Erdoğan’ın 24 Nisan 2019’da yaptığı açıklamada, 'soykırım kurbanlarını Ermeni çeteler ve onların destekçileri’ olarak adlandırarak, durumu meşrulaştırmaya çalıştığı'nın iddia edildiği açıklamada bakanlık, şöyle devam etti:
“Şimdi Türkiye Cumhurbaşkanı, bir taraftan kendi atalarının, diğer yandan da bu bölgenin yerli halkının tarihini unutarak, Ermeni Soykırımının kurbanlarına göçmen diyerek onları tarihi vatanlarından dahi mahrum ediyor”.
‘Ermeni Soykırımı'nın tanınmasının ve kınanmasının tarihi adaletin restore edilmesi için gerekli olduğunu vurgulayan bakanlık, “Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin şu anda dini ve etnik kökenleri nedeniyle terörist olarak nitelendirdiği, şiddet uyguladığı ve zorla sınır dışı ettiği tüm insanlar ve halklar için önemli” ifadelerini kullandı.
1915'teki olayların, 'soykırım'ın torunları ve genel olarak uluslararası toplum için bir gerçek olduğunu bir kez daha vurgulayan bakanlık, bu gerçeğin 1948’de kabul edilen Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ve insanlığa karşı işlenen suçları önleme mekanizmalarının oluşturulması için temel oluşturduğunu ifade etti.
Açıklamada, “Ermeni Soykırımını reddederek, kendi komşularına yönelik güç uygulayıp saldırgan politika yürüterek, 20 yılı aşkın süredir Ermenistan’ın ablukasını sürdürerek ve Azerbaycan’a Karabağ ihtilafı bağlamında askeri-siyasi destek sağlayarak Türkiye, soykırımdan kurtulan Ermeni halkının güvenliği için tehdit olmaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi.
Türkiye’nin Ermenistan ve Ermeni halkına yönelik mevcut düşmanca politikasını gözden geçirmesi gerektiğini belirten bakanlık, bunun soykırım sonuçlarının üstesinden gelinmesi ve bölgedeki tehditlerin azaltılması yolunda ilk adım olabileceğini ifade etti.