Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu’nu satın alıp Cemal Kaşıkçı Müzesi haline getirmek için çalıştıklarını söyledi.
Tük Arap Medya Derneği Başkanı gazeteci Turan Kışlakçı, tanıdığı Cemal Kaşıkçı'yı ve Kaşıkçı'nın kaybolmasından sonra yaşadığı süreci AA muhabirine anlattı.
Cemal Kaşıkçı ile Körfez'de bir seminerde tanıştıklarını anlatan Kışlakçı, ondan sonra ölümüne kadar süren yaklaşık 15 yıllık bir dostlukları olduğunu ifade etti.
Kışlakçı, Ortadoğu'da birçok entelektüel ve aydınla tanışmasına Kaşıkçı'nın vesile olduğunu dile getirerek, "Beraber birçok uluslararası seminerlerde bulunduk. Onun çalıştığı kurumlara benim desteğim oldu. Benim Arap medyası ile ilgili çalıştığım kurumlarda onun desteği olmuştu. Türkiye'ye geldiğinde beni ziyaret ederdi. Ben de Suudi Arabistan'a gittiğimde onu ziyaret ederdim" diye konuştu
Kaşıkçı'nın Ortadoğu'yu iyi bilen naif bir kişiliğe sahip önemli bir gazeteci olduğunu ifade eden Kışlakçı, onun Ortadoğu'nun sevilen en önemli yazarlarından biri olduğunu kaydetti.
‘BİR-İKİ HAFTA İÇERİSİNDE EVLENECEKLERDİ’
"Cemal, 'Benim Türkiye'de akrabalarım yok. Sen benim yakın dostum olarak gidip Hatice Hanım'ı babasından ister misin?' demişti. Beraber gidip Cemal adına ben istemiştim. Daha sonra evlenmek için resmi işlerin bitmesini bekliyorlardı. Eğer resmi şeyler bitmiş olsaydı. Bir-iki hafta içerisinde evleneceklerdi" dedi.
Turan Kışlakçı, olay günü 2 ekim 2018'de saat 16.30-17.00 sıralarında Hatice Cengiz'in kendisini arayarak "Cemal, Londra'dan geldi. Biz öğlen konsolosluğa geldik ama saatlerdir buradayım, Cemal'den haber yok. Lütfen Ankara'ya da bunu bildir" dediğini aktardı.
O gün Kaşıkçı'nın Londra'dan geldiğinden haberinin olmadığını belirten Kışlakçı, bunun üzerine gereken yerlere haber verdiğini ve ardından takip işlerinin başlandığını söyledi.
‘TÜRKİYE İÇİNDE BUNU YAPAMAZLAR DİYE DÜŞÜNÜYORDUM’
Kaşıkçı'nın akıbeti ile ilgili baştan beri endişelerinin olduğuna işaret eden Kışlakçı, "Endişelerimiz vardı. Çünkü Ortadoğu rejimlerini çok iyi bilirim. Bu rejimlerde bir adam bir yere gittiyse ve 5-6 saat içerisinde çıkmadıysa kesin öldürülmüş veya fidye için tutulmuştur demektir. Bir devlet de fidye için tutmayacağına göre o endişe ile belki bulunur, belki çıkar, Türkiye içinde bunu yapamazlar diye düşünüyordum" dedi.
‘İŞİN SORUMLULARI HALA DOĞRU DÜRÜST YARGILANAMIYOR
Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından bazı medya kuruluşları ne kadar sessiz kalmış olsa bile uluslararası medyanın ve dünya vicdanının bu olaya gerekli oranda büyük ilgi gösterdiğini düşündüğünü anlatan Turan Kışlakçı, şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan yalan haberler yaymasına rağmen dünya vicdanı buna sessiz kalmadı. Japonya'dan ABD'ye, Güney Afrika'ya kadar dünyanın her yerinden insanlar arayıp 'Böyle bir şey nasıl olabiliyor, bir devlet bunu nasıl yapabilir?' diyorlardı. İnsanlar halen bunun akıbetinin ne olacağını soruyorlar. Hatta yurt dışına çıktığımda beni tanıyan insanlar yoldan çevirip konuyla ilgili sorular soruyor."
‘SUUDİ ARABİSTAN'DAN PARA ARAKLAMA PEŞİNDEYDİLER’
Kışlakçı, cinayete ilişkin Avrupa ülkelerinin tavrını eleştirerek, "Belli açıklamalar oldu ama hepsi ikiyüzlü davranıp Suudi Arabistan'dan para araklama peşindeydi. Amerika bunun başını çekti. Bu işin sorumluları hala doğru dürüst yargılanamıyor" dedi.
‘TÜRKİYE, ÇOK İYİ BİR DİPLOMASİ YÜRÜTTÜ’
Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, Türkiye'nin bu olayı kamuoyuna çok profesyonel bir şekilde aktardığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Türkiye çok iyi bir diplomasi yürüttü. Kamu diplomasisi açısından çok başarılıydı. İletişim Başkanlığı açısından bakıldığında Fahrettin Altun Bey'in başında bulunduğu kurum açısından da çok başarılı bir operasyondu bu. Çok başarılı bir şekilde yürütüldü ve dünyaya mal edildi."
‘ULUSLARARASI KURUMLARIN HAREKETE GEÇMESİNİ BEKLİYORUZ’
Cinayete ilişkin görülen davaya da değinen Kışlakçı, "Davaya ilişkin içeriden bilgiler geliyor ama olayın aslı nedir bilmiyoruz, hangisinin doğru olup olmadığını teyit edemiyoruz. Biz şunu biliyoruz; hala olayın gerçek anlamda mahkemesi yapılmadı. Bu mahkemeden bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Bir şeyler yapmış olsalar bile kendilerine yüklenen o sorumluluğu 'nasıl defedebiliriz' bununla ilgili oyunlar çevirecekler. Ötesi yok. Burada yapılması gereken, dünya kamuoyunun, uluslararası ceza mahkemesi, BM ve diğer uluslararası kurumların bu konuda nasıl bir adım atacağıdır. Biz uluslararası kurumların harekete geçmelerini bekliyoruz."
‘MAALESEF BM HANTAL BİR KURUM HALİNE GELMİŞ DURUMDA’
‘BU KARA BİR LEKE OLARAK KIYAMETE KADAR KALACAK’
Suudi Arabistan'ın olayın başında cinayeti inkar ettiğini, Veliaht Prens ve diğer yetkililerin farklı zamanlarda çeşitli açıklamalar yaptığını anlatan Kışlakçı, bu durumun bir ülke için ağır bir sorumluluk olduğunu aktardı.
Kışlakçı, cinayetin ardından kendisinin yaptığı her açıklamanın, BAE ve Suudi Arabistan medyası ile bunlara bağlı bazı sosyal medya hesapları tarafından "yalan olduğu ve Kaşıkçı'nın öldürülmediği" şeklinde propagandaların yapıldığını anlattı.
Olayın ardından geçen bir aylık sürede aleyhlerine çok fazla haberler yapılıp tehditlerde bulunulduğunu belirten Kışlakçı, olayın bütün yönleriyle deşifre olmasıyla rahat bir nefes aldıklarını ifade etti.
‘BAŞKONSOLOSLUK BİNASINI ALMA GİRİŞİMİMİZ SÜRÜYOR’
Gazetecilerin artık bu tarz vahşi, barbar eylemlere maruz kalmaması için uluslararası kurumların harekete geçmelerini istediklerini anlatan Kışlakçı, "Devletlerin bu tarz eylemlerde bulunmalarına engel olmaları, bunun için ilk önce Cemal'in katliamına eli bulaşan herkesin cezalandırılması gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak dünya daha da barbar ve vahşi eylemlere tanıklık edecektir" değerlendirmesinde bulundu.