Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da düzenlenen 2019 Kuala Lumpur Zirvesi'nde konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İslam dünyasının kalkınmasının önünde kültürel, ekonomik ve güvenlik sorunları olduğunu belirtti.
İslam dünyasının Afrika'nın en batısından Asya'nın en doğu noktalarına kadar birçok güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Ruhani, ABD'nin askeri, siyasi ve ekonomik tehditleri, İsrail'in Filistin'deki katliamları ve aşırı fikirlerin İslam dünyasına yönelik en büyük tehditler olduğunu ifade etti.
Ruhani, "Bazı Müslüman ülkelerdeki istikrarsızlık yabancı müdahalelerin önünü açmıştır. Suriye ve Yemen'deki savaş, Irak, Lübnan, Libya ve Afganistan'daki kaos ve istikrarsızlık, yerel aşırı düşünceler ve yabancı müdahalelerin birleşiminin bir sonucudur" değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle Yemen, Afganistan, Suriye, Libya ve Lübnan olmak üzere Orta Doğu'daki sorunların sorumsuz ve ayrıştırıcı politikaların bir sonucu olduğunun vurgulayan Ruhani, "Müslüman dünyasındaki sorunları çözmek için karşılıklı diyalog, farklı İslami fikirlere yönelik hoşgörü ve ülkelerin milli egemenliğine saygı ortamının sağlanması gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Washington yönetimi tarafından uygulanan tek taraflı ekonomik yaptırımların yasa dışı olduğunu belirten Ruhani, "Ekonomik yaptırımlar, ABD'nin hegemonik planlarını sürdürmesi için bir araç haline geldi. Dünya ekonomisinin, ABD'nin ekonomik sistemiyle iç içe geçmesi ve ulusal ve küresel ekonominin dolarize olması ABD'ye bu imkanı sağlıyor" dedi.
İslam ülkelerinin doların küresel ekonomideki egemenliğinin önüne geçmek için bir yol bulması gerektiğini kaydeden Ruhani, "İslam ülkeleri ekonomik açıdan birbirini tamamlayan özelliğe sahiptir. İslam ülkeleri arasında bankacılık ve mali konularda özel mekanizmalar oluşturulması, karşılıklı ticaretin milli para birimleriyle yapılması ve tercihli ticaret anlaşmaları imzalanması gibi konular ekonomi uzmanları tarafından değerlendirilmelidir" diye konuştu.