiminin son bir ayda mücadele ettiği koronavirüs salgını nedeniyle güç bir hal aldığını söyledi.
Faruk Şen, ekonomik anlamda Çin'den beklediğini bulamayacak olan İngiltere'nin buna karşılık eski kolonisi olan Hindistan ile ekonomik ilişkilerini geliştireceği değerlendirmesini yaptı.