Britanya'da erken seçimin Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti'nin zaferiyle sonuçlanmasıyla 31 Ocak’ta Brexit kesinleşirken; İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın akıbeti tartışmaya yaratmayı sürdürüyor.
AB'den ayrılmış bir Britanya'nın parçası olmak istemediğini duyurarak yeniden bağımsızlık için hamle yapan İskoçya’da Başbakan ve SNP lideri Nicola Sturgeon, Britanya yönetimine ‘gözdağı’ verdi.
'Tüm makul seçenekler masada'
Sturgeon, bağımsızlık referandumunun engellenmesi halinde ‘tüm seçenekleri değerlendireceklerini’ açıkladı.
59 sandalyenin 48'ini kazandı
SNP, son seçimde Avam kamarasında İskoçya'yı temsilen bulunan 59 sandalyeden 48'ini kazandı. Nicola Sturgeon, bunun bağımsızlık referandumuna güçlü bir destek olduğunu belirtti.
İskoçya, 18 Eylül 2014'te düzenlenen referandumda bağımsızlığı reddetmiş, ama 23 Haziran 2016 Brexit referandumunda AB'den ayrılmaya hayır oyu vermişti.
'Uzun dönem mağlubiyetlerinin tohumlarını ekiyorlar'
Başbakan Boris Johnson bugüne kadar ikinci bir bağımsızlık referandumuna izin verilmeyeceği yönünde tutum sergiledi. Ancak Nicola Sturgeon koşulların o zamandan bu zamana değiştiğini savunuyor.
Sturgeon, “Tory (Muhafazakarlar) hükümeti İskoç halkının iradesini ne kadar engellemeye çalışırsa, İskoç demokrasisi için ne kadar aşağılama sergilerse, bağımsızlık için destek de o kadar artacak. Dolayısıyla onların kısa dönem stratejisi, bana kalırsa, uzun dönem mağlubiyetlerinin tohumlarını ekiyor” ifadelerini kullandı.