BBC'nin haberine göre, gök bilimciler, yeni keşiflerini Science dergisinde anlattı. Warwick Üniversitesi’nden Prof. Peter Wheatley, bu zamana kadar küçük yıldızlar etrafında dev gezegen olamayacağı yönünde bir kanı olduğunu, bunu merak ettiklerini ve bu yüzden bu keşfin heyecan verici olduğunu söyledi. Wheatley, “Emin olamıyorduk çünkü küçük yıldızlar bizim güneşimiz gibilerinden sayıca çok daha fazla olmakla birlikte, ışıkları da az olduğundan onları incelemek çok zor oluyor” dedi. Araştırmacılar, yıldızın çevresinde dönen gezegenlerin yol açma ihtimali olan yerçekimi ivmesini ölçebilmek için İspanya ve ABD’deki teleskopları kullandılar.
UZAKLIĞI 284 TRİLYON KİLOMETRE
Yeni dev gezegen, galakside en sık rastlanan yıldızlardan olan M tipi kırmızı bir cüce yıldızın etrafında dönüyor. Ama yine de kırmızı cücenin kütlesi, yörüngesindeki GJ 3512b adlı dev gezegenin kütlesinden 270 kat daha büyük. Fakat yine de aralarındaki kütle farkı, Güneş ile Jüpiter’in arasındakinden çok daha az. Çünkü, Güneş Jüpiter’den bin 50 kat daha büyük. Cüce yıldızın Dünya’ya uzaklığı ise 284 trilyon kilometre.
YILDIZDAN BÜYÜK OLMASI TEORİLERE TERS
Trappist-1, Güneş’e 369 trilyon kilometre (39 ışık yılı) uzaklıkta. Bu yıldızın 7 gezegenden oluşan bir sistemi var. Tümünün büyüklükleri neredeyse Dünya kadar ya da biraz daha küçük. Oysa yeni keşfedilen dev GJ 3512b’nin kütlesi neredeyse Jüpiter’inkinin yarısı kadar. Dolayısıyla bu dev gezegen M tipi bir cüce yıldızın etrafında dönmek için çok büyük. Keşif, gök bilimcilerin gezegenlerin oluşumu hakkındaki genel kabul gören çekirdek akresyonu ya da oluşumu teorisine meydan okuyor.
Prof. Wheatley, “Genellikle dev gezegenlerin genç bir yıldızın yörüngesinde dönen gaz bulutunun içinde buzlanmayla oluşan bir çekirdekle başlayıp hızla kendine çektiği gazlarla büyüdüğünü düşünüyoruz. Fakat bu son keşifle ilgili makaleyi yazan gökbilimciler, küçük yıldızların yörüngesinde bu tür bir oluşumu mümkün kılacak gaz ve toz maddesi bulunmadığını, dolayısıyla bu gezegenin daha ziyade yörüngedeki gaz halkasının kısmen ve aniden, kendi çekimiyle içe çökmesiyle oluşmuş olabileceğini söylüyorlar” ifadelerini kullanıyor.