Bakan Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 24. Bakanlar Konseyi Toplantısında dönem başkanlığını Tacikistan'dan devraldığını söyledi.
Mevkiler ve makamların gelip geçici olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, AK Parti'nin kurucuları arasında olmanın ise kendisi için her zaman bir şeref olacağını belirtti.
Gelişmekte olan ülkeler denilen D8'in dönem başkanlığını ve Asya İşbirliği Diyaloğu'nun dönem başkanlığını yürüttüklerini anlatan Bakan Çavuşoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanlığını da 3 yıl aradan sonra Suudi Arabistan'a devrettiklerini ifade etti.
Çavuşoğlu, uluslararası bu kadar inisiyatifi alırken, bölgenin istikrarı için girişimci ve insani bir dış politika izlediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu.
'Suriyelilere 40 milyar dolar harcadık'
AK Parti kurulduğu yıllarda dünyada yerinden edilmiş 10 milyon insan varken, bugün bu sayının 70 milyona çıktığını aktaran Çavuşoğlu, böyle bir dünyada Türkiye'ye yakışanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde inisiyatif almak olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, dış politikada girişimci ve insani yaklaşım sergilediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 9 yıldır ülkemizde 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz. Bunun milletimiz ve ülkemiz için bir külfet olduğunu da görüyoruz. Yer yer sosyal sorunlar yarattığını da görüyoruz ama maalesef seçim zamanında iki fazla oy almak için bunu suistimal eden, insanlıktan nasibini almamışları da görüyoruz. Buna rağmen Türk milleti bu kadar insana ev sahipliği yaptı. Vatanını, toprağını ve gönlünü açtı. Bugüne kadar bu insanlara 40 milyar dolar para harcadık."
'Dengeleri değiştirdik'
Türkiye'nin dış politikasının bir diğer felsefesinin "Sahada ve masada güçlü olmak" olduğunu aktaran Çavuşoğlu, bugün dünyanın her yerinde hem sahada hem de masada Türkiye'nin bulunduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin etrafındaki sorunların çözümü için de sahada ve masada güçlü olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bize karşı oluşan tehditleri bertaraf etmek için sahada ve masada güçlü olmamız lazım. Barış Pınarı Harekatıyla her iki alanda ne kadar güçlü olduğumuzu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ne kadar dirayetli olduğumuzu sadece milletimiz deği,l tüm dünya gördü ve dengeler değişti. Beş günde iki süper güçle yaptığımız anlaşmalardan dolayı şimdi herkes bizimle görüşmek için, Cumhurbaşkanımızla görüşmek için sıraya girdiler. Çünkü, dengeleri değiştirdik. Büyük bir oyunu bozduk. Sahadaki kazanımlarımızı masada kaybetmedik. Hatta, kazanımlarımızı meşru hale getirdik. Barış Pınarı Harekatına başladıktan sonra herkes çok şey söyledi. Çünkü, orada bir PKK-YPG devleti kuracaklardı, biz buna fırsat vermedik. Güya 'Biz Kürtlere saldırdık' diye başka yollardan terörle mücadelemizi zayıflatmak, bizi baskı altında tutmak için birçok saçma sapan propagandalara tevessül ettiler ama biz yaptığımızdan emindik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduğu gibi bu bölgeyi teröristlerden temizledik ve o bölgenin meşruiyetini beş gün içinde hem Rusya hem de ABD kabul etti."