Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD merkezli Washington Post'ta bir yazı kaleme aldı. Erdoğan'ın Washington Post'ta yayınlanan yazısı şu şekilde:
‘YÖNETİMİM, İLK GÜNDEN İTİBAREN BU KONUDA TAM ŞEFFAFLIK POLİTİKASINI BENİMSEMİŞTİR’
‘BAŞINDAN BERİ İKİLİ BİR MESELE HÂLİNE GETİRİLMESİNE KARŞI ÇIKTIK’
Öte yandan kadim dostluğumuz, gerçekleri söylememize engel değildir. Bilakis “dost acı söyler.”
‘KAŞIKÇI CİNAYETİNİ SİYASETİN DEĞİL, ADALETİN KONUSU OLARAK GÖRÜYORUZ’
Cemal Kaşıkçı’yı Suudi Arabistan’ın İstanbul başkonsolosluğunda katledip, cesedini parçalara ayıranlar, devletlerine ve milletlerine değil; Suudi Arabistan devletinin içinde yuvalanmış bir çetenin çıkarlarına hizmet ediyordu. Bunun aksine inansaydık yaşanan olayı ikili bir ihtilaf olarak değerlendirebilirdik. Ancak Kaşıkçı cinayetini siyasetin değil, adaletin konusu olarak görüyor; adaletin ise ancak ulusal ve uluslararası mahkemeler eliyle tecelli edeceğine inancımızı koruyoruz.
‘ÇOK TEHLİKELİ BİR EMSAL OLUŞTURMUŞTUR’
‘SUUDİ ARABİSTAN’IN İMAJINI OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR’
Suudi Arabistan’da devam eden yargı süreci hakkında soru işaretleri olduğu sır değildir. Sürecin şeffaflıktan uzak şekilde yönetilmesi, duruşmaların kapalı kapılar ardında yapılması ve sanıkların gayri resmî olarak serbest bırakıldığı iddiaları, uluslararası toplumun beklentilerini boşa çıkardığı gibi Suudi Arabistan’ın imajını olumsuz etkileyecektir. Suudi Arabistan’ın dost ve müttefiki olarak bunu asla istemeyiz.
Bu şeffaflık eksikliğinin ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Teröristlerin adalete teslim edilmesi için tüm imkanların seferber edilmesi başka bir şey, masum insanların siyasi görüşleri nedeniyle önceden planlanarak katledilmesi başka bir şeydir. Örneğin Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann’ın kaçırılarak adalete teslim edilmesi meşru bir adımdır. Kaşıkçı cinayetinin adalet davasına herhangi bir şekilde hizmet ettiğini iddia etmek ise gülünç olacaktır.
‘15 KATİLİ İKİ UÇAKLA İSTANBUL’A KİM GÖNDERMİŞTİR?’
Böyle bir suçun bir daha dünyanın hiçbir yerinde işlenmemesi, hem Türkiye’nin hem de insanlığın çıkarınadır. Suçluların cezasız kalmaması için mücadele etmek, bunu sağlamanın en kolay yoludur. Bu, Cemal’in ailesine borcumuzdur."