Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ile ilişkilerin gerildiği bir dönemde gerçekleştirdiği kritik Washington ziyaretinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yanı sıra, özellikle Suriye ve Kürt güçler hakkındaki açıklamalarıyla gündeme gelen Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’ın da tepkileri merak ediliyor.
ABD basını ve siyaset kulisleri Oval Ofis’te gerçekleşen görüşmede hazır bulunan Graham ile Erdoğan arasındaki diyaloğun arka planına dair pek çok habere imza attı.
'Kimse mümkün olduğunu düşünmüyordu'
Graham'ın Erdoğan'a ve Türk heyetine sert eleştirilerde bulunduğu ve Erdoğan'ın da 'Kürt karşıtı' olarak tabir edilen video izleterek görüşmeyi altüst ettiği kaydedildi.
Graham’ın Erdoğan’ı ‘haşladığı’ yorumunu yapan Fox News, ABD’li kaynaklara dayandırdığı haberinde Senatör’ün Erdoğan’a, “Kimsenin mümkün olabileceğini düşünmediği bir şeyi başardınız. ABD’yi Türkiye’ye karşı birleştirdiniz” dediğini aktardı.
'10 bin DSG'li öldü ya da yaralandı, onları terk etmeyeceğiz'
Axios haber sitesine göre, Erdoğan Graham’ın Suriye’deki operasyonla ilgili ‘işgal’ ifadesini kullanmasına itiraz etti. Graham ise Erdoğan’ın “IŞİD’e karşı savaşıyoruz” argümanına karşı çıktı.
Bir telefon röportajı yapılan Graham’ın Erdoğan ile ‘çatıştığını’ doğruladığı belirtilirken, Senatör şu ifadeleri kullandı; “IŞİD’i yok etmek için çok daha fazlasını yaptıklarına dair Türk anlatısını şiddetle reddettim. Türkiye'nin, IŞİD’e karşı mücadelede çoğunluğu Kürt, 10 bin DSG savaşçısının zarar gördüğünü, öldüğünü ya da yaralandığını ve Amerika’nın bunu unutmayacağını ve onları terk etmeyeceğini bilmesini istedim.”
CNN muhabiri Ryan Browne da Graham’ın şu sözlerini aktardı; “Suriye’deki YPG ve DSG unsurlarını terk etmeyeceğiz. Müttefiklerimizi terk etmeyeceğiz. Türkiye’nin askeri güç kullanmasına, Suriye’ye girmesine, sınırda yaşayan 300 bin Kürde yönelik etnik temizliğe izin vermeye devam etmeyeceğiz.”
.@LindseyGrahamSC: "We're not going to abandon the YPG, SDF elements in Syria...we're not going to abandon our allies and we're not going to continue to allow Turkey to (use) military force and enter into Syria and ethnically cleanse 300,000 Kurds who live along the border" https://t.co/T7rZue2QE3
— Ryan Browne (@rabrowne75) November 14, 2019
‘İyi polis-kötü polis’ senaryosu: Graham ‘en kötüsüydü’
Fox News’a göre, ABD Başkanı ile yabancı bir devlet lideri arasında yapılan görüşmelerde senatörlerin de bulunması ‘oldukça alışılmadık’ bir durum. Kongre kaynakları, Beyaz Saray’ın bunu özellikle böyle ayarladığını, Erdoğan’ın endişeleri bizzat senatörlerin ağzından duymasını istediğini belirtti.
Senatörler S-400 yaptırımları konusunda hemfikir
Üst düzey bir ABD’li yetkiliye göre senatörlerin davet edilmesinin bir sebebi de, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımına ve Suriye operasyonuna karşı itirazlarını yükseltmeleriydi.
Yetkili, “Bu, yaptırımlar konusunda ciddi olduklarını ve Trump'ın da kötü adam olmak zorunda olmadığını Erdoğan’a gösteriyor" yorumunu yaptı.
Lindsey Graham ve diğer senatörlerin, S-400 konusunda çözüm bulunmaması halinde Türkiye’ye yönelik yaptırım tasarısının tekrar gündeme alınacağını belirttiği de kaydedildi. Bunun ilk aşamasının da F-35’lerin satışını durdurmak olacağı ifade edildi.
Video yorumu: Kürtlerden de bir tane istesem?
Görüşme sırasında Türk heyetinin ABD’lilere izlettiği video da çok konuşulan detaylardan biriydi.
Türkiye’nin kırmızı bülten çıkardığı, ABD’nin ise ülkeye davet ettiği Mazlum Kobani kod adlı DSG komutanı Ferhat Abdi Şahin'in karıştığı belirtilen saldırıyı anlatan videonun ardından Axios’a konuşan bir kaynağa göre Graham, şu tepkiyi verdi: “Pekala, Kürtlerden de, sizin neler yaptığınızı anlatan bir video çekmelerini istesem olur mu?”
Erdoğan ‘dersini aldı’ diye yorumlamıştı
Erdoğan, ABD dönüşü öncesi gazetecilere bilgi verirken, Graham ile ilgili “Önceden Türkiye dostu açıklamalar yapıyordu. Sonra bir anda adeta Türkiye karşıtı cephenin sözcülerinden biri haline geldi. Bu çelişkiyi sordunuz mu?” şeklinde soruya “Ben kendisine gerekenleri söyledim. Bugün dersini aldı” yanıtını vermişti.
Lindsey Graham, TSK'nın Suriye'nin kuzeyine yaptığı 'Barış Pınarı Harekatı'na sert bir biçimde karşı çıkmış ve Kongre'de Türkiye'ye yaptırım uygulanması için girişim başlatmıştı.